confessions

newcastle

2. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 5452
  2. takipçi 1
  3. puan 123195

en önde oturan çalışkan ve çirkin kız

newcastle
lisede kırtasiye malzemesi, üniversitede ders notu tedariği anlamında daha ziyade lojistik çağrışımları olan; bir araya geldiklerinde genellikle bıyık ve gözlük kombinasyonları bakımından tanrısal bir çeşitlilik vadeden topluluk.

sadece okul değil, gideceğiniz herhangi bir kurs, seminer gibi ortamda da rahatlıkla seçebilirsiniz bu arkadaşları. yeri gelir hayat kurtarırlar, arayı her daim sıcak tutmak lazım.[ybkz]swh[/ybkz]

tam zıttı için

(bkz: sınıfta en arkada oturan hayta)

07 ucu olan var mı

newcastle
okul sıralarının vazgeçilmez soru cümlesi[ybkz]swh[/ybkz]. vasat bir lise ortamında günde en az 2 defa duyabileceğiniz bu soruya olumlu cevap genellikle en önde oturan çalışkan ve çirkin kızdan gelirdi.

gerçi son zamanlarda bu kızların sendikalaştığını falan düşünmeye başlamıştım çünkü en son böyle bir talepte bulunduğumda "yeter bizi sömürdüğünüz, kırtasiye orada!" gibi bir cevap almıştım.

bu da böyle bir anımdır.

the walking dead

newcastle
son bölümlerinde kahramanların artık cinsel içgüdülerine yenik düşmeye başladığı, bana göre diyaloglar ve ilerleyiş bakımından lost'a çok benzeyen vasat ama sürükleyici amerikanya dizisi.

kendime not: kesinlikle ve kesinlikle makyaj ve yönetmenliğin hakkını vermek lazım dostum.

felipe melo

newcastle
galatasaray'ın kasap ihtiyacına cevap vermesi için getirilmiş vasat futbolcu.

türkiye ye gelmeden önceki aptallıklarını[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] unutmuş değiliz. bir de bu kadar harika bir sicilin üstüne dün taraftara yaptığı hareketlerin de cezasız kalacağını bilmek baya üzücü.

fernando muslera

newcastle
çok yetenekli ve daha ötesi, maça çok iyi konsantre olabilen bir kaleci.

türkiye deki kariyerinin şu ana kadarki en iyi maçını beşiktaş a karşı oynamış[ybkz]swh[/ybkz], aynı zamanda galatasaray da da oynayan uruguayspor kalecisi.

geordie

newcastle
ingiltere'nin geri kalanının, bir işçi şehri olan newcastle halkına biraz tuhaf aksanlarından dolayı, biraz da hor görmek adına taktığı lakaptır.

ancak genel lakap hikayelerindekinin aksine newcastle-upon-tyne halkı bu lakabı haddinden fazla benimsemiş, birbirlerine bu şekilde seslenir olmuşlardır. artık bir giresunlu için çotanak, bir elazığlı için gakgoş ne ise onlar için de (vurgula: geordie) o hali almıştır.

okunuşu cordi şeklinde olup, aksanlı konuşan bir cordiyi anlamak epey zordur.

newcastle brown ale

newcastle
yüzbaşı jim porter tarafından 3 yıllık bir çalışmanın ürünü olarak ilk kez 1928 senesinde piyasaya sürülüp, üretildiği sene dünyanın en iyi birası ödülünü alan ve etiketindeki parlak mavi yıldızın belli bir ısıda solmak ve soğuduğunda tekrar eski rengini almak suretiyle tüketicisini uyardığı, içimi mükemmele yakın bira markası.

http://www.newcastlebrown.com

içilen en güzel biranın hikayesi

newcastle
çocukluk hayalidir... yıllar sonra o hayalin gerçekleşeceği gün, gelir çatar. bir buçuktaki maç için dokuzda kalkılır ve biletler cepte, şehir merkezinin yolu tutulur. hava pırıl pırıl güneşli, misler gibidir. o hep anlatılan, orta yaşlı dayıların maç öncesi takıldığı barlardan biri bulunur. o gün için giyilmiş beşiktaş formasını gören meraklı bir geordie dayı ve ekibiyle koyu muhabbete dalınır ve 20 dakika içinde 2 adet newcastle brown ale afiyetle yuvarlanır. hayır meret zaten süper birşeydir ve o anın coşkusuyla özellikle ikincisi mest eder.

bir de üzerine şanlı newcastle united fc 6-0 çakmasın mı aston villaya... çaksın dediğinizi duyar gibiyim sevgili minikler. çaktı da...

işte sanırım o ikinci ale, öncesi ve sonrasıyla hayatımda içtiğim en güzel biradır.
270 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol