newcastle

ersun yanal'ın kendisiyle ilgili zarif bir tespitte bulunduğu futbolcu.

"eğer çalışmak diye bir şey olduğunu bilseydin hayata gelmezdin."

edit: batuhan'ın hala bu cümleyi anlamaya çalıştığı söyleniyor.

2 kişinin öldüğü, 2 kişinin ağır yaralandığı saldırı. bombacının dhkp-c üyesi olduğu tespit edilmiş.

düşündükçe afedersiniz çişimi getiren maçtır.

şimdi zaten heyecanlıyım her maç günü olduğu gibi. bir de akşam yiyeceğim soğuğu çok iyi biliyorum. bunun dışında ayrı bir önem atfediyorum bu maça. şöyle ki, karabük hakikaten şu anki silkelenmiş ve kendine gelmiş haliyle büyük tehlike. bu hafta gs yaralı bursa deplasmanında, fener de evinde sivas ile oynayacak. bana kalırsa ikisi de galip gelecek ve haliyle muhakkak almamız lazım bu maçı.

şimdi bakıyorum da belki biraz abartıyor olabilirim. herhalde gerçekten çişim var, bilemiyorum...

anlaşılan beşiktaş'a bu seferki milli takım kampı için düşünülmüş sus payına konu futbolcu.

dur hatta geyiğini yapayım mı?

necip, zaman zaman duraklama dönemleri yaşasa da formayı sırtına geçirdiği ilk günden itibaren üstüne çok koydu...ooww...rererörö..

ortalama yaşam süresi 49 olan afrika ülkesi. başkenti, lusaka.

1991 yılında güney afrika cumhuriyeti'nden ayrılmış, afrika'nın güney kesiminde yer alan ve başkenti windhoek olan ülke.

namibya ya da zambiya değil, gambiya'dır; başkenti banjul'dur.

(bkz: sergey nikiforenko)
(bkz: temur altunhan)

bakamayacağım şimdi daha önce burada da söylemiş miyim diye ama hep söylüyorum;

acilen tüm kibirinden arınması gereken taraftar grubudur. biz de biliyoruz diğer taraftar grupları gibi olmadığımızı ama bunu devamlı, günde 3 öğün tekrarlamanın hiçbir manası yok. manasız olduğu gibi inanılmaz bir rehavet yaratıyor, farkında değiliz.

kaldı ki, "büyüklük" konusunu takıntı yapmış fener camiasından pek bir farkımız kalmıyor böyle yapınca, haberiniz ola.

içinde bulunduğum tribünden asla umudu kesmemem gerektiğini baya böyle kafama kafama vuran pankarttır.

eğer bir cevap verilecekse işte aynen böyle olmalıdır. bazen karşınızdakine verebileceğiniz en iyi cevap suratına bir ayna tutmaktır.

muhalefet olmanın gerçek anlamını özümsemiş olduğuna inandığım beşiktaşlı yorumcu/sunucu. adam yanlış olduğunu düşündüğünü çekinmeden söylüyor, iyi yapıldığını düşündüğünü de başkaları gibi gurur yapmadan açık yüreklilikle övüyor.

söylediklerini, düşündüklerini yeri gelir benimserim, yeri gelir benimsemem ama güntekin onay, bir konuda fikir beyan ediyorsa o fikrin samimiyetle dile getirildiğinden her zaman emin olurum.

bir beşiktaşlı olarak takımın başında her çıktığı maçta koltuklarımı kabartan hocadır. oyun, skor, kıl, yün... geç bunları. taraftar, hele ki beşiktaş taraftarı öncelikle karakteriyle gurur duyacağı bir hocanın peşinden gitmeyi öğrenmeli artık.

an itibarıyla trabzonspor 3. kalecisi olan 1989 doğumlu oyuncu.

günü kurtarmak adına yapılmış orta karar bir transfer. ancak, mevcut hal ve şartlar altında son derece doğru bir transfer.

şöyle ki; 33 yaşında bir forvet oyuncusu transfer etmek, her kim olursa olsun çok mantıklı bir hareket değildir. çünkü şunu herkes bilir ki, futbolda en çabuk yıpranan mevki forvettir.[ybkz]swh[/ybkz] amma ve lakin şöyle bir durum var ki, beşiktaş'ın hugo almeida ile bir arada veya nöbetleşe kullanabileceği en az bir tane sıkı santrfora acilen ihtiyacı vardı. böyle bir transferi sezon sonunda yapmak daha kolaydır ama ligde iddialı bir konumdayken devre arası takviye yapmak istediğinizde pek fazla seçeneğiniz yoktur. dolayısıyla sezon sonunda yapılacak olan transferlere kadar miâdı dolmak üzere olan niang gibi bir futbolcunun sadece yarım sezonluğuna hem de bedelsiz olarak getirilmesini başarı olarak yorumlarım.

#246116

eğer bu haber doğruysa[ybkz]swh[/ybkz] bir çapulcudan işittikleri maalesef müstehak olan hocadır.

getirme dedik hoca, "ben onu adam ederim" dedin. bu adamı hesaba katarsan yarı yolda bırakır dedik, dinlemedin. buyur o halde...

yem olma 3-5 madrabaza be samet hoca. gelişinden belki de en çok mutsuzluğu ben duydum ama sen şu an (vurgula: beşiktaş teknik direktörü)sün ve görev aşkınla hepimizin desteğini aldın arkana. bu sene şampiyonluk beklemiyorum kendi adıma ama senin min. 3 sene çalıştırman lazım bu takımı. çünkü bir kötü gün dostu olarak iyi günlerde de bizimle olmalısın.

(vurgula: detroit pistons)'ın özellikle chauncey billups sonrası dönemde takım liderliğini yapmış, (vurgula: peygamber devesi) lakaplı basketbolcu.

trabzonspor'da henüz sona eren şenol güneş döneminde kaleci hocalığı yapmış antrenör.

dolaşan haberlere göre, yönetim bir sebepten kendisine geri dönmesi için teklifte bulunmuş, ancak kendisi bu teklifi kabul etmediği gibi teklifi kabul etmesi için ısrar eden eski öğrencileri tolga zengin, onur kıvrak ve zeki ayvaz'ın ısrarlarını da "geri dönmem demek, size öğrettiklerimi inkar etmem demektir." diyerek geri çevirmiştir.

karakterli adam bulmakta sorun yaşanan bir ülkede yaşıyoruz ve eğer haber doğruysa trabzonspor bir günde iki karakterli "eleman"ının[ybkz]swh[/ybkz] gidişine seyirci kalmış anladığım kadarıyla, kendilerine büyük geçmiş olsun diyorum.

(bkz: ibrahim üçüncü)

ibrahima yattara'nın türk statüsüne geçerek kavuştuğu yeni ismi.

trabzonspor'da oynadığı dönemden çok yakın arkadaşı olan (vurgula: hasan üçüncü)'nün soyadını almış. valla helal olsun, vefalı adammış.

ıstırapların en büyüğü, fiillerin en çilelisi. tabi montla sıçmak kadar değil ama ne olursa olsun adamı derbeder ediyor, orası kesin.

iş üstündeyken gelip giden birileri olduğu sürece problem değil, onlar ses yapıyor ama bir üçüncü kişinin içeri girişinden lavaboya yönelene kadar geçen sürede o işeme sessizliği var ya, adamı bitiriyor lan. aslında en iyisi önceki çalıştığım yerdeki cfo gibi gireceksin, allah yarattı demeyip ne varsa çıkaracaksın. varsın, dışardakiler içerden gelen sesler karşısında hayatlarının şokunu yaşasın. ama işte ben başaramıyorum öylesini.

bir de içerde biri varken kapalı bölmeden çıkmayanlar var ki, ne yalan söyleyeyim bundan 2 sene önce falan ben de öyleydim. tam olarak çekindiğin şey ne oğlum? cem yılmaz'ın dediği gibi "siz onu sıçmıyor mu biliyordunuz?"

bir gün eğer taşşaklı bir yönetici falan olursam, bu tür bokun mahremiyetine ehemmiyet gösteren kişileri deşifre etmeye adayacağım bütün iş hayatımı. böyle sinsi gibi arkalarından içeri girip bir süre bekledikten sonra kapıyı tıklatıcam sırf içerdeki gerilsin diye.

işte sözlük, ben bu yüzden belki de hiçbir zaman yönetici, müdür gibi bir pozisyonda olamayacağım.[ybkz]swh[/ybkz]