newcastle

tarihte, bizans imparatorluğu yapmış olan bir zat. sözlükte ise, aramıza yeni katılmış taze yazar.

entry'lerini dikkatle takip ediyorum; belli bir kalitesi var, besbelli.

hoşgelmiş, sefa getirmiş genç yazar kardeşimiz.

belli ki, meraklı ve iletişimi seven bir kardeş. ilgisi daim olsun.

kanaatkar olmakla ilgili söylenegelmiş türk atasözü.

(bkz: david hawkins)

teknik ekip tarafından nedense hiçbir şekilde tercih edilmeyen futbolcu.

dün akşam alkol çevirmesine takılmış ve ehliyetine 6 ay el konulmuş. yasal sınır: 0.50 promil; escude'nin kanındaki alkol oranı: 0.59 promil...

renkli basının reaksiyonunu bekliyorum şu an.[ybkz]swh[/ybkz]

sözlükte artık önünü alamaz hale geldiğimiz durum. yeni yazar olmuş olanı yine anlarım ama uzun süredir yazar olan birinin bu hatayı sıklıkla yapmasını çözemem. hoş, yeni yazarın da boş bakınızlar vermesi sözlük formatından bihaber olduğu anlamına gelir ve bu şekilde nasıl yazar olduğu sorusunu sordurur ya, neyse...

bakınız vermenin amacı, en basit ayrımıyla okuyanı o başlığa yönlendirmek ya da bir şekilde konuyu bağlamaktır. ama misalen;

"annem beni bir dövdü..." diyecekseniz bu şekilde söyleyin, bakınız vermek zorunda mısınız? bir de sadece boş bakınız'dan ibaret olan entry'ler var ki, onu hiç söylemiyorum bile. bundan böyle kendi adıma, gördüğüm boş bakınızdan ibaret herhangi bir entry çekilişssiz kurasız silinecektir, sonra "vay nasıl olur, nasıl gider?" falan demeyin. şimdi sakın bu söylediğimden de "bakınız vermeyin" sonucu da çıkmasın. söylediğim şey şu ki;

ya verdiğiniz "formata uygun" bakınızı doldurun ya da hiç bkz vermeyin.

edit: şüphesiz ki, verilen boş bakınız'ın dolması makul bir süre beklenecektir.

(bkz: ben10)[ybkz]swh[/ybkz]

bir fenerbahçe taraftarının kaybedilen maç sonrası mateja kezman'a yönelttiği soru cümlesi.

(bkz: are you big player)

(bkz: kartal sözlük android uygulaması)

pass card olanı dünyanın en müthiş icadıymış ya reppim.

hayatımda ilk kez kullanıyorum bunu ve ne zaman yemek yesem sanki yandan birisi "dur yeğenim sen öğrencisin daha." deyip elimi engellemek suretiyle hesabımı ödüyormuş gibi geliyor.

bir de "sodexho"nun 'h'siz olanı var, ne ayaktır anlamadım.

böyle bir adamdır işte;

http://www.youtube.com/watch?v=QH8w1DlLmDA

http://youtu.be/PtmDA7sGeP8?t=4m19s

yaptıklarını elektronik müzik olarak tarif etmeye çalışacak olsak da aslında tarzlarını anlatmanın zor olacağı, bedük'ün oradan sağa dönünce kime sorarsan gösterilecek olan iki kişilik mikro gruptur.

türk olmakla beraber ingilizce söylemektedirler. kimse bilmese de yurtdışında da belli bir tanınırlığa ulaşmışlardır.

portecho'nun ikinci albümü ve albüme adını veren parçası.

berkun oya, bu parçaya kara çarşaf ve mini etek kombinasyonlu bir klip çekmişti, izlene...

bir dönem istanbul'da abuk subuk yerlerde karşınıza çıkan duvara beyazla yazılmış cümle.

saltanatı iki yıl kadar sürdü, zirvesini haydarpaşa'nın karşısındaki dalgakıranda yaptı. daha sonra ya memet'i içeri attılar ya da memet okuldan mezun olup özgürlüğünü kaybetti.

bu satırları okuyorsa bir çaldırsın, ben onu ararım.

istanbul'da birçok yerde zırt diye karşıma çıkan soru cümlesi. berkun oya'dan ciddi ciddi şüpheleniyorum.

aynı yazı karakteriyle yazılmış başka şeyler de var. özellikle kadıköy barlar sokağı ve beyoğlu civarında çokça görebilirsiniz. götüm yese, taksimdeki tramvaya "çilek semti bedava" yazarak selam çakmak istiyorum bu arkadaş(lar)a.

yeni dönemin oh ye memet'idir bana göre.

edit: bugüne kadar dikkatinizi çekmediyse bundan sonra duvarda bu cümleyi ya da en az bunun kadar derin bir cümle gördüğünüzde beni hatırlayacaksınız.

lise yıllarımda ilk kez (vurgula: defakto) adlı programıyla varlığından haberdar olduğum sanatçı. bir gece cnn türk'te denk geldim programa. ertesi gün okula gidip bizim (vurgula: şombil)lere durumdan bahsedeyim dedim, bir baktım herkes izlemiş o gece ve özellikle o sene her şakamızda, gülmüğümüzde katkısı vardır kendisinin. din dersinden sözlü olurken hocanın sorduğu "necasetten teharet nedir?" sorusuna (vurgula: garo mafyan) diye cevap vermeme neden olan bu herifin üzerimde emeği büyüktür. kendisine şimdiden iyi seneler diliyorum sırf bu yüzden.

okuduğum bir-iki metninden hareketle ucundan da olsa ferhan şensoy'unkine benzeyen bir mizah anlayışı olduğunu söyleyebilirim. bu arada evet, popüler olmamalı berkun oya. ama sanki popülerliği biraz kendisi dışında gelişiyormuş gibi bir düşüncem var benim. son zamanlarda büyük ev ablukada ile daha çok insan tarafından tanınır, bilinir oldu. e bir de (vurgula: krek) var tabi... hal böyle olunca biraz kaçınılmaz oldu kendisi için bu durum. ben eminim o da memnun değildir bu işten.

neyse sözün özü, sırf durmadan ürettiği için bile dev saygı duyuyorum kendisine. klip bile çekmişliği var hani, öyle bir üretkenlikten bahsediyorum.

(bkz: studio plastico)

bende kredisi çok fazla. osbir çekse izlerim, düşe(vurgula: yazsa) bile okurum gibi geliyor. şu an karşımda olsa muhtemelen şunu sorardım kendisine;

(bkz: arap eşşeği kaç para)

kimi klasikler arasındadır.

mesela balmumcu'da avukatlık ofisi olduğunu görene kadar (vurgula: avukat güven kurtul)'un gerçek birisi olduğunu düşünmüyordum.

(bkz: komik insan isimleri)

güzel gülümsemeli, (vurgula: hayta ismail) kılıklı kardeşim yazar. doğum günü kutlu olsun, mutlu olsun senelerce.

allahım, ne çabuk da büyüyorlar...[ybkz]swh[/ybkz]