confessions

newcastle

2. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 5452
  2. takipçi 1
  3. puan 123767

nijerya

newcastle
başkenti abuja olan bir afrika ülkesi. eski bir ingiliz sömürgesi olması nedeniyle hasbelkader yolunuz düşerse, "am/is/are" ile yolunuzu her türlü bulursunuz.

avrupa'da bolca nijeryalı'ya rastlamak mümkündür. ancak, buradaki itibarları genellikle (vurgula: uyuşturucu) kelimesini de içeren bir cümle ile ifade edilir. sanki adamların yurtlarını işgal edip türlü pisliği toplumlarına aşılayan benim, avrupa değil...

itumeleng khune

newcastle
beşiktaş'ın ilgilendiği haberleri dolaşan kaleci.

2010 dünya kupası ile zihinlere güzel bir giriş yapmış, ancak bugüne uzanan süreçte kaizer chiefs fc'de kalarak pek de bir aşama kaydedememiştir.

2010'daki izlenimlerim doğrultusunda; tipik bir afrikalı kaleci olduğunu söyleyebilirim. refleksleri güçlü, çevik bir adamdır; yani taraftara hitap eden kategoridedir. ancak bununla birlikte afrikalı kalecilerde görülen basit hata yapma, yan top zaafı gibi olumsuzlukları da her an önümüze koyma potansiyeline sahiptir.

beşiktaş'ta her şekilde iş yapar diye düşünüyorum. ama sinan bolat'tan iyi midir? tartışılır açıkçası. hal böyleyken kaleci pozisyonuna yabancı kontenjanı harcamaya gerek var mıdır? thibaut nicolas marc courtois ayarında bir kaleci alınacaksa neden olmasın? yok, alamıyorsak bu dakikadan sonra yabancı kaleciye gerek yok bence.

o değil de, bir david ospina vardı, o noldu?..

ümit özat

newcastle
beşiktaş düşmanlığına herhangi bir anlam veremediğim lâle.

insanların kalple ilgili bir problem yaşadıklarında huy değiştirdiği söylentisinin şehir efsanesinden ibaret olduğunu düşünürdüm; valla varmış böyle bir şey. bu adam o talihsizliğinden evvel gayet efendi biriydi. hatta fenerbahçe'ye yakıştıramadığım kadar efendi idi. ne olduysa o kalp rahatsızlığından sonra oldu sanki. böyle bir saldırganlık, böyle devamlı bir öfke hali...

(bkz: yürü git lan)!!![ybkz]swh[/ybkz]

atletico madrid

newcastle
her sene bir futbol takımının formasına kafayı takan biri olarak bu sene (vurgula: away) formasına hayran kaldığım takımdır.

http://www.footballkitnews.com/wp-content/uploads/2012/07/Atletico-Madrid-New-Away-Jersey-12-13.jpg

concacaf

newcastle
açılımı; (vurgula: confederation of north, central american and caribbean association football) olan, özetle uefa'nın kuzey ve orta amerika versiyonudur.

http://www.concacaf.com/page/Home/0,,12813,00.html

deplasman golü kuralı

newcastle
iki ayaklı maçlarda sonuçta bir şekilde galibi belirlemek için kullanılan kuraldır.

yerindeliği tartışılır tabi ama bana o kadar da mantıksız gelmiyor. yani burada nihai amaç, işi şansa bırakmadan turu hak edeni tayin etmek. (vurgula: kural koyucu), hiçbir turun penaltıya gitmesini istemez. zira, hepimizin bildiği üzere penaltı atışları artık şans faktörünün olaya dahil olması anlamına geliyor. yazı turayı, futbolcuların ayaklarına bırakmak gibi bir şey yani, favorisi yok; olamaz da.

bayern, arsenal'i ingiltere'de 3-1 yeniyor, kendi evinde 2-0 kaybediyor. yani bayern, deplasmanda 3 gol atmış, arsenal ise 2. bir de tam tersini düşünelim: arsenal, kendi evinde 3 gol yiyor, bayern ise 2. velhasıl, esasen bu kural tek yönlü olarak sadece "away goal"den ibaret değil; aynı zamanda "home concession" söz konusu... yani kural böyle uygulandığı sürece sadece deplasmanda attığınız gol değil, otomatikman evinizde yediğiniz gol de hesaba katılmış oluyor.

dolayısıyla an itibarıyla skor eşitliği gibi bir çıkmazı çözecek en akla, mantığa uygun yöntem budur bana göre. yine her halükarda altın gol gibi saçmasapan bir uygulamadan iyidir en azından.

(vurgula: bu kuralın yıllardır hep düşündüğüm ama bir türlü kendimi ikna edemediğim sadece bir noktası var ki, bence çok daha büyük bir ikilem yaratıyor.) örnekleyelim;

fener ile pendik eşleşiyor. ilk maçı pendik, evinde 2-1 alıyor. ikinci maçı da fener kendi evinde 2-1 kazanıyor ve maç uzatmaya gidiyor. işte bence problem bu noktada başlıyor. diyelim ki pendik bir gol daha attı uzatmalarda. bu durumda fener'in tur atlamak için geriye kalan dakikalarda kaç gole ihtiyacı var? ya da bu noktadan sonra maçın hala penaltılara gitme ihtimali var mı?

şimdi mantık yürütürsek, deplasman golü kuralı uygulanacaksa bir kere artık maçın penaltılara gitme ihtimali kalmadı ve fenerbahçe'nin tur için 2 gole ihtiyacı var. avrupa'da ve haliyle türkiye'de uygulanan, aynı bu şekilde deplasman golü kuralının ekstra bölümler için de geçerli olması yönünde. ama işte adaletsizlik burada başlıyor. çünkü ilk maç 90 dk oynanıyor ama ikinci maç 120 dk oynanıyor.

şahsen benim mantığım, deplasman golü kuralının maç uzatmaya gittiği an sona ermesi gerektiği yönünde. çünkü oynanacak olan 30 dk'lık uzatma bölümü zaten ekstradan, turun galibini belirleyebilmek için oynanıyor. dolayısıyla bunun, maçtan ayrı bir bölüm olarak yorumlanması gerekir. bu doğrultuda fener bu gole karşılık verdiğinde ve maçın böyle bitmesi halinde penaltılara geçilmesi gerekiyor.

konu hakkında biraz araştırma yaptığımda[ybkz]swh[/ybkz] dünyada bu konuda genel bir uygulama bulunmadığını, örneğin concacaf'ta, yukarıda bahsettiğim modelin uygulandığını gördüm. amma ve lakin bu durum da tam doğru değil. çünkü bu sefer de oynanan o ekstra bölüm, ikinci maça ev sahipliği yapan takımın sahasında oynanmış oluyor. dolayısıyla bu da aslında bir adaletsizlik yaratıyor.

futbol adamları bunları tartışadursun, siz ilgilendiyseniz eğer şu linklere bir göz atın;

http://en.wikipedia.org/wiki/Away_goals_rule
http://www.guardian.co.uk/football/blog/2013/mar/13/the-question-football-away-goals
http://outsideoftheboot.com/2013/02/19/away-goals/

beşiktaş'ın avrupa kupalarından 1 yıl men edilmesi

newcastle
1 yıl ile kalması ümit edilendir.

açıkçası burada şöyle bir soru işaretim var. şimdi 60 mil. gibi bir rakamdan bahsediliyor. bu ay içinde bu borç kapatılmazsa önümüzdeki sene için de bir men tehlikesi söz konusuymuş; iddia edilen bu.

peki, bu borcu bir bankaya veya başka bir gerçek/tüzel kişiye borçlanmak suretiyle kapatırsak yine uefa nezdinde borçlu mu kabul edileceğiz? yani aslolan diğer kulüplere ve futbolculara olan borcu kapatmak mı, yoksa borçlu olup olmamak mı? eğer borcu borçla kapatabiliyorsak, biz bu işten kurtulur, seneye de avrupa'ya döneriz ama eğer borçsuzluk amaçlanıyorsa şimdiden geçmiş olsun.

değil fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi, allame-i cihan gelse seneye yine evdeyiz.

black mirror

newcastle
(vurgula: the entire history of you) adlı bölümüne tabiri caizse robert downey jr tarafından el konulmuş. "bundan çoğ iyi film yapılır len" diyen rabırt, bölümün hikayeye ilişkin haklarını satın almağa uğraşmaktaymış.

çok beğeneceksiniz, çok.


-- devasa spoiler--

koskoca inciluz başbakanını domuz sikmeye zorlamak nedir ya?

--devasa spoiler--

linkedin

newcastle
profesyonel sosyal ağ.

mantık olarak yine birilerini ekliyorsunuz, birer adet fotoğraf yüklüyorsunuz. ama düşündüğünüzden çok daha kullanışlı bir mecra olduğunu söylemeliyim.

bir örnek: iş görüşmesine gideceksiniz. ismen kimle görüşeceğiniz belli. hemen linkedin'de aratıyorsunuz. bulduysanız okul bilgilerini, cv'sini, ortak tanıdıklarınız olup olmadığını derhal görebiliyorsunuz. en azından sizi nasıl bir görüşme beklediğini biraz olsun kafanızda canlandırabiliyorsunuz.

şahsen üyesi olduğum ve her eve lazım olduğunu düşündüğüm tek sosyal ağ.

black mirror

newcastle
3'er bölümlük 2 sezondan oluşan, ingiliz yapımı, kendine has bir proje. şöyle ki;

hiçbir bölümün ne oyuncular anlamında, ne konu anlamında birbiriyle hiçbir ortak noktası yok. her biri sosyal mesaj temelli ayrı birer konuda, orta metrajlı, müthiş çarpıcı 6 adet film söz konusu esasında.

çok anlatmayacağım, benim bugüne kadar tavsiye ettiklerimden memnun kaldıysanız[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] bunu da muhakkak izleyin.
157 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol