confessions

newcastle

2. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 5452
  2. takipçi 1
  3. puan 123793

erman kunter

newcastle
birçok basın yayın organında beşiktaş'tan ayrılacağı, önümüzdeki sezon için le mans'ın teklifini kabul ettiği konuşuluyor.

e fransızlar akıllı tabi. basketbolun abece'sini çok iyi bilen ve daha önce fransa'da ortalığın anasını ağlatmış bir coach, orada altın değerindedir. ama türkiye'de adamın daha görev tanımını bile bilmeyenlerce en sığ eleştirilere maruz kalır, acımasızca ve terbiyesizce aşağılanır.

ha ama burada hata bu terbiyesizlikleri yapma cüreti bulanda değil, o cüreti verende.

(bkz: fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi)
(bkz: beşiktaş taraftarı)

gidişi, beşiktaş basketbol takımı için çok büyük kayıp olur.

kartal sözlük

newcastle
6. versiyonu ile yazarlarına ufak tefek tatlı sürprizler yapmaya devam eden sözlük.

hanımlar, beyler;

sözlük formatı başlığında da bahsedildiği üzere ilk entry'lerimiz bkz'dan ibaret olamıyor. bilmiyorum dikkatinizi çekti mi ama bu ihlali yaptığınızda sistem otomatik olarak yönlendirme yapıyor.

misalen, aşkların en güzeli diye başlık açıp ilk entry olarak sadece beşiktaş bakınız'ı verdiğinizde başlık kendiliğinden yönlendirilerek sırra kadem basıyor. dolayısıyla şimdi olduğu gibi "aşkların en güzeli" diye arattığınızda kibirli bir piç olan sözlük, sizi "ulan beşiktaş işte ne uğraştırıyorsun?" diyerek size beşiktaş başlığını getiriyor.

hayır belki bir ferhat göçer parçası olan "aşkların en güzeli" hakkında kafanızı karıştıran, kimselere diyemediğiniz, gece uyutmayan bir soru var ve bilgi sahibi olmak istiyorsunuz ama yok, olmuyor.

demek ki neymiş, ilk entry'mizi sadece bkz olarak oluşturmayarak; hem formata uygun bir entry sahibi oluyor hem de sistemsel bir karmaşanın önüne geçmiş oluyormuşuz.

teşekkürler.

27 nisan 2014 gs store'un yakılması

newcastle
işin hırsızlık/yağma ve kundaklama kısmı kesinlikle suçtur, bu cepte.

geriye kalan taş atmalar, cam çerçeve indirmeler de suç, tabi ki katılıyorum.

bu işlerden çok anlamam ama birey veya kurumların sahip olduğu haklar, aynı zamanda başka şartların varlığıyla birlikte tahrik unsuru haline gelemez diye bir kanun hükmü, teamül vs. yoktur.

olaya dönecek olursak, gs yönetiminin diğer store'lardan bağımsız ve haliyle daha dolgun bir bütçeyi bağdat caddesindeki gs store'a ayırmış olması, ülke futbol seyircisi kültürü de göz önüne alındığında, medeni kanunun ördüğü iyiniyet karinesinin kötüye kullanılması yönünde bir tad bırakıyor benim ağzımda.

türkiye'de idam cezasının olmaması

newcastle
hakkında yürüttüğünüz bir fikir sonucu "direkt" sığ zihniyetli ilan edilebileceğiniz durum.

konuyu biraz daha deşmekte fayda var sanıyorum ki. şimdi öncelikle şahsi görüşüm, idam cezasının düşünülüp tartışılabileceği yönünde. zira, tartışma ortamını "direkt" reddetmek zaten başlı başına zorbalıktır ve esasen kaçınılan gerici tutumun acıklı bir tezahürüdür.

uygulanıp uygulanmaması yönünde durduğum net bir nokta olduğunu söyleyemem. çünkü bir kere, uygulamada devlet eliyle toplum nam ve hesabına birinin canını almaktan bahsediyoruz. korkunç olmadığını iddia etmiyorum. fakat öbür tarafta ceza infaz mantığının temelinde yatan esaslı unsurlardan biri olan kamu vicdanı var. çocuk tecavüzü, herkesin aklına gelen ilk örnek. peki gereği gibi uygulanmış hangi ceza bu insanlık dışı fiili, insani bir çerçeveye geri getirebilir? ya da şöyle sorayım, kim ikna olur failin yediği müebbetle? bence kâfi diyorsanız, bu sizin görüşünüzdür; sike sike, eşşek gibi saygı duyarım!

ayrıca şöyle bir durum var, sadece barbarlığa meyilli geri kalmış toplumlarda değil, amerika gibi medeniyetin beşiği kabul edilen ülkelerin bazı bölgelerinde de görülebilen bir ceza türüdür idam. orada da halen tartışılmakta bu durum, hatırlatayım.

ha evet, siyasilerin şahsi emellerine hizmet edebilecek çok büyük bir silah haline de gelebilir bu cezanın kanunileşmesi. bu ülke bunları da gördü ve çok acı çekti, katılıyorum. zaten benim için bu konuda nötr kalmamın en büyük sebebidir bu durum. bir tarafta erdal eren varken bu görüşü savunamıyor insan ister istemez.

yani sadece sosyal medyada vs. tartışılması nedeniyle, idam cezasının muktedirlerin aklına düşeceğine ve sırf bu nedenle kanunlaşacağına falan inanıyorsanız; tam böyle yanağından makas almalık sevimli bir insansınız demektir. küçükken hastalandığımda doktor 10 tane iğne vermişti ve ben tabi ki iğneden çok korkuyordum. gün içinde babama hatırlatmazsam o gün iğneden yırtabileceğime falan inanıyordum. ona benzettim biraz nedense.

demem o ki, roma hukukundan şer'i hukuka evrilen türk hukuk düzeninin iktidardakilerce ajandasının çoktan hazır olduğunu bilmiyormuş gibi konuşulmasın nolur. artık akp iktidarının herhangi bir hukuki düzenleme için somut bir nedene ihtiyacı yoktur. hatta efkan ala'nın da bir ses kaydında vurguladığı üzere devlet icraatı için hukuki düzenlemenin kendisine bile gerek kalmamıştır artık.

önemli not: tartışma kültürü önemli bir özelliktir. bunun gelişmemiş olduğunu kabul etmek ise gelişime atılan önemli bir adımdır.

türkiye'de idam cezasının olmaması

newcastle
hayatın içinden bazı vak'alarda insanın aklına gelen durum.

teknik anlamda, bir ceza infaz yöntemi olarak öldürmek; ceza hukuku mantığının, hatta genel hukuk mantığının aksi bir yöntemdir. çünkü ceza hukukunun en temel prensiplerinden biri; suç işleyenin, işlediği suçun cezasını doğru, adil ve (vurgula: kamu vicdanını onaracak bir biçimde) çekmesi suretiyle yeniden topluma kazandırılmasına hizmet etmektir.

ancak bazen öyle şeyler yaşanıyor ki; faili nasıl cezalandırırsanız cezalandırın kamu vicdanını onaramıyor, tatmin edemiyorsunuz.

evrensel hukuki değerlere ve hukuk öğretisine gönülden inanan biri olarak evet maalesef ben bile kimi zaman ölüm cezasının gerekliliğine inanıyorum.

27 nisan 2014 gs store'un yakılması

newcastle
bizzat galatasaray yönetiminin sebep olduğu hadise.

şöyle söyleyeyim, galatasaray kulübünün bağdat caddesi'ndeki mağazası için her sene özel bütçe ayırdığını biliyor muydunuz? herhangi bir kâr beklentisi olmaksızın, sadece orada açık kalmasını istiyorlar. her saldırıdan sonra yenileyip tekrar açıyorlar. amaç, bağdat caddesi'nde, yani fener'in kalbinde o amblemin var olmasını sağlamak.

fener taraftarını savunmak gibi algılanmasın, nolur.[ybkz]swh[/ybkz] ama türkiye'de yaşıyoruz. yani normal insanların taraftar kisvesiyle bir araya geldiğinde birbirlerini gaza getirmesi durumunun en üst seviyede yaşandığı yerlerden biri. en ufak bir kitlesel duygu yoğunluğu, buna sebebiyet veriyor ister istemez.

e bunun böyle olduğunu bile bile bu kafayla o mağazayı orada açık tutmak, böyle bir olaya çanak tutmaktır benim gözümde.

anadolu takımları

newcastle
3 hatta 4 büyüklerin dışında kalan süper lig takımlarına verilen ad; türkiye süper liginin realitesi.

son yıllarda özellikle dikkat ediyorum da kadro planlamalarını, yol haritalarını çok iyi çizmeye başladılar. özellikle yaptıkları transferler ve aldıkları katkı muazzam. hepsinin çok iyi birer kalecisi var bir kere. forvet hatlarından çok iyi yabancı oyuncu katkısı alıyorlar ve maçları izliyorum da, top oynuyorlar hocam.

bir didier drogba'yı getiremezler belki ya da bir moussa sow'u ama gider aatif chahechouhe bulurlar; gider bir ruud boffin, bir pablo mouche, bir ante kulusic alırlar. bitti denilen alexander hleb'i, diego biseswar'ı yeniden kendine getirirler.

servet çetin, burak yılmaz, olcan adın gibi 3 büyüklerde yapamamış topçuları rehabilite edip geri gönderirler.

türkiye birazcık adil bir ülke olsa muhtemelen bursaspor haricinde başka şampiyonlar da çıkarırlardı.
112 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol