beşiktaş taraftarının çabuk gaza gelmesi

musalla tasi
(bkz: beşiktaş taraftarının gazının çabuk sönmesi)

asıl olay bence budur. özellikle bu sene için. kabul ediyorum. kadıköy'de seyircisi dağılmış, oyunu 4 puan farkı kafasına yazıp ve rakibe yazdırmış ve oyunu tutmuş beşiktaşın o ortamda galibiyeti alması gerekiyordu. ve kabul ediyorum 33. hafta oynanacak gs maçı final maçı olacaksa yine umutsuz olacak bu taraftar.

ama şunu kabul etmiyorum. bu sene ligin 10. haftasından sonra çok acayip lig yaşandı. 3 büyükler bu süreçte çok maç kazandı. puan kaybı yaşamadan gitti. mesela bu süreçte biz sadece gs'ye yenildik. gs gençler ile berabere kaldı, 11 maç 10 galibiyet falan yaptı. fener'in 9 maçlık serisi var vs. ama sonra lig dengeye geldi. mesela gs ve fb son 3 haftada 9 puandan 4'ünü alabildi. bu süreçte biz ise eskişehir ve balıkesir maçlarından 1 puan çıkardık. en son da fb yenilgisi.

lig özetinden sonra şuraya gelelim. 3 büyüklerden sadece gs ve biz tüm maçlarımızı kazanırsak şampiyon olabiliyoruz. fenerbahçe her halükarda bizden puan kaybı beklemek zorunda. ligin ilk yarısının bu periyoduna bakarsak öncesinde erciyes'e yenilip ardından fener'e kaybettik ve ardından seriye geçtik. aynı durum diğer takımlar için de geçerli. onlar da seri galibiyetler aldılar ama şimdi kalan 9 maçta böyle bir performansı gerçekleştirebilecek tek takım beşiktaş'tır.

çünkü o beşiktaş zorlu iki brugge maçından mental olarak yıpranarak çıktı. o beşiktaş sakatlık ve formsuzluklarla en çok mücadele etti. ama bu koşullarda hala kendi göbeğini kendi kesebilecek kadar bu işin içinde. ve artık sadece 9 maçı var. beşiktaş'ım hep bu haftalarda yaşadığı düşüş ile liderle arasındaki farkı 5 ila 10 puanlara çıkarır, gazeteler beşiktaşımdan "bu arada beşiktaş'ta sakatlık şoku" haberleri yapardı. seneye transfer edilecekleri konuşurdu. ama bu yıl bazı futbol adamlarının favorisi hala beşiktaş. (bkz: oğuz çetin) rakiplerin ise bu puan kayıplarının yaşandığı periyotta hiçbir mazereti yoktu. yani bu iki takımın normali bundan sonra bu olacak.

fener ve gs ikisi de sürdürebilir oyunlar ve kadrolarla oynamıyorlar. ideal kadrolarını hala bulamamış ve kırılganlığa açık haldeler. beşiktaş'ımın fener karşısında çıktığı kadro her maçı kazanabilir. düşüşte olan takımlara milli maç araları hep yaramıştır. çok değil en az 3 hafta sonra ligde tekrar lider olacak bu takım ve şampiyonluk sesleri daha gür çıkmaya başlanacak. tek korkum geçen sene olan bazı saçma sapan olayların takımı bulmaması. töre'nin vurulması, kasımpaşa maçları gibi. duymak istemediğim ve artık iğrendiğim bir diğer söz ise" stadı olmayan takım ve 48. resmi maçına çıkan takım". bu takıma artık bahane üretenlerin yöneticiliği sorgulanır arkadaş. taş gibi kadro var elde. artık şampiyonluğu koklamalı mental düşüş yaşayıp yine "tecrübesiz ve geç oyunculardan oluşan" ile başlayan cümlelerin dolaylı tümleçlerini söyleyenlerin ağzına sokmalıdır. bunun başka açıklaması yok.

önde basıp kalabalık ortasaha ile rakibini 1 puan çok iyi olur psikolojisine sokan beşiktaş'ı artık görmek istiyoruz biz. ilk yarıları çöpe atan takım şubatın 28 gününde 12 maç yapan, 15 günlük araya 2 avrupa bir lig bir derbi maçı sokan takım yok artık. sadece 9 maçı olan takım var. her maç koşan basan 2'yi atıp 3'ü arayan takım gelsin yine seneye de şampiyonuz.

not: bu entry taraftarlık ve fanatiklikten bağımsız yazılmıştır. akli dengem yerinde.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol