çok ihtiyacını duyduğum dükkandır. keşke neresi olduğunu bilsem ya da biri söylese de dönsem, dolaşsam ve gitsem..
konu hakkında ufak ya da büyük olsa da konuşma gereği duyan insanların insanlarımızın hayat felsefesi formundaki yaşam biçimidir.
bu aralar en meşhuru ''bilic iyi değil sergen yalçın gelsin'' 'cılar.. ulan kaç kere bir takımda teknik direktörlük yaptın? tamam hadi yapmadın.. sen söyledin diye bilic gidecek değil! hadi diyelim bilic kötü.. seni neden dinleyelim? hadi seni dinledik.. sergen yalçın dostum bu, hiçbir zaman ne yaptığından ya da ne yapabileceğinden elinden ne geldiğinden ne kadarını gerçekleştirdiğinden tam emin olamadık değil mi ama?
bu aralar en meşhuru ''bilic iyi değil sergen yalçın gelsin'' 'cılar.. ulan kaç kere bir takımda teknik direktörlük yaptın? tamam hadi yapmadın.. sen söyledin diye bilic gidecek değil! hadi diyelim bilic kötü.. seni neden dinleyelim? hadi seni dinledik.. sergen yalçın dostum bu, hiçbir zaman ne yaptığından ya da ne yapabileceğinden elinden ne geldiğinden ne kadarını gerçekleştirdiğinden tam emin olamadık değil mi ama?
nerden bilebilirim ... diye devam eden bahanedir.
eskiden lise1'e, artık adı 9.sınıf olan, matematik,fizik,kimya,biyoloji gibi sayısal dersleri ortak olarak okuduğumuz 9 yıllık öğretim hayatında hiç sayısal görmediğini düşünen kişinin kafayı çalıştırmadan söylediği cümledir.
''bugün bir öğretmene, ödev verdiğim yer olarak
dörtgenler dedim,
bu kadar az mı dedi,
ne azı tüm dörtgenler işte.
anlamadım hocam ben sözelciyim dedi,
sen şimdi hiç hayatın boyunca dört kenarı olan kareyi,dikdörtgeni,paralelkenarı,yamuğu,eşkenar dörtgeni duymadın mı yani?
hmmm onları diyorsun,
aynen!!!!''
babanın yaşı oğlunun yaşının 3 katı dediğimde babaya x, oğluna 3x yazan insanlar gördüm ama neden belli çünkü onlar sözelci!
sana kimse y=sinx fonksiyonu ile y=cosx eğrisinin (0,2pi) aralığındaki eğriler arasında kalan alan kaç birimkaredir diye sormadım ben sorsam yüzüme bak ama bu kadar değil ey gençler,büyükler!
ama ben sözelciyim demek, tembelliktir, hayattan kaçıştır.
eskiden lise1'e, artık adı 9.sınıf olan, matematik,fizik,kimya,biyoloji gibi sayısal dersleri ortak olarak okuduğumuz 9 yıllık öğretim hayatında hiç sayısal görmediğini düşünen kişinin kafayı çalıştırmadan söylediği cümledir.
''bugün bir öğretmene, ödev verdiğim yer olarak
dörtgenler dedim,
bu kadar az mı dedi,
ne azı tüm dörtgenler işte.
anlamadım hocam ben sözelciyim dedi,
sen şimdi hiç hayatın boyunca dört kenarı olan kareyi,dikdörtgeni,paralelkenarı,yamuğu,eşkenar dörtgeni duymadın mı yani?
hmmm onları diyorsun,
aynen!!!!''
babanın yaşı oğlunun yaşının 3 katı dediğimde babaya x, oğluna 3x yazan insanlar gördüm ama neden belli çünkü onlar sözelci!
sana kimse y=sinx fonksiyonu ile y=cosx eğrisinin (0,2pi) aralığındaki eğriler arasında kalan alan kaç birimkaredir diye sormadım ben sorsam yüzüme bak ama bu kadar değil ey gençler,büyükler!
ama ben sözelciyim demek, tembelliktir, hayattan kaçıştır.
eski bir sevgilimin takımı. [ybkz]swh[/ybkz]
özellikle içine ''bazen'', ''bazı'' gibi kelimeler koyarak yapılan ayar vermedir. bugün çok laf sokasım var ama her zamanki gibi üşeniyorum..
bugün tam 57 yıl önce düşen uçakta ölen 8 manchester united'lı futbolcunun isimleri şunlardır:
geoff bent
roger byrne
eddie colman
duncan edwards
mark jones
david pegg
tommy taylor
liam whelan
http://www.ntvspor.net/haber/haber-t/122846/hicbir-zaman-unutmayacagiz
geoff bent
roger byrne
eddie colman
duncan edwards
mark jones
david pegg
tommy taylor
liam whelan
http://www.ntvspor.net/haber/haber-t/122846/hicbir-zaman-unutmayacagiz
sakatlanan futbolcular için söylenen hiç beğenmediğim kelimelerdir.
bir futbolcu sakatlanarak gerçek beşiktaşlı olduğunu kanıtlıyor ve biz buna gülebiliyoruz.opare 6 aylığına kiralanmış gelmiş daha doğru dürüst takıma alışamadan sakatlanıyor kimbilir kaç hafta forma giyemeyecek! eee gerçek beşiktaşlı!
ben bizim bu bahtsızlığımızı açıklayacak kelime bulamıyorum dostlarım.. akıl, mantık, ilim, bilim, felsefe işin içine beşiktaş girdiğinde sıçıyor gibime geliyor!
bir futbolcu sakatlanarak gerçek beşiktaşlı olduğunu kanıtlıyor ve biz buna gülebiliyoruz.opare 6 aylığına kiralanmış gelmiş daha doğru dürüst takıma alışamadan sakatlanıyor kimbilir kaç hafta forma giyemeyecek! eee gerçek beşiktaşlı!
ben bizim bu bahtsızlığımızı açıklayacak kelime bulamıyorum dostlarım.. akıl, mantık, ilim, bilim, felsefe işin içine beşiktaş girdiğinde sıçıyor gibime geliyor!
sağ ayak 5. tarak kemiğinde kırık olan oyuncumuz. ameliyat olacakmış. 2 ay kadar yok yani.
tanımadığı insanlarla konuşmak istemeyen veya utangaç olan bir insandır. belki de konuşacak hiçbir şeyi kalmamış biridir.
necip yerine oscar'a benzetmeyi tercih ettiğim uzun toplarda oldukça başarılı olan fakat henüz yeteri kadar güce sahip olamayan minik beşiktaşlı futbolcu.
eslem isminin anlamı daha sağlam,en selametli, en salim anlamına geliyormuş. biz bekliyoruz eslem..
eslem isminin anlamı daha sağlam,en selametli, en salim anlamına geliyormuş. biz bekliyoruz eslem..
bugüne kadar hiç duymadığım bir araya gelmiş iki kelime. belki türk kahvelerinde bulunmadığım için olabilir ama sevimsiz almanyadaki sevimsiz almanlara ait en güzel şeyin borussia dortmund olduğunu bilen herkesin katılmayacağı kelimelerdir.
başbakanın ailenin ve dinamik nüfus yapısının korunması programı eylem planında açıkladığı annelerin hayatlarına kolaylıklar getireceği yeni düzenlemeler ile bebeğe ilk altını devletin takacağını söyledi.
alıntı--
- Çalışsın ya da çalışmasın doğum yapan tüm annelere, 'doğum hediyesi' programı başlatılacak. Yılda 1.2 milyon yeni doğum olduğunu açıklayan Başbakan Davutoğlu, her bir anneye birinci bebek için yarım altın tutarında 300 lira, ikinci bebekte 400 lira ve 3.bebekte 600 lira hediye verileceğini söyledi. Bu yardım babalara değil, doğrudan annelere verilecek.
- Çalışanların doğuma bağlı izin ve hakları güçlendirilecek. Halen 16 hafta olan doğum izninin ardından işe dönen anne, birinci çocukta 8 hafta (2 ay) yarım gün izin hakkı eklenecek. İkinci doğumda yarım gün izin hakkı süresi 16 haftaya (4 ay) çıkacak. 3. doğumda ise 24 hafta (6 ay) olacak. Prematüre (erken) doğumlarda bu süreye 8 hafta (2 ay) daha eklenecek. Böylece hem annenin 16 haftalık doğum izninin ardından çocuğundan birden bire kopması önlenecek hem de işine konsantrasyonu sağlanacak.
- Bu süre içinde anne tam zamanlı maaş alırken, işverene yük gelmemesi için yarım maaş ve primleri İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanacak. İşveren isterse kalan yarım gün için 'yarı zamanlı' eleman çalıştırabilecek.
- Doğum sırası ve sonrasında annenin vefat etmesi halinde kalan izinlerden baba yararlanacak.
- Başbakan Davutoğlu, eşi doğum yapmış babaya 5 gün 'babalık' izni verileceğini açıkladı. Ancak eylem planında bu süre 3 gün olarak belirlenerek şöyle ifade edildi: Devlet memurlarının sahip olduğu babalık izni ve benzeri haklar özel sektör çalışanlarını da kapsayacak şekilde genişletilecektir. İşçilere eşinin doğum yapması veya evlat edinmesi halinde üç gün babalık izni verilmesi sağlanacaktır."
- 0-12 aylık bebekleri evlat edinen kadınlar da ücretli ve ücretsiz doğum izninden, kendisi doğum yapmış gibi aynı şekilde yararlanacak.
- Çocuk sahibi olan çalışanlar, doğum izninden sonra isterlerse çocuklarının ilkokula başlama yaşı olan 5.5 yaşına kadar 'yarı zamanlı' çalışma hakkına sahip olacaklar. Bir başka ifadeyle kısmi süreli çalışma hakkı getirilmesine yönelik yasal düzenleme yapılacak.
- İşverenin mağduriyetini önlemek için de özel istihdam bürolarına, geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilecek.
-Bütçe dengeleri çerçevesinde kreş imkanları yaratılacak. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 4-6 yaş eğitim kurumlarına verilen yıllık 2500 liralık devlet desteğinden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı izni ile açılan kreşlerin (0-6 yaş) faydalanması da sağlanacak.
alıntı--
bunları dinlerken başbakanın ağzından kadın kelimesi asla dökülmedi. (vurgula: çünkü türkiyede kadın sadece anne olmaktan ibarettir). sadece anne öldüğünde baba devreye giriyor.çocuğa bakan kişi sadece annedir. peki ya anne olamayan kadınlar?
ya da artık işverenler kadın personel çalışmak isteyecek midir? ilerde anne olma ihtimali var ve tam para verip yarım gün çalıştırmak isteyecek midir?
iş görüşmesinde siz erkeklere de soruluyor mu çok merak ediyorum evlilik durumu var mı diye eğer varsa bebek düşünüyor musunuz diye?
alıntı--
- Çalışsın ya da çalışmasın doğum yapan tüm annelere, 'doğum hediyesi' programı başlatılacak. Yılda 1.2 milyon yeni doğum olduğunu açıklayan Başbakan Davutoğlu, her bir anneye birinci bebek için yarım altın tutarında 300 lira, ikinci bebekte 400 lira ve 3.bebekte 600 lira hediye verileceğini söyledi. Bu yardım babalara değil, doğrudan annelere verilecek.
- Çalışanların doğuma bağlı izin ve hakları güçlendirilecek. Halen 16 hafta olan doğum izninin ardından işe dönen anne, birinci çocukta 8 hafta (2 ay) yarım gün izin hakkı eklenecek. İkinci doğumda yarım gün izin hakkı süresi 16 haftaya (4 ay) çıkacak. 3. doğumda ise 24 hafta (6 ay) olacak. Prematüre (erken) doğumlarda bu süreye 8 hafta (2 ay) daha eklenecek. Böylece hem annenin 16 haftalık doğum izninin ardından çocuğundan birden bire kopması önlenecek hem de işine konsantrasyonu sağlanacak.
- Bu süre içinde anne tam zamanlı maaş alırken, işverene yük gelmemesi için yarım maaş ve primleri İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanacak. İşveren isterse kalan yarım gün için 'yarı zamanlı' eleman çalıştırabilecek.
- Doğum sırası ve sonrasında annenin vefat etmesi halinde kalan izinlerden baba yararlanacak.
- Başbakan Davutoğlu, eşi doğum yapmış babaya 5 gün 'babalık' izni verileceğini açıkladı. Ancak eylem planında bu süre 3 gün olarak belirlenerek şöyle ifade edildi: Devlet memurlarının sahip olduğu babalık izni ve benzeri haklar özel sektör çalışanlarını da kapsayacak şekilde genişletilecektir. İşçilere eşinin doğum yapması veya evlat edinmesi halinde üç gün babalık izni verilmesi sağlanacaktır."
- 0-12 aylık bebekleri evlat edinen kadınlar da ücretli ve ücretsiz doğum izninden, kendisi doğum yapmış gibi aynı şekilde yararlanacak.
- Çocuk sahibi olan çalışanlar, doğum izninden sonra isterlerse çocuklarının ilkokula başlama yaşı olan 5.5 yaşına kadar 'yarı zamanlı' çalışma hakkına sahip olacaklar. Bir başka ifadeyle kısmi süreli çalışma hakkı getirilmesine yönelik yasal düzenleme yapılacak.
- İşverenin mağduriyetini önlemek için de özel istihdam bürolarına, geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilecek.
-Bütçe dengeleri çerçevesinde kreş imkanları yaratılacak. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 4-6 yaş eğitim kurumlarına verilen yıllık 2500 liralık devlet desteğinden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı izni ile açılan kreşlerin (0-6 yaş) faydalanması da sağlanacak.
alıntı--
bunları dinlerken başbakanın ağzından kadın kelimesi asla dökülmedi. (vurgula: çünkü türkiyede kadın sadece anne olmaktan ibarettir). sadece anne öldüğünde baba devreye giriyor.çocuğa bakan kişi sadece annedir. peki ya anne olamayan kadınlar?
ya da artık işverenler kadın personel çalışmak isteyecek midir? ilerde anne olma ihtimali var ve tam para verip yarım gün çalıştırmak isteyecek midir?
iş görüşmesinde siz erkeklere de soruluyor mu çok merak ediyorum evlilik durumu var mı diye eğer varsa bebek düşünüyor musunuz diye?
evrimini, o yılların dansları ve kıyafetleriyle anlatan en iyi coverlerından biri yapılmış şarkı.
özellikle 1950 ve 1980'e bayıldım..
https://www.youtube.com/watch?v=t4z66VzcvO0
özellikle 1950 ve 1980'e bayıldım..
https://www.youtube.com/watch?v=t4z66VzcvO0
hafta sonu tatil yapan bir iş yeri için cuma son iş günü olması nedeniyle, bazı iş yerlerinde yılın son günleri sayım sebebiyle, bazı iş yerlerinde de işin niteliğine göre genelde hafta sonu daha çok enerji harcanması sebebiyle denk gelen günlerdir.
ankara valisi ile ortak anlaşıp bir karara bağlanıp, sonucunda 7-8 ocak çarşamba ve perşembe günü ile birleştirilmiş tatildir. teşekkürler sözlük..öptüm.
dün itibariyle bıraktığım spordur.
elbette ben oynayamıyordum sadece izleyiciydim. karşılaştığım birçok kişinin çoğu zaman beni sınamak için sorular sormasına sebep olan, bir kadına bu kadar futbol konuşmanın hiç yakışmadığı kelimelerine maruz kalarak bugünlere kadar geldiğim en sevdiğim spor.
hiçkimse neden bu kadar sevdiğimi nerden geliyor bu futbol sevgisi diye sormadığı sadece yorumlar yaptığı bazılarının hoşuna gittiği ama genelde itici bulunduğum durumlara yol açan en sevdiğim spor.
benim babam amatör bir spor kulübünün başkanıydı. ben her hafta sonu o takım otobüsüyle maçlara giderdim. cebeci stadı. 19 mayıs stadının yanındaki toprak sahada maçları izlerdim. hava soğuk iken otobüsün içinde hava iyiyse kenardan takip ederdik. benim ilk aşkım kaleci ensar.sonra da forvet alamancı mustafa abi oldu. her salı akşamı babam ile trt2'de avrupadan futbolu izliyorduk. ben böyle büyüdüm. futbolu seviyordum çünkü babam seviyordu aramızdaki en güçlü bağ idi.
hala beşiktaşlıyım evet ama artık adaletsizliği kabullenemiyorum. siz umudunuzu kaybetmeyin benimki buraya kadarmış.
elbette ben oynayamıyordum sadece izleyiciydim. karşılaştığım birçok kişinin çoğu zaman beni sınamak için sorular sormasına sebep olan, bir kadına bu kadar futbol konuşmanın hiç yakışmadığı kelimelerine maruz kalarak bugünlere kadar geldiğim en sevdiğim spor.
hiçkimse neden bu kadar sevdiğimi nerden geliyor bu futbol sevgisi diye sormadığı sadece yorumlar yaptığı bazılarının hoşuna gittiği ama genelde itici bulunduğum durumlara yol açan en sevdiğim spor.
benim babam amatör bir spor kulübünün başkanıydı. ben her hafta sonu o takım otobüsüyle maçlara giderdim. cebeci stadı. 19 mayıs stadının yanındaki toprak sahada maçları izlerdim. hava soğuk iken otobüsün içinde hava iyiyse kenardan takip ederdik. benim ilk aşkım kaleci ensar.sonra da forvet alamancı mustafa abi oldu. her salı akşamı babam ile trt2'de avrupadan futbolu izliyorduk. ben böyle büyüdüm. futbolu seviyordum çünkü babam seviyordu aramızdaki en güçlü bağ idi.
hala beşiktaşlıyım evet ama artık adaletsizliği kabullenemiyorum. siz umudunuzu kaybetmeyin benimki buraya kadarmış.
beşiktaş'ımın (vurgula: yine) kaybettiği bir derbi maçıdır.
daha sonra hasan şaş'ın kurduğu şu cümleler kafama takıldı: ''galatasaray her zaman beşiktaş karşısına rahat çıkmıştır.'' benim içim fesat olabilir ama bu rahatlık nerden geliyor diye düşünmeden edemiyorum ve (vurgula: yine) yenilmiş olmayı anlayabiliyorum.
bilic'e saldırmayı anlayamıyorum sorun ne ba'yı oyundan almış olması mı? ilk yarı bitince almalıydı diye düşünüyorum sadece. ayrıca futbolculardaki bu sinirli ve agresif hareketleri için psikolojik yardım istemesi gerekir. zira hepimiz cüneyt çakır'ın art niyetli olduğunu teeee delgado'nun anlayamadığı dilinde ona karşı yapmış olduğu hareketle biliyorduk bunu ben bile biliyorsa artık beşiktaşlı futbolcuların da bilmesi gerekmez miydi?
henüz hiçbir şey bitmiş değildir. önümüzde maçlar var ve şampiyonluk arada bir puan fark varken gitmiş değildir. güçlü olun.
ama hiç kimse bizden umudumuzu söküp atamaz!
daha sonra hasan şaş'ın kurduğu şu cümleler kafama takıldı: ''galatasaray her zaman beşiktaş karşısına rahat çıkmıştır.'' benim içim fesat olabilir ama bu rahatlık nerden geliyor diye düşünmeden edemiyorum ve (vurgula: yine) yenilmiş olmayı anlayabiliyorum.
bilic'e saldırmayı anlayamıyorum sorun ne ba'yı oyundan almış olması mı? ilk yarı bitince almalıydı diye düşünüyorum sadece. ayrıca futbolculardaki bu sinirli ve agresif hareketleri için psikolojik yardım istemesi gerekir. zira hepimiz cüneyt çakır'ın art niyetli olduğunu teeee delgado'nun anlayamadığı dilinde ona karşı yapmış olduğu hareketle biliyorduk bunu ben bile biliyorsa artık beşiktaşlı futbolcuların da bilmesi gerekmez miydi?
henüz hiçbir şey bitmiş değildir. önümüzde maçlar var ve şampiyonluk arada bir puan fark varken gitmiş değildir. güçlü olun.
ama hiç kimse bizden umudumuzu söküp atamaz!
tatilin, yazara işe gitmesin diye mi yoksa sözlüğe girmesin bu karda kışta diye sebebini merak ettiğim tatildir. kafamdaki diğer sorular şöyle kapsama alanı nedir? edirne'den kars'a kadar mı? yoksa sadece istanbul için mi geçerlidir? belli bir yaş sınırı var mıdır?
galatasaray maçına kadar mümkünse eğer oynamasını istemediğim zira o maçta garanti ilk 11'de oynaması gereken futbolcumuzdur.
kalp kırıcı olayların,bunalımlı saatlerin başlangıç olayıdır.
bu ve bunun gibi tüm kalp kırıcı olayları önlemek anlamında eski sevgiliyle ayrılırken bak ilk ben sevgili yapacağım ona göre anlaşmasına gidlierek ayrılmak gerekir yoksa valla bak ayrılmam senden taciz ederim seni diye şantajlara dahi başvurulmalıdır. her şey kendi iyiliğim için..
bu ve bunun gibi tüm kalp kırıcı olayları önlemek anlamında eski sevgiliyle ayrılırken bak ilk ben sevgili yapacağım ona göre anlaşmasına gidlierek ayrılmak gerekir yoksa valla bak ayrılmam senden taciz ederim seni diye şantajlara dahi başvurulmalıdır. her şey kendi iyiliğim için..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?