confessions

leia

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 3658
  2. takipçi 0
  3. puan 75657

fizy

leia
şu sıralar en sevdiğim sitedir. özellikle power mix kısmından istediğinizi seçiyor ve saatlerce dinliyorsunuz. tam evde parti tadında..

güya namaz kıldılar

leia

--alıntı--

"alkol kullandılar camilerimizde"
Dün asla bir araya gelemeyeceklerin, nasıl bir araya geldiklerini hem Türkiye hem dünya görmüştür.
Ulusalcılarla bölücülerin kardeşliğiyle, sözüm ona dindarlarla din düşmanlarının ittifakının aynı hedefe saldırdıklarını herkes görmüştür.
Bir tarafta ellerinde Türk bayraklarını sallayanlar, diğer tarafta Türk bayrağını alçakça yakanlar bir araya geldiler. Bir tarafta Gazi Mustafa Kemal’i istismar ettiler, bir tarafta bölücülerin paçavralarıyla yanyana getirdiler. Bir tarafta (vurgula: güya namaz kıldılar), camiye ayakkabıyla girdiler ve alkol kullandılar camilerimizde. Başörtülü kızlarımıza el uzattılar.

--alıntı--

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23532442.asp

cenk tosun

leia
bir sene boyunca ilgilendiğim matematik öğretmeye çalıştığım öğrencim ve ayrıca bir sene boyunca bu sene beşiktaş'tasın diyerek beynini miktiğim garibimdir. direk çağrıştı naapıyım adı soyadı aynı..
umarım istediği bir bölümü ve üniversitesiyi kazanır..

nitimur in vetitum

leia
taksim direnişi sonucu ortaya yeniden çıkan, bir çapulcu tarafından fransız başkonsolosluğu duvarına yazılmış olan ''yasaklanana erişmektir amacımız'' anlamına gelen latince sözdür.

nietzsche'nin ecce homo adlı otobiyogrofisinde geçen cümledir.

http://istanbulstreets.wordpress.com/2013/06/09/nitimur-in-vetitum-taksim/#jp-carousel-28191

çarşı ismini öne çıkarmak

leia
eylemlerde gelişen mizah anlayışının sonuçlarından biridir. birçok yaptığı sanılan şeylerin bir şehir efsanesi olduğunu zaten yine çarşı söylemiştir. zaytung haberi gibi inanıpta toma kaçırdığını bir süre sonra da helikopter kaçıracağına zaten kimse inanmamıştır. inanan varsa o ayrıdır. tamamen orantısız zeka yoluyla türetilmiş şeylerdir.
halkın ve hakkın yanında yer almak üstelik en önde olmak işte bütün mesele burdan çıkmıştır. üstelik sadece direnişlerde değil kazlıçeşme mitinginde bile çarşı bayrağı açıp insan çekmeye çalışmak öne çıkmış olmanın verdiği sonuçtur. kötü mü olmuştur? hayır asla biz 1982'den[ybkz]swh[/ybkz] beri zaten hep çarşı'yı böyle bildik ve böyle de devam etmelidir. eğer sessiz kalınmış olsaydı bence en büyük suç bu olurdu.

ayrıca benimle evlenir misin vedat?

topçu kışlası

leia
1909 yılında , şeriat isteyen kişilerin başlattığı ayaklanmanın karargahı olan mekandır. fakat mustafa kemal paşa'nın kurmay başkanlığındaki hareket ordusu, bu ayaklanmayı bastırıp topçu kışlası'nı yıkmıştır. kısaca bu kışla bir irtica simgesidir.

ankara

leia
benim gözümde kahramandır.



--alıntı--

(vurgula: kahramankara)

korkmayın.
istanbul kanatlarımızın altında

ankara'da her yol denize çıkmaz. her yolun sonu ya bir bakanlık ya meclis ya başka bir kamu binasıdır. ondandır ki ankara'da polis her zaman daha sert olur, daha ağır emir alır. her seferinde daha çok dayak yeriz burada ve her seferinde daha çok düşünürüz "dün olmadı ama ya bugün tutuklanırsam, ya bugün işimi kaybedersem" diye. ama öyle bir avantajımız var ki yaşamadan bilemezsiniz. her yerde muhalefet yaptığımız, eylem yapıp sesimizi duyurmaya çalıştığımız insanlar buradadır. bizden kaçabilecek yerleri yoktur. ankara, kaçıp sığınabilecekleri son noktadır ve ankara bizimdir. bu yüzden buraya geldiklerinde gözleri korkuyla dolar. bu yüzden burada 20 değil 50 korumayla gezerler. bu yüzden burada konvoy yaptıklarında önlerindeki 25 km'lik yol tamamen kesilir. öcüdür çünkü ankara. yaklaşmamızdan bile korkarlar, onun için burada amaç uzaktan korkutup kaçırmak değil, kaçacağımız tüm sokaklardan sıkıştırıp bizi ele geçirmektir.

yine de deneyimliyizdir merak etmeyin. maskeleriniz çok güzel bu arada. bizim öyle yok. o bez maskelerden var ama terletiyor. kaskımız da yok, plastik siperlikli boyacı şapkası takan işçi abilerimiz var. bir de kayak gözlüklerimiz yok, onlar çok güzel... onun yerine gözümüzü açamayacak duruma gelirsek kolumuzdan yakalayıp gözümüze solüsyon sıkan insanlar var. topuğuna basılmış bakkal ayakkabısıyla gaz bombasına gelişine vurur ankara. suratına doğru gelen plastik mermiyi küfür ederek durdurur.

bu yüzdendir şu, "ankara istanbul'un abisi gibi davranıyor. dayak yiyen kardeşinin güvende olduğundan emin olduğunda gururla 10 kat fazla dayağını yiyor." benzetmesi. olabilir, dişleri dökülüyor burada ankara'nın ama sizlerin orada, annelerimizin yanında güvende olduğunuzu gördüğümüzde kırılan dişimizi tükürüp kanlı ağzımızla gülümseyebiliyoruz. bu arada annelerimize söylemeyin, "biraz geç gelecekmiş, kız meselesi heralde" diyin.. bölüm sonu canavarıyla uğraşıyoruz, işimiz biraz uzun sürebilir.

bir de özür dilerim... biraz duygusalızdır. denize bakarak iç çekemeyişimizdendir duygusal ve yalnız hissetmemiz. onun için gördüğünüz gibi iyi dramatize ederiz, abartıyorum aslında biz gayet iyiyiz.

18 gün diyorlar, o kadar oldu mu gerçekten emin değilim. öyleyse eğer, 18 gündür her gün kovalanıp dövülüp sindirilip 2 saat uykudan sonra sabah 8'de işe gitmek insanı yoruyormuş. yoruyormuş ama gündüz hınzır istanbul'u seyretmek ve kendini alamayıp mizaha katılmak paha biçilemez. 1 saat önce girdim eve, 18 gündür randımanlı nefes alamamaktan göğsüm yanıyor her gün. şimdi de yatıp uyumak belki en mantıklısı ama belki sokakta birisi kalmıştır diye tunalı-tunus üzerinden arabayla bir tur atmak lazım gelir. belki iki haftadır defalarca kurtarıldığım gibi ben de birilerini arabaya atıp evine götürürüm.


--alıntı--


melih gökçek

leia
kendisine kimin tweet attığını tüm kimliğiyle birlikte öğrenip, mahkemeye verebilecek kadar araştırmacı kişilik. dedektif gibi..hatta eğer o'na oy vermediyseniz zaten sizi ankara'dan silmiştir. hatta tüm dış güçler gelip siz oy vermeyenlere saldırsa umrunda olmaz kılını kıpırdatmaz hatta yardımcı bile olabilir siz o'nun ankara'sın da değilsinizdir. biz bunu yıllardık biliyorduk da işte olmuyor artık olmuyor..

melih gökçek

leia
kendisini anmadan yollarda yürümenin imkansız olduğu ankara belediye başkanıdır.
her yapılan anlamsız köprü, her yapılan virajlı alt geçitler ve yaptıklarıyla övünüp alın biz bunu yaptık bakın da görün afişleri o'na aittir.

2 haziran 2013 ankara direnişi

leia
içinde bulunduğum, bir an öldüğümü düşündüğüm ve hala düşünmeme sebebiyet veren direniştir.

bir gün önce iş çıkışında kuğulu park'ta buluşmuştuk her şey gayet sakin benim durduğum saatler boyunca sadece tezahüratlar yapılıyordu.
ertesi gün[ybkz]swh[/ybkz] otobüse binip bir arkadaşımla gitmeye karar verdik bu arada twitter'dan devamlı takip ediyordum.opera tarafında zaten araçtan indiridik. sıhhıye'den yürümeye başladık.o'na telefon geldi biz meşrutiyet'teyiz oraya gel diye bu arada biber gazı etkisini göstermeye başlamıştı. ben oraya gitmek istemedim izmir caddesi'nden döner kumrular'dan evime giderim dedim. kızılay alışveriş merkezi 'ne yakın bir yerde tek başıma yanımda bir sürü gençle birlikte duruyordum sadece duruyordum çünkü bir çok evde oturan kişinin hissettiğini hissediyordum neden ben evdeyim onlar dışarda ve benim için de ordalar diye, asla pişman olmamalıydım bende kalmalıydım..
daha sonra önce yavaş yavaş giden bir araba gördüm yol veriyorduk heralde içinde yaralı vardır diye birden hızlandı ve üstümüze sürmeye başladı nasıl ve nereye kaçtığımı bilmiyorum sadece kaçabilmiştim.bir kaç kişiye vurdu.hemen taksilerle hastaneye götürdüler.ne oldu onlara hiç bilmiyorum..
biraz geriledim yanımda taksiler falan vardı o kalabalığın en sonunda gibiydim işte..birden araçlar gaza basıp gitmeye ve tüm kalabalık koşmaya başladı ileriye baktığımda tüm kızılay meydanı aşağıya sıhhıye doğru, ya da gmk bulvarı'na doğru koşmaya başladı. bende koşuyordum ara sokaklara kaçmaya başladık.sokağın sonuna doğru koşuyordum arada ''sakinnn... sakinnn..'' diyen bir kaç kişi bana bir şeyler söylüyordu duruyordum, sonra onlarla birlikte tekrar koşuyorduk..tam sokağın sonuna gelmiştik kumrular çıkacaktık ordan koşanları da görüyorduk 2 ya da 3 kişi burdan geliyorlar geri dönün dediler sanki hayatımın kararını o an veriyordum dinlemedim girdim caddeye polislerin kasklarını ya da o an ben uyduruyordum görüyordum... geliyorlardı!!!
savaşta mıydık? burası neresiydi? ne yapsam hangi sokağa girsem? lanet olsun en kötüsü tek başımaydım[ybkz]swh[/ybkz] ...
bu arada kızılay'a her gittiğimde eve dönerken taksi kullandığım yolu koşarak da geri dönebiliyormuşum. anıtkabir tarafına geldiğimde rahatlamıştım. polis buraya kadar gelemezdi artık...

polisten, ambulanstan veya karşıdan karşıya geçerken bir araba üstüme sürecek diye korkuyorum.devamlı ellerim titriyor..geceleri uyuyamıyorum devamlı polisler peşimde kovalanıyorum her yakalandığımda uyanıyorum sanki temple run'da gibiyim..psikolojik tedavi görüyorum..olsun.yine olsa yine giderdim.

#direnankara dedim ama benimki buraya kadardı. üzgünüm arkadaşlarım gerçekten üzgünüm...artık sadece lanet olasıca bir korkağım...


un kurabiyesi

leia
evde yapılanı asla bir pastanedeki tadıyla aynı olmayan kurabiyedir.
yapılışını anlatmayacağım çünkü yapamıyorum canlarım..
haaa ilerde kesin ben yapabiliyorum çok da güzel oluyor diyen entryler yer alacaktır benim beceremediğime dair bir takım şeyler ortaya atılabilir. olsun..

oğlum sana bihter'i alayım mı

leia
oğlunu veya kızını evlendirmeye çalışan bir baba ve çocuğu arasındaki gelişmeleri anlatan bir ankara oyun havasıdır.
isterim babacıım isterim...

http://www.youtube.com/watch?v=wPoOR1zgT5M&feature=share


not: başlıkta özellikle bihter'den sonra gelen ve sesli harfle başlayan ek kesme işaretiyle ayrılmadan yazılmıştır.çünkü şarkının orijinali öyleydi. neyse hayırlısı..saygılar..
44 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol