leia

sıkıntının sadece belli bir an için gerçekleşmesidir.

tonikle içilmesi gereken alkollü içecektir.

oyun bitti anlamına gelen sinir olasıca yazıdır.

burda tanışıp evlenmeyi düşünen sözlük yazarlarının balayında da birlikte olması gereken tayfadır.

69.altın küre ödül töreninde kısa bir konuşma yapan sanatçımızdır.

"Altın Küre ödülleri şu anda 199 ülkede izleniyor ve benim ülkem Türkiye de buna dahil. Ben bu töreni izleyerek büyüdüm. Ve benim için bugün burada olmak büyük bir şeref. Yurtta Barış, cihanda barış" demiştir.

egemen kayıtsız şartsız benimdir dediğim futbolcumuzdur.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

katalanyalılar tarafından yapılan cin'in hediye edildiği evdir.benim getirdiğim cin çarpar.akıllı için danalarım yavaş yavaş sindire sindire!
darısı bu sene getirilecek diğer alkollere.aslında aklıma bi fikir geldi topluca gidip zirve yapalım herkes kendi evine kendisi getirsin.

çok ama çok ünlü blog yazarı hatun.küçük aptalın büyük dünyası diyerek günlüklerinden oluşan 2 kitap birden çıkarmıştır.bu kitapta başına gelen her türlü olayı aşk,arkadaşlık,aile ve iş yaşantısını genelde mizahi bir dille anlatır.

volkan patlamaları,depremler,seller,tsunami,büyük çaptaki uçak,tren,araba,gemi kazaları,salgın hastalıklar,virüs bulaşmaları,hayvanların etkileşim geçirmesi ve topluca insanlara saldırmaları,hortum,fırtına,kasırga,göktaşı çarpmaları....ve daha sayamadığım nice felaketlere konu olmuş filmlerdir.çekilmesinin nedeni herkesin başına gelebilir hazırlıklı olalaım ve bunları yapalım ya da yapmayalım diye uyarmaktır.

hepsinde birçok ortak özellikler mevcuttur.
-hepimiz öleceğiz diye başlar ve gerçekten sonunda az miktarda insan kurtulur.
-her felaket içinde aşk yaşayan ,tazeleyen veya sonunda barışıp öpüşen çiftler bulunur.
-ilk sahnelerde başımıza şöyle bir felaket gelecek diyen biri vardır ve uzun bir süre asla ona inanılmaz.
-felaket sonrası bir kriz masası oluşturulur.küçük müdürlükten abd başkanına kadar büyür masanın üyeleri.
-filmin ilk başlarında tüm uyarmalara rağmen (i: eeeee bizim başımıza birşey gelmez biz çok sevişgenizhem de genciz akıllıyız) diyen bir çift mutlaka bulunur.ilk bunların başına gelir her halt.
-kahramanlarımızın çocukları olur bu çocuklardan mutlaka birinin köpeği ya da herhangi bir hayvanı olur o da zırt pırt biyerde kalır ve son anlarda bağırılır (i: kooooş koşşşş oğlum koşşşşşş)
-kendini feda eden bir baba,eş,arkadaş mutlaka bulunur. (i: ben yaparım bu işi ama sen benim yafruma bak ve hep beni anlat ona) der.
-kendi çıkarlarını düşünen zengin ,güçlü kodaman adamlar da bulunur.başından sonuna kadar ikna edilmeye çalışılınır ancak filmin sonunda pişman olduğunu söyler hep ama bazen çok geç kalınmıştır.

kabaca [ybkz]swh[/ybkz] (i: bokunu çıkarmak) anlamına da gelebilen deyimdir.

inönü'de asla izleyemeyeceğim hatta dersimin bitiş saatiyle maçın başlama saatinin aynı olması sebebiyle ilk yarıyı bile izleyemeyeceğim maçtır.
bu entry yazılırken kendini berbat hisseden yazarım şu anda.evet illa ki yazmam gerekiyorsa budur.belki biraz da bu: saldır beşiktaşım oley

devlet dairelerinde üzerlerine önem derecesine göre renkli etiketler yapıştırılarak tespit edilen eşyalardır.
küçükken babamın çalıştığı yerden hatırlıyorum ve her seferinde sorardım babama babaaaaa beni kuratarıcaksın önce dolabı mı diye?
koskocaman dolabın içindekiler artık neyse ilk kurtarılacaktı.fakat taşıyanların dolabın altında kalmasıyla son bulur o derece hayvani boyuttaydı.

valinin teknik bir arızadan kaynaklandığını söylediği kesintidir.
ne kadar aydınlatıcı bir açıklamadır.aaaaa tamam o zaman kesilebilir canım teknik arızaymış hmmmm.
tabi herkese şöyle bir başkan denk gelmiyor:
1 hafta su kesintisinden dolayı (i: tatile gidin evinizde durmayınız!)
yağan şiddetli kar sonrası tuzlanmayan yollar için (i: tuzladık tabi inanmayan yalasın!)
çok şansızsınız çoook!

an itibariyle yağmur+kar birlikteliğine sebep olan şehir.
dışarı çıkmanız dahilinde sadece 3 dakika içinde sırılsıklam olmanız mümkündür.acayip bir hızda yağmaktadır.

stieg larsson'ın millenium üçlemesinin ilk kitabının adıdır.
2009 yılında isveç yapımı olarak ilk defa sinemaya uyarlanmıştı.şimdi de david fincher uyarlaması sinemalardadır.kitabı iyiydi.isveç yapımı da fena değildi.ama asıl sorunum şudur david fincherböyle bir filmde ne işi var.asla kötü bir şey yapacağını düşünmemekteyim zira bugüne kadar asla kötü bir yapımını görmedim ama ne bileyim bence daha özgün bir şey bulabilirdi.gazeteci mikael blomkvist rolünde daniel craig.lisbeth salander rolünde ise rooney mara oynamaktadır.

caallejon golüyle 2-1 madrid'in önde olduğu maçtır.
(bkz: hala madrid)

ntvspor'da naklen yayınlanan ve tabiki de barcelona'lı spikerden dinlediğimiz ispanya ligi mücadelesi.
dakika 80 itibariyle 1-1 devam eden maçtır.

resmi başvurularda güvenlik amaçlı sorulan ne kadar güvenilir olduğu şüpheli olan uygulamadır.
diyelim annem babam boşandı ve annem eski soyadına geri döndü.herkes öğrenecek,sıçtım mı şimdi ben?

fatih akın'ın yönettiği bir aşk filmidir.o kadar sıcak -adı gibi temmuzda-,sevimli,süprizli,eğlenceli bir yol hikayesidir ki bir kere daha izleyesiniz gelir.filmi izledikten sonra işte bu o şarkı diyeceksiniz.buyrun:

güneşim, ayım sana ışık olsun
sıcak kumum yoluna açık olsun
okşarım tenini rüzgarımla
susuz kaldı sularım dudaklarına
ahh o gözlerin
arasın beni, peşime düşsün
ahh o dudakların
gelsin, bulsun, tatsın ve öpsün beni.

http://www.dailymotion.com/video/xcb45m_ydil-uner-guneyim-temmuzda-im-juli_music

tam tersi durum söz konusudur.renkler değil de zevkler her zaman tartışılır.mesela korku filmi izleyen her insanla tartışabilirim nasıl bir zevktir ya o!