kabak tadı vermek

fani madida
bir şeyin sürekli olarak tekrarlanması sonucunda ortaya çıkan bıkkınlık hissinin tarifi maksadıyla kullanlan deyim.

sözlükte de bazen bu hissi yaşamak mümkün. zaman zaman hortlayan real madrid-barcelona çekişmesinin pabucu yeni moda olan adana demirspor furyası ile dama atıldı. sözlükte yazarlar her konu hakkında düşüncelerini özgürce ifade edebilirler bunda bir sorun yok, ama buranın beşiktaş sözlüğü olduğunu da unutmamak lazım sanki.

mesela bu akşam maçımız var. bugün girilen entry sayısı ise sadece bir (rakamla 1).

zamanında gönlüm kapalı senden başkasına demiştik, benim için halen öyle.


edit: beşiktaş sözlüğünde beşiktaştan daha fazla öne çıkan bir kulüp olmasın demek yanlışmış, bunu da öğrendik.
avcarlıçürük
adana demirspor yorumları için söylenmesini haksızlık olarak gördüğüm deyim. zira gündeme ilişkin bir konunun, gündeme geldiği gün boyunca konuşulmasından daha doğal bir şey olamaz. bahsedilen konu, örneğin 11 ocak 2012 beşiktaş gaziantep büyükşehir belediyespor maçı sonrasında halen konuşuluyor olsaydı, kabak tadı vermiş olabilirdi. ancak gördük ki o maç sonrasında sadece sözlükte değil, her yerde beşiktaş ve dişi kartallar konuşuldu. maç öncesinde maç başlıklarının rağbet görmemesi, ilk kez rastlanan bir durum değil, çünkü maçtan önce yazılabilecek şeyler sınırlıdır. tahminin varsa yazarsın, gideceksen yazarsın, kadro belli olur yazarsın, vs. ama esas yazılacaklar maç esnasında ve bitiminde yazılır. 10 ocak 2012 galatasaray adana demirspor maçını adana demirspor tribününde izleyen bir adanalı ve ads taraftarı olarak, bu konunun 11 ocak 2012 günü boyunca gündemi işgal etmesinden daha doğal bir şey göremiyorum. bu konudaki kabak tadı benzetmesinin de, o akşamki maçımızın başlama saatiyle birlikte kendi kendini çürüttüğü kanısındayım.
avcarlıçürük
ricardo andrade quaresma bernardo başlığına her entry girildiğinde, bunun bazı yazarlar tarafından adeta savaş ilânı olarak kabul edilmesinin, şahsımda yarattığı ruh hâli. sadece ters düşmek sorun değil ama abuk subuk yakıştırmalar, tatsız ironiler derken işin boku çıkıyor. o başlığa entry girerken 2 kere düşünür oldum bu arkadaşlarımızın sayesinde. ne dediysek, artılarla eksileri tartıp, eksiler ağır bastığında bunu dile getirmenin yanlış bir tavır olmadığını anlatamadık. real madrid maçlarını izlerken, bazen hırsından bencilce şutlar çekip güzelim atakları harcayan cristiano ronaldo'yu bile eleştirebiliyoruz; hatta messi bile "xavi ve iniesta olmadan bir hiç yeaa" şeklinde eleştirilebiliyor ama quaresma'nın hatalarını görüp söylemek kabahat. artık bu durum kabak değil daha da kötü bir tat vermeye başladı. olayı kişisel algılayıp sinirlendiğinizde basabileceğiniz bir eksi butonu var orada, kullanın onu. ki kullanılıyor da zaten ama nasıl bir hırssa, arkasından laf sokmalı entry girmeden olmuyor. peki tamam, quaresma'nın hatalarını dile getiren herkes "velilere ekremlere lâyık". aynı mantıkla; chp'yi eleştirenler akp'ye, akp'yi eleştirenler askerî darbeye, başbakanı eleştirenler de ergenekon davasında sanık olmaya lâyık o zaman. gözünü sevdiğimin düz mantığı. ister misiniz, tüm yazarlar el ele tutuşup her konuda aynı fikirde olalım ve hayat bayram olsa eşliğinde döne döne dans edelim? belki bazı dostlarımızın sakinleşmesi konusunda yardımcı olabiliriz böylelikle.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol