confessions

la bebe

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 696
  2. takipçi 0
  3. puan 14240

maç sonrası futbolcuların forma değiştirmesi

la bebe
2-3 formayla tüm sezonu götüren amatör küme sporcuları için maalesef pek de mümkün olmayan davranış.

en yakın örneklerinden birini, dün 25 eylül 2012 niğde belediyespor beşiktaş maçı sonrasında escude'den formasını aldıktan sonra kendisininkini verip vermeme ikileminde kalan ve yedek kulübesine "ee şimdi n'apıcam?" bakışları atan niğdeli futbolcuda gördük.

türk dış politikası

la bebe
aynı isimli dersi mülkiye'de veren baskın oran hocanın editörlüğünü yaptığı 2 ciltlik arşivlik eser.

türk dış politikası 1: 1919-1980
türk dış politikası 2: 1980-2001

bu tür mevzulara ilgi duyanların edinmesini tavsiye ediyorum.
hem d&r'ın internet sitesinde %30'a yakın bir indirimle satılıyor şu sıralar.

yılmaz özdil

la bebe
neşet ertaş gibi; hayatı boyunca siyasi anlamda neredeyse hiç renk vermemiş, 74 yıllık ömründe hiçbir seçimde oy kullanmamış, kendisini (b: halk)a adadığını her fırsatta dile getirmiş ve hatta bu uğurda "devlet sanatçılığı" unvanını bile reddetmiş bir gönül adamının ölümünün ardından bile siyaset yapabilmiş olan zavallı.

evet zavallı diyorum; zira, neşet ertaş'ın türküsünde geçen zülüf, sarhoş vs gibi sözcükleri "bakın bakın zülüf demiş, yani türban yok. bakın bakın sarhoş diyor, rakı diyor" minvalinde bir basitlikle irdeleyen bu adam safi zavallıdır efendim.

hele bir de, neşet ertaş'ın almanya'dan türkiye'ye kesin dönüş yaptıktan sonra izmir'e yerleşmiş olmasına vurgu yapması yok mu, izmir'in batsın bre allahın cezası dedirtiyor insana.

allah akıl fikir versin.
hem ona, hem hayranlarına.

kurthan fişek

la bebe
Bugün vefat etmiş olan, 1942 doğumlu akademisyen.

kendisi yönetim bilimi'nin amentüsü sayılabilen "Yönetim" adlı eserin de yazarı olup, kendisinin bu eseri Mülkiye sıralarında "das yönetim" olarak anılmaktadır.

1983 yılında sıkıyönetim yasası'nın amir hükümleri gereğince akademisyenlik görevinden alınan ve 1990 yılında bu görevine tekrar dönen Kurthan Hoca, Sabah ve Hürriyet gazetelerinde köşe yazarlığı yapmıştır. 1999 yılında Yök yasasında yapılan yeni bir düzenlemeyle mülkiye'deki görevine dönmüş, yönetim bilimi dersleri vermeye başlamıştır.

argolu ders anlatımı ve derslere misler gibi alkol kokusuyla gelen hocamızın nesilden nesile aktarılan en bilindik anısı, bir öğrenciyle pisuvar başında girdiği dialogtur. Pisuvarda ellerini duvara dayamış halde hacet gideren hocaya bir öğrencinin neden bu şekilde yaptığını sorması üzerine, hoca bu durur mu yapıştırmış cevabı[ybkz]swh[/ybkz]: "(i: doktor ağır kaldırma dedi)"...

ayrıca kendisi "galatasaray aristokrasiyi, beşiktaş proletaryayı, fenerbahçe burjuvaziyi simgeler" diyerek biz beşiktaşlıların hislerinin şahane bir tercümanı olmuştur.

5 eylül 2012 afyonkarahisar cephanelik patlaması

la bebe
nasıl bu kadar çabuk unutulduğuna bir türlü anlam veremediğim kara leke.
ne vakit böyle bir şey olsa, ne vakit sorumluluk almayı ve açıklama yapmayı gerektiren bir şey gerçekleşse araya olayı soğutmaya yetecek kadar bir zaman konuluyor ve ardından da basit birkaç cümle ile her şey geçiştiriliveriyor.

bölükteki komutana yıkarlar diye bekliyordum fakat zavallı bir ere yıkmışlar. Araya farklılık da sıkıştırıyorlar, bak sen şunlara!

hem bırakalım zaten afyon'u. ayfon 5 çıktı, o daha mühim.

milli maçlarda yapılan kulüpçülük

la bebe
koskoca türk milli takımının, galatasaraylı-fenerbahçeli-gurbetçi futbolcu üçlemesinden kurulmasının bir getirisi olduğunu düşündüğüm durum.

hadi gurbetçileri bir kenara alalım, ülkenin en ezeli iki rakibinden karma yapıp takım kurarsan; tribündeki adam da tepkilerine kulübünü karıştırır doğal olarak. bunun önüne geçmek mümkün değil.

ayrıca, beşiktaş'ı tüm takımların -hatta vatan, millet, bayrak vesairenin- üstünde tutan şahsımın da; emre belözoğlu'nun attığı gole en ufak bir tepki veremediğini, burak yılmaz denen zibidiyi görünce tüm sinirlerinin şaha kalktığını ve rakip takımlardaki diğer tüm antipatik herifleri görünce negatif reaksiyonlar verdiğini de eklemek isterim.

velhasıl, kendisini bir kaşık suda boğabileceğim adamı sırf üstünde milli forma var diye destekleyecek değilim. sanırım ben de kulüpçüyüm.

iki pas attım aptal oldu

la bebe
aşağıdaki videoda geçtiği iddia edilen ve her nedense benim defalarca izlememe rağmen fark edemediğim cümle. dudaklarını çok net okuyamasam da, jest ve mimikleri daha ziyade "gördün dimi abi ehehe" minvalinde bir şeyler gevelediğini düşündürdü bana.

videonun tamamını izleyin bence ama, söz konusu kısım 05.22'de.
http://tinyurl.com/c6ag6lz

tamam biz de hastası değiliz kendisinin ama, sırf şımarıklığıyla adı çıktı diye de sikko gerekçelerle sayfa sayfa haber olmasına da sessiz kalamıyoruz işte. adam üstüne geçirdiyse o formayı, üstelik değişeceğine dair de umutlar veriyorsa bize; kendisini ezdirmemek boynumuzun borcu olmuştur, yapacak bir şey yok.

metin kurt

la bebe
Futbol alanındaki sendikal faaliyetlerin ilk başlatıcısı olduğu için spordan aforoz edilen ve bugün 64 yaşında hayata gözlerini yuman eski galatasaraylı milli futbolcu.

ölümü; hem türk futbolu için, hem de türk sol ideolojisi için çok büyük bir kayıptır.

allah gani gani rahmet eylesin.

samet aybaba

la bebe
Allah'ın beşiktaş taraftarı için tahsis edilmiş cezası.

kendisini hak edecek ne yapmış olabiliriz diye düşünüyorum; sonra aklıma "ahmet dursun seba gitsin"ler, "yetmez yıldırım demirören yetmez"ler geliyor, sonuna kadar hak etmişiz bu cezalandırmayı diyor ve susuyorum.

kendisini destekleyenlerin kalbini kırma ihtimalim yüzünden eşle dostla futbol konuşamaz oldum lan!
kanserimsin samet aybaba.

fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi

la bebe
avukatları çok olan yönetimdir.

bariz hatalı oldukları konularda bile savunanları çıkıyor; kendilerini körü körüne savunmak "destek vermek" ile karıştırılıyor.

biz de destekliyoruz, biz de kendilerinden çok şey bekliyoruz, ama bu beceriksiz olduklarını itiraf etmemizi engellemiyor. aksine, güzel günler görebilme konusunda kendilerine dair masumca beklentiler içerisinde olmamızın da etkisiyle; başarısızlıklarından daha çok üzüntü duymamıza sebep oluyor.

leyla ile mecnun'dan alıntılamak gerekirse;
"hayallerin ne kadar büyük olursa, hayal kırıklığında o kadar gürültülü olur!"

sanırım bizim başımıza gelen de tam olarak bu.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol