kerami pestenkerani

az önce vakur, haysiyetli ama fazla yorularak yaptığım, tüm dünya için büyük önemli taşıyan eylem. dünya üzerinde birkaç imparatorluğa verilen yüzükleri kontrol eden, onlara hükmederek kötü kişileri dünyanın hâkimi yapabilecek en güçlü yüzüğü az önce apartmanımın yanındaki inşaata giderek hafriyat tepesinden aşağı attım.

on dört yaşında bir kardeşiniz olarak vaktimin çoğunu evde metin 2, ablamın iphone'nundan ise angry birds oynayarak geçiriyorum sevgili abilerim. top oynamayı sevmediğim ve taso devrini kaçırdığım için dışarı çıkma ihtiyacı pek duymuyorum. biraz önce okulum atatürk ilköğretim okulu öğrencilerinden en aşüfte kaküllü, ceylan gibi kızına facebook'ta paylaştığım rap şarkısını beğenmesi için mesaj atarken sözlüğün sayfasına da bi' gireyim dedim. amacım girip tüm fotoğraflara "çhar$ı alaynha khar$ı", "teq a$q b$iktaş", " nhe pra, nhe araba, nhedhe mhannitta, choqdha siqimde bu dhunya" içerikli yorumlar yazmaktı. sonra hepinizin büyük koca koca- hatta saçı kırlaşmış- adamlar olduğunuzu görünce korktum. iftar fotoğraflarında bir hatun var çok beğendim abilerim ben onu; kırmızı gözlüklü kız. o kadar güzel ki o abla, diğer kadınlar hakkında yorum yapmama gerek kalmadı. revnaklığıyla adeta gözlerimi kamaştırdı. keşke benim de ablam o kadar güzel olsa dedim kendi kendime. sonra başka bir albümde atatürk dövmeli oğlanı gördüm. o abi biz avcılar adındaki banliyöyü depremden az sonra ziyaret ettiğimizde - o zamanlar 3 yaşımdayım- oradaki gayrimüslim bir abi vardı, ona benziyor. adı fuli miydi, filo muydu, file miydi, fifi miydi, pipi miydi neydi. onu aklıma getirdi o abi.
forzanarchy ise, eğer büyüyünce eşcinsel bir eğilime sahip olursam bana sözlükten ulaşabilir, çünkü xavi'yi seviyorum ve forza ona benziyor. fotoğraflardaki en taş çocuk o abi bence. sırf bu yüzden ileride eşcinsel olabilmek için bir hafta boyunca ablamın pijamalarını giymeyi düşünüyorum.

futbolla ilgilense dahi her gurbetçi gibi özünde bir rapper yatan ümit davala, 2004'de bu sevdasını nihayete erdirerek süper bir müzik albümü çıkarttı. yalnız deniz yeşili mercedes kullanan türklerde değil, dünya müzik piyasasında ikinci little boy etkisi yaratarak çok kulağı sakat bıraktı. bir anda tüm kulaklar daha önce dinledikleri ezgilerin ne kadar da yarakça olduğunu fark etti. bilhassa ümit davala'nın albümü the beatles adındaki dört sünepe oğlanın bugüne kadar nasıl da şişirildiği gerçeğini pembe ingiliz suratlara tokat gibi çarptı. (o pis beyaz suratlara eldivenle vurdun mu izi üç gün geçmez) hiçbir türk bir beatles pasajını ezbere bilmezken ümit davala;
"çaktın kibriti, bir anda küle çevirdin ikimizi,
artık istiyorum benim gibi olasın,
dinle bak ne diyor kayahan abi: "
deyip büyük üstat kayahan'dan müthiş bir söz geleceğini bize erken uyarı sistemi gibi haber vererek bir aşk hikâyesi'ni insanlığın dimağsına adeta nakşetmiştir. bu şarkının klibi inönü stadyumunda çekildiği halde şarkıyı sadece "ha ha.. ben ümit davala, bir hikâye anlatcam sana"diyerek başladığı için yalnız bugün seksen defa dinledim.
dün de kırmızı beresi nedeniyle kırk yedi defa klibi izlemiş, youtube'daki on sekiz farklı hesabımdan da oy kullanmıştım.

kaldır başını, indir kaşını; azgın demokrat.

(bkz: adnan kaşıkçı)

(bkz: süha özgermi)

(bkz: chuck norris)

mustafa özkan. türkiye'de hiçbir kulüp onu anlamadı, sadık kalmadı, birtakım müşterek menfaatlerde onunla mutabakata varamadı ve yollarını kaypakça ayırdı. ancak bu tutarsızlığın güzel bir filizi olarak on senede yetmişüstü kulüp değiştirip türk futboluna ve güzide yerel taraftarlara hoş bir değer kattı mustafa. güçlü fiziği, hava hakimiyeti, plaseleri ve oyun içi hakkaniyetiyle van basten'den çok ötelerde bir yer tutar nazarımda. van basten denilen pestenkerani adamın avrupa'da mustafa özkan'dan fazla yankı bulmasının altında ajax'ın semitist tutumu ve israil'in muazzam diplomatik oyunları yatar. ayrıca ajax'ın ambalajı her zaman avrupa için albenili olmuştur. yoksa van basten denildiği gibi kuğu değil adeta rosa türü bir flamingodur. yonca evcimik'in okai yamaşita kombambama kombamba (x 8)/ bu sabah 8:15 vapurunda/ onu gördüm karşımda/ dizlerimi titretti/ aşık oldum galiba diye süregelen müthiş saykodelik şarkısındaki tahta bacaklarla beş metre irtifa kazanan sirk jonglörü misali vücudundan otonom bacaklarla ayakta durması dahi çok zordur van basten'in. nitekim yirmi yaşında futbola başlamış ve yirmi ikisinde futboldan soğuduktan sonra yirmi üçünde futbolu bırakmıştır. kayda değer büyülü bir gölü dahi olmaması ve aşırı çıtkırıldım olduğu halde mustafa özkan'dan daha çok tutulmasını mustafa özkan'ın çene yapısına bağlıyorum.

orijinal adıyla kendime engin noyan'dan sonra rol model aldığım müthiş sıvı kişilik mehmet ali erbil'in lugatına girmiş kocaelisporlu futbolcu.

fena siker ami pestenkerani.

bugünlerde allah kabul etsin dediğim sıska uzunca kişilik. din kurduğu gün anında kralının allahını tanımam, önünde kandilli temenna ederim.

herkes hata yapar, ben de taş ile kuş öldürmüştüm sekiz yaşımda. aradan çok seneler geçti, altı.


ulan vicdanım da el vermedi kalsın entry. muazzam berbat bir kişidir bu.

(vurgula: müstear ad): kerami pestenkerani
(vurgula: mevkii): stoper
(vurgula: boy): 1.98 cm
(vurgula: kilo): 92 kg
(vurgula: spesifikasyon): liderlik vasfı, aleyhine gelişen penaltı hakemin gözünden kaçsa dahi hakemi uyaran, hantal, on dakika geçmeden nefes nefese sahaya yığılan, çevik ve süratli rakip futbolcu takibi sıfır, üstün yugoslav faulü melekesi, hayvan gibi sıçrayıp kornerlerde gol atar, abanmasyon, topu dik gitsin futbol mentalitesi, tek tip yelek giymemek için maçın ilk golünü atma hırsı, soyunma odasında dal taşak gezmece, kadınların maça odaklanamamasına neden olma, takım içi kompleks unsuru.
(vurgula: yer): yüz on yıllık istanbul.
(vurgula: iletişim): gri otomobilin üstü.

(vurgula: kabiliyet)
(vurgula: defans:) 10
(vurgula: forvet:) 2
(vurgula: şut:) 9
(vurgula: hız:) 1
(vurgula: blokaj:) 10
(vurgula: yakışıklılık): 10
(vurgula: kafa:) 9
(vurgula: zekâ:) 10

recep çetin'in malmö karşısında kendi kalesine attığı gol de bu kategoridedir.
hâlâ çok reytingli komik futbol enstantaneleri içerikli youtube videolarında insanları gülmekten kırar, çene kaslarını gevşetir.

(bkz: football manager 2012)

(bkz: birkaç iyi adam)

(bkz: cumartesi gecesi beyoğlu'nda dolaşmak)

(bkz: profesyonel futbol disiplin kurulu)

(bkz: azalarak bitmesi istenilen şeyler)

(bkz: vincent van gogh)
(bkz: theo van gogh)

bu sonu meçhul bir yazı. bu cümleyi yazarken peşi sıra gelecek cümleyi bile düşünmüyorum; tıpkı birçoğunuzun yazılarında yaptığı gibi. sözlükte kısa zaman zarfında haylice şey karaladım. tekmili birden tahmin ettiğiniz gibi kastî yazılmış rahatsız edici ve sarkastik yazılardı. ben beşiktaşlıyım. mamafih metin-ali-feyyaz'dan sonra futboldan daha az zevk almaya başladım. o günden sonra takımlararası partizanlıktan ziyade sporda taraftar bilinci ve toplumsal refleksin oluşumu beni daha çok alâkadar eder oldu. işte bu farklı temayülüm, burada, taraftarı olduğum takımın sözlüğünde yazmaya karar vermeme neden oldu.

yazarken şunu düşündüm. sizin diğer takımlara yaklaşımınızı ben beşiktaş'a yapacaktım. siz bunu yaparken ciddi biçimde hukuka aykırı davranırken[ybkz]swh[/ybkz] benim yazılarımda hukuka aykırı hiçbir sövgü isnâdı olmadı. yazılarımdaki tek dikkat ettiğim husus da sadece buydu. bu yüzden rahatsız oldunuz. çoğunuz beni olağan karşıladı. içten içe ya da açık seçik destekledi. kimileriniz ise, teskin edilmemiş ihtiraslarının kuvvetlendirdiği bir agresyon ile özel mesaj yoluyla aileme galiz imalarda bulundu, küfretti ve hatta tehdit etti. bu hitamlar o kadar okkalıydı ki olası bir suç duyurusunda cezaî yaptırım ile sonuçlanacağı mukannendir. kendi dimağsının yeterliliği kadar aileme imada bulunan bir yazar biliyor mudur ki asıl kinayeyi kendi müstear adının başında ve son iki harfinde spontan bir minvalde gerçekleştirmiş. gerçi burada alınan sübliminal mesaj bağıldır ve kişileri bağlamaz.

niçin sizin beriki takımlara yaptığınızı ben kendi takımıma bu mecrada yaptığıma gelince, aslında basit bir neden. sporun şiddete dönüşmesinden duyduğum rahatsızlık. bilhassa futbolda, tarafların birbirlerine tahammülsüzlüğü had safhada. kafelerde, kıraathanelerde yayımlanan maçlarda rakip taraftarlar ayrılarak kişilerin birlikte maç izleme özgürlüğü kısıtlanıyor. babası fenerbahçeli olduğu halde dayısı tarafından beşiktaşlı yapılmış bir çocuğun fiili ehliyete malik olana kadar stadyumlarda babasıyla maç izleme olanağı ortadan kalkıyor. hatta bırakın siktiğimin futbolunu, bir çocuğun işçi sınıfı babasıyla geçireceği tek günü pazardır ve o pazar günü birlikte vakit geçirmeleri, bana burada küfür eden çiğ zihniyet tarafından engelleniyor. hiç kimse bir başkasının yaşam hakkına müdahaleye edemez. bu çirkindir.

türkiye'de sosyal meselelere en duyarlı takım hiç kuşkusuz beşiktaş'tır. hukuk fakültelerinde öğretilen bir kural vardır. herkese mazlumun, düşmüşün, azınlığın yanında olmaları öğretilir. beşiktaş taraftarının bu bilinci yakalamasında belki de taraftar liderinin ermeni asıllı olmasından kaynaklanıyordur. ben de burada bu azınlığı temsil ettim. o kadar karşı cephede yer aldım ki, bu sayede benim üzerimden diğer taraftarlara tahammülünüz arttı. nasıl markaryan taraftar olgunluğunu, istihzayı, yaratıcılığı, empatiyi sağlayarak beşiktaş'a çok büyük bir katkı sağlamışsa kartal sözlük'te de (b: pip) bunu başarmaya çalışmaktadır. pip, sözlük içi armoniyi, tarafların çatışmasını sendika arabulucusu gibi büyük dirayet ile daha şerareler çıkmadan teskin edebilmektedir. bu sözlüğün sosyal medyada spor için saygı duyulan bir kaynak olabilmesi onun varlığıyla mümkündür. pip'in sözlük için büyük bir lütuf olduğunu düşünüyorum. iyi bir ekip ve metodolojiyle başarılı olacağına da gönülden inanıyorum.

bu güne değin müstear adımla paralel bir kişilik sergiledim sözlükte. hiçbir zaman başlığımın altına girilen entrylere oy vermedim. entrylerinizin oyu diğer yazarların bana tahammülünün bir arketipidir. bana iyi dileklerini gönderen bir başka yazara da hiç cevap vermedim. mamafih ona saygı duydum.
son olarak yazımı, sözlükte komünizme (i: "kominizm") diye başlık açıp da içini dolduran yazarlara addederek entrymi ne son kez okuyup, ne de redakte ederek önünüze sunuyorum.