kaptan

Ulu önder Atatürk'ün ilk ilgilendiği ve ziyaret ettiği Kulüp (1914).
İlk kurulan Spor Kulubü (1903)
ilk tescil edilen Spor Kulübü (1910).
İlk spor tesisi ve lokali kuran Kulüp (Akaretler-1909).
İlk resmi İstanbul Ligi şampiyonu (1924).
İlk eskirim şampiyonu Kulüp.
İlk atletizm şampiyonu Kulüp.
İlk güreş şampiyonu takım.
İlk voleybol şampiyonu takım.
İlk Başbakanlık Kupası.
İlk Federasyon Kupası.
20 takım arasında yapılan ilk Türkiye Ligi'nde şampiyonu.
Olimpiyatlara ilk defa bayan sporcu yollayan Kulüp (1936-Berlin).
Ülkemizde ilk defa sahnede spor gösterisi ve jimnastik hareketi düzenleyen Kulüp (1910 / Kadıköy Apollon Sineması).
İlk sualtı sporları yapan Kulüp.
İlk kıtalar arası seyahat yapan Kulüp (USA).
İlk boks şubesi kuran antrenörler yetiştiren Kulüp.
Türkiye'de dekatlon yarışları yapan ilk Kulüp.
İstanbul'da ilk defa uluslararası güreş turnuvası yöneten Kulüp (1910-1911).
İlk maraton müsabakasını kazanan sporcu "Maratoncu İbrahim".
İlk "Atış Poligonunu" kuran Kulüp.
Türkiye’de Engelli Şubesi olan ilk Spor Kulübü.
Dünya’da ve Türkiye’de çocuk dergisi çıkartan ilk ve tek Spor Kulübü.
Türkiye’de turizm şirketi kuran ilk ve tek Spor Kulübü.
Türkiye’de sigorta şirketi kuran ilk ve tek Spor Kulübü.
Türkiye Süper Kupası'nı (2006-2007 sezonu) kazanan ilk Spor Kulübü.

büyük bir tükürük cümlesidir...
tenhada yapılan bir artistlik ifadesidir...
önce böyle artistlik yapar "sen kimsin ya" diye tükürürsün, sonra bir bakarsın, tükürdüğünü yalatmışlar...
böyle de bir durum...

(bkz: sen kimsin ya)

esasen iyi bir çalışma yapılabilirse, tutacak bestedir...
yeniden gündeme getirilmelidir...
sözlüğümüzün yeni evladı olabilir...

stadın değişmesi ile ne yazık ki bir çok taraftarımız adına gerçekleşen beklenti...
fiyatlar yüksek, ama bu fiyatlar olmadan da mücadele zor...
şimdi altyapıdan adam çıkaralım nidaları başlayacak...
gerçekçi olalım, o iş zor ki zor...
altyapıdan adam çıkmasını kimse beklemez artık bu devirde...

kısır döngüye girdiğin durumlarda, bir süre sonra döngü möngü kalmaması durumu...
artık öyle bir hal alır ki, "ulan yine mi ya" bile demezsin...
öyle bakarsın, durusun...

içindeki çocuğun yaşlanmasına izin vermeyenler için de geçerli durum...
mesela ben hala yazıyorum...

izmir çiftilikköy'deki muhteşem balık restaurantı...
millet istakoz yemek için özellikle buraya geliyor, mezeler leziz, can baba her masaya tek tek uğrayıp sohbet eder, hal hatır sorar, fiyatları da gayet uygundur...
ahmet nazif zorlu'nun helikopterle bu mekana geldiğini gördü bu gözler...
tam mekanın ortasına indi...
şaka lan şaka, 300 metre gerideki okulun bahçesine indi...
helikopter park etti ya la adamlar...

yıldırım demirören'e vermediği tepkiyi, fikret orman'a vererek kafamda soru işaretleri oluşmasına sebep olan tribün emekçisi...

sonucunu 0-4 olarak tahmin ettiğim karşılaşma...

fikir babalığı yapıp, uçak biletim olmasına rağmen gidemediğim organizasyon...
ben gideyim de şurada ağlayayım...

bu sene folloş edilmiş durum...
anlamını yitirmiştir...
öyle bir hal almıştır ki, bayrağını kapan soluğu köprüde almıştır...

(bkz: koşun koşun panayır var)

sabah gördüysen, güne umutla başlamanı...
akşam gördüysen, huzurlu bir uyku uyumanı sağlayan durumdur...

bu insanları gördüğünde sarılasın, halini hatrını sorasın gelir...
hiç bir şey yapamıyorsan selam veresin...

açıldığı günlerde hiçbirimizin evladı olmadığı başlık...
mesela dingoc evladını, "bir koyarsa metin koyar, feyyaz koyar" bestesini ninniye çevirerek uyutur...
forzanarchy "ekinler" bestesinin sözlerini, "dandini dandini" şeklinde söyleyerek...
ben de "her şey senin için karakartal" bestesiyle...

(bkz: hüzünlendim be sözlük)

maç öncesi, maç süresi ve sonrasında her türlü idari ve oyunla ilgili görevde orta hakeme yardımcı olan saha oyun alanı dışındaki hakem...

köşe yayı...
bayrak direğinden oyun alanı içine doğru 1 metre yarı çaplı, korner atışı alanını gösterme amaçlı daire yayı...

milli duygulardan yoksun yönetimler, teknik adamlar, futbolcular yüzünden hala devam eden durum...
ampute milli takım maçları, a milli futbol takımı, hatta basket takımı maçlarından daha milli duygular içerisinde geçiyor...

her yazarın, okuyup beğendiği entrylere yapması gereken muamele...
bu uygulama, kan şekerini düzenler, ortamı şeker gibi yapar, şukela bir hal verir...
en önemlisi aynı safta olduğun dostuna hakkını verir...
uygulanmalıdır...

esasında en acilinden ihtiyaç duyulan transferdir...
beşiktaş'ın en önemli silahı, göbekten yara yara gelmesiydi, şimdi onu yapacak adam yok...
talisca da oğuzhan da bir var, bir yok...
bize alex gibi bir adam lazım...