yediğimiz birçok üründe bulunan madde. özellikle tatlı ve dışı parlak olan ürünlerin bu parlaklığını alması için kullanılır.
27 yaşındayım, kendimi bildim bileli beşiktaşlıyım, kendimi ifade etmeye başladığım günden beri insanlara beşiktaşlı olmanın ne demek olduğunu anlatmaya çalışırım. ama hayatım boyunca beşiktaşlı olmanın nasıl bir şey olduğunu bu derece güzel, böylesine tertemiz ve böyle net bir şekilde anlatamamıştım.
(bkz: #316196)
sevgiliyle benzer özelliklere sahip olmak çok güzeldir. aynı yemekleri sevmek, aynı kitapları okumak, aynı müzikleri dinlemek, aynı filmleri beğenmek, aynı manzaradan büyülenmek gibi mesela. bunları bir de birlikte yaparsınız sevgilinizle ve hayatınızda olmadığı kadar zevk alırsınız o yapılandan. ama bir de bazı özellikler vardır ki ilişkinin daha da güzelleşmesine sebeptir, birbirinizi tamamlarsınız. işte ilgili entry buna çok güzel bir örnektir. benim yıllardır yapamadığımı beni yaklaşık bir buçuk yıldır tanıyan sevgilim çatır çatır anlatmış. bende olmayan anlatı becerisini konuşturarak bana çok güzel bir sürpriz yapmış. hayat bir puzzle ise eğer, birlikte olduğunuzda puzzle'ın tamamlandığını gördüğünüz kadın hayatınızın kadınıdır. onunla birlikte eksik parçalarınız tamamlanır, artık eksik değil birsinizdir; bir bütün.
bu hayatta beni beşiktaş kadar heyecanlandırabilecek birinin hayalini kurdum hep. şükür ki dünya bana beni beşiktaş'tan bile fazla heyecanlandıran kadını verdi. beşiktaş'ı anlatırkenki oluşan heyecan o'nun ismi geçtiğinde yine aynı şekilde oluşuyor yüzümde. o'nu anlatmak, saatlerce o'ndan bahsetmek, yalnızca o'nu düşünmek dünyanın en güzel şeyi, en huzur veren hissiymiş. böyle bir duyguyu yaşadığım için allah'a ne kadar şükretsem azdır ki elimden geldiğince çabalıyorum.
benim siyah-beyaz'a olan kara sevdama ortak olduğun için, bu sevdamı paylaştığın için çok mutluyum sevgilim.
(bkz: #316196)
sevgiliyle benzer özelliklere sahip olmak çok güzeldir. aynı yemekleri sevmek, aynı kitapları okumak, aynı müzikleri dinlemek, aynı filmleri beğenmek, aynı manzaradan büyülenmek gibi mesela. bunları bir de birlikte yaparsınız sevgilinizle ve hayatınızda olmadığı kadar zevk alırsınız o yapılandan. ama bir de bazı özellikler vardır ki ilişkinin daha da güzelleşmesine sebeptir, birbirinizi tamamlarsınız. işte ilgili entry buna çok güzel bir örnektir. benim yıllardır yapamadığımı beni yaklaşık bir buçuk yıldır tanıyan sevgilim çatır çatır anlatmış. bende olmayan anlatı becerisini konuşturarak bana çok güzel bir sürpriz yapmış. hayat bir puzzle ise eğer, birlikte olduğunuzda puzzle'ın tamamlandığını gördüğünüz kadın hayatınızın kadınıdır. onunla birlikte eksik parçalarınız tamamlanır, artık eksik değil birsinizdir; bir bütün.
bu hayatta beni beşiktaş kadar heyecanlandırabilecek birinin hayalini kurdum hep. şükür ki dünya bana beni beşiktaş'tan bile fazla heyecanlandıran kadını verdi. beşiktaş'ı anlatırkenki oluşan heyecan o'nun ismi geçtiğinde yine aynı şekilde oluşuyor yüzümde. o'nu anlatmak, saatlerce o'ndan bahsetmek, yalnızca o'nu düşünmek dünyanın en güzel şeyi, en huzur veren hissiymiş. böyle bir duyguyu yaşadığım için allah'a ne kadar şükretsem azdır ki elimden geldiğince çabalıyorum.
benim siyah-beyaz'a olan kara sevdama ortak olduğun için, bu sevdamı paylaştığın için çok mutluyum sevgilim.
özlemi yine deli gibi sarmış takımımdır. her şey güzel gidiyorken bir anda yapılan saçma hareketlerle sinirlendirse de bu özlem hiçbir şekilde azalmıyor. moralsiz bile olsa insan, sahadaki siyah şort beyaz forma kombinasyonunu görünce içi içine sığmıyor.
kendime kızıp izlemeyeceğim maçları dedim bazen, bir olay oldu gitmeyeceğim maçına dedim, sinirliydim özetleri bile izlemeyeceğim dedim, spor haberlerine bakmayacağım dedim. bunları bu yaşıma kadar çok dedim, ileride de diyeceğim biliyorum. ama olmadı, yine olmayacak. içimdeki sevda azalmayacak. özetleri izlemeyeceğim derken yan gözle televizyona bakacağım, maçı izlemeyeceğim derken önünden geçtiğim kahvede dev ekrana kilitlenecek bir an gözlerim. gazete bayisinin önünden geçerken spor gazetelerine takılacak ilk önce gözlerim, o gazetedeki siyah-beyazlı adamlara bakacağım. çünkü biliyorum ki bu bir kara sevda. beyaz umutlar beslenen kara sevda. bitmeyecek tükenmeyecek bir kara sevda.
çok şanslıyım ki bu sevdamı anlayan, bu sevdama büyük bir saygı duyan, benimle birlikte bu sevdaya sevdalanan bir sevdiceğim var. ikisi için de bağırıyorum;
(bkz: sensiz geçen günlerin ben amına koyim)
kendime kızıp izlemeyeceğim maçları dedim bazen, bir olay oldu gitmeyeceğim maçına dedim, sinirliydim özetleri bile izlemeyeceğim dedim, spor haberlerine bakmayacağım dedim. bunları bu yaşıma kadar çok dedim, ileride de diyeceğim biliyorum. ama olmadı, yine olmayacak. içimdeki sevda azalmayacak. özetleri izlemeyeceğim derken yan gözle televizyona bakacağım, maçı izlemeyeceğim derken önünden geçtiğim kahvede dev ekrana kilitlenecek bir an gözlerim. gazete bayisinin önünden geçerken spor gazetelerine takılacak ilk önce gözlerim, o gazetedeki siyah-beyazlı adamlara bakacağım. çünkü biliyorum ki bu bir kara sevda. beyaz umutlar beslenen kara sevda. bitmeyecek tükenmeyecek bir kara sevda.
çok şanslıyım ki bu sevdamı anlayan, bu sevdama büyük bir saygı duyan, benimle birlikte bu sevdaya sevdalanan bir sevdiceğim var. ikisi için de bağırıyorum;
(bkz: sensiz geçen günlerin ben amına koyim)
genellikle kağıt yapıştırmak için kullanılabilinen yapıştırıcıdır.
trtspor'un fransa'da yetişmiş spiker ve program sunucusu. ali ece ve mustafa doğan ile sundukları futbol keyfi programı bu ülkede izlenecek en iyi programlardandır.
(bkz: yusuf kenan çalık)
şakacı iş arkadaşlarını görmemizi sağlayan günlerdir. seneye görüşürüz esprisini yapan iş arkadaşlarından acilen uzaklaşmayı sağlar.
sevinmek için sevmeyen insanların sözlüğü olduğu için pek de sorun edilmediğini düşündüğüm önerme. ben bunca yıllık yaşantımda iki tane şampiyonluk kutlaması hatırlıyorum, bunu sorun etmiyorum. bir sözlük görememiş şampiyonluk, sorun mu sanki.
mümkünse ayakları, onları göremiyorsam elleridir. ayaklarını görene kadar beklerim ama adım atmak için. diğer önemli yerlere de bakılır elbette, birbirimizi kandırmayalım lâkin ilk aşamada ellerine ve ayaklarına bakarım.
her ayın onbeşini çiğköfte günü olarak ilan eden çiğköftecidir. o gün aldığınız ürünlerin yarısı kadarını hediye ederler.
haksızlığa uğradığını düşünen insanın isyanıdır.
genellikle maçlarda hatalı kararlara maruz kalan futbolcular bu lafı söylerken parmaklarıyla da gökyüzünü gösterirler. hatalı bir penaltı atışını kurtaran kaleciyi dehşet karizmatik gösteren harekettir. bize böyle karizmatik görünen bu hareket hakemlere böyle görünmediği için, anında sarı kartı yapıştırırlar tabi.
genellikle maçlarda hatalı kararlara maruz kalan futbolcular bu lafı söylerken parmaklarıyla da gökyüzünü gösterirler. hatalı bir penaltı atışını kurtaran kaleciyi dehşet karizmatik gösteren harekettir. bize böyle karizmatik görünen bu hareket hakemlere böyle görünmediği için, anında sarı kartı yapıştırırlar tabi.
pes serilerinde her daim görülen pankart. ne olduğunu, ne anlama geldiğini pek anlamasam da oyun oynarken onu orada görmeye alıştım artık.
burada bahsedilen kişi benim, evet. ilk gençliğinden beri sigaradan hep uzak durmuş, değil bir tane, bir nefes bile çekmemiş bir insan olarak nargileye bayılıyorum. bilmiyorum neden bu böyle ama seviyorum şu mereti. fırsatım oldukça, denk geldikçe tüttürüyorum. ama süper elma aromalı bir nargileye kim hayır diyebilir ki dürüst olalım şimdi. [ybkz]swh[/ybkz]
son zamanların en ciddi soğuklarından biriyle karşı karşıya olduğumuz şehirdir. allahım bu ne soğuk böyle, az önce dışarı çıkmam gerekti resmen yüzüm dondu, şu an hala mimiklerim tam olarak yerine gelmedi.
ankara, eskişehir soğuğunun çok felaket olduğunu söylerler. ben 6-7 yıl boyunca kocaeli soğuğunu da tattım, o da felaketti gerçekten. lâkin bu bambaşka bir şey. yaşadığınız en soğuk anı düşünün, bunun yanına bir de insanı uçuracak derecede esen soğuk rüzgarı koyun. bak insanı uçuracak diyorum, normal sıradan insan değil benim gibi +100 (evet gerçekleri açıklamayacağım bu konuda böyle yuvarlak konuşurum sadece, üzerime gelme sözlük!) kg bir insanı bile neredeyse uçuracak bir rüzgardan bahsediyorum. daha ne diyeyim yahu, allah bizi bu soğuktan korusun.
ankara, eskişehir soğuğunun çok felaket olduğunu söylerler. ben 6-7 yıl boyunca kocaeli soğuğunu da tattım, o da felaketti gerçekten. lâkin bu bambaşka bir şey. yaşadığınız en soğuk anı düşünün, bunun yanına bir de insanı uçuracak derecede esen soğuk rüzgarı koyun. bak insanı uçuracak diyorum, normal sıradan insan değil benim gibi +100 (evet gerçekleri açıklamayacağım bu konuda böyle yuvarlak konuşurum sadece, üzerime gelme sözlük!) kg bir insanı bile neredeyse uçuracak bir rüzgardan bahsediyorum. daha ne diyeyim yahu, allah bizi bu soğuktan korusun.
insanın ömründen ömür götüren karambol. o an ve ardından gelen birkaç dakikada nefes almakta epey zorlanmıştır beşiktaşlılar. ara ara hatırlayıp her seferinde kalp sıkışıklığıyla izliyorum.
keşan bölgesinde yapılanının çanakkale yöresindekilere göre oldukça kötü olduğu tatlıdır. çanakkale taraflarında özellikle fırınlanmış olanı enfestir.
beyaz tenli kadınlara çok yakışan oje türüdür. fakat sadece beyaz tenli olması yetmez, ellerinin de güzel olması gereklidir. bakımsız ellerde kabus gibi bir görüntü oluşturabilir. hele yarısı çıkmış bir kırmızı ojeyse mevzu bunu düşünmek bile istemem.
harika bir şeydir bence. ama öyle hazır, pastane işi değil tabi. anne işi, evde yapılmış, pişerken buram buram kokan enfes kurabiyeler. şimdi anlatırken bile kokusu burnuma geldi ve canım istedi öhöm neyse.
çok becerikli bir annem vardır, elinden her yemek gelir. fakat bazı takıntıları vardır ne kadar uğraşsa da beceremez. işte kurabiye de onlardan birisidir. her yemeği, tatlıyı yapan kadın iş kurabiye olunca yapamıyor bir türlü. ben de çok sevdiğim için bunun eksikliğini hep yaşadım, fakat en az annem kadar becerikli bir sevgilim var ki şimdi o eksikliğimi gideriyor. damla çikolatalı, kakaolu, sade çeşit çeşit kurabiyeler; ov yes!
çok becerikli bir annem vardır, elinden her yemek gelir. fakat bazı takıntıları vardır ne kadar uğraşsa da beceremez. işte kurabiye de onlardan birisidir. her yemeği, tatlıyı yapan kadın iş kurabiye olunca yapamıyor bir türlü. ben de çok sevdiğim için bunun eksikliğini hep yaşadım, fakat en az annem kadar becerikli bir sevgilim var ki şimdi o eksikliğimi gideriyor. damla çikolatalı, kakaolu, sade çeşit çeşit kurabiyeler; ov yes!
çocukluğumdan beri çok sevdiğim, fakat annemin bir türlü yapmadığı şeydir. annemle gittiğim günlerde hem kendi hakkımı hem anneminkini yerdim, hey gidi güzel çocukluk. sonra büyüdük biraz ve artık kolay ulaşamıyorduk tabi. geçtiğimiz günlerde kız arkadaşımla konuşurken lafı geçti, çok severim mercimek köftesini dedim, bir sonraki gün koca bir tabak mercimek köftesiyle karşıladı beni. hayatında hiç yapmadığı şeyi sırf beni mutlu etmek için yapmış canım sevgilim ve çok da güzel yapmış. doya doya yedim, şimdi canım istedikçe yapıyor sağolsun. ve evet çok mutluyum bunun için sevgilim.
annemin beceremediği benimse çok sevdiğim bir diğer yiyecek için;
(bkz: kurabiye)
annemin beceremediği benimse çok sevdiğim bir diğer yiyecek için;
(bkz: kurabiye)
özellikle süzülmüşü için can verilebilecek çorba çeşididir. içinizi ısıtır, mutlu eder. her öğün yenebilecek ender yiyeceklerdendir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?