kaltakiye mahallesi.
adana'nın ceyhan ilçesinin bir mahallesi. zamanında adana'daki toprak ağalarının metreslerinin bu mahallede yaşadıkları rivayet edilir.
haberlere göre borajet ile yapılması düşünülen anlaşma. 22 mio dolarlık uçak için 4.5 mio dolar çıkacak kulübümüzün kasasından. anlaşmanın amacı uzun dönemde maliyetleri azaltmak. hali hazırda thy ile anlaşmamız var. thy ile %50 indirimli uçuyoruz.
uçak modeli;
http://xairforces.net/images/news/large_news/Turkish-Maritime-ATR-72-500.jpg
http://www.revistaaerea.com/wp-content/uploads/2009/03/atr-aurignyairservices1.jpg
http://www.airporthaber.com/havacilik-haberleri/borajet-ile-besiktas-arasinda-buyuk-isbirligi.html
ayrıntılı bilgilendirme için twitterda @sozcelyk e teşekkür ederiz.
uçak modeli;
http://xairforces.net/images/news/large_news/Turkish-Maritime-ATR-72-500.jpg
http://www.revistaaerea.com/wp-content/uploads/2009/03/atr-aurignyairservices1.jpg
http://www.airporthaber.com/havacilik-haberleri/borajet-ile-besiktas-arasinda-buyuk-isbirligi.html
ayrıntılı bilgilendirme için twitterda @sozcelyk e teşekkür ederiz.
dentinho sanki elimizde patladı.. sakatlıktan çıkamıyor, çıksa ne zaman hazır olacak? hazır olsa nasıl oynayacak? ben mi acele ediyorum yoksa.. umarım yüzümü kara çıkartır.
fransız işgali sırasında arabayı ilk defa gören adana - hatay - antep yöresi insanlarının araba kullanmayı fransızlardan öğrenmesi sonucu diline girmiş olan kelime. geri vites demektir.
o bölgede yaşayanların başka yerlerde bu cümleyi kullanması sonucu küfür mü etti lan bu bakışlarına maruz kalınmasına sebep olan kelimedir. misal;
gece saat 23.00 civarı üsküdar'da kız kulesi civarında dolaşmakta olan bir takım adanalı arkadaş grubuna arabasıyla bir bayan yaklaşır ve adres sorar; (b: bayan , ag: adanalı gençler)
b:pardon bakar mısınız? buradan boğaziçi köprüsüne nasıl çıkarım?
ag: abla şimdi anaryaya tak sen ileriden dö...
ag: (anarya kelimesinini duyunca ablanın gözlerinin açıldığını görünce durumu farkedip) ee ıııı yani geri vitese tak abla öyle şuradan dön ordan bulursun zaten.
o bölgede yaşayanların başka yerlerde bu cümleyi kullanması sonucu küfür mü etti lan bu bakışlarına maruz kalınmasına sebep olan kelimedir. misal;
gece saat 23.00 civarı üsküdar'da kız kulesi civarında dolaşmakta olan bir takım adanalı arkadaş grubuna arabasıyla bir bayan yaklaşır ve adres sorar; (b: bayan , ag: adanalı gençler)
b:pardon bakar mısınız? buradan boğaziçi köprüsüne nasıl çıkarım?
ag: abla şimdi anaryaya tak sen ileriden dö...
ag: (anarya kelimesinini duyunca ablanın gözlerinin açıldığını görünce durumu farkedip) ee ıııı yani geri vitese tak abla öyle şuradan dön ordan bulursun zaten.
bir kısım kpss öğrencilerinin kabusu. bu kabusu güzel rüyaya çevirmek için, zeynel dinler-iktisat kitapları ve yüksel bilgili'nin kitapları önerilir.
yeni açığın sesi olmaya çalışan taraftar grubu. önceden yeni açıkta 1. katta ambulansın solunda kalıyorlardı sonra 2. kat orta bölümde ama ambulansın soluna doğru konumlandılar.
kapalının inönü orkestrasının şefi olduğunu kabul eder, bestelerine uymaya çalışır. ama kapalıyla olan mesafe farkından dolayı sesler karışmakta ve haliyle bestelerde söylenirken bozulmaktadır.
yeni açıkta bir yandan takımı bir yandan kapalıyı izlemeye gelip çekirdek çitleyen taraftarlar pek hazzetmez bu gruptan. çünkü iki de bir bestelere eşlik etmelerini ister bu grup.
amigo mustafa ecevit abi ve ayhan abilerle liderlik eder. gördüğüm kadarıyla o tarafta takılanlar da amigo mustafayı çok seviyorlar.
ayrıca maçlarda yakınlarında bulunduğum her seferinde çarşıdan bağımsız bir oluşum olmadıklarını çarşıyla koordine ve onlara bağlı hareket ettiklerini özellikle vurgulamışlardı.
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=7pME3ETG0eU)
kapalının inönü orkestrasının şefi olduğunu kabul eder, bestelerine uymaya çalışır. ama kapalıyla olan mesafe farkından dolayı sesler karışmakta ve haliyle bestelerde söylenirken bozulmaktadır.
yeni açıkta bir yandan takımı bir yandan kapalıyı izlemeye gelip çekirdek çitleyen taraftarlar pek hazzetmez bu gruptan. çünkü iki de bir bestelere eşlik etmelerini ister bu grup.
amigo mustafa ecevit abi ve ayhan abilerle liderlik eder. gördüğüm kadarıyla o tarafta takılanlar da amigo mustafayı çok seviyorlar.
ayrıca maçlarda yakınlarında bulunduğum her seferinde çarşıdan bağımsız bir oluşum olmadıklarını çarşıyla koordine ve onlara bağlı hareket ettiklerini özellikle vurgulamışlardı.
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=7pME3ETG0eU)
20.03.2013 tarihinde yaptıkları divan toplantısında ciğeri 5 para etmeyen kulüplerinin maddi değerini 568 milyon TL olarak açıkladılar.
istanbul üniversitesi işletme fakültesi, işletme yönetimi ve organizasyonu dalında hocadır. ayrıca çok güzel bir beşiktaşlıdır. işte bu adam beşiktaşlı diye işaret edip gurur duyabileceğim 10 numara bir insandır.. okulda verdiği ud konserleri meşhurdur. öğrencilerini hem işletmeciliğe hem hayata hazırlar. dersleri de gayet zevkli geçer. öğrenci halinden de anlar.
ilk dersine girdiğimde sınıfta beşiktaşlı öğrencilerini mutluluğa garkeden konuşması;
"evet arkadaşlar önce besiktaşlılar el kaldırsın, tamam hepiniz bu dersi geçtiniz rahat olun. galatasaraylılar el kaldırsın, (önceki hafta gs kocaeliden 5 tane gol yemişti kendi sahalarında) tamam kocaeli zaten size yapacağını yapmış ben karışmıyorum. şu fenerliler bi el kaldırsın bakayım? tamam, allah size daha başka dert vermesin size hiç karışmıyorum"
derslerde beşiktaş formalı ya da atkılı öğrencilerine hiç bir şey demezse en azından bir selam eder, ders arası muhabbet eder, yıldırım demirören'e giydirir bazen.
kendisi ayrıca bir dönem harp okulunda ve yıldız teknik üniversitesinde de ders vermiştir.
konserlerinden bir bölüm ;
http://www.youtube.com/watch?v=VkUWgNIZ3xw
ünvanı fakülte sitesinde doç. olarak görünüyor ama ben mezun olmadan prof. olmuştu kendisi.
ilk dersine girdiğimde sınıfta beşiktaşlı öğrencilerini mutluluğa garkeden konuşması;
"evet arkadaşlar önce besiktaşlılar el kaldırsın, tamam hepiniz bu dersi geçtiniz rahat olun. galatasaraylılar el kaldırsın, (önceki hafta gs kocaeliden 5 tane gol yemişti kendi sahalarında) tamam kocaeli zaten size yapacağını yapmış ben karışmıyorum. şu fenerliler bi el kaldırsın bakayım? tamam, allah size daha başka dert vermesin size hiç karışmıyorum"
derslerde beşiktaş formalı ya da atkılı öğrencilerine hiç bir şey demezse en azından bir selam eder, ders arası muhabbet eder, yıldırım demirören'e giydirir bazen.
kendisi ayrıca bir dönem harp okulunda ve yıldız teknik üniversitesinde de ders vermiştir.
konserlerinden bir bölüm ;
http://www.youtube.com/watch?v=VkUWgNIZ3xw
ünvanı fakülte sitesinde doç. olarak görünüyor ama ben mezun olmadan prof. olmuştu kendisi.
bazen hayatta geri çekilmek, bir durup soluklanmak gereklidir.. bir adım atsan daha ileri gidersin belki ama o adım ömrünü azaltır belki de.
bilenler bilir; hani kartalların yeniden doğması gibi hikayesi vardır;
"kartallar 70 yaşına kadar yaşayabilir fakat 70 yaşına kadar yaşayabilmeleri için 40-50 yaşlarında çok zor bir süreçten geçmeleri gerekmektedir, aynen şimdi beşiktaş'ın yaptığı gibi.. o heybetli kanatları ağırlaşır,seyrekleşir, rahat rahat uçmasına göklerde süzülmesine imkan vermez. pençeleri işlevini yitirir avını yakalayamaz, yakalasa parçalayamaz.. hasbel kader av yakalasa gagası uzadığı için onu yemekte zorlanır, beslenemez... işte kartal bu duruma gelince ya ölümü seçer ve ölene kadar böyle yaşar ya da kendi yeniden doğuşunu sağlayacak olan bir sürece başlar (şimdi beşiktaşımın yapmaya çalıştığı gibi).
bu sürece karar verince kartal tüm gücüyle en yükseklerde bir yuva yapar kendisine. ve yaklaşık 5 ay boyunca burada kendi yeniden doğuşunu bu zor süreci başlatır. (feda projesi gibi)
önce gagalarını taşlara vura vura koparır atar ve yeniden çıkmasını bekler (kongrede eski yönetime dava açma yetkisi almak gibi)
yeni gagaları çıkınca, gagasıyla eski iş görmeyen pençelerini yerinden söker (yüksek maliyetli ve maliyetini karşılamayan, sahada rakibini parçalamayan futbolcuları yollamaya çalışmak gibi)
eski pençeler gidip yerine güçlü pençeleri çıkınca onlarla da iş görmeyen kanatlarını yolar ve yeni kanatlarına kavuşmayı bekler.. kanatlar da çıkınca kartal yeniden doğuşunu tamamlamış olacaktır...
işte beşiktaşın yeniden doğuşunda uçuşunu sağlayacak olan yeni kanatları öz kaynaklarına yönelmekle, öz kaynak düzenini oturtmakla kendi topçusunu çıkarmakla olacaktır... ve bu yeni kanatlar çıktığı zaman kartal yeni başarılara kupalara uçacaktır. yeni rızalar yeni sergenler çıktıkça her biri beşiktaşı başarılarla dolu geleceğe uçuracak olan kanatlara birer kocaman kartal tüyü olacaklardır. yeter ki yöneticiler biraz olsun kartal gibi düşünsün, kartal gibi geleceğe baksın.ben inancım var..
bu sebeple küçülmek bitiş değil yeniden başlangıçtır. sokullu mehmet paşanın tarihi sözünü hatırlayalım; "kesilen sakal daha gür çıkar!!"
bilenler bilir; hani kartalların yeniden doğması gibi hikayesi vardır;
"kartallar 70 yaşına kadar yaşayabilir fakat 70 yaşına kadar yaşayabilmeleri için 40-50 yaşlarında çok zor bir süreçten geçmeleri gerekmektedir, aynen şimdi beşiktaş'ın yaptığı gibi.. o heybetli kanatları ağırlaşır,seyrekleşir, rahat rahat uçmasına göklerde süzülmesine imkan vermez. pençeleri işlevini yitirir avını yakalayamaz, yakalasa parçalayamaz.. hasbel kader av yakalasa gagası uzadığı için onu yemekte zorlanır, beslenemez... işte kartal bu duruma gelince ya ölümü seçer ve ölene kadar böyle yaşar ya da kendi yeniden doğuşunu sağlayacak olan bir sürece başlar (şimdi beşiktaşımın yapmaya çalıştığı gibi).
bu sürece karar verince kartal tüm gücüyle en yükseklerde bir yuva yapar kendisine. ve yaklaşık 5 ay boyunca burada kendi yeniden doğuşunu bu zor süreci başlatır. (feda projesi gibi)
önce gagalarını taşlara vura vura koparır atar ve yeniden çıkmasını bekler (kongrede eski yönetime dava açma yetkisi almak gibi)
yeni gagaları çıkınca, gagasıyla eski iş görmeyen pençelerini yerinden söker (yüksek maliyetli ve maliyetini karşılamayan, sahada rakibini parçalamayan futbolcuları yollamaya çalışmak gibi)
eski pençeler gidip yerine güçlü pençeleri çıkınca onlarla da iş görmeyen kanatlarını yolar ve yeni kanatlarına kavuşmayı bekler.. kanatlar da çıkınca kartal yeniden doğuşunu tamamlamış olacaktır...
işte beşiktaşın yeniden doğuşunda uçuşunu sağlayacak olan yeni kanatları öz kaynaklarına yönelmekle, öz kaynak düzenini oturtmakla kendi topçusunu çıkarmakla olacaktır... ve bu yeni kanatlar çıktığı zaman kartal yeni başarılara kupalara uçacaktır. yeni rızalar yeni sergenler çıktıkça her biri beşiktaşı başarılarla dolu geleceğe uçuracak olan kanatlara birer kocaman kartal tüyü olacaklardır. yeter ki yöneticiler biraz olsun kartal gibi düşünsün, kartal gibi geleceğe baksın.ben inancım var..
bu sebeple küçülmek bitiş değil yeniden başlangıçtır. sokullu mehmet paşanın tarihi sözünü hatırlayalım; "kesilen sakal daha gür çıkar!!"
biz kendisini çeçen lider olarak bilirdik ancak kendisi rusya premier ligi 2012-2013 sezonu 21. haftasında oynanan terek - rubin kazan maçında hakemin terek'te oynayan bir futbolcuya kırmızı kart göstermesi üzerine statta "bu hakem satılmış" anonsu yapmış ve tribün lideri olduğunu göstermiş.
türkiye'ye gelse fenevbahçe cumhuriyeti (!) başkanı aziz yıldıvım ile kanka olabileceklerini düşünmekteyim,hatta fenerle terek kardeş takım olsunlar
türkiye'ye gelse fenevbahçe cumhuriyeti (!) başkanı aziz yıldıvım ile kanka olabileceklerini düşünmekteyim,hatta fenerle terek kardeş takım olsunlar
2012 - 2013 sezonu sonunda futbolu bırakmaya karar vermiş olan stoke city forveti
(bkz: http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2013/03/19/michael-owendan-surpriz-karar)
(bkz: http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Futbol/2013/03/19/michael-owendan-surpriz-karar)
19.03.2013 tarihinde 8. yılını doldurmuş olan gazete. güzeldir.
http://www.serencebey.com
http://www.serencebey.com
adana'nın bir ilçesi. ceyhan nehri kenarına kurulmuştur. 150.000 nufüsa sahiptir. bunlar wikipedia'da bulabilecekleriniz, bulamayacaklarınızdan bahsedeyim;
şehir yerlileri ve tarım işçisi olmak için gelip yerleşenlerden oluşuyor, tabii bir de memur kesim var. kavgası gürültüsü çok olan bir ilçedir. misal zamanında ceyhan lisesi'nde tuzlugöllüler grubu (tuzlugöl mahallesinde oturan öğrencilerin oluşturduğu topluluk) bir öğrenciyi dövüyor, kavgaya müdahale eden öğretmeni dövüyor, sonra kavgayı öğrenip okula gelen babasını da dövüyor.. bunun gibi olaylar çok normal karşılanır genelde.
şehrin bir ilçesinin halk arasında adı dallas. (kavga gürültüden dolayı neden teksas değil de dallas bilmiyorum ben de). bir mahallesinin resmi adı da kaltakiye mahallesi. neden mahalle adını değiştirmezler çok merak ederim.
küçük kırım, büyük kırım, tuzlugöl, esentepe mahalleleri gelen göçlerle kurulmuş ve geceleri rahat dolaşamayacağınız yerlerdir. namık kemal, burhaniye, cumhuriyet mahalleleri ise daha sakin olan mahallelerdir ve ceyhan'a taşınma durumları olanlara tavsiye edilir.
gelelim en önemli mevzuya; kebap ve şalgam...
ceyhan'da okuyan öğrencilerin çoğu öğle arası yemeklerini mis döner'den yemişlerdir. kendisine has bir tadı olan mis döner, istanbul'a öğrenci olarak geldiğimde o somun ekmeğin arasına koyulan ekmek arası döneri 4 yıl böyunca hiç yemememe sebep olmuş bir tattır. zaten ceyhan'da herhangi bir mekan somun ekmeğin arasına döner koyup müşteriye servis yapsa mekanda kavga çıkar o derece...
kebap için ciğerci şevket usta, prenses ocakbaşı ya da çınaraltı dürümcüsü tavsiye edilir. mekana girilir, ocakbaşında ustaya hal hatır sorulduktan sonra oturulur, menü gelmez, siparişi ya direk ustaya ya da garsona verirsiniz. siparişi verdikten hemen sonra masaya; pişmiş soğan salatası, pul biberli soğan salatası(söğüş), acılı ezme, çoban salata, yeşillik, turşular hemen gelir. siz siparişiniz gelene kadar salata ile başlarsınız sonra sipariş gelince salatalardan bitenler yenilenir hemen. (vurgula: bu arada mekanlarda salata sınırsız olup ücretsizdir). en son gittiğimde 1.5 adana + ayran ve bu salata 14.5TL civarında bir şey tutmuştu ki zam gelmiş yani..
bir de her köşe başında geceleri şırdan satılır. tadını ise tarif edemem sizlere... o derece güzel. görüntüsü için ; (bkz: http://tecrubem.net/wp-content/uploads/2010/03/sirdan.jpg)
ağzınızı bu kadar sulandırdığım yeter.
şehir ile ilgili diğer özellikler;
yerlisi çukurova'da arazi sahipleridir, göçle gelip yerleşenler genelde bu arazilerde çalışanlardır. şehirde hemen hemen herkesin ikinci mesleği çiftçiliktir. eğer birisi parayı vurup köşe olursa hemen adana merkeze taşınır. (bu, kural gibi bir şey sanki, taşınmasa da illa bir ev alır oradan.)
şehrin kadın basketbol takımı birinci ligde mücadele etmektedir. futbol takımı ceyhan belediyespor ise şike yüzünden 3. ligden amatör lige düşürülmüştür. düşme hikayesini çok uzun tutmamak için anlatmıyorum sadece biraz bahtsız ve komik bir hikayesi var.
1982'de beşiktaş'ın ceyhanspor ile yaptığı özel maç için ; (bkz: http://p.twimg.com/A9H8-kACQAAjRLi.jpg:large)
şehir yerlileri ve tarım işçisi olmak için gelip yerleşenlerden oluşuyor, tabii bir de memur kesim var. kavgası gürültüsü çok olan bir ilçedir. misal zamanında ceyhan lisesi'nde tuzlugöllüler grubu (tuzlugöl mahallesinde oturan öğrencilerin oluşturduğu topluluk) bir öğrenciyi dövüyor, kavgaya müdahale eden öğretmeni dövüyor, sonra kavgayı öğrenip okula gelen babasını da dövüyor.. bunun gibi olaylar çok normal karşılanır genelde.
şehrin bir ilçesinin halk arasında adı dallas. (kavga gürültüden dolayı neden teksas değil de dallas bilmiyorum ben de). bir mahallesinin resmi adı da kaltakiye mahallesi. neden mahalle adını değiştirmezler çok merak ederim.
küçük kırım, büyük kırım, tuzlugöl, esentepe mahalleleri gelen göçlerle kurulmuş ve geceleri rahat dolaşamayacağınız yerlerdir. namık kemal, burhaniye, cumhuriyet mahalleleri ise daha sakin olan mahallelerdir ve ceyhan'a taşınma durumları olanlara tavsiye edilir.
gelelim en önemli mevzuya; kebap ve şalgam...
ceyhan'da okuyan öğrencilerin çoğu öğle arası yemeklerini mis döner'den yemişlerdir. kendisine has bir tadı olan mis döner, istanbul'a öğrenci olarak geldiğimde o somun ekmeğin arasına koyulan ekmek arası döneri 4 yıl böyunca hiç yemememe sebep olmuş bir tattır. zaten ceyhan'da herhangi bir mekan somun ekmeğin arasına döner koyup müşteriye servis yapsa mekanda kavga çıkar o derece...
kebap için ciğerci şevket usta, prenses ocakbaşı ya da çınaraltı dürümcüsü tavsiye edilir. mekana girilir, ocakbaşında ustaya hal hatır sorulduktan sonra oturulur, menü gelmez, siparişi ya direk ustaya ya da garsona verirsiniz. siparişi verdikten hemen sonra masaya; pişmiş soğan salatası, pul biberli soğan salatası(söğüş), acılı ezme, çoban salata, yeşillik, turşular hemen gelir. siz siparişiniz gelene kadar salata ile başlarsınız sonra sipariş gelince salatalardan bitenler yenilenir hemen. (vurgula: bu arada mekanlarda salata sınırsız olup ücretsizdir). en son gittiğimde 1.5 adana + ayran ve bu salata 14.5TL civarında bir şey tutmuştu ki zam gelmiş yani..
bir de her köşe başında geceleri şırdan satılır. tadını ise tarif edemem sizlere... o derece güzel. görüntüsü için ; (bkz: http://tecrubem.net/wp-content/uploads/2010/03/sirdan.jpg)
ağzınızı bu kadar sulandırdığım yeter.
şehir ile ilgili diğer özellikler;
yerlisi çukurova'da arazi sahipleridir, göçle gelip yerleşenler genelde bu arazilerde çalışanlardır. şehirde hemen hemen herkesin ikinci mesleği çiftçiliktir. eğer birisi parayı vurup köşe olursa hemen adana merkeze taşınır. (bu, kural gibi bir şey sanki, taşınmasa da illa bir ev alır oradan.)
şehrin kadın basketbol takımı birinci ligde mücadele etmektedir. futbol takımı ceyhan belediyespor ise şike yüzünden 3. ligden amatör lige düşürülmüştür. düşme hikayesini çok uzun tutmamak için anlatmıyorum sadece biraz bahtsız ve komik bir hikayesi var.
1982'de beşiktaş'ın ceyhanspor ile yaptığı özel maç için ; (bkz: http://p.twimg.com/A9H8-kACQAAjRLi.jpg:large)
çocukluğumda çoğu zaman apartman takımının kalecisiydim, tsubasa çizgi filminden çok etkilenmiş olacağım ki kırmızı bir şapkam vardı ön tarafına tükenmez kalemle "mrmic" yazmıştım. Çok iyi kaleciydi, çok da severdim kendisini. Ayrıca 1998 dünya kupasında 3. olan hırvat milli takımını kadrosunda da yer almıştır. sadece 3 maçta kaleyi korumuş
kel kafanı hiç unutamıyorum Letchkov.
inönü'de cska moskova ile yaptığımız bir maçta oyun durunca ibrahim üzülmez ile yaptığı muhabbet epey merak konusu uyandırmış, görenleri de "la bu deli ibo bu adamla ne konuştu nasıl konuştu" diye hayrete düşürmüştü. i19, maçtan sonra krasiç ile muhabbetleri sorulduğunda krasiç'in liverpool ile görüştüğünü gitmek istediğini söylemişti. ama juventus'a gitti oradan ne olduysa fener'e geldi ki ben üzülmüştüm fener'e geldi diye. şimdi çok sevindiriyor bizi, hep böyle devam et koçum.
leblebinin hesap makinesinden intikamı ; (bkz: https://pbs.twimg.com/media/BAPaTOjCUAEAS7_.jpg:large)
çocukluğundan beri şalgam-simitle büyüyenlerin muhtemelen pek güzel bulmayacağı içeçek.
acılı şalgam olsa da içsek off..
acılı şalgam olsa da içsek off..
insan neden yeni teknik direktörüne "hey sexy lady" diye tezahürat eder ki?[ybkz]swh[/ybkz]
bence orada gençlerden biri ne diyeceğini bilemeyip öyle bağırınca diğerleri de o anın verdiği gazla eşlik etmiştir yoksa aklım almıyor neden öyle bağırdıklarını.
bence orada gençlerden biri ne diyeceğini bilemeyip öyle bağırınca diğerleri de o anın verdiği gazla eşlik etmiştir yoksa aklım almıyor neden öyle bağırdıklarını.
2009 da amatöre düştükleri maçta -rakip yanılmıyorsam yalovaspor idi- stattaydım.. maç sonu büyük olay çıktı. taraftar sahaya daldı hem rakibe hem kendi topçusuna saldırdı, bu arada karagümrük topçuları da yalovaspor oyuncularına saldırıyordu. o maçta unutmam bi taraftar tarihi şanla dolu olan kulübü ne hale getirdiniz diye ağlıyordu ki benim de içime işlemiştir o sahne..
umarım tekrar süper lige çıkarlar çünkü taraftarı hakediyor bunu..
umarım tekrar süper lige çıkarlar çünkü taraftarı hakediyor bunu..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?