genckartal301

hesap işlerini karşılıklı olarak görme yani hesaplaşmak manasına gelir. üniversitede görülen zor derslerden biridir. size defter tutmayı yazmayı öğretirler ama pratikte defter tutan muhasebeci kalmamıştır. bunun yanına en kötü bilgisayarlı muhasebe dersi verseler daha çok işe yarayacaktır.

sözel yeteneği gelişmiş olanlar için sayısal dersler, sayısal yeteneği gelişmiş olanlar için sözel dersler. geri zekalılar için tüm dersler

4 senelik fakülteyi 6 senede bitirmeye sebep olabilir bazen. (bkz: ben)

matematik 1, matematik 2 ve işletme matematiğini 5. senemde geçmiştim. (bkz: derse girilmezse kalınacak dersler)

gençlerbirliği'nde oynarken piyasa yapmış, sonrasında beşiktaşa alınmış olan futbolcu. türkiye ligine göre teknik futbolcuydu diyebiliriz. 2012 2013 sezonu başında belçika 2. liginde oynayan sportkring sint nicklaas diye bir takıma transfer olmuş.

şırf bu başlık için kap tan beşiktaşın en son bilançosuna baktım. şubat 2013 konsolide olmayan tablolara göre kısa vadeli borçlarda düşüş var ama buna karşılık uzun vadeli borçlarda yükselme var. bunun da sebebi kulübün kısa vadeli borçlarının uzun vadeli olarak yapılandırılması. başkan fikret orman "kulübün borcu yoktur" diyerek tevil sanatını çok güzel kullanıyor.cümlenin doğrusu beşiktaşın ödenmemiş ya da muaccel olmuş borcu bulunmamaktadır demeliydi.

raporda alt bölümlerde açılan davalarla ilgili bölüm vardı ki okudukça içim parçalandı devam edemedim.. futbolcular mı dersin çalışanlar mı dersin kulübün iş yaptığı şirketler mi dersin hepsi ya icra takibi ya da iflas istemiyle takip başlatmış... bunlarla uğraşan yöneticilere içim acıdı. gerçekten kulüp tam bir enkaz.. yöneticilerin yaptığı basın toplantısında bir yöneticinin levent erdoğan ile ilgili "gel bari davalarda yardım et abi çok zorlanıyoruz dedim" diye açıklaması aklıma geldi ya levent erdoğana olan nefretim bir kaç daha arttı.. böyle bir zamanda destek verme yardım etme sonra gel köstek ol...

mali rapor için ;

http://tinyurl.com/c5ohfvn

uğur gökhan sarı beşiktaş şirketler grubu genel koordinatörü. kap a göre 3. kişilerin bağlantı kurabileceği personel. kulüple olan her türlü dert için ; gökhan.sari@bjk.com.tr . adamın spk da ne kadar lisans varsa almış..

beşiktaş'ta başarılı olabileceğini düşünmüyorum. ama en büyük dileğim başarılı olup yüzümü kara çıkartmasıdır.

bazen öyle müşteriler olur ki çalışan ağzında balgam varken adamın yüzüne hapşırıp "ay pardon ya" demek ister. müşteri firma için önemli ise bu işin sonucu pozisyon değişikliğinden başlar işten ayrılmaya kadar gidebilir

"acıktım sanki ha ne yesem la" iç sesinin dürtmesi sonucu kalkıp açılır, bakılır bakılır rafta görülen iki yumurta üşengeçlikten pişirilmez. genelde dolabın kapağının kapanmasına müteakip dolap kapağının üstünde ki pizzacı numaralarından birisi aranır.

zamanında kabataş lisesinde öğretmenmiş. ilginç mezar taşı ile bilinir.

http://tinyurl.com/calcv27

afroman seslendirmiştir. ama klipte adamın tip bir keş. bu yüzden keşlerin adı afromana çıktı. [ybkz]swh[/ybkz]


şarkı kadar klibi de 10 numara 5 yıldızdır.

keşke zagorumuz bir daha gelse de kaydırsa. ernst de gelse. zaten birbirlerini andırıyorlar. kardeş kardeş kayarlardı rakiplerimize.

bu arada show radyo spikerinin beynine ben..

kurumsal şirketler bu siteye acayip takmış durumdalar. firmalarıyla ilgili bir şikayet olunca hemen iletişime geçiyorlar. mesela diyelim ki siteye x bankasının beşiktaş şubesinde şu şu sorunu yaşadım diye bir şikayet girilmiş. banka hemen beşiktaş şubeyi arıyor sorunu çözmeye çalışıyor. ha şunu da gözlemledim genelde genel müdürlüğün çok üstünde durmasına rağmen şube personeli pek sallamıyor bu da ayrı bir mevzuu

program sonunda en iyi hareketler gösterilirdi,o dönem basketbol muhabbetinden pek anlamadığım için sadece son bölümünü izleyip "vaay anasını harekete bağk" derdim.

savaşta karşı taraf ne dediklerini anlarsa gülmekten savaşı bıraktırması muhtemel eylem. mermi ile değil gülerken öldürmek fiili.

(bkz: öksüz başlık sevmeyen birkaç iyi adam)

kalp yetmezliğinden öldüğü söyleniyor. sen yıllarca futbol oyna, onca ağır antremanlara katıl, o yaz kamplarındaki ölüm antremanından sağ çık sonra uykunda kalp yetmezliğinden git.. üzüldüm gerçekten.

ekşisozlukte ki "gok yeleli bozkurt" hesabı muhabbetini ilk öğrenince aklıma bu pestenkeranimiz gelmiştir. bu hesabı kullananlardan birisinin kerami pestenkerani hesabını kullandığına iddaa 1.05 oran veriyormuş diyorlar. riskli bahisleri sevdiğim için oynamayacağım, ancak banko kuponcu arkadaşlara duyurulur..

severdim ben bu adamı ama justin bieberın ayazağada yapılan konserine gittiğini öğrenince soğudum birden. ılık mısın rıdvan la?

en güzel örneğini şu entryde sergilemişler;

#264116

bütün gazetede, dergi ve tvler için geçerlidir bu. para babaları nasıl istiyorsa halk da öyle düşünüyor, o yola kanalize ediliyor. kendi özgür irademizi istedikleri gibi yönlendiriyorlar şerefsiz oğlu şerefsizler.

fotoğraflarını bulamadım ama hiç unutmuyorum inönüde bir maçta pankart açmışız basına karşı olan bir pankart, sabah gazetesi bu pankartı öyle kesmiş yayınlamış ki sanki taraftar o pankartı futbolculara açmış olarak görünüyor. şerefsizler!!

günümüzde manasını tamamen yitirmiş olan sözcük. günümüzde kendisi gibi düşünmeyen herkese söylenen söz. zamanında sol görüşlü grupların sağ görüşlüleri itham ettiği bir sıfat iken şu anda sağ görüşlülerin bile sol görüşlü gruplara faşist diyebilmesi bana hep çok ilginç gelmiştir.

sol görüşlü gruplar bile kendi içlerinde birisi farklı düşündüğü zaman hemen "faşist yuuuh" damgasını yapıştırıverip haklı pozisyonu almaktadır.

görüşünün ne olduğu önemli değil, eğer toplum içinde aralarında fikir çatışması olan kişilerden hangisi ilk önce karşı tarafa faşist derse toplum nazarında o kişi hemen 1-0 öne geçmiş oluyor.

bu arada bir not: italyan faşizmi milliyetçidir ama onların ki daha çok vatandaşlık esasına dayanır, milliyetçiliği bu esas üzerine kurar. ırkçı olan hitlerin nazizmidir. yani herkese faşist deme basitliğine düşen arkadaşlar, eğer kan bağı üzerinden ırkçılık yapma basitliğine ve gerzekliğine düşen birilerini görürse ona "ahan da nazisin seeen, pis nazii" demesi daha doğru olacaktır.

son söz; 1 mayıstan iki gün sonra değil de 18 temmuzda yazsaydım muhtemelen daha az tepki çekecekti bu yazı. 1 mayısta polis faşist olmasa da yolları kapatan devlet, baskıcı totaliter bir rejim olarak elbette ki faşistçe davranmıştır.