confessions

gazza

2. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 35
  2. takipçi 0
  3. puan 5846

fabian ernst

gazza
samet aybaba gibi 80'li yılların durağan döneminde beşiktaş'tan ekmek yiyip "beşiktaş'ın çocuğu" vasfı kazanmış gereksiz bir adam yüzünden harcanan panzer, adam gibi adam, cesur yürek.

bu adamın bize kattığı onca şeyden sonra 2008-2009'da 6 ayda bizi alıp, yusuf şimşek ile şampiyonluğa götürmesinden sonra onca yıl etliye sütlüye karışmadan profesyonelce oynamasından sonra yaka paça el oğluymuş gibi bir kişi yüzünden gönderilmeye çalışması açıkçası benim kanıma dokunuyor. egemen gibi ibnelik yapıp takım da aramıyor ernst, hala somut bir adım bekliyor çünkü adam.

pavel nedved'in de dediği gibi "işler kötüye gittiği zaman takımdan oyuncular ayrılır, adamlar kalır." ernst de adamdır ve kalacaktır. madem gençleştirme operasyonu var yürüyün gidin mehmet akyüz'ü, mehmet aurelio'yu yollayın. ernst gençlere abilik etsin, karakteri ve profesyonelliğini örnek alsınlar.

veli kavlak

gazza
kaderinin, ukrayna'da havalimanında unutulan cristiano ronaldo'ya benzemesini umut ettiğim futbolcu. gittiğimiz kampta da veli'yi havalanında unutsak da orda kalsa zira ekrem dağ'ı yollayan yönetim bu adamı yollamamakta dirayet ediyor. bu adamın top sürerken sıfatını görmek bile takımdan yollama sebebi aslında ki kazmalığına, futbolu bilmemesine hiçbir şey demiyorum.

demek ki neymiş, avrupa'da futbola başlamış da eğitimini orda almış da o yüzden iyi topçuymuş olayı yalanmış. o olay ya ingiltere'de ya da almanya'da olur. zaten ispanyol asıllı türk diye bir şey de yok. hoş ingiliz de toplasan iki tane var. birisi mustafa izzet'ti adama zerre şans verilmedi, ikincisi ise şu an reading'te top koşturan jem karacan'dır. almanya'dan sabaha kadar örnek veririm de fenerbahçe şimdi transfer eder amına koyim gerek yok.

özetle ; veli kavlak gitsin abi.

beşiktaş

gazza
düşmanları olan kulüptür. gerçekten öyledir. onlar da ; fenerbahçe, galatasaray ve eskişehirspor'dur. bu üç takımın yaptığı ibnelik de değil orospu çocukluğunu gayrı ben ömrü hayatımda unutmayacağım ve sindirmeyeceğim. zaten fenerbahçe ve galatasaray'dan haz etmezdim artık nefret ediyorum, eskişehirspor ise olaya sonradan katıldı. mehmet erkut şentürk olayında çocuğa gaz vermeler, menajerini ayartmalar falan. ulan size yaptığımız iyiliğin haddi hesabı yokken siz nasıl tutup böyle bir şey yapabilirsiniz? batuhan'dan tut, erkan zengin'e, tello'ya kadar nerdeyse tüm takımınız bize ait amına koyim. rıza çalımbay sayesinde bir yerlere geldiniz, o da bizim ki o olmasaydı yarrak alırdınız o adamları, yaptıkları adiliğe bak hele. sezer öztürk olayında da ibnelik yapıp parayı daha fazla veren fenerbahçe'ye sattılar ki önceden verilmiş sözleri vardı, alper potuk olayı ise zaten ayrı bir dava hoş verecek paramız da yok ya neyse anasını satayım.


gel gelelim galatasaray ve fenerbahçe'ye. bu iki amcık ağızlı takımı anlatmaya gerek yok zaten. taraftarlarının ne kadar çirkef, yönetimlerinin ne kadar adi olduğuna hiç değinmek bile istemiyorum. geçen yıl galatasaray ersan olayında gerçek yüzünü göstermişti. bize de örnek olarak "siz de okan koç'a yaptınız aynını :(" diye ağlıyorlardı. ne oldu peki amına koyim? paranız yetti mi? her zaman para konuşmaz, nadir de olsa karakteri olan bazı adamlar var bu ülkede. egemen siktirsin gitsin, egemen kim? geçen yıl trabzon'u satıp gelmiş adam. ondan önce de bursa'yı satacaktı. bu adama ben her fırsatta bel bağlamayın, yarın fırsat bulursa bizi de satar dedim. he egemen olayında egemen'in bir suçu yok, yönetimin hatası tamamen o ayrı ancak biraz bekle, ortalık yatışsın sen mukavelesi olan topçusun, bir dur madem o kadar emek verdin, biraz sabret ama işte karakter dedim ya. yok işte o herifte o. fenerbahçe'nin bu bunu ilk yapışı da değil zaten. bizim talip olduğumuz ne kadar adam varsa alır kendisi, sonra çürütür siktir eder. ilhan parlak, gökhan emre ciksin, abdülkadir kayalı'ya ne oldu? olcan adın'ı kendi altyapılarından çıkardılar, zerre şans vermedikleri o olcan parladı ve türk statüsündeki en iyi kanat oyuncularından birisi oldu. antep'te coştu, trabzon'da da gayet iyi oynuyor. sonra da "fenerbahçe türk oyuncuları öğütmüyor abi adamlarda yetenek yoktu yeaaa." diye savunuyorlar bir de ahaha kemal arslan'ın hayatını siktiniz lan, semih'in de keza hala devam ediyorsunuz. tatavanız kime amına koyayım?


ben bu işleri geçtim, bir tek başarılı olduğumuz branş baksetboldu. sağolsun fikret orman ağabey, onun da anasını ağlattı 3-5 kuruşun hesabını yaparak bütün takımın içine etti. bir tek carlos arrayo kaldı onun da gitmesi pek uzun sürmez. seneye euroleague'de mücadele edecek takımın elinde oyuncu kalmadı, neyle iyi oyuncu alacaklar çok merak ediyorum? pops mensah bonsu gibi bir adam bulabilecek miyiz? komik rakamlara galatasaray'a kaptırdık bu adamları. yazık anasını satayım. ergin ataman'ın yaptığı şey sindirilebilecek cinsten bir olay değil ancak adamın da kısmi olarak haklı olduğu yerler mevcut. ben bu adama hak veriyordum fakat, geçen gün ortaya çıkan teknik heyet ve sağlık ekibine de iş koyması artık özünde galatasaray taraftarı olan ergin ataman'ın ne kadar karaktersiz olduğunu ayan beyan ortaya çıkardı ki bilen bilir, ergin ataman'ın bu bizi 2. bırakıp gidişi. üçüncüsü zaten olmayacak.


bir de son sözüm yeni yönetime olacak. siz napıyorsunuz amına koyim ya? ernst gibi adamı göndermeye çalışmak nedir birader? olcay şahan gibi ne idüğü belirsiz, 2. lig topçusu adama yıllık 1 milyon avro peşin para ve maç başına ücretle anlaşıyorsunuz bu adam geçen yıl 200.000 avroya oynamış adam ama canını dişine takmış adamlar zaten ucuz ücret alırlarken bir de onlara atar yapıyorsunuz. egemen yıllık 1.1 milyon avro ve maç başına 15.000 avro parayla oynuyordu. 800.000'e indir demişsiniz. olcay denen adama verdiğiniz ücretle arada çok mu fark var? ve kaldı ki egemen denen adam geçen yıl canını dişine takarak oynamış 2-3 futbolcudan biriydi beşiktaş'ta, aldığı parayı sonuna kadar hak etti. siz ne olacağı belli olmayan, patlaması muhtemel bir adama bu kadar para veriyorsunuz. sivok'un aldığı 800.000 avroyu çok görüyorsunuz. ya abi bırakın şu "enkaz devraldık :(" edebiyatını da adam gibi iş yapın. galatasaray'ın siktiğimin stadına iş olmalar, ibrahim altınsay'ı küstürüp istifa etmesini sağlamalar, çok alakası bir şekilde takımın başına samet aybaba'yı getirmeler bu ne amına koyim? gençlere şans verecek falan filan rıza çalımbay'ı niye getirmediniz? işinize gelmedi.


seneye başarısız olduğumuzda biz üzülmeyiz belki ama sponsorlar başarısızlığa odaklı olarak fiyat düşürünce bakalım neler yapacaksınız merakla bekliyorum. biz maddiyat ve başarı bağımlısı adamlar değiliz, hiç de olmadık. senelerce şampiyon olamadan takımımızın ardında değil yanında durduk, hep destekledik ama yeni yönetimin yaptığı bana geleceğe dair zerre güvence vermiyor. kamptaki isimlere bak ; mehmet akyüz, rıdvan şimşek, veli kavlak, tanju kayhan, burak kaplan. bu adamların ne kadar başarısız ve bir şey olmayacağı belliyken, resmen marangoz atölyesinde demire şekil vermeye çalışıyorsunuz. olmayacak bir şey bunlardan. bu adamlar bank asya topçusu, süper ligte anadolu takımları bile almazlar çok ciddiyim. rıdvan şimşek sakatlandıktan sonra bitti hala oldurulmaya çalışıyorlar şaka gibi. cumali bişi gelişiminin en üst düzeyine geldi çocuğu hala kiralık yolluyorlar anasını satayım. ne olurdu takım tuttsan? sağ bekte de oynardı, stoper de, önlibero da. ancak süper teknik direktörümüz, übermensch şahsiyet samet aybaba gelecek görememiş ki yolluyor cumali'yi. tek tesellim sezer ve muhammed, inşallah oynatılır da bir işe yarar. quaresma olayına değinmek istemiyorum ama tek diyeceğim samet aybaba hakkında "quaresma futbolcu değil yeaa =))" şeklinde açıklamaları olmuş ahahah samet sen hayatında kaç tane kıtasal anlamda ünlü ve yetenekli adamı yakından gördün, hatta çalıştın? senin aynı seviyendeki mustafa denizli quaresma transferini veto etmiş "erkan zengin ve serdar özkan quaresma'dan daha iyi" demişti. tamam şahsi oynuyor, takım oyununa uygun değil, yıllık maaşı çok yüksek bence de yollanması gerek ama sen de futboldan ve futbolcudan anlamıyorsun, bu bir gerçek. seneye 8. olalım, öpüp başımıza koyalım. he tabi samet efendi, fikret orman tarafından şubat ayında gönderilmezse.


son olarak "beşiktaş'ın çocuğu tayfur havutçu" tezahuratı yapan arkadaşlara da burdan selam gönderiyorum. fenerbahçe'de oynamış adamı sırf seba başkan'ın akrabası diye beşiktaş'ın çocuğu yaparsanız, şike ile sırf kendi adı değil bizim adımızı da lekeler. hoş siz ergin ataman'a da "beşiktaş'ın çocuğu." diyordunuz di mi? bu romantizm tripleriniz, spordan anlamadığınızın da açık bir göstergesi. az biraz mantıklı, az biraz makul ve gerçekçi olun amına koyayım.

tanju okan

gazza
içki masalarının vazgeçilmez mezesi, şarkı söylemeyen şarkılarında dinleyeniyle dertleşen, ağlayan ve içen büyük adam. ufaklıktan beridir odamda posterleri vardır, millet nice mankenin otun bokun posterini asarken bende metin-ali-feyyazlı ve 2002-2003 kadrolu beşiktaş kadrolarının yanında 2 adet tanju baba posteri asılı dururdu. o olmadan içmem ben, konsantre olamıyorum hadiseye.

bütün gün akıldan çıkaramayıp yine de aramamak

gazza
bazen öyle olmak zorunda olduğu içindir. bitmiş ilişkilerden arda kalan ; kırık kalp, yıkık hayaller ve pas tutmuş bir aşktır. siz geçmişin güzelliğini ve yaşadığınız hoş anların bitmesini ve artık aralarına yenilerine ekleyemeyeceğiniz için üzülürken, karşınızdaki kişinin bir anda sizi hiç siklemediği aklınıza gelir. belki siz onun acısıyla kavrulurken o başka kollarda, başka birilerine, başka şehirlerde "aşkım, sevgilim" diyordur. insanoğlunun kahpeliği tekrar hatırınıza düşer belki, işte o yüzden arayamazsınız aramak isteseniz dahi.

aşkta gurur olmalıdır. insanın ; duygu, onur, şeref, gurur gibi kavramları olmazsa bizi diğerlerinden hatta o arayamadığımız kişiden ne farkımız kalacak? bırakın o ararsa arasın. bu cool takılmayla veya kaçan kovalanır klişesiyle alakalı bir durum ve husus değil. hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak, asla ve asla o günlere geri dönemeyeceksiniz. barışsanız bile ihtimaller dahilinde size geçmişte yaptığı haksızlıkları anımsayacaksınız ve hiçbir zaman %100 güvenemeyecek, sürekli paranoya halinde yaşayacaksınız.

karşınızdaki aşkı değil sizi öldürür aslında. en soğukkanlı, en safi psikopat katiller, cellatlar dahi bu kadar acımasız değillerdir. sizi kör kuyulara bırakır, merdivenleri de söker alır. bunu yaparken hiç düşünmez bile "ne olacaksın, nasıl yaşayacaksın onsuz? yanına bıraktığı acılarla yaşamın nasıl olacak?" diye. aklına dahi gelmez, gelse de unutur. aşk böyledir. bir taraf cani, bir taraf saftır. zaten böyle olmazsa aşk olmaz bu.

bu tür hadiselerin sonunda muhakkak 2 yer kazançlı çıkacaktır. birisi kadın kuaförü, diğeri tekel bayii. deveye diken insana siken yaranır devrinde, imkansızı istiyor ve saf aşklarımıza karşılık olarak aynı bizim gibi davranılmasını bekliyoruz. halbuki bu entrikalı, insan sikertmeli nice diziye, filme, romana, şarkıya, şiire her türlü sanat mahsülüne ilham veren kadınlar veya erkekler geçmişte hep içimizde yaşamışlardır. onlar olmasalardı ve gerçekten insan olsalardı, bugün edebiyat dünyası kan ağlardı. bugün müzik piyasası yarrağı yerdi. hoş bu haliyle bile bir sike derman değil lakin olsun.

kader bize güldüğünde dişleri döküktü ve güldüğünde götüyle gülüyordu. aramasan? aramasam? boşver böyle olmalıymış demek ki. artık bir başkasının hayali ve sevgilisiyken artık sen, meriçlikte çığır açıp "gel ne olursun, birkaç beden önceydi :(" tribine bağlanmak da yersizdir gayrı. o geçmişteki güzel anlar, mazideki ihtiyatlı zamanlarınızın acı bir izdüşümü olarak zihninizde kalacak ve ne zaman içmeye meyillenseniz acı bir şarkının eşliğinde bunlar kafanıza bir mermi gibi saplanacak. aramak sadece telefonla olmaz, bazen yanınızda onu arayacaksınız. en çok da kalbinizde. hata sizde olmasa dahi ararsınız, bulamazsınız. geçmişi ararsınız, arafta kaybolur gidersiniz. beyhude geçen yıllara ve nice adilikle sonuçlanan şerefsiz aşkların yüzü hürmetine bir kadeh daha kaldırırsınız...

http://tinyurl.com/y8hnpcc

şerefe.

fener'e opera worldwide

gazza
bundan yaklaşık 3-4 yıl önce yaptığım çalışmadır. o dönemler facebook'ya yüklemiştim birkaç hafta yüklü durmuş, nice insan tarafından paylaşılmıştı. hatta yorum kısmını herkese açık yapmıştım, fenerliler kuduruyordu lakin ibneler en sonunda şikayet ede ede sildirmişlerdi facebook'tan. üşendiğimden 3-4 parça ; havada paraşütle söyleyen israilli asker, kutup noktasında -40 derecede söyleyen türk gençler, küba'da hem gitar çalıp hem de eşlik eden kübalılar gibi diğer videoları malum video içersine birleştirememiştim. olsun böyle de güzel oldu. bayağı uğraşmıştım ama lan.

http://tinyurl.com/6op9kuw

edit : kırık link.

hakan şükür

gazza
muharrem ince'nin 2-3 yıl önce ankara'da bir lisede(devlet lisesi) ücretsiz fizik dersi vermek istemesine meclisin bunu reddetmesini hatırlatmış yeni vekil eski torinolu futbolcu. ancak cemaat adamı olduğu için istediğini yapar. zamanında laila'dan çıkmayan, televole'nin aranan sporcusu olan hakan şükür, yaptığı iğrenç ötesi esprilerle milyonlarca sporseveri kusmaya teşvik eden bir adamken, alemlerde playboy olarak takılıp elde içki, diğer gözü kızlardayken bir anda osmanlı türkçesiyle konuşan, dini bütün bir adam haline gelmiş.

daha çok yazılır da hakkında neyse. hangi takımdan çıktı bu adam? oraya bakacaksınız.

15 mart 2012 beşiktaş atletico madrid maçı

gazza
maçı kazanacağımızdan emin değilim, belki bir ihtimal hem de çok düşük bir ihtimal. ki 1-0 kazansak dahi onlar çıkacak. ancak hırsıyla oynarsa, elinden geleni yapıp canıyla başıyla mücadele ederse bu takım, istersek 5-0 yenilelim sikimde olmaz ayakta alkışlarım. çünkü yıllardır, uzun bir süredir göremiyoruz bunu. takım hırsıyla oynamıyor. o efsanevi 3-0 aldığımız barcelona maçını hatırlarım, markus münch'ünden deli ibosuna, ahmet dursun'undan nouma'sına alayı yüreğini ortaya koymuştu.

takım içersinde kavgalar var. portekizlilerin lideri quaresma(sanırsın amerikan hapishanesi amına koyim) teknik direktör carvalhal ile kapıştığı için yok, quaresma fernandes'i fitnerse işimiz kötü çünkü bu maç ya fernandes ile kazanılacak ya da fernandes ile. bu adamı maçtan önce 1-2 tokatlayıp, ne bileyim bir şekilde gaz verip adeta bir ilhan mansız şevkiyle oynatmak gerekiyor. o ruh olacak usta o adamda. ah ah ilhan mansız'ın gençliği olaydı da şimdi kadroda, ulan yeminle o kadar rahat izlerdim ki kaybetsek bile kazanmış sayardım. çünkü futbol adaletsizdir. 90 dakika oynarsın, o top girmez rakip kaleye. herifler bir kere gelir, atarlar ve yenerler. ben buna üzülmem mesela. takımda umut vardır çünkü. zaten beşiktaş taraftarı galibiyet ve kupa taraftarı değil, kötü gün taraftarı, kötü gün dostudur.

tüpçü'nün ardında bıraktığı enkaz, maaşlar, kulüp içindeki çekişmeler ve sürtüşmeler çok zamansız oldu her şey. hiç değilse lig bitene kadar bekleseydiniz. bunlar hep buraya yansıyacak. biz lig sonuncusu ankaragücü'ne pozisyon bulamayıp 0-0 maçı bitirmişken, bir hafta sonra stoke city'in inönü'de amına koymadık mı? bu herifler, tottenham'ı, man utd'ı yenen adamlar bir de. çirkeflikle oynayan, adi orospu evlatları. şimdi ise karşımızda götleri everest'in tepesine çıkmış falcao'lu, arda'lı bilmem ne belalı atletico var.

şerefinizle oynayın, hakkınızla kazanın ! sadece hırsla oynayın, kazanmayı arzulayın ve kaybetmeyin artık. bir sonraki tura çıkıp çıkmamak mühim değil sadece bunların amlarına terlikle vurmak gerekiyor. beşiktaş öyle basit bir olgu ve kulüp değil, küme düşse ne fark edecek? o yüzden son haftalarda sağ duyusunu kaybeden taraftarın bu maç öncesinde stadda eski günlerine dönmesi gerekiyor. fenerliler gibi çekirdek çitliyorduk lan geçen maçlarda nerdeyse. bu biz değiliz. bunca hazırlık yapıldı, edildi. 90 dakika hiç susmadan hatta o ibnelere cehennemi yaşatmamız gerekiyor. taraftar atletico'nun psikolojisini bozarsa, almeida boş kaleye taca vurmazsa, şahsi oynayan quaresma yok. carvalhal efendi salak bir kadro çıkarmazsa, cenk saçma sapan goller yemezse bu maçı alırız.

alacağız da ! La Vittoria Sara Nostra !

murat alaçayır

gazza
sinan kaloğlu da kendisiyle birlikte gelen futbolculardan birisidir. o dönemin favori transfer hareketi "bize gol atarsa bu çocukta iş var." olayından yola çıkılarak alınmıştır. zaten o günlerden bugüne yadigar bir şey varsa o da ; iki elle bir siki doğrultamayan adamların 3 büyüklere karşı adeta bir messi, bir ronaldo gibi oynamasıdır. işte o yıllarda transfer edilirlerdi, şimdi edilmiyorlar. hoş tüpçü olsa yine ederdi o ayrı vaka ama bu hadise süleyman seba zamanında gerçekleşmiştir. ayhan akman'a da 8 milyon dolar vermemiz de aynı zamanlara tekabül eder.

carlos carvalhal çok güzel seviniyor yeaa taraftarı

gazza
beşiktaş taraftarı değil lunapark taraftarıdır. bir de bu arkadaşlar her fırsatta "abi almeida var yeaa sanki rooney vardı da adam oynatmıyor." diye savunurlar kendisini. takıma müdahale edemeyen, mevcut kadrosuyla çok daha iyi işler yapabilecekken sürekli işleri batıran, aylar öncesinden küme düşmesi kesinleşen ankaragücü'ne karşı pozisyona giremeyip 0-0 berabere kalan, 6 derbide yalnızca 1 galibiyet alan taktik dehası carlvalhal'i golden sonra sevinçleriyle seven adamdır. takımın başına yılmaz vural'ı getirtsek ölecekler demek ki yılmaz hoca'ya, he sonunda ne olacağı belli. küme düşürür.

galata köprüsü'nde balık tutan dayılara seninki kaç cm diye sormak

gazza
geçtiğimiz yıl green peace'in başlattığı seninki kaç cm kampanyasına gönüllü olduğumdan mütevellit yapmak zorunda kaldığım atraksiyondur. dayılar beni galata'dan şişhane'ye ordan arnavutköy'e kadar hunharca kovaladılar. alt tarafı bir yardım kampanyasına destek olmak istemiştim, çok gaddar çıktılar. halbuki ben balıkçıları hep genelkültürlü insanlar, emekli albaylar falan sanırdım.

kenan şeranoğlu

gazza
bir döneme ceketi, elinde purosu, yaklaşık bir gezegen uydusu göbeği ve pastasını samuray kılıcıyla kesmesiyle damga vurmuş tombik şahsiyet. kendisi titan saadet zinciriyle birçok vatandaşı dolandırmış, 10 yıl yatıp çıkmıştır. kendisini hatırlayamayanlar şu video ile kesin hatırlayacaktır :

http://tinyurl.com/3me5bvs

ayakkabı varsa oynarım aga

gazza
halı saha maçlarının müzmin forveti repliğidir. 6 kişi toplanmıştır o da güç bela, iş 7. kişiyi bulmaya gelmiştir. ancak o 7. kişi bulunmaz, bulunamamaktadır. işte o sırada mahalleden göze ilişilen fakat pek futbol sevdalısı olmayan, oynamaya da yanaşmayan hüzünbaz otuzbirci sıfatlı elemana "akşam 11-12 maç var. oynar mısın hacı?" diye sorulduğunda %100 bak 99 bile değil bu cevabı verir.

bir de halı sahaların kiraladığı ayakkabılar var ki yemin ediyorum her birinin içinde en az 20 farklı virüs vardır, amerika'ya satsan nükleer silah diye alır. o ayakkabıdan elde ettiği materyallerle füze elde edip, iranı vurur amına koyim. aklı olan giymez o halı saha ayakkabısını. bir de para istiyor pezevenkler.

kulübün borçları için holosko artı bir miktar para önermek

gazza
başkanlığa aday olursam yapacağım şeydir. tüpçü sağolsun feci bir borç ile beşiktaş'ı uçurumun dibine sürüklemiştir. bir de pişkin pişkin "yeav ben başkanlığı aldığımda tamam 10 milyon dolar borç vardı ama fenerin, galatasarayın da o kadardı. şimdi hepimizin aynı borçları." diyerek savunmuştur. vakt-i zamanında holosko'ya 2 futbolcu artı 5 milyon avro vermiştik, bunlardan biri bugün 15 milyon avro değer biçilen burak yılmaz, diğeri efsanevi kadıköy galibiyetinde 90'da koyan koray'dı. burak'ın maddi, koray'ın ise manevi değeri çok büyüktü. şimdi holosko'nun o vakitler değeri 10 milyon avrodan fazla bir para etmesi gerekiyor.

kolpa basının beşiktaş hakkında sürekli çıkardıkları haberlerde hep "beşiktaş adebayor'un peşine düştü, man city'e holosko artı bir miktar para önerdi." şeklinde haberler çıkıyor. artık öyle bir adam haline geldi ki holosko, onu verip üstüne bir miktar para vermeden asla transfer gerçekleştiremez hale geldi. yaklaşık 400 milyon doları bulan borçlarımız içinse böyle bir teklif daha münasip olur. hem holosko'yu elden çıkartırız, hem de borçları öderiz. keşke hayatı fotomaç tadında yaşayabilseydik amına koyim. "cristiano ronaldo aziz yıldırım'a haber gönderdi 'başkanım beni al !'" diyebilen bir organizmadan bahsediyoruz, gerçek hayat ne yazık ki bu kadar masalsı değil. holosko'yu bedava versek de kimse almıyor lan artık. neyse başkan olursam, evleneceğim kızı istemeye giderken kızın babasına teklif ederim artık ben de. başlık parası bir nevi. "holosko artı bir miktar paraya" kızı alır gelirim.

piç görüntüsüne rağmen kalbi temiz olan çocuk

gazza
öyle olması gereken adamdır. piçliği bir maskedir, yaşadığı acılardan ve yıkımlardan sonra takması artık elzem olmuştur. bu yüzden etrafa piç imajını gayet başarılı yansıtırken, içindeki iyi adamı da kaybetmez. taa ki hak eden biri çıkana kadar saklar onu. hak ettiğini düşündüğü kişiye maskesini çıkardığında da bir bok değişmez, yine ihanete uğrar yine bir şekilde acı çeker.

yakından tanırım kendisini.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol