murat alaçayır

gidiyorum bu
1999-2000 sezonunun yamulmuyorsam ara transfer döneminde bayram bektaş ile birlikte (b: altay)'dan (b: beşiktaş)'a getirilen sağ kanat oyuncusu. altay'da forma giyerken sağ taraftan rakip ceza sahasına yaptığı etkili bindirmelerle göz çarpar. gol atma becerisi de vardır. bilhassa istanbul büyükleriyle deplasmanda oynanan maçlarda sağ kanattan bu arkadaş, sol kanattan (b: bayram) elbirliği ile bayağı canlar yakmışlardır. "bize karşı iyi oynayanı hemen transfer etmeliyiz" zihniyetinin hâkim olmasının kaymağını da (b: beşiktaş) özelinde yiyen futbolculardan birisi olmuştur.

ne var ki (b: beşiktaş)'ta, (b: altay)'da gösterdiği performansın yanına yaklaşamaz. hans peter briegel kendisine yeterince şans verir vermesine de, niyeyse kafası başka yerde olan bir oyuncu imajı çizmiştir. dalgın ve savruktur. onu kazanmak isteyen taraftarlar, idmana baklava getiriken, (b: murat)'a da boyoz, kumru, gevrek ve çiğdemden oluşan hediye sepeti de hazırlamayı ihmal etmezler. ama bir türlü istenilen performansı sergileyemez. 2001 yılında (b: beşiktaş)'tan ayrılarak (b: diyabakırspor)'un yolunu tutar. iki yıl burada oynadıktan sonra bir sezonluk (b: sakaryaspor) deneyimi yaşar ve yeniden burnunda tüten (b: izmir)'e döner. en parlak günlerini yaşadığı (b: altay) ile yeniden yeşil sahalarda boy gösterir. 2005-2008 (b: izmirspor), 2008-2010 (b: ankara jandarmagücü), 2010-2011 (b: somaspor) dönemleri futbol kariyerinin son demlerini geçirdiği basamaklar olmuştur.

şimdilerde (b: altay) u-16 takımının hocalığını yürütmektedir.
gazza
sinan kaloğlu da kendisiyle birlikte gelen futbolculardan birisidir. o dönemin favori transfer hareketi "bize gol atarsa bu çocukta iş var." olayından yola çıkılarak alınmıştır. zaten o günlerden bugüne yadigar bir şey varsa o da ; iki elle bir siki doğrultamayan adamların 3 büyüklere karşı adeta bir messi, bir ronaldo gibi oynamasıdır. işte o yıllarda transfer edilirlerdi, şimdi edilmiyorlar. hoş tüpçü olsa yine ederdi o ayrı vaka ama bu hadise süleyman seba zamanında gerçekleşmiştir. ayhan akman'a da 8 milyon dolar vermemiz de aynı zamanlara tekabül eder.
newcastle
umulmadık bir yerde ve zamanda aramızda acayip bir dialog gelişmiş eski futbolcu.

yanlış hatırlamıyorsam 1998 senesi falandı. o zamanlar izmir, gaziemir emlak bankası evleri'nde oturuyorduk. altay'ın antrenman tesisleri de baya bizim etap'a yürüme mesafesinde bir yerdeydi. hatta arada sırada mahalleden arkadaşlarla gider idmanı izlerdik. altaylı futbolcuların bazıları da yakın olması sebebiyle emlak bankası evleri'nde otururdu.

bir sabah öyle mahallede çocuklarla turlarken ana bir baktık, murat alaçayır... 5-6 kişiydik o gün. bir abi-kardeş vardı, kendileri altay'ı tutardı.[ybkz]swh[/ybkz] diğer çocuklar fener-gs taraftarıydı. bir ben beşiktaşlı... murat alaçayır'ın baya revaçta olduğu zamanlardı. gazetelerde hergün "murat cim-bom'a mı?", "murat fener'e yakın" haberleri boy gösteriyordu. neyse biz tabi direk saldırdık murat abi murat abi diye. gülümsedi, hiç bozmadı bizi. fenerli ve gsli olan çocuklar, "abi fenere/cimboma gel"; altaylılar ise "abi altay'da kal, bırakma bizi." şeklinde çok sıkı pres yapıyorlardı. herif de bildiğin ekmek alıyor yani. o ara artık ne düşündü bilmiyorum. bana döndü ve dialog aynen şöyle gelişti:

ma: sen hangi takımlısın?
n: beşiktaş.
ma: sen niye beşiktaş'a gel demiyosun?
n: gelmezsin bence beşiktaş'a.
ma: niye?
n: biz onlar[ybkz]swh[/ybkz] kadar para veremeyiz bence.
ma: herşey para mı ya?

deyip o an bildiğin ağzını ayırarak güldü herif. şimdi düşünüyorum da olgun adammış. adama resmen "ben sizi bilmez miyim! paraya taparsınız siz." anlamına gelen bişey söyledim yani farkında olmadan.

o dönem ikisine de gitmedi murat. neyse, bundan birkaç ay sonra bir gün bir gazetenin pazar ekinde geniş bir röportajına denk geldim bu abinin. futbola nasıl başladığını falan anlatıyordu. bir maçına girebilmek için saatlerce yağmur altında bilet aradığından falan bahsediyordu beşiktaş'ın. artık yalan mı gerçek mi bilemem ama o günden beri ayrı biridir murat alaçayır benim için.

sonrasında herkesin bildiği gibi, sonunda geldi beşiktaş'a ve neredeyse hiçbir iz bırakamadan gitti.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol