fani madida

(bkz: sürekli büyüyor efendim durduramıyoruz)

kadınlara genel olarak çeneleri tarafından hesap sorulacak olsa gerek. hele ki her organ kendi işleviyle hesap soruyorsa neler çektiğimizi bile anlayabilirler belki. bu mantıkla benzer bir durum erkekler için de kurulabilir ama o kadar da pisleşmek istemiyorum.[ybkz]swh[/ybkz]

sabiha gökçen havaalanı'nın ismi batmış kendisine. değiştirilmesi gerekliymiş. önerdiği isim de muhsin yazıcıoğlu.

(bkz: kafan çok güzelmiş canım güle güle kullan)

kariyer rekoru olan bir maçta attığı 50 sayı şuradan izlenebilir.

http://kisalt.be/ndoqte

deplasman tribünü bok gibi buranın. gol olunca sevinmeye korkuyosunuz o derece. her an yıkılacakmış gibi. yerler zaten tahtadan ve sallanıyor. bütün maçı "kırılır mı lan bura" diye göt korkusuyla izlemek zorunda kalıyorsunuz.

tamam deplasman tribünündekileri insan yerine koyduğunuz yok da, orada biri ölse bunun hesabını nasıl vereceksiniz acaba.

primus inter pares'i bile sinirlendirmeyi başaramayan yazar. o derece başarısız yani amk.

şüphesiz ki sayın başbakanımız recep tayyip erdoğandır. öberim kendisini.

http://www.facebook.com/photo.php?v=326959613988232

ekşi sözlükte cem şancı'nın canlandırdığı bir karakterdi. kendini bi bok sanan türk kızlarına "kezban" yakıştırması da bu adam seyesinde çıkmıştı. kalaydı iyiydi.

10 aralık 2011 ankara zirvesi'ne denk gelmesi münasebetiyle ispanya futbol federasyonu tarafından tarihinin değiştirileceğini düşünüyorum.

kimi zaman sevilen insanlara yapılır. nasıl olsa barışırız, biz birbirimizi çok seviyoruz diye düşünülse de her zaman öyle olmuyor sözlük.

ortaokul 7. sınıftaydım. ortaokula başladığımdan beri en yakın en samimi olduğum semih adında bir arkadaşım vardı. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. okulda aynı sırada oturur, okul bittikten hemen sonra yine birlikte sokaklarda türlü haytalıklar peşinde koşardık.

bir gün çok basit bir sebep yüzünden tartıştık. tanıştığımızdan beri ilk tartışmamızdı bu. ikimiz de atarlıydık, geri yapan olmadı ve küstük. 1 hafta boyunca ayrı sıralarda oturduk, okuldan sonra ayrı takıldık, birbirimizi gördüğümüzde tanımıyormuş gibi davrandık.

1 hafta böyle geçti. bir akşam annem geldi ve semih'e araba çarptığını söyledi. hastanedeymiş ve beyninden ameliyata alınmış. o an delirdiğimi hatırlıyorum. zorla babamı kaldırdım ve hastaneye gittim.

gittiğimde semih ameliyattan çıkmıştı, doktorlar komada olduğunu söylediler. tam 11 gün boyunca komada kaldı, her gün yanına gittim kendisinden özür diledim, yalvardım hatta, tek istediğim iyileşmesiydi, "yeter ki o ayağa kalksın o saçma sapan gururumun amına koyim" diye düşündüm günlerce.

ama olmadı 11. günün sonunda semih vefat etti. öyle büyük vicdan azabı duydum ki... sanki benim yüzümden ölmüş gibi düşündüm aylarca. benle küsmeseydi eğer olmazdı bu ona, buna emindim.

ve en kötüsü onu ne kadar sevdiğimi ona söylemeden gitti. çok seviyodum olm ben seni. daha neler yapıcaktık seninle.

mekanı cennet olsun.

özgün'ün biz ayrıldık albümünden hem sıra hem de kalite itibariyle 10 numara olan şarkısı.

[ybkz]swh[/ybkz]


bugün ayrılığın doğum günü
anılar geliyor üstüme üstüme.
sensizlik yakıyor canımı,
bu da beni mahvediyor.

gözyaşlarım yokluğuna isyan etmiş haykırıyor,
bir de üstüne sen yine mutlusun ya
bu da beni beni kahrediyor
dayan yüreğim yokluğuna.

alışıyorum geç olsada
yana yana katlanır bu yürek.
acılara gem vura vura
direniyorum yokluğuna.

http://fizy.com/#s/1ajtm0

(bkz: hurremsoultan başlıklarını 100 metreden tanımak)[ybkz]swh[/ybkz]

aile arasında olacak olmasından dolayı sözlük yazarlarımızı bu mutluluğa ortak edemediğim nişan töreni olacak. ama düğünde en büyük masayı sözlük için ayırıyorum. iyi dileklerini ileten herkese teşekkürler.

ankara zirvelerinin en sağlam yazarlarından. bir mesaj yeterli oluyor kendisine. yakında liseli damgasından da kurtulursa tam olacak.[ybkz]swh[/ybkz]

ekşi sözlük'te kendisine "uyanık" diyen bir yazarı da savcılığa şikayet etmiş. artık iyice bokunu çıkardı bu adam. kendi şahsi meselesi yüzünden insnaların dini duygularını sömürecek kadar da şeref eksikliği içerisinde.

kimi zaman gerçekten ihtiyaç duyulan eylem. ama ne yazık ki hayatın reset tuşu yok.

şaşırtıcı süprizleriyle, bol eğlencesi ve her zamanki koyu muhabetiyle şimdiye kadar yapılan en güzel kartal sözlük zirvesi olmaya aday. kaçıran çok şey kaçıracak gibi. hayırlısı olsun tabi o ayrı.

damarlarınızda dolaşmaya başladığında asla az önceki gibi olmazsınız. psikolojinize bağlı olarak kimi zaman neşe verir kimi zaman da keder. ama her zaman dert ortağıdır. candır.

bazen dayanamayıp ben de yapıyorum bunu. özellikle ":/" smileyine dayanamıyorum. olm çok güzel lan. [ybkz]swh[/ybkz]

asparagas olduğuna emin olduğum haber. şöyle ki; bir insanın tutuklanmasına da tutuksuz yargılanmasına da ancak mahkeme karar verir. ve mahkeme kararı verdiği gün kişi cezaevinden tahliye edilir. bu yüzden 10 güne kadar tahliye edilecek şeklindeki haberler mantıklı değil. bu haberleri götünden uyduran adamlar da şimdi pc başında keyif sürüyor olmalı.