ilk kez bir kartal sözlük zirvesine katılmasına rağmen sanki uzun zamandır bizimle birlikteymiş havası veren ve bunu tüm yazarlarımıza da hissettiren yazar. sayesinde sözlüğümüzün ankara tayfası çok sağlam bir üye daha kazanmış oldu. bundan sonra da yapılacak her zirvede kendisini de aramızda görmeyi umuyorum.
yazarlığı onaylanan 3. nesil taraftar. hoş gelmiş.
fenerbahçe'den aldığı dolarların ufak bir kısmını harcama zamanı gelen futbolcu. böylece sikindirik yunan takımlarında oynamak zorunda da kalmayacak artık.
26 kasım 2011 cumartesi günü yapılacak. iyi dileklerini sunan herkese şimdiden teşekkürler.
savunma olarak "o kanalda aslanlar da var, ben onları kastettim" demiş. bence bırak dağınık kalsın be abi. sen özür dile yeter.
söz konusu askerliğin sadece adı askerlik. yani 1 gün bile askerlik yapmayacaklar. o nedenle verebileceğim tek tavsiye, para yatırma kuyruğunda araya kaynamayın. bir kere de diğerleriyle eşit olmayı deneyin.
(bkz: artık melek değilim)
yaşlılığı ve huysuzluğu nedeniyle dönem dönem kişiyi ayar edebilitesi yüksek olsa da sevilir bu adam. kendisini çaylak yapan ekşi modlarıyla inatlaşıp, "çaylaklık entrysi girmem silin beni" diyecek kadar da gururludur. ekşi sözlük kökenli olması sözlük formatına hakimliğinin en önemli göstergesidir zaten.
moderatörlük görevini tebrik eder ve kendisine başarılar dilerim. bu arada önemle belirteyim ki kendisine yetkiyi veren kişi ben değilim. hani dedikodu falan, aman diyim.
moderatörlük görevini tebrik eder ve kendisine başarılar dilerim. bu arada önemle belirteyim ki kendisine yetkiyi veren kişi ben değilim. hani dedikodu falan, aman diyim.
kaç kadeh kırıldı olarak da bilinen müslüm gürses şarkısı. sabahtan beri fena halde sardım. akşam olsa da bu şarkıyla rakı içsem hayalleri kuruyorum şu an.
trabzonspor'a başarılar diliyorum bu maç için. hatta çok koşsunlar bütün enerjilerini bu maçta harcasınlar.
şebnem ferah'ın vazgeçtim dünyadan şarkısından güzel bir soru cümlesi. hak verilesi.
öncelikle belirtmek gerekir ki ne kadar az malzeme götürürseniz o kadar iyidir. zira askerlikte pek çok eşya "yer değiştirme" eylemine maruz kalabiliyor. o nedenle askerlik döneminde yetecek kadar sabun,traş köpüğü vs. götürmeyin bunları bittikçe alabilirsiniz.
-götürülmesi gereken önemli şeylerin başında boyundan asmalı cüzdanlar geliyor bence. bu hem hırsızlığın önüne geçiyor hem de düşürme olasılığınızı en aza indiriyor.
-kontör kartı da götürmeniz iyi olabilir. ilk günlerin yoğunluyla kontör kartı bulmakta zorlanabilirsiniz.
- kış dönemi gidiyorsanız eğer sizi mümkün mertebe sıcak tutabilecek askeri kazak, eldiven gibi şeyler götürmelisiniz mutlaka.
-havlu,terlik, diş fırçası, tıraş malzemeleri,şampuan gibi ürünleri mümkün olan en az seviyede yanınızda bulundurun. özellikle kısa dönem gidenler, yer değiştirme uzmanları tarafından nimet olarak görülüyorlar.
- nemlendirici, ağrı kesici gibi ürünleri mutlaka yanınıza alın.
-okumayı seviyorsanız kitap götürün, fırsat buldukça okumak iyi geliyor. hem bunlar yer de değiştirmiyorlar istediğiniz kadar götürün.
-çoraplarınızı ve iç çamaşırlarınızı yine çok fazla olmayacak şekilde önceden alın. orada satılan ürünler istediğiniz kalitede olmuyor.
-küçük bir defter ve bir kalem yanınızda olmalı
- gece giymek için eşofmanınızı da götürün derim ben, orada veriyorlar ama bana small denk gelmişti mesela. güvenmemek lazım.
- ve en önemlisi biraz sabır. ihtiyacınız olacak.
-götürülmesi gereken önemli şeylerin başında boyundan asmalı cüzdanlar geliyor bence. bu hem hırsızlığın önüne geçiyor hem de düşürme olasılığınızı en aza indiriyor.
-kontör kartı da götürmeniz iyi olabilir. ilk günlerin yoğunluyla kontör kartı bulmakta zorlanabilirsiniz.
- kış dönemi gidiyorsanız eğer sizi mümkün mertebe sıcak tutabilecek askeri kazak, eldiven gibi şeyler götürmelisiniz mutlaka.
-havlu,terlik, diş fırçası, tıraş malzemeleri,şampuan gibi ürünleri mümkün olan en az seviyede yanınızda bulundurun. özellikle kısa dönem gidenler, yer değiştirme uzmanları tarafından nimet olarak görülüyorlar.
- nemlendirici, ağrı kesici gibi ürünleri mutlaka yanınıza alın.
-okumayı seviyorsanız kitap götürün, fırsat buldukça okumak iyi geliyor. hem bunlar yer de değiştirmiyorlar istediğiniz kadar götürün.
-çoraplarınızı ve iç çamaşırlarınızı yine çok fazla olmayacak şekilde önceden alın. orada satılan ürünler istediğiniz kalitede olmuyor.
-küçük bir defter ve bir kalem yanınızda olmalı
- gece giymek için eşofmanınızı da götürün derim ben, orada veriyorlar ama bana small denk gelmişti mesela. güvenmemek lazım.
- ve en önemlisi biraz sabır. ihtiyacınız olacak.
normaldir. detaylandırmak gerekirse;
muhalefet: kendi partilerindeki kısır çekişmelerden ya da saçma sapan seks kasetlerinden fırsat bulup muhalefet olma görevini yerine getirememekteler. es kaza hükümetin kılıfına uyduramadığı bazı şeyleri yakaladıklarında ise harekete geçmesi gereken diğer kurumların[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] yandaşlığı nedeniyle herhangi bir şey elde edemiyorlar.
yargı: anayasa mahkemesi, yargıtay, danıştay gibi üst yargı makamları başta olmak üzere tüm yargı sistemi akp'nin elinde. bu sebeple istenilen dosyalar sümenaltı edilirken istenilen dosyalara öncelik verilip akp'Nin güç kaybetmesinin önüne geçiliyor.
emniyet teşkilatı: tamamen cemaat güdümünde. akp ile gülenciler fikir ayrılığına düşene kadar akp'nin emrinde. olmayan delilleri emniyette yaratmak, muhalif olanı gözaltına almak gibi temel işlevleri başarıyla yerine getiriyor.
basın: tamamen sindirilmiş durumda. kısmen de olsa muhalif bir yayın grubu olan doğan gurbuna kesilen tarihi vergi cezaları hepsini korkutmuş ve sindirmiş durumda. hani tayyip efendi ayetten alıntı yapıp diyor ya onlar bakarlar ama görmezler diye, işte aynı o durumdalar.
aydınlar: yandaş olmanın dayanılmaz hafifliğine kendilerini kaptırmış durumdalar. muhalif olanların ise tekerlerine her türlü çomak itina ile sokuluyor. muhaliflerin seslerini duyurabileceği özgür bir basın da olmayınca sesleri duyulmuyor haliyle. ve yeni dönemde kendilerine eklenen akp ayndınları[ybkz]swh[/ybkz] sayesinde hükümete biat ediyorlar izlenimi veriliyor.
kamuoyu: bunun içine pek çok çevreyi sokabiliriz. ama özellikle değerlendirilmesi gereken iş adamlarıdır. geçmişte iş adamlarının güncel meseleler üzerine düşünceleri önemliydi. bugün akp aleyhine konuşursanız başbakan çıkıp "sen iş adamısın böyle konuşursan iş alamazsın" diye açıkca tehdit edebiliyor.
türk halkı: dizileriyle, kendisine anlatılan ekonomi yalanlarıyla son derece mutlu mesut yaşıyor. duygusal bir halk olduğundan, atar giderle ülkeyi yöneten başbakanı baş tacı edebiliyorlar. halbuki uluslarası alanda başbakanın bu hareketleriyle bariz "taşak" geçiliyor. ama olsun bağırıp çağırıp gaz alıyor ya o yeter. ha tabi bir de başbakanları müslüman. çalarsa da onlar çalsın havasında. kendisine doğruları anlatabilecek hiç bir kurum da olmadığından halinden memnun.
tüm bu tablo içerisinde kabul edilmelidir ki akp türkiye'nin her alanını eline geçirmiş ve kendi emelleri doğrultusunda rahatça kullanmaktadır. ne zaman ki artan cari açık ve borçlanma insanların cebine iyiden iyiye yansımaya başlar o zamana kadar akp'ye oy vermeye devam ederler. tabii o zamana kadar ileri demokrasi "oy verme" işlemini yasaklamazsa.
muhalefet: kendi partilerindeki kısır çekişmelerden ya da saçma sapan seks kasetlerinden fırsat bulup muhalefet olma görevini yerine getirememekteler. es kaza hükümetin kılıfına uyduramadığı bazı şeyleri yakaladıklarında ise harekete geçmesi gereken diğer kurumların[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] yandaşlığı nedeniyle herhangi bir şey elde edemiyorlar.
yargı: anayasa mahkemesi, yargıtay, danıştay gibi üst yargı makamları başta olmak üzere tüm yargı sistemi akp'nin elinde. bu sebeple istenilen dosyalar sümenaltı edilirken istenilen dosyalara öncelik verilip akp'Nin güç kaybetmesinin önüne geçiliyor.
emniyet teşkilatı: tamamen cemaat güdümünde. akp ile gülenciler fikir ayrılığına düşene kadar akp'nin emrinde. olmayan delilleri emniyette yaratmak, muhalif olanı gözaltına almak gibi temel işlevleri başarıyla yerine getiriyor.
basın: tamamen sindirilmiş durumda. kısmen de olsa muhalif bir yayın grubu olan doğan gurbuna kesilen tarihi vergi cezaları hepsini korkutmuş ve sindirmiş durumda. hani tayyip efendi ayetten alıntı yapıp diyor ya onlar bakarlar ama görmezler diye, işte aynı o durumdalar.
aydınlar: yandaş olmanın dayanılmaz hafifliğine kendilerini kaptırmış durumdalar. muhalif olanların ise tekerlerine her türlü çomak itina ile sokuluyor. muhaliflerin seslerini duyurabileceği özgür bir basın da olmayınca sesleri duyulmuyor haliyle. ve yeni dönemde kendilerine eklenen akp ayndınları[ybkz]swh[/ybkz] sayesinde hükümete biat ediyorlar izlenimi veriliyor.
kamuoyu: bunun içine pek çok çevreyi sokabiliriz. ama özellikle değerlendirilmesi gereken iş adamlarıdır. geçmişte iş adamlarının güncel meseleler üzerine düşünceleri önemliydi. bugün akp aleyhine konuşursanız başbakan çıkıp "sen iş adamısın böyle konuşursan iş alamazsın" diye açıkca tehdit edebiliyor.
türk halkı: dizileriyle, kendisine anlatılan ekonomi yalanlarıyla son derece mutlu mesut yaşıyor. duygusal bir halk olduğundan, atar giderle ülkeyi yöneten başbakanı baş tacı edebiliyorlar. halbuki uluslarası alanda başbakanın bu hareketleriyle bariz "taşak" geçiliyor. ama olsun bağırıp çağırıp gaz alıyor ya o yeter. ha tabi bir de başbakanları müslüman. çalarsa da onlar çalsın havasında. kendisine doğruları anlatabilecek hiç bir kurum da olmadığından halinden memnun.
tüm bu tablo içerisinde kabul edilmelidir ki akp türkiye'nin her alanını eline geçirmiş ve kendi emelleri doğrultusunda rahatça kullanmaktadır. ne zaman ki artan cari açık ve borçlanma insanların cebine iyiden iyiye yansımaya başlar o zamana kadar akp'ye oy vermeye devam ederler. tabii o zamana kadar ileri demokrasi "oy verme" işlemini yasaklamazsa.
kendisinin ##158265 nolu entrysine atfen ;
(bkz: dingoc)
(bkz: nişanlısının nickini bilmeyen insan modeli) [ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: dingoc)
(bkz: nişanlısının nickini bilmeyen insan modeli) [ybkz]swh[/ybkz]
http://www.posta.com.tr/yasam/HaberDetay/Kizil_kadin_daha_cok_sevisiyor.htm?ArticleID=39931
skrito_more'un da aramızda olacağı über zirve.
yan çizmemesi açısından not düşülsün;
---------------alıntı---------------
tamam geliyorum taammammm :D
---------------alıntı---------------
yan çizmemesi açısından not düşülsün;
---------------alıntı---------------
tamam geliyorum taammammm :D
---------------alıntı---------------
tarihi 10 aralık belirlenen zirve.
ve bir kısım arkadaşlar için;
biliyoruz; gelmeyeceksiniz, siz daha beşiktaşlısınız, siz daha fazlasınız ve ankara'da deniz yok. bunları öğrendik tekrar etmenize gerek yok.
ve bir kısım arkadaşlar için;
biliyoruz; gelmeyeceksiniz, siz daha beşiktaşlısınız, siz daha fazlasınız ve ankara'da deniz yok. bunları öğrendik tekrar etmenize gerek yok.
kesinlikle doğru bu laf. Hatta memnun etmeye çalıştıkça daha da beter olur. En güzeli deveye diken insana siken felsefesini hayata geçlrmektir.
sanırım bazı yanlış anlamalar var. Kimse istanbuldan 50 tane yazar getireceğimizi söylemedi. O yüzden "biz daha çokuz yea :/" şeklindeki söylemlerin pek anlamı kalmıyor. Zaten toplamda 5-6 yazar gelir biz de onları en güzel şekilde ağırlayıp misafir ederiz.
Her boku da eleştirmenin anlamı yok. Gelen gelir, gelmeyen gelmez.
Her boku da eleştirmenin anlamı yok. Gelen gelir, gelmeyen gelmez.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?