tek artısı, güne erken başlayan bünyeleri yatağın eşsiz sıcaklığının ardından gelen o antartikavari sabah soğuğuna karşı daha kolay adapte edebilmesidir.
şayet o soğuklarda yatağından (mağarasından) fırlama cesareti gösteren insanoğlu, ilerleyen zamanlarda medeniyete yelken açmış olacaktır efenim.
hikmet karaman gibi, bülent uygun gibi arkadan iş çevirerek koltuk elde etmeleriyle ünlü teknik direktörümsülerle çalıştığı için gelişemediği, performans veremediği söylenen yetenekli forvet oyuncusu. sadece onu doğru kullabilecek, üst düzey bir teknik adamla çalışmaya ihtiyacı var kendisinin. o fırsatı bulabilirse fazla da kalmaz buralarda zaten.
efsanevi bir avrupa filmi olabilecekken senaryodaki bazı boşluklar ve filmi arka plandaki temaya uydurmak için çekilmiş son 10 dakikası yüzünden bu fırsatı kaçırmış 2012 yapımı thomas vinterberg filmi.
özgün sayılabilecek bir konu, güzel oyunculuklar ve sinematografik açıdan özgün kareler var filmde. fakat vinterberg'e sesleniyorum burdan, hacı madem filmi aynı zamanda tematik yapma gibi bir niyetin var, bunu ustalıkla kurgunun içine yedirmeliydin. sen işin kolaya kaçarak alternatif son tadında eğreti bir final yapmışsın ki, filmi resmen piç etmişsin, yazık etmişsin.
konusunu merak edenler için;
kreşte çalışan esas oğlan lucas'a en yakın arkadaşı theo'nun küçük kızı klara aşık olur. lucas çocuğa bunun yanlış olduğunu anlattığı sırada klara hayal kırıklığına uğrar ve önce inkâra, sonra yeni yetme ergen abisinin de etkisiyle çocuk aklıyla pis yalanlara başvurur. olaylar gelişir.
dram sevenler kaçırmasın.
özgün sayılabilecek bir konu, güzel oyunculuklar ve sinematografik açıdan özgün kareler var filmde. fakat vinterberg'e sesleniyorum burdan, hacı madem filmi aynı zamanda tematik yapma gibi bir niyetin var, bunu ustalıkla kurgunun içine yedirmeliydin. sen işin kolaya kaçarak alternatif son tadında eğreti bir final yapmışsın ki, filmi resmen piç etmişsin, yazık etmişsin.
konusunu merak edenler için;
kreşte çalışan esas oğlan lucas'a en yakın arkadaşı theo'nun küçük kızı klara aşık olur. lucas çocuğa bunun yanlış olduğunu anlattığı sırada klara hayal kırıklığına uğrar ve önce inkâra, sonra yeni yetme ergen abisinin de etkisiyle çocuk aklıyla pis yalanlara başvurur. olaylar gelişir.
dram sevenler kaçırmasın.
şampiyonluğun küçük maçları kazanmaktan geçtiğini bilmeyip, adeta sidik yarışına dönen derbi maçlarda etkisiz görüntü gösterdi diye hedef tahtası olan futbolcumuz.
görüşler elbette aynı olacak değil, t-800 misali programlanan standart robotlar değiliz hiçbirimiz sonuçta. ilhan'dan bahsedilmiş mesela, evet bana göre de yıldızdır, hatta her forvet tartışmasında ahmet-ilhan-nouma'dan sonra golcü gelmedi diye savunduğum adamdır kendisi. ama madem burada yıldız oyuncunun büyük maçlara etki etmesi gerektiği fikrinden yola çıkarak tartışıyoruz, ilhan'ın derbilerde ve avrupa maçlarında arkasında sergen gibi, tümer gibi, pancu gibi yaratıcılıkta master yapmış isimler varken gol dahi atamadığını göz ardı etmemeliyiz üstadım.
sen bana desen ki, benim yıldız oyuncu kriterim amatör ruhtur, yetenek falan sonra gelir desen, ben sana "haklısın üstadım, eyvallah" derim. ama derbilerde etkisiz deyip, ortaya ilhan'ı sürersen "abi naptın?" derim. kalp kırdıysak affola.
görüşler elbette aynı olacak değil, t-800 misali programlanan standart robotlar değiliz hiçbirimiz sonuçta. ilhan'dan bahsedilmiş mesela, evet bana göre de yıldızdır, hatta her forvet tartışmasında ahmet-ilhan-nouma'dan sonra golcü gelmedi diye savunduğum adamdır kendisi. ama madem burada yıldız oyuncunun büyük maçlara etki etmesi gerektiği fikrinden yola çıkarak tartışıyoruz, ilhan'ın derbilerde ve avrupa maçlarında arkasında sergen gibi, tümer gibi, pancu gibi yaratıcılıkta master yapmış isimler varken gol dahi atamadığını göz ardı etmemeliyiz üstadım.
sen bana desen ki, benim yıldız oyuncu kriterim amatör ruhtur, yetenek falan sonra gelir desen, ben sana "haklısın üstadım, eyvallah" derim. ama derbilerde etkisiz deyip, ortaya ilhan'ı sürersen "abi naptın?" derim. kalp kırdıysak affola.
yıldız oyuncu kriterini serbest on numara oynayan oyuncuya göre oluşturanların beğenmediği futbolcu. vallahi haklısınız, machester'dan rekor bedelle madrid'e geçen beckham aradığı 4-4-2'yi bulamadığı için yıldız değildir, arkasında belluschi yokken sahada yokları oynayan batalla yıldızdır. değil mi?
(bkz: captain tsubasa etkisi)
abicim insaf. (vurgula: lig standartlarında) bu ligin ve bu takımın yıldızıdır fernandes. sizin mantığınız şuraya geliyor, messi arjantin'e dünya kupası kazandırmadığı sürece barça sisteminin parçasıdır. öyle mi? bu adama saha içinde zekası iyi değil de, oyun görüşü yok de, winner oyuncu değil de, lider ruhlu değil de bunların hepsine katılırım da yıldız değil dersen orada karşı çıkarım. iki senedir -bana göre- yanlış mevkide oynatılmasa, bugün kimse gol katkısını konuşmayacak belki bu adamın. ki aybaba'dan önce de konuşmuyorduk zaten, ne zaman aybaba onu serbest oyuncuya evirmeye çalıştı o zaman bu polemikler gündeme gelmeye başladı artarak. daha geçen sene bu adam açıklama yapmadı mı, hayatımda ilk defa bu mevkide oynuyorum diye? insaf be abicim.
(bkz: captain tsubasa etkisi)
abicim insaf. (vurgula: lig standartlarında) bu ligin ve bu takımın yıldızıdır fernandes. sizin mantığınız şuraya geliyor, messi arjantin'e dünya kupası kazandırmadığı sürece barça sisteminin parçasıdır. öyle mi? bu adama saha içinde zekası iyi değil de, oyun görüşü yok de, winner oyuncu değil de, lider ruhlu değil de bunların hepsine katılırım da yıldız değil dersen orada karşı çıkarım. iki senedir -bana göre- yanlış mevkide oynatılmasa, bugün kimse gol katkısını konuşmayacak belki bu adamın. ki aybaba'dan önce de konuşmuyorduk zaten, ne zaman aybaba onu serbest oyuncuya evirmeye çalıştı o zaman bu polemikler gündeme gelmeye başladı artarak. daha geçen sene bu adam açıklama yapmadı mı, hayatımda ilk defa bu mevkide oynuyorum diye? insaf be abicim.
az evvel highbury atmosferini ciğerlerime çekmek için yükleyip maç yaptığım fifa 2003'te dahi klasik hatalarına devam etmiş emekli ingiliz kaleci.
inter'le maç yapıyorum, inter defansın arkasına sarkıttığı toplarla kalemde tehlike yaratıyor, crespo'nun ayağından topu kapan keown oyunu soğutmak adına kaleciye oynuyor ve o da nesi! seaman topu ayağının altından kaçırıyor ve tarihin gördüğü en rezalet gollerden birine tanık oluyor highbury'i dolduran onbinler. o esnada golün şaşkınlığıyla aklıma gelen tek şey, ronaldinho'dan yediği o ünlü golden sonra ingiliz spikere tekrar hak vermek oldu tabi. insaf be adam!
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
inter'le maç yapıyorum, inter defansın arkasına sarkıttığı toplarla kalemde tehlike yaratıyor, crespo'nun ayağından topu kapan keown oyunu soğutmak adına kaleciye oynuyor ve o da nesi! seaman topu ayağının altından kaçırıyor ve tarihin gördüğü en rezalet gollerden birine tanık oluyor highbury'i dolduran onbinler. o esnada golün şaşkınlığıyla aklıma gelen tek şey, ronaldinho'dan yediği o ünlü golden sonra ingiliz spikere tekrar hak vermek oldu tabi. insaf be adam!
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
yıldızlığını sorgulayan insanların ilk olarak yıldızlığın ne olduğu sorusuna yanıt vermelerini rica ettiğim futbolcumuz.
fernandes de eksik olan şeyler winner ve lider ruhlu bir oyuncu olmamasıdır sadece. bu da büyük maçlarda tutuk olmasına yol açıyor. drogba mesela, pazar akşamı o da çok etkisizdi ama silik bir görüntü çizmesine rağmen bir anda çıkıverip ortaya attı gollerini. çünkü fernandes'in eksiklikleri onda fazlasıyla var.
yine pazar akşamı über yıldız diye nitelendirilen sneijder de çok etkisizdi mesela. çoğu önemli maçta da silik bir görüntü çizdi. bu onun yıldızlığını sorgulamamıza yol açar mı? cevabı siz verin.
fernandes de eksik olan şeyler winner ve lider ruhlu bir oyuncu olmamasıdır sadece. bu da büyük maçlarda tutuk olmasına yol açıyor. drogba mesela, pazar akşamı o da çok etkisizdi ama silik bir görüntü çizmesine rağmen bir anda çıkıverip ortaya attı gollerini. çünkü fernandes'in eksiklikleri onda fazlasıyla var.
yine pazar akşamı über yıldız diye nitelendirilen sneijder de çok etkisizdi mesela. çoğu önemli maçta da silik bir görüntü çizdi. bu onun yıldızlığını sorgulamamıza yol açar mı? cevabı siz verin.
sanıldığının aksine kendisini ne asanın ne yiyenin olduğu biricik teknik direktörümüz.
ama bu demek değil ki, doğru işler yaparken avuçlarımız patlayana kadar alkışladığımız gibi yanlış şeyler yaptığında yapıcı eleştirilerde bulunmamalıyız. dünkü maç özelinde konuşuyorum, evet yine bireysel hatalardan yenen facia goller var ortada ama ikinci yarının başından ikinci gole kadar da rakip tarafından sürekli hataya zorlanan, orta sahada top tutamayan bir takım da var. adeta geliyorum diyen gole karşı alınamamış önlemler var. bunun neticesinde konsantrasyonu kaybetmiş bir takım var. toraman ismi işin taktiği- tekniğinden önce bu konuda yardımcı olabilirdi demiştim daha evvel ki bu fikrimin sonuna kadar arkasındayım.
ikinci olarak muhammed oyuna alınmamalıydı derken kastettiğim şuydu aslında, olcay'ın hayalet görüntüsüne karşın, (vurgula: orjinal mevkisi) sol kanat olan kerim frei tercih edilmeliydi. öncelik kerim'in olmalıydı yani. ki topla beraber sıfır olan olcay yerine kerim'in geçmesiyle son dakikalara doğru o kanada nasıl hareketlilik geldiğini hatırlatmak istiyorum sevgili yazarlara.
kelimelere takılıp eleştirinin özünü kaçıran arkadaşlar için tekrar söylüyorum, yüksek tansiyonlu bir maçta hücum bölgesinde maç tecrübesi ve kondüsyonu olmayan iki genci birlikte sahaya sürmesi yanlıştı. bilic'i dahi zıvanadan çıkartan bir hakem-rakip ikilisi vardı sahada ve muhammed 2 başarısız şut denedi diye homurdanan tribünler. bu gençlere şans vermek kadar, doğru yerde ve doğru zamanda şans vermek de önemli. bu çocuklar tanrı göstermesin, son dakikada iki yüzde yüzlük gol kaçırsa ne olacaktı en basitinden? o çocukların özgüvenlerinin nasıl kırılacağını düşünebiliyor musunuz? daha evvel yaşamadık mı, tanık olmadık mı böyle sönüp giden yetenekli gençlere? ha diyorsan benchte sanki başkası vardı da almadı oyuna, orada haklısın eyvallah derim.
az sakin olalım gençler. bu adamı yedirmememiz gerektiğinin sen ya da başka siyah beyaz yürekler kadar ben de farkındayım. bu adam ortaya koyduğumuz proje için biçilmiş kaftan. ayrıca hem yabancı olup hem de bu kadar kısa sürede kulübü benimseyen teknik adam binde birdir şu dünyada. ama sonuncu da yapsa arkasındayımcıları son schuster olayından beri samimi bulmuyorum, çünkü böylesine leş rekabetlerden nemalanan bir ülkede bu kesinlikle mümkün değil. bunu da belirtmiş olayım.
ama bu demek değil ki, doğru işler yaparken avuçlarımız patlayana kadar alkışladığımız gibi yanlış şeyler yaptığında yapıcı eleştirilerde bulunmamalıyız. dünkü maç özelinde konuşuyorum, evet yine bireysel hatalardan yenen facia goller var ortada ama ikinci yarının başından ikinci gole kadar da rakip tarafından sürekli hataya zorlanan, orta sahada top tutamayan bir takım da var. adeta geliyorum diyen gole karşı alınamamış önlemler var. bunun neticesinde konsantrasyonu kaybetmiş bir takım var. toraman ismi işin taktiği- tekniğinden önce bu konuda yardımcı olabilirdi demiştim daha evvel ki bu fikrimin sonuna kadar arkasındayım.
ikinci olarak muhammed oyuna alınmamalıydı derken kastettiğim şuydu aslında, olcay'ın hayalet görüntüsüne karşın, (vurgula: orjinal mevkisi) sol kanat olan kerim frei tercih edilmeliydi. öncelik kerim'in olmalıydı yani. ki topla beraber sıfır olan olcay yerine kerim'in geçmesiyle son dakikalara doğru o kanada nasıl hareketlilik geldiğini hatırlatmak istiyorum sevgili yazarlara.
kelimelere takılıp eleştirinin özünü kaçıran arkadaşlar için tekrar söylüyorum, yüksek tansiyonlu bir maçta hücum bölgesinde maç tecrübesi ve kondüsyonu olmayan iki genci birlikte sahaya sürmesi yanlıştı. bilic'i dahi zıvanadan çıkartan bir hakem-rakip ikilisi vardı sahada ve muhammed 2 başarısız şut denedi diye homurdanan tribünler. bu gençlere şans vermek kadar, doğru yerde ve doğru zamanda şans vermek de önemli. bu çocuklar tanrı göstermesin, son dakikada iki yüzde yüzlük gol kaçırsa ne olacaktı en basitinden? o çocukların özgüvenlerinin nasıl kırılacağını düşünebiliyor musunuz? daha evvel yaşamadık mı, tanık olmadık mı böyle sönüp giden yetenekli gençlere? ha diyorsan benchte sanki başkası vardı da almadı oyuna, orada haklısın eyvallah derim.
az sakin olalım gençler. bu adamı yedirmememiz gerektiğinin sen ya da başka siyah beyaz yürekler kadar ben de farkındayım. bu adam ortaya koyduğumuz proje için biçilmiş kaftan. ayrıca hem yabancı olup hem de bu kadar kısa sürede kulübü benimseyen teknik adam binde birdir şu dünyada. ama sonuncu da yapsa arkasındayımcıları son schuster olayından beri samimi bulmuyorum, çünkü böylesine leş rekabetlerden nemalanan bir ülkede bu kesinlikle mümkün değil. bunu da belirtmiş olayım.
savunulacak bir tarafı olmamasının yanı sıra, iyi güncülerin neden bu kadar üzerinde durduğunu anlayamadığım eylem. adama sorarlar, maçın başında baltanın önde gideni gökhan töre'ye bilic'in gözü önünde alenen tekme attıktan sonra taptığın adamlar oyuna devam ederken aklın neredeydi diye? hem başarı için her yol mübah zihniyetinde olacaksın hem de fair-play timsaliymiş gibi konuşacaksın?
artık ironi mi dersiniz, çelişki mi dersiniz adını siz koyun.
artık ironi mi dersiniz, çelişki mi dersiniz adını siz koyun.
yetenek olarak çok beğendiğim bir oyuncu olmasına rağmen, zerre kadar saygı duymadığım futbolcu.
benim için karakterini, sonradan oyuna girip gol attığı bir milli maçta gole sevinmeyerek ortaya koymuştu zaten. ama geçen seneden beri oynadığı oyun gösterdi ki, özünde akıllı bir oyuncu olan kendisi giderek çakallığa evrilmiş durumda. sırtın dönük topla buluş, hareketsiz kalıp kambura yat, faul al. sahadaki varlığının amacı resmen buydu dün kendisinin. bir olur anlarım, iki hatta dört olur anlarım da 10 defa da yapılmaz ki aynı bok arkadaş.
benim için karakterini, sonradan oyuna girip gol attığı bir milli maçta gole sevinmeyerek ortaya koymuştu zaten. ama geçen seneden beri oynadığı oyun gösterdi ki, özünde akıllı bir oyuncu olan kendisi giderek çakallığa evrilmiş durumda. sırtın dönük topla buluş, hareketsiz kalıp kambura yat, faul al. sahadaki varlığının amacı resmen buydu dün kendisinin. bir olur anlarım, iki hatta dört olur anlarım da 10 defa da yapılmaz ki aynı bok arkadaş.
22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçı'nda ikinci yarıda oyunu tutma konusunda oğuzhan özyakup'u benchte çok arayan teknik direktörümüz.
oğuzhan'ın yokluğuna rağmen dünkü maç, kendisinin taktisyenliği ve oyunu okuma yeteneklerine dair birkaç ipucu verdi bana. terim ikinci yarıda, serdar'ın ağırlığını farkedip, onun kanadına bruma'yı alarak doğru bir iş yaptı mesela. bilic ise orta saha hakimiyetini kaybedip, skor olarak geriye düştükten sonra oyuna müdahale edebildi ancak. ne yazık ki bu maçı kaybetmemizde büyük bir etken oldu.
bilic'in kolay-zor maç demeden genç oyunculara olan güvenini çok takdir ediyorum. ama gergin bir atmosferde oynanan maçın son dakikalarında maç kondüsyonu ve tecrübesiz iki genci sahaya sürmek neresinden bakarsanız bakın yanlıştı. dünkü maçta beşiktaş, özellikle ilk yenen golden sonra tüm konsantrasyonunu kaybetmişken, hata yapmaya müsait yapısı olan veli'yi oyundan alıp ibrahim toraman'ı onun yerine düşünmeliydi. toraman defansın ortasında soğukkanlığının ve pozisyon alma özelliğinin düşük olması ve ilerleyen yaşının etkisiyle saatli bombaya dönüşüyor ama geçen sene gördük ki orta sahada çakılı adam olarak oynadığında fark yaratan bir oyuncuya dönüşüyor. üstelik toraman ne olursa olsun bu takımın kaptanı ve büyük maç tecrübesi en fazla olan isimlerden biri. ikinci yarı ruhunu kaybeden beşiktaş'a sırf azmi ve sahadaki varlığıyla birşeyler katabilirdi.
ikinci nokta, yine yokları oynayan olcay şahan ile ilgili. kendisini oyundan çok daha evvel almalıydı, yerine ise muhammed değil kerim frei girmeliydi ki ileride top tutma şansımız biraz daha fazla olsun diye.
yine de bir maç kaybettik diye hocamızı asacak kesecek değilim. aksine, sonuçlar ne şekilde olursa olsun bizi bu kadar benimsemiş bir adamı sonuna kadar sahiplenmemiz gerekiyor. eyyorlamam bu kadar sözlük.
oğuzhan'ın yokluğuna rağmen dünkü maç, kendisinin taktisyenliği ve oyunu okuma yeteneklerine dair birkaç ipucu verdi bana. terim ikinci yarıda, serdar'ın ağırlığını farkedip, onun kanadına bruma'yı alarak doğru bir iş yaptı mesela. bilic ise orta saha hakimiyetini kaybedip, skor olarak geriye düştükten sonra oyuna müdahale edebildi ancak. ne yazık ki bu maçı kaybetmemizde büyük bir etken oldu.
bilic'in kolay-zor maç demeden genç oyunculara olan güvenini çok takdir ediyorum. ama gergin bir atmosferde oynanan maçın son dakikalarında maç kondüsyonu ve tecrübesiz iki genci sahaya sürmek neresinden bakarsanız bakın yanlıştı. dünkü maçta beşiktaş, özellikle ilk yenen golden sonra tüm konsantrasyonunu kaybetmişken, hata yapmaya müsait yapısı olan veli'yi oyundan alıp ibrahim toraman'ı onun yerine düşünmeliydi. toraman defansın ortasında soğukkanlığının ve pozisyon alma özelliğinin düşük olması ve ilerleyen yaşının etkisiyle saatli bombaya dönüşüyor ama geçen sene gördük ki orta sahada çakılı adam olarak oynadığında fark yaratan bir oyuncuya dönüşüyor. üstelik toraman ne olursa olsun bu takımın kaptanı ve büyük maç tecrübesi en fazla olan isimlerden biri. ikinci yarı ruhunu kaybeden beşiktaş'a sırf azmi ve sahadaki varlığıyla birşeyler katabilirdi.
ikinci nokta, yine yokları oynayan olcay şahan ile ilgili. kendisini oyundan çok daha evvel almalıydı, yerine ise muhammed değil kerim frei girmeliydi ki ileride top tutma şansımız biraz daha fazla olsun diye.
yine de bir maç kaybettik diye hocamızı asacak kesecek değilim. aksine, sonuçlar ne şekilde olursa olsun bizi bu kadar benimsemiş bir adamı sonuna kadar sahiplenmemiz gerekiyor. eyyorlamam bu kadar sözlük.
dünkü olayları 1453 kartalları denen grubumsuya fatura edilemeyeceğini söyleyen insanları mantıklı düşünmeye davet ediyorum. şu an sözlük kuralları'nı çiğneyerek üstteki yazara cevap niteliğinde entry giriyorum, yöneticiler kusura bakmasın artık.
bu taraftar ilk defa hakemler tarafından katledilen maçlara, itin köpeğin tahriğine tanık olmuyor. bu maçtan çok daha gergin maçlar yaşadık evvelki senelerde galatasaray ile. eboue'nin kapalının önünde yaptığı itliklere de şahit oldu taraftar, geçen sene samet aybaba'lı beşiktaş'ın elinden emek hırsızı yardımıyla çalınan puanlara şahit oldu bu taraftar. daha evveline gidelim, daha dün fenerli denyolar maç esnasında kapıları kırıp aklınca artistlik yapmadı mı bu taraftara? eboue'nin olayında sahaya giren tek kişi haricinde dünkü olayların bir benzerine ne zaman şahit olduk ki dünkü olaylar gözünüze bu kadar masumane gözüktü?
beşiktaş taraftarı bu ülkedeki en bilinçli taraftar topluluğudur baylar. az biraz mantığa davet ediyorum sizi, bakın çok demiyorum.
bu taraftar ilk defa hakemler tarafından katledilen maçlara, itin köpeğin tahriğine tanık olmuyor. bu maçtan çok daha gergin maçlar yaşadık evvelki senelerde galatasaray ile. eboue'nin kapalının önünde yaptığı itliklere de şahit oldu taraftar, geçen sene samet aybaba'lı beşiktaş'ın elinden emek hırsızı yardımıyla çalınan puanlara şahit oldu bu taraftar. daha evveline gidelim, daha dün fenerli denyolar maç esnasında kapıları kırıp aklınca artistlik yapmadı mı bu taraftara? eboue'nin olayında sahaya giren tek kişi haricinde dünkü olayların bir benzerine ne zaman şahit olduk ki dünkü olaylar gözünüze bu kadar masumane gözüktü?
beşiktaş taraftarı bu ülkedeki en bilinçli taraftar topluluğudur baylar. az biraz mantığa davet ediyorum sizi, bakın çok demiyorum.
#299093
söz konusu entry'de bahsettiğim üzere ne yazık ki beni haklı çıkartmış olan, beşiktaş falan zerre umurlarında olmayan satılık köpeklerden oluşan haysiyetsiz grubumsu.
köpek yerine piyon da olur pekâlâ, koyun da olur hatta, ama en güzeli şüphesiz göt kılı yakışır bunlara. beşiktaş'ı adi iktidar kavgalarına meze yapan, sahadaki gencecik çocukların emeklerini piç eden herkesin tanrı belasını versin arkadaş!
söz konusu entry'de bahsettiğim üzere ne yazık ki beni haklı çıkartmış olan, beşiktaş falan zerre umurlarında olmayan satılık köpeklerden oluşan haysiyetsiz grubumsu.
köpek yerine piyon da olur pekâlâ, koyun da olur hatta, ama en güzeli şüphesiz göt kılı yakışır bunlara. beşiktaş'ı adi iktidar kavgalarına meze yapan, sahadaki gencecik çocukların emeklerini piç eden herkesin tanrı belasını versin arkadaş!
erken gol bulursak kazanacağımız, oyun sıkışır da kilidi açamazsak galatasaray'ın kazanacağı karşılaşma.
oğuzhan'ın yokluğu yedek kulübesinden maçı çevirecek hamle yapma şansımızı son derece azaltacak ne yazık ki. hatırlayın evvel ki maçları, oğuzhan bunu layıkıyla yerine getirebilmekteydi. umarım yaşamayız ama en büyük eksikliğimiz bu olacak gibi görünüyor. bilic ve terzic işini biliyordur yine de, güvenim sonsuz onlara.
oğuzhan'ın yokluğu yedek kulübesinden maçı çevirecek hamle yapma şansımızı son derece azaltacak ne yazık ki. hatırlayın evvel ki maçları, oğuzhan bunu layıkıyla yerine getirebilmekteydi. umarım yaşamayız ama en büyük eksikliğimiz bu olacak gibi görünüyor. bilic ve terzic işini biliyordur yine de, güvenim sonsuz onlara.
skid row'un gaz mı gaz, dinlendiği takdirde mutluluk veren şarkılarından yalnızca biri. dinlemek için;
http://www.youtube.com/watch?v=VJrbHapH5pM
nakaratı da tam tezahüratlıktır aslında. hazır rock müzik hastası bir teknik direktör de varken başımızda, yaratıcı beşiktaş taraftarı tarafından değerlendirilirse oldukça hoş olabilir kanaatindeyim.
efenim şöyle ki;
özenle yürekle (kapalı alt)
takım ve bilic'le (kapalı üst)
beşiktaş şampiyon (kapalı alt)
olacak bu sene (hep birlikte)
not: bu örnek yaratıcılıktan nasip almamıştır. -smiley was here-
http://www.youtube.com/watch?v=VJrbHapH5pM
nakaratı da tam tezahüratlıktır aslında. hazır rock müzik hastası bir teknik direktör de varken başımızda, yaratıcı beşiktaş taraftarı tarafından değerlendirilirse oldukça hoş olabilir kanaatindeyim.
efenim şöyle ki;
özenle yürekle (kapalı alt)
takım ve bilic'le (kapalı üst)
beşiktaş şampiyon (kapalı alt)
olacak bu sene (hep birlikte)
not: bu örnek yaratıcılıktan nasip almamıştır. -smiley was here-
dün itibariyle forum sitesi açmış haber sitesi.
girip şöyle bir göz atayım dedim, seviyesiz ve niteliksizlikte tavan yapan entry'leri okuyunca sekmeyi kapatıverdim birden. ilk günden post kasanlar mı ararsın, alenen yönetim düşmanlığı yapan konuları üste taşıyan yöneticiler mi ararsın hepsi toplanmış bir yerde. yaşı küçük ve bilinçsiz taraftarlar için birebir.
girip şöyle bir göz atayım dedim, seviyesiz ve niteliksizlikte tavan yapan entry'leri okuyunca sekmeyi kapatıverdim birden. ilk günden post kasanlar mı ararsın, alenen yönetim düşmanlığı yapan konuları üste taşıyan yöneticiler mi ararsın hepsi toplanmış bir yerde. yaşı küçük ve bilinçsiz taraftarlar için birebir.
bahsi geçen koreografideki ikiz sütunlara dikkat edilecek olursa, iyi güncü koyunların farkında olmadan kimlere hizmet ettiği açıkça görülebilecek olan slogandır.
bilmeyenler için aslen yahudi sembolleridir onlar, çok eskilerden günümüze değin mason localarında da sıklıkla kullanılmıştır.
(bkz: boaz)
(bkz: yakhin)
(bkz: boaz ve yakhin)
edit: atma birader diyecek olanları da, tamamen şov amaçlı hazırlanmış bir görselde kel alaka duran o ikiz sütunun çizilme nedenini açıklamaya davet ediyorum. evet.
bilmeyenler için aslen yahudi sembolleridir onlar, çok eskilerden günümüze değin mason localarında da sıklıkla kullanılmıştır.
(bkz: boaz)
(bkz: yakhin)
(bkz: boaz ve yakhin)
edit: atma birader diyecek olanları da, tamamen şov amaçlı hazırlanmış bir görselde kel alaka duran o ikiz sütunun çizilme nedenini açıklamaya davet ediyorum. evet.
lig tv abonelerinin çoğunluğunu iyi güncüler oluşturduğundan dolayı, zaten hali hazırda kötü giden takımlarının ligden kopup müşteri kaybetmemeleri adına, hakemler tarafından katledilmesinden korktuğum karşılaşma.
artı olarak;
özellikle son bursa maçında oynadığımız mükemmel oyun ve aynı rakibe karşı gs'nin paçasını zor kurtarması beşiktaş taraftarı'nın maça çok olumlu bakmasına neden olmuş durumda. yüzeysel bakan bir insan için doğal bir durum, ancak ayrıntıda çok temel bir fark var: fernando belluschi. belluschi'nin yokluğunda bursa'nın orta sahasının tamamen çöküşüne ve batalla'nın nasıl sıradanlaştığına hep beraber şahit olmuştuk. bunda oğuzhan'ın ilk 11 başlaması da büyük etkendi tabi ki.
bu maçta oğuzhan olmayacak ve muhtemelen yerine veli gibi topu olumlu kullanmada vasat altı bir oyuncu oynayacak. galatasaray moralmen çökmüş durumda ve aysal ile terim arasındaki son zamanlarda iyiden iyi patlak veren olaylar rakibi iyice motive edecek. en azından motivasyon dahisi terim'i, resmen kendini kanıtlamak için varını yoğunu dökecek ortaya.
normal şartlar altında, bu kadar soğukkanlı oyunculardan oluşan bir takımı galatasaray'ın şu anki oyunuyla yenmesi mümkün değil ama bu defa çok ekstra şartlar var ve burası türkiye. sakin olmakta fayda var.
taraftarlık konusunda ise her zaman ki gibi okkalı bir ders vereceğimizden eminim bu maymunlara, sonuç ne olursa olsun.
artı olarak;
özellikle son bursa maçında oynadığımız mükemmel oyun ve aynı rakibe karşı gs'nin paçasını zor kurtarması beşiktaş taraftarı'nın maça çok olumlu bakmasına neden olmuş durumda. yüzeysel bakan bir insan için doğal bir durum, ancak ayrıntıda çok temel bir fark var: fernando belluschi. belluschi'nin yokluğunda bursa'nın orta sahasının tamamen çöküşüne ve batalla'nın nasıl sıradanlaştığına hep beraber şahit olmuştuk. bunda oğuzhan'ın ilk 11 başlaması da büyük etkendi tabi ki.
bu maçta oğuzhan olmayacak ve muhtemelen yerine veli gibi topu olumlu kullanmada vasat altı bir oyuncu oynayacak. galatasaray moralmen çökmüş durumda ve aysal ile terim arasındaki son zamanlarda iyiden iyi patlak veren olaylar rakibi iyice motive edecek. en azından motivasyon dahisi terim'i, resmen kendini kanıtlamak için varını yoğunu dökecek ortaya.
normal şartlar altında, bu kadar soğukkanlı oyunculardan oluşan bir takımı galatasaray'ın şu anki oyunuyla yenmesi mümkün değil ama bu defa çok ekstra şartlar var ve burası türkiye. sakin olmakta fayda var.
taraftarlık konusunda ise her zaman ki gibi okkalı bir ders vereceğimizden eminim bu maymunlara, sonuç ne olursa olsun.
güzelim trakya'nın en özlediğim memleketidir.
bu şehrin havası başkadır bir kere, akşamları esen rüzgârı ve beraberinde sallanan ağaçları, yağmur yağdığında topraktan gelen o cağnım kokusu çok ayrıdır. kiraz şenliklerinde yenen kirazların tadı, akşamları açılan rakının kokusu, üzümü, zeytini hep özlenendir. yazlıkçıysanız, sığ denizinden dolayı oynadığınız voleybolun tadını başka yerde alamaz, bu memleketin en bir samimi insanını inanın başka yerde bulamazsınız.
ah bir de o çingenler olmasa..
bu şehrin havası başkadır bir kere, akşamları esen rüzgârı ve beraberinde sallanan ağaçları, yağmur yağdığında topraktan gelen o cağnım kokusu çok ayrıdır. kiraz şenliklerinde yenen kirazların tadı, akşamları açılan rakının kokusu, üzümü, zeytini hep özlenendir. yazlıkçıysanız, sığ denizinden dolayı oynadığınız voleybolun tadını başka yerde alamaz, bu memleketin en bir samimi insanını inanın başka yerde bulamazsınız.
ah bir de o çingenler olmasa..
müzikle haşır neşir olduğum yıllarda arkadaş ortamı vesilesiyle tanıştığım, çok ayrı dünyalar yaşatan ancak, en hafifini dahi az bir süre kullanmanın insanın geri kalan hayatından çok ama çok şeyler götürdüğü kimyasal maddeler bütünü.
ekonomik götürüleri, sosyal götürülerinin yanında solda sıfır kalır. hayat rutini diyerek çoğunluğumuzun sıkıldığı günleri mumla aratır, düzeniniz ellerinizden kayar gider bir anda. bırakılması halinde psikolojik sorunlar ve uyku bozukluklarını beraberinde getirir. hassaslaşırsınız böyle, insanların acınası gözlerle baktığı bir malak konumuna gelirsiniz, sosyo-ekonomik statünüz ne olursa olsun. tek getirisi yaratıcılığı tavan yaptırmasıdır ki bu da kişiden kişiye değişen bir durumdur.
itinayla uzak durunuz efenim, aman diyim.
ekonomik götürüleri, sosyal götürülerinin yanında solda sıfır kalır. hayat rutini diyerek çoğunluğumuzun sıkıldığı günleri mumla aratır, düzeniniz ellerinizden kayar gider bir anda. bırakılması halinde psikolojik sorunlar ve uyku bozukluklarını beraberinde getirir. hassaslaşırsınız böyle, insanların acınası gözlerle baktığı bir malak konumuna gelirsiniz, sosyo-ekonomik statünüz ne olursa olsun. tek getirisi yaratıcılığı tavan yaptırmasıdır ki bu da kişiden kişiye değişen bir durumdur.
itinayla uzak durunuz efenim, aman diyim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?