22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçı'nda ikinci yarıda oyunu tutma konusunda oğuzhan özyakup'u benchte çok arayan teknik direktörümüz.
oğuzhan'ın yokluğuna rağmen dünkü maç, kendisinin taktisyenliği ve oyunu okuma yeteneklerine dair birkaç ipucu verdi bana. terim ikinci yarıda, serdar'ın ağırlığını farkedip, onun kanadına bruma'yı alarak doğru bir iş yaptı mesela. bilic ise orta saha hakimiyetini kaybedip, skor olarak geriye düştükten sonra oyuna müdahale edebildi ancak. ne yazık ki bu maçı kaybetmemizde büyük bir etken oldu.
bilic'in kolay-zor maç demeden genç oyunculara olan güvenini çok takdir ediyorum. ama gergin bir atmosferde oynanan maçın son dakikalarında maç kondüsyonu ve tecrübesiz iki genci sahaya sürmek neresinden bakarsanız bakın yanlıştı. dünkü maçta beşiktaş, özellikle ilk yenen golden sonra tüm konsantrasyonunu kaybetmişken, hata yapmaya müsait yapısı olan veli'yi oyundan alıp ibrahim toraman'ı onun yerine düşünmeliydi. toraman defansın ortasında soğukkanlığının ve pozisyon alma özelliğinin düşük olması ve ilerleyen yaşının etkisiyle saatli bombaya dönüşüyor ama geçen sene gördük ki orta sahada çakılı adam olarak oynadığında fark yaratan bir oyuncuya dönüşüyor. üstelik toraman ne olursa olsun bu takımın kaptanı ve büyük maç tecrübesi en fazla olan isimlerden biri. ikinci yarı ruhunu kaybeden beşiktaş'a sırf azmi ve sahadaki varlığıyla birşeyler katabilirdi.
ikinci nokta, yine yokları oynayan olcay şahan ile ilgili. kendisini oyundan çok daha evvel almalıydı, yerine ise muhammed değil kerim frei girmeliydi ki ileride top tutma şansımız biraz daha fazla olsun diye.
yine de bir maç kaybettik diye hocamızı asacak kesecek değilim. aksine, sonuçlar ne şekilde olursa olsun bizi bu kadar benimsemiş bir adamı sonuna kadar sahiplenmemiz gerekiyor. eyyorlamam bu kadar sözlük.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?