i m broken video klibi ile benimle birlikte 3 arkadaşımın gençliğini yemiş bitirmiş grup. bu klibi izleyip grup kurmaya kalktık, bunlar gibi yapalım diye. allah'ın iskenderun'undasın. nereden kuruyorsun öyle yeraltı stüdyosunu. neyse bir şekilde ekipmanları edindik ama stüdyo diye karşı komşumun kömürlüğünü ayarladım ben. ekipmanları bir güzel yerleştirdik, ilk kez prova yapacağız baktık ki karşıda bir kanepe var. arkadaşlardan birisi "ehere meher! ganepe var laan" diyerekten kanepenin üzerine nasıl uçtu bilmiyoruz ama son hatırladığımız şey resmen binlerce böcekten oluşan bir hamamböceği ordusunun üzerimize akın edişiydi. devasa ve kanatlı iskenderun hamamböcekleri, bilen bilir. sevgili komşumun kanepenin altında unuttuğu yaklaşık 10 kilo portakalı yerken rahatsız etmişiz oysa hayvanları. dana gibi dört herif ağladıydık lan korkudan!!! o rezaletten sonra zaten bunlar gibi olamadık. bir iki haluk levent filan çalıp dağıldıydık.
http://tinyurl.com/ykzebg9
beşiktaşımızın son transferlerinden sonra, schuster dayının da avrupa stili oyun anlayışından mütevellit, beşiktaşım isterse 10. sırada da bitirse ligi her gün, her akşam hissettiğim duygudur.
mesaimin bitmesine 10 dk. kala beni heyecandırmış, beşiktaş'ımız ile anlaştığı iddia edilen, 19 yaşındaki malatyaspor stoperi... ersan olayından sonra artık bu ikinci ligten genç stoper alma olayları beni çok heyecanlandırır oldu. ersan'ımızın yeri her zaman ayrı artık tabii ama neden 2. bir ersan'ımız olmasın. aslanım benim. hadi bakalım.
kime göre, neye göre ve ne kadar işlediğini henüz anlayamadığım formattır. sözlüğe ilk geldiğim zaman üç noktalarım yüzünden uyarı almış ve oldukça üzülmüştüm. çünkü üç nokta ile yazmaya alışkın bir şahıstım. bence küçük bir ayrıntıydı da... daha sonraları "bir şey" yazması gerekirken "birşey" yazmayı geçtim, resmen "bişey" yazarak başlık açanları ve o başlıkların öylece kaldığını gördüm. yani olmuyor. ya hepten uygulansın ya da kasmayalım bence.
sakatlığıyla bile umut aşılayan... işte beşiktaş'ımın geleceğinin özeti budur. 20 yaşında, 75 dakika parmağı kırık şekilde oynayan kalecimiz var lan! cenk, iyileş ve gel. sana o kaleyi değil, namusumu emanet ederim ben kardeşim.
##69430 entrymde bahsettiğim ski tşağına denk taraftar profiline tamamen uyan biri olduğunu tahmin ediyorum. kendisini hayal ediyorum. beşiktaş herhangi bir takıma sağlam koymuş. inönü'den çıkıyor. ağaçlı yolda şarkılar söyleyerek yürüyor. gülüyor. hopluyor, zıplıyor, içiyor. mutlu oluyor. seviyor.
başka bir şekilde hayal ediyorum. beşiktaş sağlam yenilmiş. bu sefer hafif bir sitem ediyor, biraz sinirleniyor, küfür ediyor. ama sonra yine inönü'den çıkıyor. ağaçlı yolda şarkılar söyleyerek yürüyor. gülüyor. hopluyor, zıplıyor, içiyor. mutlu oluyor. seviyor.
kısacası kendisinden beşiktaşlılık adına çok şey öğrendim.
çok şey borçluyum. beşiktaşlılığı öğrenmek sadece bebekken olmuyor.
ya da çocukken. sayesinde bunu anladım.
başka bir şekilde hayal ediyorum. beşiktaş sağlam yenilmiş. bu sefer hafif bir sitem ediyor, biraz sinirleniyor, küfür ediyor. ama sonra yine inönü'den çıkıyor. ağaçlı yolda şarkılar söyleyerek yürüyor. gülüyor. hopluyor, zıplıyor, içiyor. mutlu oluyor. seviyor.
kısacası kendisinden beşiktaşlılık adına çok şey öğrendim.
çok şey borçluyum. beşiktaşlılığı öğrenmek sadece bebekken olmuyor.
ya da çocukken. sayesinde bunu anladım.
nefret ettiğim şans oyunu. belki de federasyon kadrolaşmalarının ardından ligimizin başına musallat olan yeni bela. belki de izlediğimiz berbat hakem yönetimlerinin ardındaki tek sorumlu. hadi hepsini geçtim; sen "lan benim takımımın yenilgisine bu hafta sağlam oran veriyor" deyip üzerinden para kazanmayı umut ediyorsan afedersin ama sikeyim senin de taraftarlığını. asla oynamadığım, oynayandan da hazzetmediğim bir çamur deryasıdır. futbolun güzel, duygusal yönünü alıp götüren, yüzüne tükürülesi bir taraftar profili yaratan bir karabeladır.
vallahi kasvet yok; havlu atılmış bir şey olduğuna da inanmıyorum, sonuçta bu sezon üç kulvarda da varolan bir beşiktaş var ve ben takımımdan çok memnunum, türkiye kupası'nın alınması, uefa'da alınabilecek en iyi sonuç ve ligde 2. olup şampiyonlar ligine gitmek beni şampiyon olmuş kadar mutlu edecektir bu sezon için. biliyorum ki; takımım doğru yolda, önümüzdeki sene altın yılımızı yaşayacağız. bunu kimse engelleyemeyecek, o başka bir şey ama şu an için sinirden kanser olmama sebep olacak şeyler de yok değil: bkz: ##69403
orospu çocuğu hakem dörtlüsünün ibb'ye hediye ettiği maç.
beşiktaş'ım şampiyonlar ligi'ne gidecek. götünüzü de yırtsanız gidecek.
beşiktaş'ım şampiyonlar ligi'ne gidecek. götünüzü de yırtsanız gidecek.
kayseri'ye, trabzon'a, manisa'ya, galatasaray'a, fenerbahçe'ye rus amcığı gibi açılan, gel gol at bana dercesine oynayan, onlar atamazsa buyur abi ben atayım madem dercesine salak salak kendi kalesine gol atan ibb'nin yine beşiktaş'a bilendiğini belli edercesine oynadığı, 11 kişi defans yaptığı, üzerine cenk'in hatasıyla gol bulduğu ve Aurelio'nun kırmızı kart gördüğü karşılaşmadır. çok zor bir 2. yarı beşiktaş'ı bekliyor. hatta imkansız bir 2. yarı desem abartı olmaz. maalesef şimdiden yenildiğimiz maç diyebilirim. beraberliği kurtarırsak iyi skor olur.
üç resmi maçını izledim. sivasspor ile oynanan hazırlık maçı hariç. gerçi onda da golünü atmış. neyse, ilk üç maçı sayıyorum oynadığı üç resmi maçı. manisaspor, bucaspor ve trabzonspor. üç maçta da spiker şunu söyledi, duydum: "simao sabrosa... sağ kanattan gidiyor, içeride ....... [ybkz]swh[/ybkz] ve gooolll" bu adamın özeti budur gözümde. quaresma, guti, fernandez, almeida dörtlüsü ile iki sene oynasınlar bu takımda, avrupa'da şampiyonlar ligi ya da uefa hiç farketmez bir kupayı garanti ediyorum. başka da bir şey söylemiyorum. yalnız bu seneler içerisinde fenerbahçe'nin düşme hattı takımlarıyla oynadığı maçların kahramanı(!) alex ile karşılaştırılacak yorumcular tarafından. gücüne gitmesin.
##69226
beşiktaş'ımızın kazanması durumunda lider ile arasındaki puan farkını dokuza indireceği maçtır. aynı akşam da fenerbahçe ile trabzon berabere kalsa 10 puan, fener kazanırsa 9 olacaktır. trabzon'un kazanma ihtimalini ise düşünmek bile gelmiyor içimden. en iyimser ihtimalle, beraberlik ile fark 14 puandan 10'a inecektir. iki haftada 4 puan. allah bereket versin. beşiktaş'ımız bu maçı da kazasız belasız atlatırsa sezonu en kötü ihtimalle 2. bitirip şampiyonlar ligini önümüzdeki sene skertecektir. ha şampiyonluk mu? olursa ne ala? geriye kalan 16 maç ve puan farkı 9... olmaması için geçerli bir sebep söyleyecek ilk on kişiye sürpriz hediyelerim var.
hala kulaklarımda yankılanıyor o direğin sesi. "tak!"
türkiye'nin en iyi kalecisi onur kıvrak nasıl hissediyordur,
nasıl uyuyacak bu gece merak ediyorum [ybkz]swh[/ybkz]
türkiye'nin en iyi kalecisi onur kıvrak nasıl hissediyordur,
nasıl uyuyacak bu gece merak ediyorum [ybkz]swh[/ybkz]
quaresma, simao, almeida üçlüsünün laz uşaklarını hop hop hoplattığı maçtır. ya çok özür dilerim ama dayanamıyorum. gerçekten özür diliyorum ama; beşiktaşımın siktiği, soktuğu maçtır. kanırttığı, cıyak cıyak bağırttığı maçtır. özellikle ilk yarıda trabzonspor'a tecavüz ettiği, ezim ezim ezdiği, ikinci yarı başındaki, bala göte atılan erken golün şoku olmasa farka gideceği maçtır.
oldu mu? bu entry de ilk yarıdaki lig maçında egemen kazmasının cinayet teşebbüsüne ses etmeyen, 10 eksik var dediğim zaman "bana ne" diyen hamsilere hediyem olsun. eksik oynamış mış mış, fenerbahçe maçını düşünüyorlarmış mış mış. şimdi sıra bende. "sen bu kadar küçük düşünecek kadar çapsızsan bana ne?" sikime kadar.
oldu mu? bu entry de ilk yarıdaki lig maçında egemen kazmasının cinayet teşebbüsüne ses etmeyen, 10 eksik var dediğim zaman "bana ne" diyen hamsilere hediyem olsun. eksik oynamış mış mış, fenerbahçe maçını düşünüyorlarmış mış mış. şimdi sıra bende. "sen bu kadar küçük düşünecek kadar çapsızsan bana ne?" sikime kadar.
duydum. yıkılacakmış. daha cici, daha büyük, daha lüks bir stad yapılacakmış. bu tabi ki güzel bir şey ama. ağlarım lan ben. ağlarım lan. bence yapılmasa iyiydi. yıkılaydı, içinde öleydik. gelicem sana. birkere maç izliycem sende. adalet mi lan bu? ömrüm memur çocuğu olarak ordan oraya taşınmakla geçti. 27 yaşıma kadar bir kere maç izlemek kısmet olmadı. hadi yıkılmadan önce birkere geldim, izledim diyelim. doyabilir miyim ki? acep daha mı kötü olurum? bilemiyorum. çok karışığım.
sanırım 23 ocak gecesi yayınlanan bölümü ilk bölümüydü ve zombi filmlerinin müdavimi olarak aradığımı buldum diyebilirim... uzun zamandır zombi komedi filmlerine sarmış vaziyetteydim, biraz kendime gelmemi sağladı... ilk başlarda gereksiz ve abartılı duygusal sahnelerle içimi baysa da sonlarına doğru tadını yakaladı... şerifin dağ başında karşılaştığı ve belden aşağısı olmayan bayan zombi [ybkz]swh[/ybkz] uzun zamandır zombi filmi izlerken hissetmediğim irkilmeyi yaşattı bana. bölüm sonunda şerifin tankın içinde mahsur kalması ve zenci hiphopçu edasıyla şerifimize selam çakan meçhul elemanımızın kim olduğu merakı bizi ikinci bölümü merakla beklemeye itti. hadi bakalım.
direği yalayıp dışarı giden toptan daha delikanlıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?