10 eylül 2011 eskişehirspor beşiktaş maçı'nda, eskişehirspor'un attığı 2. golde şahit olduğumuz trajikomik olay.
guti'yi muti'yi bilmem ben arkadaş. schuster'e bok atanların, bir teknik adama 2 sene sabredemeyenlerin götlerine kına yakması gereken maçtır. yenildiğimiz, 10 kişi kaldığımız maçlarda bile haldır huldur saldırıyorduk. son saniyeye kadar ekran başında ve stadda hop oturup hop kalkıyorduk. defansa yapılan bu takviyelerle schuster futbol alemini afedersiniz ama siker atardı. anlatmaya çalıştık, anlamadılar. şimdi oturun bu işkenceyi izleyin. türk futbol camiasına bu layıktır. hadi eyvallah...
---------------alıntı---------------
incas, 1 saat önce yorumladı
seneye demirören 2 tane yıldız topcu getirir yine bu seneki aptalca yapılan transferleri unuturuz.cok cabuk unutan bir ülkeyiz
****************
fatih güler, 41 dakika önce yorumladı
incas kac tane forma aldın? kombine aldınmı ? kaç yaşındasın ve kac ürün aldınki sürekli yapılan işleri eleştirme hakkını kendinde buluyosun..eminim demirören senden cok daha ii BEşiktaşlıdır..
---------------alıntı---------------
incas, 1 saat önce yorumladı
seneye demirören 2 tane yıldız topcu getirir yine bu seneki aptalca yapılan transferleri unuturuz.cok cabuk unutan bir ülkeyiz
****************
fatih güler, 41 dakika önce yorumladı
incas kac tane forma aldın? kombine aldınmı ? kaç yaşındasın ve kac ürün aldınki sürekli yapılan işleri eleştirme hakkını kendinde buluyosun..eminim demirören senden cok daha ii BEşiktaşlıdır..
---------------alıntı---------------
sayesinde "her sene beyaz forma-siyah şort kombinasyonu çıksın - başka da bir şey istemezük" diyenlerin olduğunu da gördük. mantık açısından imkansız. her sene biraz kıçıyla, biraz başıyla oynanmış, birbirinin kopyası formaları kim alır ki? bence kırmızı da candır kartalımız için... şu formaya kötü diyenin alnını karışlarım şahsen:http://formakolik.files.wordpress.com/2011/01/bjk9.jpg
imkansız eylem. zira hiçbir şey yok. evet, abartmıyorum "hiçbir şey yooooooooook!" bayramda istanbul'a geldiğim zaman istanbul'daki tüm kartal yuvalarına baktım neredeyse, hatta indiğim gün elimde valizle yaldır yaldır inönü stadı'nın altındakine gittim direkt. xxl-xxxxl-xxxxxxxxxxxl diye uzayıp giden, elde kalmış ürünler harici hiçbir sik yok. atkı aldım çıktım.
ankara'ya döndüm, dedim ki, bir de saten atkı alayım, hem yeni ürün gelmiş mi bir bakarım. gittim ki; 2 tişört evet 2 tişört ve 3-4 forma harici bir sik yok... sordum buraya da sinirle, "göndermiyorlar" dedi. "neden" dedim, bilmiyorlar. ne demek lan "gön-der-mi-yor-lar".
bu şube midir, pazarlama mıdır ne boksa artık. onun başında kim varsa defolsun gitsin. ben ki; beşiktaş amblemli güzel tasarlanmış dildo bulsam alıp götüme sokacak adamım, ürün bulamıyorum. sonra satılmıyor, alan yok, bilmem ne diye ağlamasın kulüp.
ankara'ya döndüm, dedim ki, bir de saten atkı alayım, hem yeni ürün gelmiş mi bir bakarım. gittim ki; 2 tişört evet 2 tişört ve 3-4 forma harici bir sik yok... sordum buraya da sinirle, "göndermiyorlar" dedi. "neden" dedim, bilmiyorlar. ne demek lan "gön-der-mi-yor-lar".
bu şube midir, pazarlama mıdır ne boksa artık. onun başında kim varsa defolsun gitsin. ben ki; beşiktaş amblemli güzel tasarlanmış dildo bulsam alıp götüme sokacak adamım, ürün bulamıyorum. sonra satılmıyor, alan yok, bilmem ne diye ağlamasın kulüp.
hiçbir zaman beşiktaş fenerbahçe maçlarındaki yoğunluğunu yakalayamaz.
mantar gibi çoğalıyorlar, durdurulamıyor. arada bir kartal sözlükte de ortaya çıkar gibi oluyor ama tutunamıyorlar. tutunamasınlar zaten zira kabak tadı verdiler. bunları ekşi sözlük gibi sözlüklerdeki bir takım nutella yiyip, sandalyeden düşenler başımıza çıkardı. nick altlarında zeki filan diye addettiler bu tipleri. hatta birçoğu radikal gazetesi eklerinde filan yazar oldu. yazık, gerçekten yazık. entelektüel görünümlü öküzleri su yüzüne çıkardı bu tipler.
bu mudur abi kriteriniz? övdüğünüz şeyi kendimce uydurduğum iki örnek ile özetleyeyim:
başlık: kadına yönelik şiddet
entry: bence hiç protesto edilmemesi gereken bir şey. kadın bu. kesin birine vermiştir.
başlık: barcelona
entry: dandik oyunculardan kurulu vasat takım.
bu işte sizin zeki kriteriniz. çok zekisiniz gerçekten. sikikler.
bu mudur abi kriteriniz? övdüğünüz şeyi kendimce uydurduğum iki örnek ile özetleyeyim:
başlık: kadına yönelik şiddet
entry: bence hiç protesto edilmemesi gereken bir şey. kadın bu. kesin birine vermiştir.
başlık: barcelona
entry: dandik oyunculardan kurulu vasat takım.
bu işte sizin zeki kriteriniz. çok zekisiniz gerçekten. sikikler.
ahmet altan, çanakkale feribot iskelesinin olduğu yerde umumi tuvalet işletiyor. aynısıydı lan. inanmayan gitsin baksın. belki de artık kapasitesinin neye yettiğini anlamıştır, gerçekten odur, bilemiyorum...
3-4 kere yaşadığım şey... inönü'de maç izlemek nasip olmadı daha... bu sene olacak inşallah ama söylemeliyim ki; çok fena... ne zaman istanbul'a yolum düşse trenden iner inmez elimde valiz de olsa ilk işim inönü'ye gitmek, etrafında dolaşmak olur... gözler dolar, o tribünler dolu hayal edilir... koku içe çekilir... "işte, orası burası" denir...
aziz yıldırım'ın dehasıdır o... tarlalar sürülerek, ekinler boy verdirilerek 10 kişi bırakılmış rakiplere karşı 10 kaplan gücündedir zira alex hazretleri. üzerine bir de beleş penaltı vuruşu gelirse demeyin keyfine...
bir ankaralı olarak söylemeliyim ki; denizi olan şehirden kasıt eğer o keşmekeşle dolu,
insanların 80 metrekare evde 15 kişilik bir aile gibi üst üste yığılı yaşadığı,
artan varoş nüfusun eseri olan kirden dibi görünmeyen, bok kokulu denizi olan istanbul ise
bi siktirip gidin lütfen...
ha bana deki; izmir de, bozcaada de, gökçeada de, çanakkale de... eyvallah derim... denizi olan şehir sadece denizi olmasıyla denizi olan şehir olmaz... içinde yaşayan topluluğun denize olan yaklaşımı her şeyini belirler...
insanların 80 metrekare evde 15 kişilik bir aile gibi üst üste yığılı yaşadığı,
artan varoş nüfusun eseri olan kirden dibi görünmeyen, bok kokulu denizi olan istanbul ise
bi siktirip gidin lütfen...
ha bana deki; izmir de, bozcaada de, gökçeada de, çanakkale de... eyvallah derim... denizi olan şehir sadece denizi olmasıyla denizi olan şehir olmaz... içinde yaşayan topluluğun denize olan yaklaşımı her şeyini belirler...
günlük kampanyalı siteler berbattır... sabah işyerinde oturur oturmaz markafoni, trendyol, limango, vipdükkan, clubboon, daybuyday, netvarium, alamarka, bedava.com, morhipo derken saat fark etmeden 10:00 oluyorsa berbattır... daha ötesi yoktur... bağımlılık yapar... istisna alışverişler yapın, seyrek yapın, kapılmayın... tecrübeyle sabittir... zor kurtuldum şahsen...
sanalalisveriseson.com diye bir alan adı alıp "sanal alışverişten kurtulmak için rehabilitasyon merkezimize gelin" sloganı bile bu işe girsem kesin köşe olurum... lan!!! evet ya!!!
sanalalisveriseson.com diye bir alan adı alıp "sanal alışverişten kurtulmak için rehabilitasyon merkezimize gelin" sloganı bile bu işe girsem kesin köşe olurum... lan!!! evet ya!!!
mesajla gelen yoğun istek üzerine video linki:http://tinyurl.com/3cewyen şaka sanmıştınız değil mi [ybkz]swh[/ybkz]
über kişilik altan tanrıkulu'nun fb tv de söylediği übersonik cümle...
fenerbahçe başlığa sığmadığı için fb yapıldı tabi ki...
fenerbahçe başlığa sığmadığı için fb yapıldı tabi ki...
fıldır fıldır gözleriyle, yıllarca çirkefliğin bin türlüsünü yaptı, ayaklarıyla değil eliyle koluyla futbol oynadı, işin ilginci iyi de para kazandı ve takımı küme düşürülecekken bu ülkeden gitti... tuhaf, gerçekten çok tuhaf...
seçim müziği bir derdim var bin dermana değişmem asla olur...
en son izlediğim ankaragücü beşiktaş maçında, ankara metrosunun orta yerinde beşiktaş formalı ve yalnız bir kızı köşeye sıkıştırmış, formasını yırtmaya çalışan 15-20 orospu çocuğunu gördüğüm için forzanarchy e kızamadığım organizasyon... herkes beşiktaş taraftarı erkeği gibi değil maalesef kız dostlarım... dikkat ediyorsanız erkek veya insan demedim... orospu çocuğu diyorum... tabi ki bizler varız ve sizleri koruruz, kavgaya da gireriz ama o karmaşada size bir zarar gelirse ailelerinize durumu açıklayamayız... sizlerle ilkel olmayan, holiganlıkla taraftarlığı birbirine karıştırmamayı öğrenmiş bir takımın deplasmanına gideriz ve bunu telafi ederiz... kendi kız kardeşimiz, akrabamız olsa bir nevi açıklayabiliriz ama yabancı anne babaya açıklayamayız dediğim gibi... yoksa her biriniz bizim gözlerimizin nuru, açmamış birer çiçek, narin birer nilüfersiniz ve [ybkz]swh[/ybkz]
"öyle ya da böyle... bu sene de türkiye'yi avrupa'da temsil edecek 2 takımdan biri olduğumuz için utanmalıyız ve hepiniz bizimle alay etmelisiniz... çünkü gerçekten bu ülke için insiyatif almak tam bir aptallık..." yazmış bulundum az önce facebook denen ortamda... burada da bulunsun, tarihe not düşülsün...
geçen sene de böyle olmadı mı zaten renkdaşlarım? bu nutellacı, gülerken sandalyeden düşmeyi başaranlar avrupa'da mart ayını görmüş tek takım olan bizimle alay ettiler, kendileri paok, genç oğlanlar, karpaty lviv'lere elenirken...
alania deyip geçmemek lazım, 23 lig maçı oynamış bir ekipten bahsediyoruz... üzerine hava şartları, maçtan önce yaşanan rezalet, her faulde hem yapana hem yapılana kart göstermek gibi tuhaf bir kural icat etmiş hakem, futbolcuların üzerindeki ilk maç rahatlığı ve bitse de gitsek havası, ülkede yaşanan iğrenç kaos... herkes kendi açık götüne baksın bence... içimiz rahat olsun ve şimdi gidip uyuyalım...
beşiktaşımız gruplarda artık ve eminim mart-nisan-mayıs'a kadar uzanan uzun yolculukta, her neyse işte... sikerteceği çok takım var... hem de çok daha ciddi takımlar... inönü de omuz omuza izleriz, bu götlekler de avrupa da yine bu üç ayı gören tek türk takımının maçını, açık kanaldan, star tv'den filan izler, biz sikerttikçe susar, yenilip elendiğimiz zaman alay ederler... finale çıkıp, finalde elensek bile alay ederler... nutella yerler, gülerken sandalyeden düşerler... canlarım benim...
geçen sene de böyle olmadı mı zaten renkdaşlarım? bu nutellacı, gülerken sandalyeden düşmeyi başaranlar avrupa'da mart ayını görmüş tek takım olan bizimle alay ettiler, kendileri paok, genç oğlanlar, karpaty lviv'lere elenirken...
alania deyip geçmemek lazım, 23 lig maçı oynamış bir ekipten bahsediyoruz... üzerine hava şartları, maçtan önce yaşanan rezalet, her faulde hem yapana hem yapılana kart göstermek gibi tuhaf bir kural icat etmiş hakem, futbolcuların üzerindeki ilk maç rahatlığı ve bitse de gitsek havası, ülkede yaşanan iğrenç kaos... herkes kendi açık götüne baksın bence... içimiz rahat olsun ve şimdi gidip uyuyalım...
beşiktaşımız gruplarda artık ve eminim mart-nisan-mayıs'a kadar uzanan uzun yolculukta, her neyse işte... sikerteceği çok takım var... hem de çok daha ciddi takımlar... inönü de omuz omuza izleriz, bu götlekler de avrupa da yine bu üç ayı gören tek türk takımının maçını, açık kanaldan, star tv'den filan izler, biz sikerttikçe susar, yenilip elendiğimiz zaman alay ederler... finale çıkıp, finalde elensek bile alay ederler... nutella yerler, gülerken sandalyeden düşerler... canlarım benim...
(bkz: bu sefer güldürmedi)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?