ben öyle bi insan mıyım

vokal konusunda aşmış, ellisine merdiven dayamış abidir.

soundgarden ve audioslave gruplarında yer almış, son zamanlarda nispeten solo takılmaya başlamıştır.

chris cornell ile rage against the machine grubu gıygıdıcılarının yıllar önce bir olup ortama daldıkları grubun adıdır.

"yarattın bari takip et" ekolünden bir audioslave parçasıdır.

"in with the early dawn
moving right along
i couldn't buy an eye of sleep
and in the aching night
under satellite
i was not recieved
with the stolen parts
a telephone in my heart
someone get me a priest
to put my mind to bed
this ringing in my head
is this a cure is or is this a disease

nail in my hand from my creator
you gave me life now
show me how to live
hey hey i said
near as i can figure
you gave me life now
show me how to live

in the afterbirth
on the quiet earth
let this things remind me
you thought you made amend
you better think again
before my row defines you

nail in my hand from my creator
you gave me life now show me how to live
hey hey i said
near as i can figure
you gave me life now
show me how to live

and in your waiting hands
i will land
and roll out of my skin
and in your final hours i will stand
ready to begin

nail in my hand from my creator
you gave me life now
show me how to live
hey hey i said
near as i can figure
you gave me life now
show me how to live..."

şeklinde sözleri vardır; ayılmak için[ybkz]swh[/ybkz] dinlenebilitesi olan şarkılardandır.

ogün sanlısoy'un da yorumladığı, melankolik dönemlerin pik noktasına denk gelen şarkıdır.

suya düşen hayallere eklenen yeniler olmuşlardır.

kendisinden ingiliz dili ve edebiyatı dersi almak istediğim italyan şekspir.

dilin, üst dişlerin damakla birleştiği yere vurup vurup kaçmasıyla gerçekleşen, kınama eylemidir.

türk bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre, kişinin hayatında tanıdığı insanların %94.27'sine tekabül eden insan grubuymuş.

bir bilim adamı olarak götümün yaptığı araştırmadır, ben kazıkların yalancısıyım.

alice in chains grubuna ait, vurucu sözlere sahip; aşkla nefret arasındaki çizgide yalpalayan bir obsesifin şarkıdır.

i tried to love you, i thought i could
i tried to own you, i thought i would
i wanna peel the skin from your face
before the real you lays to waste

you told me i'm the only one
sweet little angel, you should have run
lying, crying, dying to leave
innocence creates my hell

cheating myself still you know more
it would be so easy with a whore
try to understand me little girl
my twisted passion to be your world

lost inside my sick head
i live for you but i'm not alive
take my hand before i kill
still love you... (but) i still burn

love, hate, love...

satch37 buralardaysa, görmenizin pek mümkün olmayacağı bildiridir.

reklamları izlediniz, hadi dağılın bakim.

işyerinde her öğle yemeğinden takriben 1-2 saat sonra başlayan; saatlerce yemek şirketinin ve bu yemekleri onaylayan kendi şirketinin elemanların alayına sövmeye sebebiyet veren eziyettir.

ola ki mesaiye kaldınız ve akşam yemeğini de şirkette yemek durumundasınız, bok yiyin daha iyi şerefsizim.

rahmetli gary moore abimizin, umut tazeleten (en azından tazeleme girişiminde bulunan) leziz parçasıdır.

üzerinize afiyet, sözleri de şöyledir:

i've seen that look somewhere before
your sorrow's like an open door
you've been this way for much too long
somebody must have done you wrong

but one day the sun will shine on you
turn all your tears to laughter
one day your dreams may all come true
one day the sun will shine on you

i've seen that look so many times
i know the sadness in your eyes
your life is like a wishing well
where it goes, only time will tell

one day the sun will shine on you
turn all your tears to laughter
one day your dreams may all come true
one day the sun will shine on

say goodbye to the lonely nights
say goodbye to the northern lights
say goodbye to the cold north winds
say goodbye to the autumn leaves

one day the sun will shine on you
turn all your tears to laughter
one day your dreams may all come true
one day the sun will shine on you...

fotomaç'ın her an, "4-4'lük maç" başlığı atabileceği maçtır, kaçın.

bu soğukta balkonda kendisine beş dakika ayırmaya üşendiren nanemolladır.

vücudun pisuvara dönük olan tarafının, sonucunu belirlediği eylemdir.

ağız yolu harici alındığı durumlarda genelde pek hayırlara vesile olmayan rakıdır.

ben uyarayım da... ondan sonra sırtımda taşımak zorunda kalmayayım yani.

jeff karakterinden başlı başına bir kaç sezonluk malzeme çıkabilecek, bir zamanların aşmış komedi dizisidir.

üreticisinin, tadıp farkını görmemizi önerdiği; fakat bizlerin çaya banmak suretiyle sıradanlaştırdığı, aslında iyi de yaptığı bisküvidir.

an itibariyle "20" sayısını görmem sonucu çift kale maç yapmaya niyetlendiğim mesire alanıdır.

şifo mehmet'in, conconu "ateş"siz ısıttığı maç olmuştur.