ben öyle bi insan mıyım

doğum gününü, en gecinden, kutladığım yazardır[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]. nice güzel yaşları olsun.

gerçeklere açılması biraz cesaret, biraz gözü karalık; bol miktarda tutku, aşk ve sevgiye bağlı olan sokaktır.
fakat bazen o da yetmez be sözlük; biraz insafın var olması gerekir çıkacağın sokakta. seni kırmızı ışıkta hiç sonu gelmeyen saniyeler boyunca bekletir.
sonra bir yağmur yağar sokağa; ve sen, usul usul mırıldanmaya başlarsın:

biraz buruk, biraz garip...

nba 98 oyunu sayesinde tanıdığım; o zamanlar kanal d'nin vancouver grizzles maçlarını pek sallamamış olmasından mütevellit, dünya gözüyle izleyemediğim oyuncudur.

müşteriniz olduğu takdirde, adamın götünden kan alırlar kamil kan diyaloğunu akıllara getirmekte hiç gecikmeyen, arayı soğutmayan japon firmasıdır.

japonlar genel anlamda kıldır gerçi bu tür konularda, kılı kırk yarmakta üstlerine de yoktur ama; bana inan bu bambaşka.

şu birkaç hafta[ybkz]swh[/ybkz] boyunca periyodik olarak gerçekleştireceğim eylemdir. hatta gözüm açık dahi görebilirim söz konusu rüyaları, o derece.

zoru seçiyorum, zoru seviyorum galiba sözlük.[ybkz]swh[/ybkz]

psikopatça gelebilir ama; "zor" olana kavuşabilmek amacıyla sarf edilen çaba en özelidir, en güzelidir nazarımda. kolay olsa ne anlamı kalırdı ki? emek vermeden, geceni gündüz etmeden... pes etme kavşakları çıkar karşına sürekli, ama sen inadına savaşırsın; umudunu kırmaya çalışır birileri, ama sen zorâki üç maymunu oynarsın, hatta salağı.

oralarda daha yeni akşam oldu belki ama, buralarda saatler itiraf saatini göstermekte.

üçüncü gününde, hâlen yakamı bırakmamış olan merettir.

bu vaziyette 12 saat uçak yolculuğu çekecek olmamdan bahsetmiyorum bile.

birkaç gün, en fazla 1-2 hafta sonra unutulacak olan, yürek dağlayan kayıplara yenilerini ekleyen bir başka acı olaydır.

altında yatan gerçeği asla öğrenemeyeceğimizden eminim ben. yine süslenmiş birkaç açıklama, yaratılacak olan sûni gündemler, birilerinin birilerine aba altından göstereceği sopa; yine uyuyan ve hesap sormayı unutan, bilâkis hesap sormayı ihanet olarak gören bir insan topluluğu...

bitmeyecekler hiçbir zaman. felâket tellallığı veya komplo teorisi olarak düşünedurun siz; bunlar iyi günlerimiz.

beşiktaş'ın ve biz sevdalılarının, atlattığı en büyük bâdirelerden biridir.

adam sağ bek bile oynadı ya la... hatırladıkça kahroluyorum.

---------------alıntı---------------
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, eski yönetici ve başkan adayı Murat Aksu, kongre üyesi Armağan Uslu'nun kızının düğününde biraraya geldi. Gizem Uslu ile Edip Akın'ın düğünunde Orman ve Aksu aynı masada otururup kulüpteki durum üzerine uzun süre sohbet etti. Aksu'nun "Kulüpte durumlar nasıl, çalışmalar nasıl gidiyor" sorusuna Orman, "Yoğun... Maliyetleri % 40 düşürdük. Toparladık ama hala yara kapanmadı" diyerek dert yandı. Orman, Aksu'ya anlattıkları arasında asıl önemli olan kulüpteki incelemeydi... Orman, aynı zamanda seçim vaadi de olan eski başkan Yıldırım Demirören döneminin bağımsız bir şirket tarafından yürütülen mali incelemesiyle ilgili Aksu'ya bilgi verdi. Orman, "incelemelerde son safhaya gelindi. Raporlamayı bekliyoruz" dedi. Orman ile Aksu arasındaki bu sıcak sohbet, düğüne katılan camianın diğer ileri gelenlerini de oldukça mutlu etti.
---------------alıntı---------------

http://www.kartalbakisi.com/gundem/son-sekiz-yilin-mali-incelemesine-basladik-h14349.html

y.d. dönemine ait mâli incelemeler ve sonuçların açıklanması konusunda sürekli bizleri oyalayan başkanımız. biraz yürekli olun, yeter artık daa.

üç gün sonra, dünyanın diğer ucuna uçuracak olan firmadır.

kanatlar geri geri gidecek ama, ne yapalım...

bir anda semt bizim aşk bizim, manny4f, babasınıntakımınıtutankız ve bendenizin belini büken, sinsice ve derinden gelmiş olan baskındır. hazırlıksız yakalandık galiba sözlük.

acı biberler mi dersin, ballı-limonlu ara sıcaklar mı, ıhlamur mu, adaçayı mı... bana mısın demiyor allahsız. son umudumuzu viskiye bağladık, hadi hayırlısı.[ybkz]swh[/ybkz]
bu arada semt bizim aşk bizim'in burnu, terk-i diyâr eylemiş diyorlar. bulan olursa bi' yardımcı olsun, yazık la kimin çocuğuysa.

gerçek anlamda ve içi dolu muhalefet yapan tek kişilik dev kadrodur.

eski hızarlardan alpay özalan için geçerli olmayan durumdur.

direkt kırmızıyı alırdı kendisi, affetmezdi.

milli eğitim bakanı ömer dinçer'in bugünkü ölçüsüz iddialarına karşı ölçülü ve net bir açıklama yapmış olan eğitim-sen genel başkanıdır.

---------------alıntı---------------

Eğitim-Sen Genel Başkanı ünsal Yıldız, "Demokratik bir kitle örgütünü yasadışı örgütlerle ilişki içinde olduğunu ima eden ya da sözleriyle ortaya koyan Dinçer'in sözleriyle ilgili dehşet içindeyim. Bu sözlerinden dolayı kendisine dava açacağız. Ortada böyle bir ilişkiyi ortaya koyan ne bir fezleke ne de iddianame var" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, CNN Türk'te katıldığı programda 66 aylık çocuklarını okula göndermeyin, kampanyasının ideolojik olduğunu belirterek, bu çağrıyı yapan sendikanın PKK terör örgütüyle ilişkisi olduğuna dair bilgilerin kendilerinde olduğunu söyledi. Dinçer'in sözleri üzerine aradığımız Kamu Emekçileri Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-Sen Başkanı ünsal Yıldız, "Bu sorumsuz açıklamalar karşısında dehşete düştüm. Siyasal iktidar temel sorumluluklarını yerine getiremez hale gelince bizim gibi eğitimle ilgili konunun muhatabı olan demokratik kitle örgütleri bilimsel kriterlere dayalı itirazlarda bulunuyor. Ama 4+4+4 gibi çocuklarımıza zarar verecek bir yasayı aymaz şekilde, fütursuzca çıkaran iktidar şimdi de bunu uygulayabilmek için demokratik bir kite örgütünü yasadışı örgütlerle ilişki içinde olduğunu ima ediyor ya da sözleriyle ortaya koyuyor. Ama biz Eğitim-Sen olarak topluma ve eğitime duyduğumuz sorumlulukla hareket etmekten asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Başkan Yıldız, Bakan Dinçer'in atıfta bulunduğu konunun muhtemelen 28 KESK üyesinin KCK davasıyla ilişkilendirildiği dava olduğunu söyledi. Ancak bu konuyla ilgili ortada ne bir fezleke ne de iddianame olduğunu vurgulayan Yıldız, "Herhangi bir yargı kararı yok. KESK Genel Başkanı'nın izmir'deki bir konuyla ilgili mahkemenin kararı var. Ama o da Yargıtay'da. Dolayısıyla kesinleşmiş bir mahkeme kararı yok. Ankara'da gözaltına alınan arkadaşlarla ilgili fezleke, iddianame yok" diye konuştu.

Dinçer'in bu sözlerinin açıkça yargıya müdahale olduğunu söyleyen Yıldız, "Sayın Bakan ve iktidar belli ki şimdiden kararlarını vermişler. Siyasal iktidar güdümünde değilseniz anında terörize ediliyorsunuz. Hırçınlıkları da gösteriyor ki biz doğru yoldayız. Sendikamızın tüzel kişiliğiyle ilgili hukuksuz iddialarından dolayı Bakan Dinçer hakkında hukuk yoluna başvuracağız, dava açacağız" dedi.
yıldız, sendikalarının çok sesli olduğunu, üyelerinin siyasal tercihlerinin kendilerini hiçbir şekilde ilgilendirmediğini de vurguladı.

---------------alıntı---------------

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21371591.asp

"yumuşak geçiş"i sağlamak amacıyla ortaya atılan, ya tutarsa zihniyetinin ürünüdür. hem kendisini türk olarak hissetmeyenlere karşı sempatik görünüp hem de anayasada yapılacak diğer "küçük" çaplı değişikliklerin temelini oluşturmaya yönelik bir hamledir. bir taşla iki kuş vurmak varken, neden oyalanıp dursun ki devletimiz, hükümetimiz.
insanlara "türk'üm" demek neden zor gelir, bunun muhasebesini yapmak gerekli sanırım öncelikle. bilerek ve isteyerek ötekileştirme politikası uygulanıyor ve insanlar bu noktaya gelmeye bir nevi zorlanıyor. kendisini türk olarak hissetmeyenler de bu hislerini kaşıma politikası ile kazanmadılar mı zaten?
provokasyondayım; uyutuldum, aldatıldım.

her ne kadar son iki maçtır sınırlarını zorlayan bir performans sergilemiş olsa da, değiştiğini ve aklının başına geldiğini söyleyebilmek için hâlâ çok erken olduğunu düşündüğüm topçudur.

güzel ülkemde laiklik satan vatan hainlerine karşı kullanılması caiz olan sözcüktür.
(bkz: vatan haini)

he, ayrıca;

(bkz: ne sağcıyız ne solcu futbolcuyuz futbolcu)

"normal" vatandaşlarımızın çoğunun desteklediği bir uygulama imiş.

ama bir 4 4 2 değil tabii, biz o yüzden karşıyız; yoksa sümme haşa anam babam. anormalliğimiz de bundandır.

adriano'nun ceza sahası dışından yaptığı güzel vuruşla 1-0 olmuştur.