confessions

ben öyle bi insan mıyım

3. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 6760
  2. takipçi 0
  3. puan 121354

23 kasım 2014 beşiktaş kasımpaşaspor maçı

ben öyle bi insan mıyım
tempolu ve bol gollü geçmesini beklediğim karşılaşma. daha fazla atan tarafın beşiktaş olması ise işten bile değil.

2014-2015 sezonunun 9. haftası itibariyle 15 gol atıp, kalesinde 13 gol gören bir ekip ile karşı karşıya geliyoruz. stoperleri ryan henk donk ve barış başdaş'ın da cezalı olduğunu düşününce, insanın iştahı kabarıyor doğal olarak. özellikle yerli oyunculardan oluşan defans hatları, bu maçta çok daha zayıf kalacak şüphesiz. abartmadan şunu söyleyebilirim ki: vasat bir 1. lig takımından bile daha kötü durumda olacak savunma hatları. slaven bilic'in, bunu ve sol bekleri sancak kaplan'ın zaafiyetini fırsat bilip, gökhan töre'yi sık sık topla buluşturan ve demba ba ile birlikte sol kanatta oynayacak olan kerim frei/olcay şahan'ı ara paslarla savunma arkasına kaçıran bir hücum düzenini benimsemesi gerektiğini düşünüyorum. bu zaafiyetlerinin farkında olan kasımpaşaspor ise, topun mümkün oldukça arkasına geçecek ve ardından, alışkın oldukları şekilde, kazandığı toplarla çok adamla kalemize gelmeye çalışacaktır. oyunun yüksek tempoda ve çok geniş bir alanda gerçekleşmesi, bu nedenle çok yüksek olasılık. jose ernesto sosa'nın, atiba hutchinson veli kavlak ikilisinin arasında kalarak, ryan babel, ezequiel oscar scarione, andre castro, adem büyük, tunay torun gibi, ligin en üretken hücum hatlarından birine sahip rakibin önünde set oluşturması; ileriye nokta paslar aktarılması konusunda ciddi bir misyonu ve katkısı olacaktır. bu nedenle, oğuzhan özyakup hamle oyuncusu olarak kenarda oturmalıdır.

asıl sorun, önümüzdeki dakikalarda açıklanacağı üzere: savunma hattımızdaki yerleşimin nasıl olacağı. pedro franco ve tomas sivok'un yokluğunda, bu bölgede ersan adem gülüm'ün yanında kimin forma giyeceği, en çok merak edilen konu. her ne kadar atınç nukan gibi işlenmesi gereken bir cevher kadromuzda bulunuyor olsa da böylesine üretken ve tempolu oynayan bir rakibe karşı, maç kondisyonu olmadan ilk 11'de çıkması da onun için ne kadar yapıcı olur, emin değilim. gönlüm oynamasından yana tabii... atiba'nın bu bölgeye çekilme olasılığı var, bu durumda oğuzhan'ın ilk 11'e girmesi söz konusu olabilir; fakat, savunmanın önünde caydırıcılığımız hissedilir derecede düşecektir. son alternatif ise, o bölgede necip uysal'ın oynaması ki her ne kadar 2013-2014 sezonunda kimi maçlarda stoper olarak rol almış ve başarılı performans sergilemiş olsa da bu sezon son maçlardaki kritik hatalarının ardından o bölgeyi kendisine emanet etmek çok büyük bir risk olacaktır. bilic'in savunma kurgusundaki tercihinin, maçın gidişatına net bir şekilde etki edeceğine inanıyorum bu nedenle. ayrıca, ryan babbel gibi bir adamın karşısında, muhtemelen sağ bek olarak ilk 11'de çıkacak olan serdar kurtuluş'un kötü hâllere düşeceğinden de endişeliyim. aslında, endişeliden ziyade, eminim.

23 kasım 2014 şanlıurfaspor adana demirspor maçı

ben öyle bi insan mıyım
ikinci yarısı müthiş bir çekişme ve tempoya sahne olan, 2-3'lük skorla sona eren karşılaşma.

devrenin hemen başında, 47. dakikada jacob mulenga'nın penaltı golüyle skor 0-2'ye gelirken; bu dakikadan sonra şanlıurfaspor takımı 180 derece çark etti. demirspor'un da tamamen savunmaya çekilmesiyle baskıyı artırarak stoperleri de dahil olmak üzere rakip ceza sahasına yüklenen ev sahibi ekip, 64. dakikada veli kızılkaya'nın kafa golüyle farkı 1'e indirmeyi başardı. fakat ikinci golü bir türlü bulamayınca, kondisyon zaafiyeti baş göstermeye başladı. yine de abdülkadir özgen'in art arda direkten dönen 2 vuruşuyla tekrar dinamizm kazanabilirlerdi, fakat kontrataktan demirspor 3. golü buldu bu dakikada: timur özgöz'ün maçtaki 2. golü oldu ama, aslan payı mulenga'nındı bu golde. maç böyle bitecek artık diye düşünürken simon zenke 90+2'de zor pozisyonda çıkardığı şut ile farkı tekrar 1'e indirdi. uzatmaların son dakikası olan 90+5'te de net bir gol pozisyonunu değerlendiremeyen şanlıurfaspor, belki de sezon başından beri en iyi performans gösterdiği bu maçtan puansız ayrıldı.

ramazan sal

ben öyle bi insan mıyım
karşıyaka'da forma giymekte olan, 1985 samsun doğumlu, hem kesici hem de oyun kurucu özellikleri olan stoper.

bursaspor, 2009-2012 yılları arasında ramazan'ın bonservisini elinde tuttu ve kiralık olarak giresunspor ve boluspor gibi 1. lig ekiplerine gönderdi ama, sonunda umudu keserek takımdan ayrılmasına izin verdi. ardından şanlıurfaspor, göztepe ve ankaraspor takımlarında forma giyse de bir türlü süreklilik sağlamayı başaramadı.

22 kasım 2014 karşıyaka bucaspor maçı

ben öyle bi insan mıyım
can erdem'in 61. dakikadaki penaltı golüyle karşıyaka'nın 1-0 kazandığı mücadele.

ikinci yarısında rüzgarın şiddeti çok daha düşüktü ve oyuna etkisi sıfırlanmış oldu. devrenin ilk dakikalarında, iskender alın %100'lük bir gol fırsatını değerlendiremedi ve bu dakikadan sonra karşıyaka oyun hakimiyetini eline almaya başladı. chikeluba francis ofoedu'nun kanat bindirmeleri ve ileride jose carlos nogueira junior'un nokta pasları, ev sahibi adına üretkenlik sağlarken, 60. dakikada ofoedu'nun ceza sahası içinde düşürülmesi sonucunda kazanılan penaltıyı can erdem gole çevirdi. yorgunluk belirtileri ve karşıyaka savunmasında cenk güvenç-ramazan sal ikilisi ve önlerindeki tecrübeli orta saha oyuncusu mehmet ayaz'ın başarılı kademelerinin de etkisiyle, bucaspor neredeyse sahadan silindi. karşıyaka, bu dakikalarda yine ofoedu ve can erdem ile pozisyonlar yakalasa da bunları değerlendirmeyi başaramadı. son bölümünde ise temposu, hâliyle adrenalin seviyesi düşük seyreden maçta 3 puana ulaşan karşıyaka oldu.

ahmet arı

ben öyle bi insan mıyım
2013-2014 sezonunun ara transfer döneminde karşıyaka'ya transfer olan, 1989 batman doğumlu sağ açık.

genç yaşına rağmen, karşıyaka öncesinde de gaziantepspor, gaziantep bşb, bursaspor, samsunspor ve denizlispor gibi birçok takımda forma giymiştir. beklenen patlamayı bir türlü gerçekleştiremediği açık.

22 kasım 2014 karşıyaka bucaspor maçı

ben öyle bi insan mıyım
ilk 45 dakikası 0-0 tamamlanmıştır.

maçın, atatürk olimpiyat stadı'nı aratmayan bir rüzgar eşliğinde oynandığını belirtelim öncelikle. işin tuhaf tarafı ise, rüzgarı arkasına alan karşıyaka'nın maça uzun toplarla başlaması ve aklı başına geldikten sonra dahi yerden oyun kurmayı başaramaması oldu. chikeluba francis ofoedu, jose carlos nogueira junior ve can erdem'in etkisiz kalması da bu üretkenlikten uzak futbolun önemli bir nedeni olarak görülebilir. bucaspor ise, yakın oynayarak ve kısa paslarla yardımlaşarak, çoğalarak rakibinin üzerine gitmek gibi çok daha akıllı ve ne istediğini bilen bir oyun ortaya koyarken, gol pozisyonlarına da girmeyi başardı. son 10-15 dakikalık dilimde ise oyun üstünlüğünü pek ellerinde tutamadılar. ahmet arı'nın gayretli ve yaratıcı oyunu, ilk yarının sonlarında karşıyaka'yı az da olsa hareketlendirdi.

ikinci yarıda rüzgarı arkasına alacak olan bucaspor'un karşılaşmaya ağırlığını koyacağını düşünmek abes olmayacaktır. ayrıca; yusuf şimşek gibi bir futbol adamının, teknik kapasitesi yüksek olan futbolcu topluluğuna sahipken, takımına birkaç maçtır uzun top oynatmasını "delilik" olarak yorumluyorum izninizle.
48 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol