bir var bir yok rutinini sürdürmekte kararlı olan futbolcumuzdur. kulağının çekilmesinde; fakat hocanın da artık sağ açıkta görev vermeye bir son vermesinde fayda var.
(bkz: 26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçı)
(bkz: 1 eylül 2012 kdç karabükspor beşiktaş maçı)
yorumlamaya nereden başlayacağımı kestirme konusunda tarafıma sıkıntılar yaşatan; 3-0'lık net bir sonuçla sezonun ilk galibiyetini almış olduğumuz karşılaşmadır.
Sinyallerini 26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçında almış olmakla birlikte, hemen hemen hepimiz endişeliydik: oyuncularımız aynı performansı gösterebilecek miydi, yoksa söz konusu maçın ikinci 45 dakikalık dilimi bizim için bir illüzyon olarak mı kalacaktı?
maçın başlaması ile birlikte izlediğimiz gayretli pres ve futbol oynamaya istekli görüntü; beşinci dakika içerisinde manuel henriques tavares fernandes'in, batuhan karadeniz'in rakip takım stoperlerini dağıtmasının da yardımıyla, attığı gol ile süslenince derin bir oh çektik şüphesiz. öne geçmiş olmamıza rağmen ödün verilmeyen savunma anlayışı ve orta sahadaki pres, olumlu bir gelişmeydi. bu dönemde, defansın yapmış olduğu yerleşim hatası nedeniyle rakibe çok net bir gol şansı tanıdık; fakat şansımız yanımızdaydı. zira rakip oyuncu, tahminimce, 3 metre gibi bir mesafeden topu direğe nişanladı. kontrolünü elinde tuttuğumuz maçta önce uğur boral, ardından tekrar manuel henriques tavares fernandes'in golleriyle fark bir anda üçe yükseldi, otuz dördüncü dakika itibariyle.
ikinci yarıda, yine oyun disiplininden taviz vermeyen bir beşiktaş futbol takımı vardı sahada. orta sahada veli kavlak ve necip uysal büyük bir özveriyle savaştılar. hâl-i hazırda bol miktarda hücum oyuncusuyla sahada olan rakip takıma, net bir gol fırsatı vermedik. hücuma çıkışlarda biraz daha ağırkanlı oluşumuz, bu devredeki eleştirilebilecek tek noktaydı sanırım. önce batuhan'ın sakatlığı, ardından fernandes'in yorgunluğu derken; oyuna giren iki taze kan mehmet akyüz ve oğuzhan özyakup ile tempoyu tekrar yukarı çekmeyi başardık. maçın sonlarına doğru oyuna giren erkan kaş, görev aldığı 7-8 dakika içerisinde, oynadığı süreden çok daha büyük işler yaptı. mehmet akyüz yine bildiğimiz gibi; fakat oğuzhan ve erkan'ı ben beğendim bugün. kumaşlarının iyi olduğu, ayaklarının yere sağlam basışı ve top sürme şekillerinden dahi, anlaşılıyor.
özetle; bir michael skibbe klasiği olarak, rakibin çok sayıda hücum oyuncusuyla sahaya çıkması; bir önceki haftada düşülen haksızlığın verdiği başkaldırı hâli ve yakalanan olumlu ritmin sâyesinde; erken kopartarak, net bir galibiyete ulaştık diyebilirim. bu ritmi yakalamışken, milli maçlar nedeniyle verilecek ara her ne kadar bizim için negatif bir durum olarak görünse de; özellikle yeni[ybkz]swh[/ybkz] kalecimiz allan mcgregor'un savunma oyuncuları ile uyum yakalaması, aynı zamanda oyun sistemine ve varyasyon anlamında hâlen birtakım eksiklerimizin bulunduğu hücum organizasyonlarına ait çalışmaların yapılması anlamında; enseyi karartmamak gerektiğini düşünüyorum.
tebrikler çocuklar; bugünümüzü, yarınımızı güzelleştiren kartal yürekliler.
Sinyallerini 26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçında almış olmakla birlikte, hemen hemen hepimiz endişeliydik: oyuncularımız aynı performansı gösterebilecek miydi, yoksa söz konusu maçın ikinci 45 dakikalık dilimi bizim için bir illüzyon olarak mı kalacaktı?
maçın başlaması ile birlikte izlediğimiz gayretli pres ve futbol oynamaya istekli görüntü; beşinci dakika içerisinde manuel henriques tavares fernandes'in, batuhan karadeniz'in rakip takım stoperlerini dağıtmasının da yardımıyla, attığı gol ile süslenince derin bir oh çektik şüphesiz. öne geçmiş olmamıza rağmen ödün verilmeyen savunma anlayışı ve orta sahadaki pres, olumlu bir gelişmeydi. bu dönemde, defansın yapmış olduğu yerleşim hatası nedeniyle rakibe çok net bir gol şansı tanıdık; fakat şansımız yanımızdaydı. zira rakip oyuncu, tahminimce, 3 metre gibi bir mesafeden topu direğe nişanladı. kontrolünü elinde tuttuğumuz maçta önce uğur boral, ardından tekrar manuel henriques tavares fernandes'in golleriyle fark bir anda üçe yükseldi, otuz dördüncü dakika itibariyle.
ikinci yarıda, yine oyun disiplininden taviz vermeyen bir beşiktaş futbol takımı vardı sahada. orta sahada veli kavlak ve necip uysal büyük bir özveriyle savaştılar. hâl-i hazırda bol miktarda hücum oyuncusuyla sahada olan rakip takıma, net bir gol fırsatı vermedik. hücuma çıkışlarda biraz daha ağırkanlı oluşumuz, bu devredeki eleştirilebilecek tek noktaydı sanırım. önce batuhan'ın sakatlığı, ardından fernandes'in yorgunluğu derken; oyuna giren iki taze kan mehmet akyüz ve oğuzhan özyakup ile tempoyu tekrar yukarı çekmeyi başardık. maçın sonlarına doğru oyuna giren erkan kaş, görev aldığı 7-8 dakika içerisinde, oynadığı süreden çok daha büyük işler yaptı. mehmet akyüz yine bildiğimiz gibi; fakat oğuzhan ve erkan'ı ben beğendim bugün. kumaşlarının iyi olduğu, ayaklarının yere sağlam basışı ve top sürme şekillerinden dahi, anlaşılıyor.
özetle; bir michael skibbe klasiği olarak, rakibin çok sayıda hücum oyuncusuyla sahaya çıkması; bir önceki haftada düşülen haksızlığın verdiği başkaldırı hâli ve yakalanan olumlu ritmin sâyesinde; erken kopartarak, net bir galibiyete ulaştık diyebilirim. bu ritmi yakalamışken, milli maçlar nedeniyle verilecek ara her ne kadar bizim için negatif bir durum olarak görünse de; özellikle yeni[ybkz]swh[/ybkz] kalecimiz allan mcgregor'un savunma oyuncuları ile uyum yakalaması, aynı zamanda oyun sistemine ve varyasyon anlamında hâlen birtakım eksiklerimizin bulunduğu hücum organizasyonlarına ait çalışmaların yapılması anlamında; enseyi karartmamak gerektiğini düşünüyorum.
tebrikler çocuklar; bugünümüzü, yarınımızı güzelleştiren kartal yürekliler.
1 eylül 2012 kdç karabükspor beşiktaş maçı öncesinde, ısınmak için sahaya çıkan oyuncularımızın giymiş olduğu tişörtlerin üzerinde yazılı olan mesajdır.
ağlatmayın beni be çocuklar...
ağlatmayın beni be çocuklar...
1 eylül 2012 kdç karabükspor beşiktaş maçında kendi standartlarının üzerine çıkmayı başaran oyuncumuzdur. yere daha sağlam basan, daha akıllı pres yapan bir necip izledik bugün. umarım bu performansını arttırarak sürdürür.
1 eylül 2012 kdç karabükspor beşiktaş maçının gizli kahramanıydı. yine çok çalıştı, yine rakibe orta sahada top yapma şansı tanımadı; hattâ yine bir aşırtma golü buluyordu ki, top yeterince arkaya düşmediğinden kaleci son bir refleksle çıkarmayı başardı.
he, bu arada, maçın yıldızı kimdi diye sormayacak olsanız da; reyizi buradan da bir anmakta fayda görüyorum.
(bkz: manuel henriques tavares fernandes)
he, bu arada, maçın yıldızı kimdi diye sormayacak olsanız da; reyizi buradan da bir anmakta fayda görüyorum.
(bkz: manuel henriques tavares fernandes)
bornova'da[ybkz]swh[/ybkz], son 2-3 senedir, pubların egemenliğine geçmiş olan mekândır.
iyi ki de geçmiştir, orası ayrı.
iyi ki de geçmiştir, orası ayrı.
küçük park'ta izleyeceğimiz karşılaşmadır.
umarım şans getirir de, totem falan yapmak zorunda kalmayız.[ybkz]swh[/ybkz]
umarım şans getirir de, totem falan yapmak zorunda kalmayız.[ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: hastasıyız dede)
cem köksal'ın ekibi ve murat ilkan ekolünün yeni temsilcisi mehmet kaya tarafından kulaklarımıza, ruhumuza sunulan güzel bir son şarkısıdır.
"gülen yüzüm artık bir oyun için
gören şahit, gözyaşlarım onun için
yüreğimdeki tüm çizgiler
yitip giden inancım için
aşkına elveda
donuk gözlerin benden uzakta
sonsuzluğa veda
siyah gözlerin sustu bir anda
bütün yolu akan sel alır gibi
sen ruhumu denize sürükledin
şair yazmış bu şarkıyı
sevdi diye acıtan için
aşkına elveda
donuk gözlerin benden uzakta
sonsuzluğa veda
siyah gözlerin sustu bir anda"
"gülen yüzüm artık bir oyun için
gören şahit, gözyaşlarım onun için
yüreğimdeki tüm çizgiler
yitip giden inancım için
aşkına elveda
donuk gözlerin benden uzakta
sonsuzluğa veda
siyah gözlerin sustu bir anda
bütün yolu akan sel alır gibi
sen ruhumu denize sürükledin
şair yazmış bu şarkıyı
sevdi diye acıtan için
aşkına elveda
donuk gözlerin benden uzakta
sonsuzluğa veda
siyah gözlerin sustu bir anda"
(bkz: yaka silkmek)
bugün doğru bir şeyler karalayabilmiş olan yorumcu, sunucu şeysidir.
http://kartalhaber.com/haber/13067684/buyuk-kulup-olmak.html
http://kartalhaber.com/haber/13067684/buyuk-kulup-olmak.html
fon parası ile alınan adam genç ve gelecek vaat eden bir oyuncu olmadığı sürece, sonunda her türlü zarar edilecek olan yöntemdir. otuz yaşına merdiven dayamış olan topçunun transferinde fonu devreye sokarsan, fon dediğimiz kurumun da e bi' zahmet gerizekâlı olmadığını düşünerek, adamı satarken kâr etmeyi beklemek abesle iştigal etmektir.
son dönemlerde[ybkz]swh[/ybkz] sözlüğü boşlamış olan yazar insanıdır.
ben, sizin yerinize, bir iki sille ile kendine gelmesini sağlayacağımdır; metin olun.[ybkz]swh[/ybkz]
ben, sizin yerinize, bir iki sille ile kendine gelmesini sağlayacağımdır; metin olun.[ybkz]swh[/ybkz]
bizim için; el siki ile gerdeğe girmektir.
basketbol şubesinden sorumsuz yönetemeyicisidir.
gecenin zifirîsini yüreğine, göz kapaklarına hapsedip; sabahın, günün aydınlığını canlarına emanet eden zavallı yazarın söylemidir.
birbirine zıt durum ve nedenlerin dahi tetikleme potansiyelinin bulunduğu; nihâî olarak, genelde, sabahlamaya neden olan sıkıntılı, heyecanlı, stresli, üzüntülü veya sevdalı dönemlerin ürünüdür.
(bkz: beden ile ruhun biyolojik saat konusundaki anlaşmazlığı)
(bkz: beden ile ruhun biyolojik saat konusundaki anlaşmazlığı)
gecenin bir yarısı, hattâ sabahın bir köründe; kişiyi ne idüğü belirsiz ikircikli durumlara sevk edebilen karmaşa hâlidir.
beden yorgun, fakat ruhun beden sınırları dâhilinde dahi değil meselâ; ne yapardın ey brütüs?
beden yorgun, fakat ruhun beden sınırları dâhilinde dahi değil meselâ; ne yapardın ey brütüs?
fiilin câzibesinden kaynaklanan hasret hâlidir.
yanında derken... "neye göre yakın?" veya "hangi yakınlık?" diye sorarlar adama.
yanında derken... "neye göre yakın?" veya "hangi yakınlık?" diye sorarlar adama.
efkârın demlendiği gece vakitleriyle beslenen bünyeler için, gerçeğe dönüşmesi kaçınılmaz ve gerekli olan durumdur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?