##228261
gidip, görüp, beğenen birileri varmış demek ki.
halbüse o kadar da küçük bir yerleşkedir; keşfedemediğimiz yerleri varsa[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] bir zahmet önerinizi alayım efenim. yok, "canım istedi eksiledim lan, sana ne!" diyecek olursanız da... canınız sağolsun be.
japonya ile aralarında krize neden olan ada konusu nedeniyle; yaklaşık son on gündür, shenzhen şehrinin bazı bölgelerinde, gösteriler nedeniyle hayatın zaman zaman durmakta olduğu ülkedir.
allah ın unuttuğu yerlerden bir tanesidir.
ayak seslerimi takip etmesi gereken tayfadır.[ybkz]swh[/ybkz]
az daha sabredin oğlum, fırtınadan önceki sessizlik bu; çok daha fenâ şeyler olacak.[ybkz]swh[/ybkz]
az daha sabredin oğlum, fırtınadan önceki sessizlik bu; çok daha fenâ şeyler olacak.[ybkz]swh[/ybkz]
yıllar öncesinde,
"gırmızı-maavi[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] hadi gaaari
gastamonu gastamonu dep dep dep"
şeklinde ibretlik bir tezahürata sahip olan memleket takımıdır.
"gırmızı-maavi[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] hadi gaaari
gastamonu gastamonu dep dep dep"
şeklinde ibretlik bir tezahürata sahip olan memleket takımıdır.
sekiz sene önce, belki de hayatımın hatasını yapmak sûretiyle; öss sınavı sonrası, tercihlerimde ege üniversitesi'nin aynı bölümünü bir üst sıraya yazarak, yerleşemediğim üniversitedir.
şimdi bizim bölümün puanı, söz konusu üniversitenin aynı bölümünün puanından daha düşük seviyedeymiş. hayat işte... şartlar öyle gerektirmişti o dönem be sözlük.
şimdi bizim bölümün puanı, söz konusu üniversitenin aynı bölümünün puanından daha düşük seviyedeymiş. hayat işte... şartlar öyle gerektirmişti o dönem be sözlük.
müslüm gürses'in sesinden, net bir itiraf şarkısı; bir nevi kaybeden, fakat aslâ vazgeçmeyenlerin marşıdır.
hangimiz düşmedik kara sevdâya
hangimiz sevmedik çılgınlar gibi
hangimiz bir kuytu köşe başında
bir vefasız için yol gözlemedi
herkesten bir anı saklar bu yollar
herkesin acısı, sevgisi kadar
güzelmiş, çirkinmiş ne fark eder ki
deli gibi sevmek rûhumuzda var
âşığın gözü kör, kulağı sağır
doğruyu, yanlışı ondan görmedi
yakıldı, yıkıldı yine de sevdi
ah o vefâsızlar kıymet bilmedi
herkesten bir anı saklar bu yollar
herkesin acısı, sevgisi kadar
güzelmiş, çirkinmiş ne fark eder ki
deli gibi sevmek rûhumuzda var
deli gibi sevmek ruhumuzda var
hangimiz düşmedik kara sevdâya
hangimiz sevmedik çılgınlar gibi
hangimiz bir kuytu köşe başında
bir vefasız için yol gözlemedi
herkesten bir anı saklar bu yollar
herkesin acısı, sevgisi kadar
güzelmiş, çirkinmiş ne fark eder ki
deli gibi sevmek rûhumuzda var
âşığın gözü kör, kulağı sağır
doğruyu, yanlışı ondan görmedi
yakıldı, yıkıldı yine de sevdi
ah o vefâsızlar kıymet bilmedi
herkesten bir anı saklar bu yollar
herkesin acısı, sevgisi kadar
güzelmiş, çirkinmiş ne fark eder ki
deli gibi sevmek rûhumuzda var
deli gibi sevmek ruhumuzda var
kazıkların yağlanmakta olduğunun işaretidir.
yoksa siz hâlâ...?
yoksa siz hâlâ...?
artık söylenecek sözün kalmadığını; bazı şeylerin eyleme dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu gözümüze, bir kez daha, sokan alçaklıktır.
ismini duymamış ve hâliyle kendisini hiç izlememiş olmakla birlikte; boyunu ve oynadığı pozisyonu öğrendiğimde, aklıma doğrudan charles barkley'i getirmiş olan basketbolcudur.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
maç hakkında, samet aybaba'nın görüşleri de şu şekildedir:
---------------alıntı---------------
Burada Anadolu takımlarına karşı erken gol bulamazsak zorlanacağımızı biliyorduk. Rakiplerimiz iyi kapanarak, pozisyon vermemeye çalışarak kontra atak oynamayı düşünecekler; bu da gayet normal. öndeki oyuncularımız çok hareketli olmayınca ilk 20 dakika oyun kilitlendi. Sonra birkaç tane pozisyon bulduk ama ikinci yarı başlayınca oyunun kontrolü tamamen bize geçti ve tempoyu yükselttik.
Oyuncuları maç maç değerlendirmek lazım. Kısıtlı bir kadromuz var ve hepsini kullanmamız gerekiyor. Takım içi varyasyonları, oyuncu seçimlerini iyi yapmamız lazım. Batuhan bugün etkili olamadı, etrafındakiler kendisine yakın oynayamadığı için kendisi merkezde kaldı. Koşu kalitesi yüksek oyuncularımız var ve bu da oyunun dengesini etkiliyor.
---------------alıntı---------------
---------------alıntı---------------
Burada Anadolu takımlarına karşı erken gol bulamazsak zorlanacağımızı biliyorduk. Rakiplerimiz iyi kapanarak, pozisyon vermemeye çalışarak kontra atak oynamayı düşünecekler; bu da gayet normal. öndeki oyuncularımız çok hareketli olmayınca ilk 20 dakika oyun kilitlendi. Sonra birkaç tane pozisyon bulduk ama ikinci yarı başlayınca oyunun kontrolü tamamen bize geçti ve tempoyu yükselttik.
Oyuncuları maç maç değerlendirmek lazım. Kısıtlı bir kadromuz var ve hepsini kullanmamız gerekiyor. Takım içi varyasyonları, oyuncu seçimlerini iyi yapmamız lazım. Batuhan bugün etkili olamadı, etrafındakiler kendisine yakın oynayamadığı için kendisi merkezde kaldı. Koşu kalitesi yüksek oyuncularımız var ve bu da oyunun dengesini etkiliyor.
---------------alıntı---------------
ilk yarısını izleyemediğim, ikinci yarısını da fâsılalı bir şekilde takip edebiliğim için; çok sağlıklı bir yorumda bulunmanın güçlüğünden, hakkında uzun uzadıya yorum yapamayacağım maçımızdır.
fakat 1-2 nokta var ki, parmak basmasak olmaz sanki: takım gerçekten maçı istiyor; rakibi ısırıyor, bozuyor; en önemlisi de, futbol oynamak istiyor. kaldı ki bunu üç farklı öndeyken dahi sürdürüyor olması, bizi umudumuza sımsıkı bağlamaya yetiyor[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]. lige verilen iki haftalık ara, beni biraz da olsa endişelendirmişti açıkçası; fakat bu takım, hiçbir maçı, hiçbir zaman bırakmayacağını bize artık kanıtladı sanırım. bu en önemli gelişmedir benim açımdan. orta sahada[ybkz]swh[/ybkz] veli ve necip ikilisinin azimli oyunu takdire şâyân. serbest oynayan fernandes'in, yeteneklerini son derece verimli bir şekilde kullanması; özellikle sol kanattan olcay ve uğur'un bindirmeleri; rakiplere korku dolu ânlar yaşatacak gibi görünüyor bu sezon.
allan mcgregor gerçekten güven veren bir kaleci. oyunu kurmaktaki başarısı, bizim için unutulmaz olan eski kalecimiz cordoba'yı anımsatmakta bana. ayrıca bire bir pozisyonlardaki başarısı da ön plâna çıkıyor. bir defans oyuncusu için, diken üstünde oynamanın en zor durum olduğu düşünülürse; bu adam, tüm defansı özgür kılıyor diyebilirim.
son bir söz, hoca için: takımı sistemsel olarak artık oturtmuş durumda, benim gözümde. 0-0'lık skoru bozamadığımız ânlar için biraz daha çalışma yapması gerekiyor belki[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]. ikinci önemli konu ise, takımdaki bu havanın bozulmasına; oyuncuların "biz olduk" düşüncesine kapılmasına mahâl vermemesi. galibiyet sayımız arttıkça bunun önüne geçmenin daha da zorlaşacağını göz önüne alırsak; hocanın en büyük sıkıntılarından biri olabilir. bu konuda oyunculara da büyük görev düşüyor tabii ki: medyanın pohpohlamasını asansör olarak değil de, kamçı olarak kullanmalılar, almalılar.
uzun uzadıya kriterine dâhil olup olmadığından tam emin olamadım bu yazımın[ybkz]swh[/ybkz]. gece yarısı uykusunu bölüp, mahmur gözlerle ekran karşısına geçen satch, çin'den bildirdi sayın sözlük.
fakat 1-2 nokta var ki, parmak basmasak olmaz sanki: takım gerçekten maçı istiyor; rakibi ısırıyor, bozuyor; en önemlisi de, futbol oynamak istiyor. kaldı ki bunu üç farklı öndeyken dahi sürdürüyor olması, bizi umudumuza sımsıkı bağlamaya yetiyor[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]. lige verilen iki haftalık ara, beni biraz da olsa endişelendirmişti açıkçası; fakat bu takım, hiçbir maçı, hiçbir zaman bırakmayacağını bize artık kanıtladı sanırım. bu en önemli gelişmedir benim açımdan. orta sahada[ybkz]swh[/ybkz] veli ve necip ikilisinin azimli oyunu takdire şâyân. serbest oynayan fernandes'in, yeteneklerini son derece verimli bir şekilde kullanması; özellikle sol kanattan olcay ve uğur'un bindirmeleri; rakiplere korku dolu ânlar yaşatacak gibi görünüyor bu sezon.
allan mcgregor gerçekten güven veren bir kaleci. oyunu kurmaktaki başarısı, bizim için unutulmaz olan eski kalecimiz cordoba'yı anımsatmakta bana. ayrıca bire bir pozisyonlardaki başarısı da ön plâna çıkıyor. bir defans oyuncusu için, diken üstünde oynamanın en zor durum olduğu düşünülürse; bu adam, tüm defansı özgür kılıyor diyebilirim.
son bir söz, hoca için: takımı sistemsel olarak artık oturtmuş durumda, benim gözümde. 0-0'lık skoru bozamadığımız ânlar için biraz daha çalışma yapması gerekiyor belki[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]. ikinci önemli konu ise, takımdaki bu havanın bozulmasına; oyuncuların "biz olduk" düşüncesine kapılmasına mahâl vermemesi. galibiyet sayımız arttıkça bunun önüne geçmenin daha da zorlaşacağını göz önüne alırsak; hocanın en büyük sıkıntılarından biri olabilir. bu konuda oyunculara da büyük görev düşüyor tabii ki: medyanın pohpohlamasını asansör olarak değil de, kamçı olarak kullanmalılar, almalılar.
uzun uzadıya kriterine dâhil olup olmadığından tam emin olamadım bu yazımın[ybkz]swh[/ybkz]. gece yarısı uykusunu bölüp, mahmur gözlerle ekran karşısına geçen satch, çin'den bildirdi sayın sözlük.
eski formasının gereklerini uygulamakta hâlen ısrarcı olan, futbolcu görünümlü çirkeftir.
taraftarımızın saygı duymaya, artık, başlamasını umduğum hocamızdır.
bu takıma neden sezon başından beri, sonuna kadar, güvendiğimizin; içimizde, dile getirmekte zorlandığımız, bir umudun neden yeşerdiğinin bu hafta da kanıtı olan maçımızdır.
filip holosko'nun[ybkz]swh[/ybkz], olcay şahan'ın rakipten topu kapmasının ardından çıkardığı güzel ara pasını ıskaladığı karşılaşma olmaktadır.
17 eylül 2012 beşiktaş sanica boru elazığspor maçında takımımızı 1-0 öne geçiren umudumuz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?