türk futbolu

eylül ayında Avrupa'da sadece iki takımı kalmış futbol ailesi. kalite yok, vizyon yok, işi bilen yöneticiler yok bitti artık resmen iflas etti.

son yıllardaki türk futbolunun özetihttp://i.imgur.com/QLt5e9k.jpg [ybkz]swh[/ybkz]

#406911
(bkz: bok çukuru)

kulüpler bir yana türk futbolu yönetenlerin bile iş bilmezlerden oluştuğu için günden güne kötüye gidendir.

ders alması gereken çok şey vardır.

http://www.kartalsozluk.com/sozluk.php?t=%23405687

ülkenin aynasıdır. eskiden daha beterdi. şimdi artık herkes her maçı izleyebiliyor, iletişim kolaylaştı.. yani bu yeni bir durum değil hatta eskiden daha beterdi. böyle bir ülkede adil ve temiz futbol beklemek zaten delilik olur. ancak ortam böyle biz bundan başarısızız demek ise hem kolaycılık hem de teslimiyetçilik olur.

her tarafından pislik akan, siyaset ve mafya ile iç içe geçmiş, yayıncı kuruluşun daha çok nasıl para kazanacağına göre ayarlanan sezonlardan oluşan, karaktersiz, sevimsiz, omurgasız ve beceriksiz yerli-yabancı oyuncuların cirit attığı, seyredilmesi ağır mallık olan bir lige sahip... benim için bu sene gerçekten sondu...

milli takım bazında da, avrupa kupaları bazında da sürekli elimize verip verip yollamalarından da belli zaten ne bok olduğu...

bu gerizekalı avutan tiyatroyu izleyeceğime ve formasına, yayınına bilmem neyine para harcayacağıma giderim gerçek tiyatro oyunu izlerim... tiyatroculara para kazandırırım. en azından ülke sanatına ve sanatçıya faydam olur... en başta da kendime... beşiktaş'a olan aşkım bakidir, sonsuzdur, o ayrı...

(bkz: 4 nisan 2015 fenerbahçe takım otobüsüne silahlı saldırı )

spoiler--

Geçtiğimiz sezon transfere 163 milyon Euro ödeyen Türk kulüpleri, futbolcu satışından sadece 29 milyon Euro gelir sağladı. Türkiye'nin, İngiltere'nin ardıdnan transferde en çok zarar eden ikinci ülke olması dikkati çekti.

spoiler--

taklitler üzerine kuruludur.

yabancı sınırlaması ülke futbolunu kalkındıracak mış. bak bak bak.

amatör futbol takımları 1 toprak sahayı bölüşüyor , almanya da mahalle takımları bile cillop gibi çim sahalarda top oynuyor.

spoiler--

2014/15 sezonunda UEFA lisansı almaya hak kazanan takımların sayısında ciddi bir düşüş var. PTT 1. Lig'deki hiçbir kulübün UEFA lisansı bulunmamakta. Hiçbirinin başvurusu da yok. Türkiye Kupasını kazanırlarsa kupaya gidemeyecekler. Bu ligden sadece 9 kulübün ulusal kulüp lisansı mevcut. FIFA'daki uyuşmazlık dosyalarımızın sayısı 600'ü aşmış. Makedonya ve Bulgaristan'ı geçmişiz. Gözümüz aydın

spoiler--

içinde fatih terim'in olduğu veya fatih terim tarafından yetiştirilmiş pisliklerin olduğu (şu an futbolcu olarak ya da televizyonlarda yorumcu,gazeteci, türk takımlarında teknik direktör ya da yardımcısı olarak çalışan herkes) ve olmaya devam ettikçe hiçbir şekilde gelişmeyecek olandır.

(bkz: siktin formatı eyledin viran)

şahsımı, özellikle 2010 yılından itibaren gerçekleşen absürdlükler aracılığıyla, futboldan hızla soğutan tiyatro.

bi bitmiyorsunuz ki bi ölmüyorsunuz ki duzluge ciksin dememe neden olan insanlarin tekelinde olan olusum.

başakşehir fatih terim stadı açılışı ile gördük ki; siyasi odaklarla gereğinden fazla iç içe; hatta kucak kucağa olan futbol camiasıdır. birilerinin arka bahçesi; birilerinin çiftliğidir.
elbette türkiye futbol federasyonu bu eylemde baş rolde

(bkz: karın ağrısı)

birkaç istisna dılında bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm yöneticilerinin birer birer deşifre edilip lanetlenmesi gereken biçimsel olmayan organizasyon.tüm yöneticiler zorla istifa ettirilip, organizasyon düzeni tamamen değiştirilip, eski sahtekarların giremeyeceği bir organizasyon kurulmalıdır.

ancak bu şekilde hamamda kırk tas dökünmüş bir orospunun tövbesi gibi bir tövbe etmiş olabilir.

bugüne kadar ancak nefret tohumları ektiler. hasatlarını aldıkları zaman ellerinde patlayacak! bir tane bile yöneticinin amacının yönetmek olduğuna inanmıyorum ben. şahsi çıkarları şayet başında oldukları kulübün batması ise onu bile seve seve yaparlar.

ajitasyoncularla doludur.

görünen o ki avrupa'da oynamak, değer görmek, sevilmek arda'nın veya diğer türk futbolcuların dediği gibi pasaportla alakalı değilmiş. semihoviç volkanoviç olmaya gerek yokmuş. arda'nın adına kitapların yazılması, besteler yapılması, taraftarın, hocanın, takım arkadaşlarının onu bağrına basması, 10 numara giymesi ve avrupa transfer piyasasında adının sıkça geçmesinin ardından gördük ki "vay efendim bizim hakkımız yendi, biz türküz ondan hep" bıdı bıdı olaylarına girip ajitasyon yapmak başarısızlığa bahane üretmekmiş.

senin kulüp başkanın çıkıp yabancı oyuncular serbest kalsın şöyle olsun böyle olsun deyip duruyorken, seni beğenmiyor yeterli görmüyorken avrupalı ne yapsın seni?

şimdi de çıkıp adam takım arkadaşı felipe, arda'ya formayı ulaştırırken sırtında taşıdı diye bin yere bağladı basın. olabilir şeyler bunlar. yıllarca avrupalı amerikalı bizim düşmanımız diyerek ülkenin her sektöründe, her alanında, insanın kendi iç dünyasında bile düşmanı dışarıda arattırdılar.

türk futbolu gelişmek istiyorsa önce zihniyetini değiştirmeli.

başında türk olan diğer her şey gibi... türk medyası, türk solu, türk halkı, türk şusu busu vs...

süper lig için sezonu 4 mağlubiyet 7 beraberlikle tamamlarsanız şampiyonsunuz. bu kadar kolay.

artık takip etmeyi midemin kaldırmadığı futbol. melo isimli o.çocuğu 7 haftadır kart sınırında dolaşıp hakemlere ve rakip futbolculara her türlü çirkefliği ve kasaplığı yaptığı halde cezalı duruma düşecek diye kart görmüyor. biz de her maç doğranıyoruz amk. türk futbolunu izkemek sonu belli olan klişe bir filmi defalarca izlemekten farksız.