stoke city

2 /
champion
teknik kapasite olarak kesinlikle beşiktaş kalitesinde olmayan , tamamen mücadeleye ve dirence dayalı futbol oynayan ve rakibi , zamanında ve yerli indirdikleri darbelerle oyunun geri kalan bölümlerinde kendileri gibi oynamaya mecbur eden , uzun boylu futbolcularının varlığını avantaj olarak çok iyi kullanabilen ve özellikle 60 ve 70. dakikadan sonra yorulan , direnci kırılmış bir rakibin orta sahasını aşabiliyor olmaktan neredeyse keyif aldıklarını düşündüğüm futbol takımıdır. zaten 2010-2011 sezonunda fa cup finalisti olmuş bir takımdan kötü futbol beklenemezdi. bana sorarsanız stoke takımının en negatif özelliği , gözlemlediğim kadarıyla orta sahada ve kendi yarı alanlarında pas yapan takımlara karşı etkisiz kalmaları. bu da onları , teknik kapasitesi yüksek takımlarla oynayacakları deplasman maçlarında biraz daha dayanıksız kılacaktır. tıpkı sunderland deplasmanında 4-0'lık yenilgilerinde olduğu gibi.
besiktaskli
doğru düzgün pas yapmayı bile bilmeyen, basketbol takımı mı futbol takımı mı hala çözemediğim ingiliz ekibi.

tek bildikleri bir taç olsun uzun kullanılsın, bir korner olsun yan top gelsin, bir de oyun hep dursun. hee bir de bir de dokunsan düşüyorlar mübarek. kalıplarından da utanma falan yok.
siya
en nefret ettiğim takımlardan bir tanesi. stoke city'nin oynadığı maç esnasında rakip takımın ceza sahasına yakın bir taç çizgisinden taç olur ve takımın taç kullanan ismi delap dangalağı top toplayıcı çocuktan havluyu ister, topu bi güzel kurutur. 1 metre gerildikten sonra allah ne verdiyse tüm gücüyle ceza sahasına doğru yollar topu. ordan 2 metreyi aşan boyuyla pitir kıraç çıkar ve zıplamasına bile gerek kalmadan kafayla topu ağlara yollar. böyle futbol mu olur arkadaşım, verin topumu ben eve gidiyorum!
avcarlıçürük
taraftarları 14 aralık 2011 beşiktaş stoke city maçında, kendilerine ayrılan tribünü doldurmuştur. hatta bir ara, beşiktaş taraftarının kısa süren durgunluğundan faydalanıp, sesimizi bastırmaya bile yeltendiler. maç sonrasında ise taksim'de, kâh yan masamızda yemek yerken kâh istiklal'de takılırken çıktılar karşımıza. yemek yediğimiz yerdeki garsonların bu duruma yorumu: "valla ben onların yerinde olsam hiç girmezdim buraya, iyi cesaret." şeklinde oldu. bu zihniyetten yola çıkarak çocukcağızların yemeklerine türlü pislikler yapmamışlardır umarım.
forzaquila
2012/13 sezonunda 150. yılını kutlayan kulüp. yüz elli yıl, dile kolay!

150. yıl anısına ilk renklerini barındıran bir formayla oynayacaklar deplasmanlarda;
http://www.footballshirtculture.com/12/13-kits/stoke-city-2012-2013-adidas-150th-anniversary-away-football-shirt.html

futbollarında bir değişme yok tabi, arsenal'le 0-0 berabere kalırken yine hiç şaşırtmadılar.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol