sözlük yazarlarının takıntıları

0 /
metalmilitia
metro beklerken ekrandaki metro geliş süresine baıyorum 2 dakika kaldığını görünce 120 den geri saymaya başlıyorum. sıfır dediğimde gelmezse metroculara küfrü basıyorum içimden.
kaptan
arabayı yıkattıktan sonra 2 gün camı açmamak...
abi araba olmuş cillop, camı açtığın anda, caaart diye iz oluyor...
tutuluyorum...
ne var yani bok mu var, açma camı di mi...
huzur tribünde
girdiğim entry sayısına takıyorum. 5 ve katları olmak zorunda. arada kalamaz, 6 olursa hemen 10'a tamamlıyorum. onun dışında sözlüğü bırakıp gidemiyorum.
zago30
bilgisayarın ses düzeyini ayarlarken yaşadığım takıntıdır.türkiye'de malum 81 il var.bunların hemen hemen hepsinin plaka kodunu biliyorum.sevmediğim illerin ses düzeyine sesi kesinlikle getirmiyorum.sevmediğim şehirler neler mi?onlar bende kalsın.diyeceksiniz ki ses seviyesini 81-100 arasına getir kurtul.sadece beşiktaş marşları ve tezahüratlarını o aralıkta dinliyorum.yaşasın ruh hastası beşiktaşlılar.
mococo
odanın ışığını ve kapıyı kapatmak.
hava şartları ne olursa olsun arabanın camını açıp sigara içmek.
kerami pestenkerani
burnumu karıştırıp yemeğe bayılıyorum. sümüğüm çiğ yumurta akı gibi. tadının beni cezbetmesinin yanında besleyici de bir tarafının olduğunu düşünüyorum. çokça defa burun deliğimin ırzına geçtikten sonra içeride oval çizer, burnumu biraz da rahat nefes alabilmek için parmağımla yukarı kaldırırım. nasıl bazıları yağmur sonrası toprak kokusuna bitiyorsa, ben de nezle sonrası kayısı sümüğe tav oluyorum. sofraya koysunlar, üç kepçe yerim; o derece. (ama sadece benimki olacak.20 liraya sizinkinden bir yuvarlama yerim yalnız, bunu da es geçmek istemedim. öff.. parantez açtım çok uzadı.)
saniyede yirmidört kare
nizam hastalığı. simetri gibi değil galiba, sürekli bir şeyleri düzeltmek, düzenlemek, dağınık olan bir şeye tahammül edememek. bu sebeple günümün çoğu çalışmak yerine, çalışma masamı toplamakla geçiyor. şu masayı topladığım, düzenlediğim kadar başka bir şeye zaman harcasaydım ohoo.

geçtiğimiz günlerde yaşadığımla boyut atladım sanırım. sözlüğün ben sayfasında hani aşağıda bir badi listesi var ya, hah işte ondaki badilerimde dev bir problem vardı. bazılarının profil fotoğrafı var, bazılarının yok. fotoğrafı olanlar neyse, olmayanlar boş ve beyaz duruyor. takıldım ben buna. gelip gidip bakıyorum, ''ya of olmaz böyle, buna bi' çare bulmam gerek'' diyorum.

profil fotoğrafı olmayanlardan birisi sevgilim isyan devrim beşiktaş. listenden de çıkaramıyorsun ki! bi' akşam durup dururken yine aklıma düştü, dedim ki sevgiliye:

-''ya sen kartal sözlüğe bi' profil fotoğrafı koysan ya?''

ilk önce ne demek istediğimi anlamadı. bi' anda olunca herhalde. şimdi takıntımı nasıl anlatırım diye düşünüp derin bi' nefes aldım. sinirlendiğimi sandı, şaşkın şaşkın baktı.

-''ya şimdi orada senin fotoğrafın yok, beyaz ya, düzgün durmuyor rahatsız oluyorum ben. taktım ona ben çünkü.'' dedim.

hiçbir şey demeden suratıma üç saniye baktı. ancak o üç saniyeyi hangi error kalıbıyla anlatabilirim bilmiyorum. 404 not found az kalır, direkt fatal error verdi adam. kafasında anlamlandırmaya çalışıyordu herhalde, takıntılarımın ne boyuta ulaştığından korkmuştu belki de. o uzun üç saniye sonunda kahkaha atmaya başladı. ben de bozuntuya vermemek için gülüp çeşitli sevimlilikler gibi yaptım. ama yakaladığım takıntısında basacağım goygoyu haberi olsun. ilk kanı o akıttı.
isyan devrim beşiktaş
ellerimin kokmasından nefret ediyorum. böyle söyleyince pek anlaşılır olmayabilir ya da yanlış anlaşılabilir. demek istediğim ellerim sabun, kolonya, parfüm vs. kokmuyorsa en kısa zamanda ellerimi temizleme gereği hissediyorum. ellerimde kalmış olan, toz kokusu dahil her türlü kokudan nefret ediyorum. bu kokuyu hissettiğim anda en kısa zamanda gereken hijyeni sağlamam gerekiyor. eğer bunu sağlayamıyorsam her dakika kendimi yiyorum. bu anlarda da durup durup ellerimi kokluyorum. kokuyu aldıkça kendimden bir kez daha nefret ediyorum. sırf bu sebeple balık yiyemiyorum. gerçi balığın sadece elimde değil her yerde bıraktığı kokudan nefret ediyorum ama olsun.
leia
son bir aydır kpss 'yi takıntı haline getirmiş bulunmaktayım.
hayır öyle bir öğretmen olarak atanma umudum falan yoktur. ki zira 96 ile şırnak' a atanırım ancak.[ybkz]swh[/ybkz] normal bir devlet memuru olmayı düşlemekteyim.

sözlük büyüklerinden ricam eğer bir daha kpss başlığına herhangi bir entry daha girersem direk silsinler. resmen bir sarhoşluk anında yazılmış gibiler bir pöykürmeler, bir saçmalamalar, bir agresiflik. ben böyle biri değilim gayet masum, güzel, sakin,sevimli,güleryüzlü, hoş biriyim yahu.
newcastle
1- sözümün kesilmesi.

bir kereden fazla tahammül edebileceğim birşey değildir. o an tepki vermesem bile hırslanıp 5 dk sonra mutlaka bir bomba patlatıyorum. işin kötü tarafı dışardan bakıldığında ayıp eden benmişim gibi duruyor.

2- kısa bir süre önce başka biri tarafından fark edilip dalga geçilene kadar fark etmediğim masaüstünü yenileme huyum.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
seren1903
dolap düzenidir. şöyle ki; özellikle gardropta bulunan eşyaların çeşit, renk ve katlama şekli olarak aynı olması gereken takıntıdır. dolap her haftasonu komple aşağıya inerek sıfırdan düzenlenir. malesef durum biraz vahim sözlük, uykularım kaçıyor kıyı köşe eşyalar, dolaplar düzensiz olduğu zaman. [ybkz]swh[/ybkz]
semt bizim aşk bizim
eğer bir kalem şahsıma aitse asla başkasının masasında görmeye tahammül edemeyişim. deliriyorum sanki. lan alt tarafı bir kalem. ama yok. benim hacı o. nasıl kullanırsın onu izinsiz. zaten izin istesen de vermem. kemiriyorum olm ben onu bazen. sen bu iğrençliğe nasıl razı gelip alıyorsun bi kere o kalemi. akıl mantık işi mi hiç. düşünsene dalıp senin de ağzına soktuğunu. ay bana bir şeyler oluyor, verin o kalemi bana çabuk..
ger0nim0
genelde yazarlarımızın çok değer verdiği ve aşılmaması gereken sınırlarının olduğu konulardır...
misal benim hem ofiste hem de evde olmak üzere birer kupam mevcut..kahve içeceğim zaman onlardan başka kupa kullanmam...ve bu kupaları da kimseye kullandırtmam...titiz olduğumdan falan değil...ve başka bir eşyada da yok bu takıntım...ama söz konusu kupalar olunca...sevmiyorum onları başkalarının elinde görmeyi...
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol