slaven bilic

18 mayıs 2015 beşiktaş torku konyaspor maçı dönüşü sabiha gökçen'de, küfürlü tezahüratlara maruz kalmıştır.

geçen sene ilk 4 haftadan sonra anladım bi işe yaramadığını ama taraftarın %95'i yere göğe sığdıramadı bu şovmeni. o %95'lik kesim bundan sonra şunu anlamalı: bi hoca yada bir futbolcu tavırlarına göre değerlendirilmez. size materyal olarak ne katmış size ne kazandırmış buna göre değerlendirilir.şu 2 sezon Beşiktaş tarihindeki en sıkıldığım 2 sezondan biri oldu adamı tanıyordum çünkü asla bi winner değil olamazda. karakteri güçlü değil.ya samet hoca bundan 1000 kat daha sağlam teknik direktördü be.

çok çirkin bir şekilde protesto edilmiş teknik direktör. gideceği kesinleşmiş birisini galiz küfürle istifaya davet etmek iğrenç bir eylemdir.

bu gözler takıma ligin 2. yarısı başlamadan havlu attıran teknik direktörler de gördü. yaptığı hatalar affedilmeli ve vodafone arena'da kendisine 1 yıl daha şans verilmeli. hep ''34 hafta deplasman oynuyoruz'' sözü dönüyor etrafta. 1 sezon vodafone arena'da takımın başında olsun. neler yapacak görelim ve ondan sonra gidecekse gitsin.

Benim için büyük bir hayal kırıklığıdır.

asla küfür ve hakareti haketmeyen teknik direktörümüz.

gitmesi gereken birileri var muhakkak, ama o birileri başkan ve yöneticilerdir. sene boyu gasp edildik, karakola gidip şikayetçi bile olamadık. fenerbahçe'yle kadıköy'de oynadığımız maçta formaları ve stadı değiştirin ve mağdur diğer büyükler olsun sizce o maç kabul edilirmiydi? yada kırmızı görmeden o pozisyonlar atlatılırmıydı?

ayrıca vodafone arena'yı görmeden gitmesin

öncelik ile kendisinin yolu açık olsun, öyle veya böyle beşiktaş'ımıza 2 yıl hocalık yaptı. Beşiktaş'a fazlaca bir şey kazandıramadı ama kendisi büyük deneyimler elde etti. Ben biliç daha imzayı atmadan kendisine şüphe ile baktığımı defalarca kez yazmıştım. Bunun başlıca nedeni biliç'in cv'ydi. Şampiyonluk parolası ile yola çıkan bir takımı 8. yapmıştı.Geldiği zaman da hazırlık maçları dahil gördüğüm sıkıntılardan bahis ettim.
2013'ün 11. ayında biliç ile başarının yakalanamayacağını net olarak yazdım. Ben bunları yazarken (zaman içinde bana katılan arkadaşlar da oldu) bazıları beni beşiktaş düşmanlığı ile suçladı hatta hakarete varan mesajlar geldi. Ama şu unutuldu, biliç'i veya başkasını eleştirmek, yanlışları söylemek asla ve asla beşiktaş düşmanlığı değildi. Misal oğuzhan ile ilgili girmiş olduğum bir entry belki sözlükte eksi rekoru kırdı, oğuzhan'ın parladığı zamanlardı ama yazdıklarımız gözümüzle gördüklerimizdi ve oğuzhan maalesef kaybolup gitti, ben bunu yazdığım için mutlu değilim, hatta keşke oğuzhan'ı daha fazla eleştirseydik de kendine dikkat etseydi, belki onun alacağı 5-6 puan ile şampiyon olurduk. sonuçta öyle veya böyle hayatımızdan 2 sene daha başarısızlıklarla (yıllar çabuk geçiyor) ağzımızda yarım bir liverpool zaferiyle geçti gitti. umarım yeni gelen hoca bu kadroyu hak ettiği başarıya ulaştıracaktır, ulaştırmaz ise defolup gidecektir. Çünkü asıl olan beşiktaş'tır ve beşiktaş da başarı şampiyonluktur. 3 olan bir hoca ile bir sezon daha devam eden ahmaklar umarım bundan ders çıkarırlar.
kariyerinde asla iyi bir hoca olamayacağına inandığım biliç , umarım beni yanıltırsın.

kalibresini anlamak için (ya da kaba tabiriyle dötünün çapını) fazla düşünmeye gerek olmayan futbol takımı teknik direktörümüz.

bir fenerbahçe maçı düşünün. kendi sahasında, 10 kişi kalmış. ilk yarının sonlarında 2-3 öne geçmişsin. ikinci yarı, 10 kişi kalmış takıma 45 dk. boyunca savunma yapmaya çalışmış, sonunda golü yemiş ve 3-3 bitirmişsin maçı.

sonra bir maç daha düşünelim. bu maçta 32 haftada 4 galibiyet almış, ligin en dibindeki takımla deplasmanda oynuyorsun. karşı tarafın götlek teknik direktörü ve saha içinde dolanan bir düdüklünün işgüzarlığıyla 10 kişi bırakılmışsın. 1-0 malup iken maçı 10 kişiyle 1-2'e getirmişsin, 87. dk'dan sonra 2 gol yiyerek maçı 3-2 kaybetmişsin.

yine ligin son sırasındaki bir başka takımla oynuyorsun. 2-1 öndesin. hem de kendi evinde. 83. dk'da gol yiyorsun ve bu takıma 2 puan bırakıyorsun.

başka bir fenerbahçe maçı. ilk yarıda rakibin kendi oyuncuları arasında resmen bir kriz yaşıyor. tribün kapatma cezası var. yani rakibin gardı düşmüş. bu maçı 0-4, 0-5 yapıp tarihe geçecekken, 90+1'de yediğin golle mağlup ayrılıyorsun.

tüm bunlar sadece şu anda, düşünmek için çaba sarfetmeden aklıma gelenler. varın siz düşünün gerisini. bu kafa yapısı bu kulübün kapısından çıkıp gitmediği sürece daha çok "sevinmek için sevmedik" marşı söyleriz biz...

not: bu girdiyi ilk önce başka bir başlık altında yazmıştım. ancak bu başlığa daha uygun olduğu için buraya taşıdım.

http://kartalbakisi.com/haber/slaven-bilic-tazminat-istiyor_h6971.html

"(vurgula: hırvat teknik adam beşiktaş yönetiminden tazminatı talep etti.)" dünkü maçta yaşanan her şeyi açıklıyor.

saygı ve sevgiyle uğurlayacağımız teknik direktörümüz. muhtemelen gönderilecektir. futboldan çok anladığımı iddia edemem. ne teorik olarak, ne pratik olarak içinde olabildiğim bir spor dalı değil ne yazık ki. ama dikkatli bir izleyiciyimdir. iyi bir okur olduğumu da düşünüyorum. tüm bunların birikimiyle şunu söyleyebilirim, 2 senede yapılan her şeyi sıfırlayacak bir karardır bu. bu takım bir proje takımıydı. mimarı zeki önder özen olan. önce o gitti, şimdi de mühendisi bilic gidiyor. yine başa döneceğiz. bu yönetimde futboldan anlayan, futbolla ilgili bırak 5'i, 3 yıllık bir planlama yapacak bir stratejist var da ben mi görmüyorum. bu yönetimin dibe vuruş kararıdır. hepimize geçmiş olsun.

gerek sözlüklerde, gerek diğer sosyal medyada, taraftarın kalması için görüş belirtmeye başladığı kişi. daha 2-3 gün önce herkes ortak ağız olmuştu, ama 3 günde bütün başarısızlıkları hazmettiniz. bravo size. beşiktaş'ı küçülten sizlersiniz, beşiktaş'ın başarısızlığını hazmedebilen sizlersiniz. bravo gerçekten. ama en ufak bir ümide kapılmayın, burası beşiktaş, burada 3. olan kıçına tekmeyi yer. bu kadar basit.

ntvspor'da fikret orman ve yönetiminin kendisiyle devam etmeme kararı aldığı son dakika haberi olarak geçilen teknik direktör.

bir kısım beşiktaş taraftarı ve türk basını el ele kol kola götüne kına yakabilir:

http://www.dha.com.tr/bilicin-gorevine-son-verildimi_938193.html

şimdi alın şenol güneş'i türkiye kupasının peşinden mi koşarsınız, ne yapıyorsanız yapın.
şayet başarılı olamazsa bilic'e saydırdıklarınızı bi hatırlayın. bütün maçlarını deplasman oynayan bir hocadan ne bekleniyor anlamıyorum.
yönetimde ne yönetimmiş. ihaleyi teknik direktörün tepesi bıraktı sıyrıldı.
ama biz stadghfgh. [ybkz]swh[/ybkz]

fikret orman'ın umre dönüşü yatında düzenlediği çılgın partiden canlı bağlanarak görevine son verdiği teknik adam. mühim değil, biz alıştık plansızlığa ve programsızlığa. şimdi getirirler sergen yalçın'ı takımın başına, herkes huzura erer.

ben anlamıyorum, alternatifi kim bu adamın? marcelo bielsa'nın veya mircea lucescu'nun getirilebileceğini mi sanıyorsunuz? lan hangi kariyerli hoca transfer bütçesi yaratamayan, bin bir zorlukla boğuşan bir takıma gelip kariyerini riske atar? anca şenol güneş'i getirirsin, o da türk futbolunun üvey evladı zaten müsaade ederler mi sanıyorsun sanki başarılı olmasına?

ben bir beşiktaş taraftarı olarak emekleri için kendisine teşekkür ediyorum. beşiktaşlılar'a rağmen beşiktaş'ı şampiyon yapmak zaten hiçbir zaman kolay olamazdı, olmadı da.

yolu açık olsun...

kafanıza bilic kadar tas düssün desem yeridir. lig bitimine 2 hafta kalmışken problem nedir kardeşim ? tam bugün mü yapacaktın bu işi ?

#401601

aynen yaksın kınayı birileri.. evet başardınız..

görevine son verildiği iddiaları resmi sitede yalanlanmıştır.

http://www.bjk.com.tr/tr/haber/62684/

Kimse bundan 2 sene öncesini hatırlıyor mu?
Bilic ile neden 3 senelik sözleşme yaptığımızı hatırlayan var mı?
Bizim hiç alışık olmadığımız, günü kurtarmayı düşünmeyen, uzun vadede başarı hedefleyen 3 senelik başlangıç süreli bir plan yapıldı. Bu 3 senenin sonunda ise hedef şampiyonluk olarak belirlendi.
Fakat bu sene başında ne oldu?
Takım Şampiyonlar Ligi'ni kıl payı kaçırdı. Öyle bir top oynamaya başladık ki herkes (ben dahil, Bilic de dahil, başkan da yönetim de dahil) şekerlendik, gaza geldik. Eldeki mevcudiyeti unuttuk, bu işi bu sene bitirdik dedik. Basın da bize alttan alttan gazı verince 15. haftada şampiyon ilan edildik.
Hal böyle iken 32. haftada takımın pili birden bitti, şampiyonluk umudu yitti. Sonucunda hayal kırıklığı da çok büyük oldu.

Ama silkelenip toparlanmamız lazım. 2 yılı bir anda çöpe atmamamız lazım. Seneye 3-4 takviye yetecekken tekrardan yapılanmaya gitmememiz lazım.

Aylarca emeği 10 günde silmeyelim. Rakiplerinize bakın, arkadaşlarınıza sorun. Hepsi inşallah Bilic gider diyecek, diyor da. Neden? Çünkü onlar da görüyor. Takım gelecek için umut vaat ediyor. Tigana'da, Del Bosque'de yaptığımız hatayı bu sefer tekrarlamayalım. Bilic ile 1 sene daha devam edelim o zaman da şampiyonluk gelmezse kan değişikliğine gidelim...

rakipler onun kalmasından değil, gitmesinden korkuyor. Çünkü herkes biliyor ki lucescu , şenol güneş gibi winner hocalar ile beşiktaş durdurulamaz. ama biliç ile ne derbi kazanır ne şampiyon olabilir.
beşiktaş'ın daha önce sabır etmediği scala, del bosque, tigana, shuster gibi hocaların özgeçmişine bakım birde biliç'e bakım fark mourhinyo ile carvallhal gibi. Beşiktaş onlara tahammül edememiş, 2 yıldır 3. abone olmuş, derbi kazanamamış biliç'e mi edecek?
yılllar akıp gidiyor, başarısızlığı 2 yıldır kanıtlanmış bir hocaya bir yıl daha tahammül etmek iyimserlikten çok aptallık olacaktır ve fikret başkan o kadar aptal bir adam değil.

2010-2011 sezonu dahil şimdiye kadar ki sezonların en iyi performansını bu sene gösterdik ligte.. rakamlar bunu söylüyor. ki kaldı ki tamamlanmamış 2 hafta daha var. sonuç sıralaması değişmeyecek evet ama biz önceden bu kadarını görmedik ki ...