slaven bilic

barcelona kartali
kalibresini anlamak için (ya da kaba tabiriyle dötünün çapını) fazla düşünmeye gerek olmayan futbol takımı teknik direktörümüz.

bir fenerbahçe maçı düşünün. kendi sahasında, 10 kişi kalmış. ilk yarının sonlarında 2-3 öne geçmişsin. ikinci yarı, 10 kişi kalmış takıma 45 dk. boyunca savunma yapmaya çalışmış, sonunda golü yemiş ve 3-3 bitirmişsin maçı.

sonra bir maç daha düşünelim. bu maçta 32 haftada 4 galibiyet almış, ligin en dibindeki takımla deplasmanda oynuyorsun. karşı tarafın götlek teknik direktörü ve saha içinde dolanan bir düdüklünün işgüzarlığıyla 10 kişi bırakılmışsın. 1-0 malup iken maçı 10 kişiyle 1-2'e getirmişsin, 87. dk'dan sonra 2 gol yiyerek maçı 3-2 kaybetmişsin.

yine ligin son sırasındaki bir başka takımla oynuyorsun. 2-1 öndesin. hem de kendi evinde. 83. dk'da gol yiyorsun ve bu takıma 2 puan bırakıyorsun.

başka bir fenerbahçe maçı. ilk yarıda rakibin kendi oyuncuları arasında resmen bir kriz yaşıyor. tribün kapatma cezası var. yani rakibin gardı düşmüş. bu maçı 0-4, 0-5 yapıp tarihe geçecekken, 90+1'de yediğin golle mağlup ayrılıyorsun.

tüm bunlar sadece şu anda, düşünmek için çaba sarfetmeden aklıma gelenler. varın siz düşünün gerisini. bu kafa yapısı bu kulübün kapısından çıkıp gitmediği sürece daha çok "sevinmek için sevmedik" marşı söyleriz biz...

not: bu girdiyi ilk önce başka bir başlık altında yazmıştım. ancak bu başlığa daha uygun olduğu için buraya taşıdım.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol