slaven bilic

Bugün itibariyle yani ligin 15. haftası itibariyle takıma yaşattığı puan kaybı sayısı rakam ile 20'dir.
-Galatasaray, fenerbahçe, kasımpaşa, sivas, maçlarında ilk yarıları önde kapanmasına rağmen puanlar kaybetmiş. Yani öne geçtiği maçlarda skoru koruyamamış. Ayrıca akhisar karşılaşmasında öne geçilip skor korunamamış .Yani toplam 5 maç
-İçeride karabük ve rize gibi iki takıma gol atılamamış ve iki beraberlik alınmış.
-Son 11 haftada sadece 3 galibiyet alınmış.
-Takımda sakatlanmayan futbolcu kalmadı.
-Geçen sene ile aynı puandayız. Yani feda bırakılıp yapılan tüm yatırımlar çöpe gitmiş, ayrıca takım ışık olarak geçen seneden de kötü.En azından geçen sene terinin son damlasına kadar savaşan ve gurur veren bir takım vardı.
-Her şeyi geçtim bu adam zaten taktik bir deha falan değil, bunu en koyu savunucusu bile kabul eder.Ancak misal dün 3 kişi maçı izliyoruz ve 1-1 den sonra kasımpaşanın gol atacağı güneş gibi açık, ulan hoca ol da maça bir etki et, takımın formatını değiştir , yada hakeme bağır çağır bir ateşle falan yok hiç bir şey yok.
-Her maç aynı takım aynı takım, misal mehmet akgün geçen hafta çok iyi oynadı ama kadroda yok. Serdar kurtuluş ilk maçtan beri çok kötü en ufak bir alternatif arayışı yok.
-Gelelim son söze, zaten geçen hafta yazdım sen eğer konya maçından sonra fernandese tekrar forma verirsen karakter olarak da sınıfta kalırsın diyerek, yaşanan tüm olaylara rağmen 90 dakika bu adama beşiktaş formasını verdi. Yani hoca olarak zaten değeri yoktu artık insan olarak da değeri yok.
Acilen yeni bir hoca , mümkünse türk bir hoca getirilerek takımı ve beşiktaşın değerlerini bilen bir kişi ile yola devam edilmesi akla en yatkın olanı. Bu adam bu gemiyi yürütemedi , ve yürütecek kapasitesi yok.
Ayrıca bugünden sonra takım şampiyon olsa bile fikirlerim değişmez, hiç bir adil hoca fernandes geçen haftadan sonra forma vermezdi. Ama bu sene ligi bu adam ile devam edilirse ilk 5 de bitiremeyiz, zaten bu adam ile devam edilme şansıda ben fikret başkanı tanıyorsam yoktur.

Kasımpaşa maçında,sahaya giren taraftarın futbolcumuza tekme atması(eğer üzerinde kesici,delici cisim bulunsaydı canına kast etmesi) ve futbolcularımızın kırmızı kart görmesiyle,takımı sahadan çekmesini beklediğim teknik adam.

oyuncu değişiklikleriyle beşiktaş'ı daha da geriye iten beşiktaş teknik direktörü.

az veya çok futbol izleyen bizler filip holosko'nun kontra atak topçusu olduğunu, boş alanlarda başarılı olduğunu biliyoruz. fakat bilic efendi kasımpaşa maçında maç 2-1 iken filip'i maça alıyor. hocam nerede boş alan, nerede kontra futbolu. adamlar yatacak işte amk. biz 2-1 önde olsak alman lazımdır filip'i.

bir diğer eleştirim ise 2. yarıda beşiktaş'ın etkisiz oyunuyla ilgili. bunun nedeni çok açık. rakip orta sahayı çok hızlı geçiyor. e be güzel adam alsana veli kavlak'ı ? en azından maç dengelensin. al sana 2. golü de yedik zaten ardından.

bir de futbolda yaşanan olayları ve kuralları bilmesi takip etmesi gerekir. daha 7-8 hafta önce sahaya girmekten canımız yandı, o anda beşiktaş'ı çeksene maçtan.[ybkz]swh[/ybkz]

15 aralık 2013 kasımpaşaspor beşiktaş maçında oyuncusuna dışarıdan tekme ile saldırı olduğu halde gerekeni yapmayan teknik direktör. bu konuda fernandes saldırının öncesinde ne yapmış olursa olsun, ne kadar trip yapsa, bağırsa öfkelense haklıdır, çünkü hocası gerekeni yapmamıştır. biliç orada tepkisini ortaya koyup benim oyuncumun can güvenliği yok demeliydi. sahaya bir kere çok rahat giren ve yürüdüğü 40-50 metre boyunca da peşinden gelen kimsenin olmadığı gevşek güvenlik önemli bir sahada, eğer beşiktaş varsayalım 2 gol daha atsaydı o kasımpaşalılar olduğu gibi sahaya inerdi. varsayımlardan konuşmak anlamsız gibi durabilir ama bunların hepsi çok yüksek ihtimaller. daha önce örnekleri olan maçlar tatil edildi. tamam beşiktaşımın 'böyle güvenlik olmaz olsun' deyip sahayı terketme gibi bir durumu yok, ikinci hükmen yenilgide küme düşme hadisesi var. ama biliç gidip hakeme baskı kurmalıydı, bir şekilde takımını soyunma odasına göndermeliydi. bizim ekran başında delirdiğimizin 10'da 1'i bile yeterdi. çünkü düşünebiliyor musun, oyuncularına saldıran birisi var, devamının gelmemesi için de geçerli pek sebep yok, kasımpaşalı zaten çirkef, sen saldırıya uğramış oyuncunu bile değiştirmiyorsun. oyuncun zaten uzuuun bir demoralize sürecinden geçiyor, yediği tekme de onu bir kat daha fazla sarstı, üstelik saldırıya uğramış oyuncun yanına geliyor, muhtemelen beni oyundan al demek için, sen alık alık bakıyorsun.

tamam çok güzel aforizmalar sıçıyorsun, beşiktaş ruhunu çok güzel anlatıyorsun da be hoca. hayal kırıklığının en âlâsını yaşattın bana.

https://pbs.twimg.com/media/BbjwOnvIYAA2n9F.jpg:large

bu seneyi bir kenara bırakırsak gelecek sene için kendisini iyi temsil edeceğini düşündüğü teknik direktörümüz.tabi yine bu seneki gibi kirli oyunlar oynanmazsa.

21 aralık 2013 beşiktaş sanica boru elazığspor maçı sonrasındaki basın toplantısında saykoya bağlayan reisimiz. "kasımpaşa maçında olanlar bizim lehimize olsa 3-0 hükmen yenik sayılırdık. herkes almeida, motta ve fernandesi konuşuyor. topu eline alan dallamayla sahaya giren apaçiyi kimse konuşmuyor. kulübümü ve oyuncularımı yedirtmem" dedi.

seviyorum seni reis. keşke hiç bu takımın başından ayrılmasan.

ülke futbolunu tamamen çözdüğünü, şu sözleriyle kanıtlamıştır:

"Kasımpaşa maçında [ybkz]swh[/ybkz] biz burada deplasman takımıydık ve inanılmaz olaylar yaşandı. Rakip taraftarların bulunduğu bölümden biri geldi, futbolcumuza saldırdı. Sanki bu kabul edilebilirmiş gibi bir hal görüyorum. Rakip oyuncunun topla topa müdahale etmesiyle de ilk kez karşı karşıya kaldım. O futbolcuya ceza çıksın peşinde değilim ama hepimiz futbolu biliyoruz. O pozisyon kırmızı kart ve penaltı değilse nedir? Ben yenilgiyi tamamen buna bağlamıyorum, ikinci yarı performansımız yetersizdi ama o pozisyon sırasında 1-0 öndeydik ve her şey çok farklı olabilirdi. Bu konuda asla susmayacağım ve sineye de çekmeyeceğim. Almeida, Motta ve Fernandes konuşuluyor ama asıl konuşulması gerekenler konuşulmuyor. Her vicdan sahibi insan o maçın bizim lehimize 3-0 tescil edilmesi gerektiğini biliyor. Bizim aleyhimize bir şey olsa maç 3-0 aleyhimize tescil edilirdi. Maç esnasında olanlar, maçtan sonra yaşadıklarımız, ben, oyuncularım, teknik heyetim, taraftarlarımda hayal kırıklığı yaşatıyor. Verilen kararı anlayamadım, anlamam da mümkün değil"

susma be reyiz. susmayalım artık.

bir ara bir söylemi vardı, beşiktaş sosyalist bir takım falan filan. millet alkışladı neyin ne olduğunu anlamadan. şimdi o konuya birazdan geleceğim ama, bu konuya gelmeden aslında bu palavra söylemin neden saçmalık olduğundan başlayalım.
Bu söylemle birlikte bakarsanız çoğu hiç bir iş yapmayan ve sezonda ancak bir kaç maç oynayan oyuncuların tümünün, adaletli olsun diye yıllık maaşlarında düzeltmeye gidildi.
Futbolun doğasına ters bu hareket ile, cenk gibi ,necip gibi, ersan gibi geçen sezonlarda takıma hiç bir katkısı olmayan adamların yıllık maaşları ciddi anlamda artırıldı. sosyalizim adına takıma en çok katkıyı yapan adam ile hemen hemen hiç katkı yapmayan adamın maaşları neredeyse eşit oldu.
Bu bir firmada genel müdür ile , işe yeni giren asistanın aman dengeler bozulmasın adına maaşlarının eşitlenmesine benzer abuk subuk bir durum. Yani örnek alex ile selçuk şahin, hadi abartılı oldu ama real madri'de khedira ile ronaldo'nun maaaşlarının eşitlenmesine benzedi. Bu durum hiç hoşlanmamama rağmen fernades ve benzeri oyuncularda rahatsızlık yarattı.
Ayrıca yaklaşık hesapladım 4-5 milyon euro arası bir ek maliyet kulübün sırtına bindi, oysa bu para ile iyi bir yabancı alınabilirdi. Bu zaten başlı başına bir sorun iken, ortaya çıkan bir başka durum aslında bu söylemin ne denli palavra olduğunu ortaya döktü.
Bugün anladığımız kadarıyla fernandes ile verli yumruk yumruğa kavga etti, doğal bir durum dünyanın her yerinde karşılaşılan bir durum ve doğru olarak olay kapatıldı yalandan bir para cezası ortaya çıktı sonrasında , ehh şimdi ben soruyorum madem sosyalist bir takımsın madem uygulamaların bu yönde neden kanun önünde herkes eşit değili neden toroman ve sezer tuh kaka da , fernandes ilk 11'de kavga sonrasında.
Futbolcu cin gibidir, herkes bu uygulamaları görür ve neyin ne olduğunu bilir, bunun en güzel kanıtı sorunlu adamların sahada olmaması son maçta ki kazanma arzusu ve istektir.
Son olarak bir futbol takımı asla sosyalist falan olamaz, yapılan maaş artışları ve ücret politikası yanlıştır.
Biliç tüm eleştirilerime rağmen kişilik olarak iyi ve başarılı olmasını istediğim bir insan, ama başarılı olmak istiyorsa önce adaletli olmak zorunda olduğunu unutmayacak.Yani olur da önümüzde ki maçta gider tekrar fernandesi tüm bu olaylara rağmen ilk 11'e koyarsa kendi kendini bitirmiş olur. takımın saygısı ve güveni bu durum karşısında yok olur.

şeref yoksunu fernandesi maç kadrosun almayarak koca bir aferini ve takdirimi hak eden hoca.

--alıntı--

keşke hocanın da imkanı olsa da "elimde necip, serdar, pektemek varken çıkıp ben mi oynayayım amk" karşılığını verse bağıran taraftarlara.

--alıntı--

kendisinin çok çabuk yıprandığını düşünüyorum. takımın üzerinde olan etkisinden şüphem yok ama şu sıralar krizi daha sert yönetmesi gerekiyor. yoksa kendilerini çok çabuk kaybedeceğiz. hocam olacaksa seninle olsun be.

2013-2014 sezonunun ilk devresi itibariyle, iyi bir yönetim sergileyememiş olan hocamızdır.

arkasında mıyım? evet. ama bu, çok ciddi hataları olduğu gerçeğini değiştirmiyor. taktiksel anlamda, vizyonunu biraz daha geniş tutması gerekiyor öncelikle.

ben slaven bilic'i samet aybaba'nın hırvat versiyonu olarak tanımlıyorum.

samet aybaba ile arasında hiç bir fark göremiyorum. gören varsa anlatsın lütfen rica ediyorum.
oysa geldiğinde ne kadar heyecanlanmıştım , sırf hırsından dolayı beni heyecanlandırmıştı slaven bilic.
şimdi o hırsından da eser yok.
oyun içerisinde alternatifi yok bir kere , oyun içerisinde oyuncu değişikliği yapmadan oyuna müdahale edemiyor.
ayrıca oyuncu değişikliği konusunda da ciddi sıkıntılar var.
bu akşam ki gençlerbirliği maçında gökhan töre çıkıyor yerine mustafa pektemek giriyor.
kerim frei yedek.

dakika 70 olmuş oyuna bir hamle yapılmıyor , rakip takım ciddi anlamda yüzde yüzlük goller kaçırıyor , kontra ile geliyor bir önlem alınmıyor ve bu yüzden puanlar heba olup gidiyor.

Bu sezonun ilk yarı performansını puan açısından değerlendirirken, malum galatasaray ve kasımpaşa maçlarına 3'er puan yazılması gerekir. Başkalarından adalet beklemeden önce biz adil olalım, değil mi?

başarısızdır. açık ve net. tablo önümüzde dostlar. başarısızdır. bu başarısızlık bir kamplaşma; bir taraf olmaya sebep vermemeli camiada. taraftarı bölmemeli.

spor toto süper lig 2013-2014 sezonunda başarısız olmasının sebeplerinin büyük çoğunluğunu, saha dışı etkenler oluşturmaktadır. bu, rakip takım taraftarlarının bile artık inkâr edemediği, buz gibi bir gerçektir. kendisinin hataları yok mu, var. ama bahsettiğim dış etkenler olmasaydı, o hatalar sonuca bu kadar fazla yansımamış olacaktı. çünkü bunların hepsinin çok büyük psikolojik etkileri de var. yerinde başkası olsa, çoktan kaçıp gitmişti. bunu bıkmadan usanmadan hatırlatacağım.

edit: özetle, hakkında "başarısızdır" gibi kesin ve net bir yargıya varmak için, fazlasıyla erken şu anda. pişman olursunuz sonra, aha da buraya yazdım.

Şimdi amiyane tabir yapmak gerekirse ben Bilic'in durumunu eşli koz oynarken aldığı yüksek eli batıran ve sıradaki oyunlarda temkinli, korkak, suya sabuna dokunamayan, kendine güveni gitmiş biri olarak görüyorum.
işte Rusya onun batırdığı el, Türkiye ise temkinli olduğu bir daha batırır mıyım diye kendi kendini yediği el.

Yoksa nerde Fatih Terim'e sus yapan adam nerde boynu bükük Emrah'a bağlayan adam?

Pess . 2013

Allah ocağımıza düşmüş bu ateşi söndürsün / bozulan birliğimizi düzeltsin / Hevesimizi kursağımızdan geçirsin / ...

kendisine şu şekilde seslenmek istediğim teknik direktörümüz;

https://www.youtube.com/watch?v=EuNnMSfltmk

mustafa denizli'yi de çok severiz, güzel şeyler yaşattı bize. senden de ona benzer şeyler yaşatmanı bekliyoruz. bu potansiyel de var sende hocam, ben inanıyorum. stadsız kalan takım öksüz gibidir zaten, bir de yaşadığımız onca saçma sapan şeyi koyunca yetimlik de ekleniyor bunun üzerine. bu dönemleri atlatıp ayağa kalkacağız, biliyorum. sen yeter ki yüreğini koy, futbolcularına bunu öğütle.

açık ve net başarısız , kariyersiz ve yeteneksiz bir adam. istikrar falan diye kendini kandıranların açıp son 10 yılda chealsea'nin, bayern münich'in , real madrid'in kaç hoca değiştirdiğine bakmasını tavsiye ederim. büyük camiyalarda başarısız adam defolup gider. istikrar gösterilecek adam vardır, ya da yoktur. biliç yaptıklarıyla gösteriyor ki sıradan bir hoca. hiç bir artısı yok.
gordon milne'ye neden tahammül edildi, çünkü takım takır takır top oynuyordu. herkes takımdaki ışığı görüyordu. bu seneki beşiktaş ne puan alıyor, ne futbol oynuyor.
nerede geçen sene ki mücadale, nerede bu sene ki berabat oyunlar.

Güneş gibi açık olan biliç'e bu gömleğin 5 numara bol geldiği. Tabii bu adamı beşiktaş'ın başına getiren vizyonda ki sportif direktör de bir kaç şey yazmak gerek ama o buna bile değmez.
yazık 110 yıllık kulüp kimlerin eline kaldı. yabancı hocaya karşı değilim, ama tecrübeli bir şeyleri ispatlamış hocalar olursa tabii.
Biliç kim yaa, lokomotiv moskova'yı 9. yapmış tek kulüp başarısı bu. yazık 17 maçta 29 puan rezalettir. Bunun hesabı acilen sorulmalıdır.

not : puanla da ilgisi yok, beşiktaş ne oynuyor desem kimse bir şey söyleyemez. ne bir oyun planı var ne taktik anlayışı. tek bildikleri şişir almeidaya gerisi rast gele. son 10 yılda carlos carvallhal'dan sonra beşiktaş'ın başına gelen en kötü hoca açık net.