slaven bilic

açık ve net samet aybaba'dan kötü teknik direktördür. takımı adam etmişmiş bak sen. yerin dibine sokup sokup çıkarılan zavallı samet hoca ne yapmış bakalım hırvat biliç ne yapmış.

sezon başında en önemli mevki olan kaleye bana göre türkiye'nin en iyi kalecisi[ybkz]swh[/ybkz] alınmış, sol bekte ramon motta alternatifi, göbekte atiba hutchinson gibi bir oyuncu kadroya girmiş. gökhan töre takıma katılmış, oğuzhan özyakup ve olcay şahan tecrübelenmiş, forvet alternatifleri artırılmıştır. kendi, menajeri ile beraber büyük transfer michael eneramo'yu takıma katmıştır. ama sonuç biliç efendinin elinde rezil olan bir kadro ve eriyip giden hayallerdir.

geçen sene[ybkz]swh[/ybkz] bu hafta sonu itibari ile beşiktaş liderin sadece 1 puan gerisindeyken şimdi 9 puan fark yemiş, kupada dandik bir takıma elenmiş, ilk yarılarını önde kapattığı iki derbide de puanlar vermiş, tüm maçların ikinci yarılarında oyundan düşmüştür. geçen sene yaşanan sakatlıklar ve oynayan oyuncular düşünüldüğünde -emre özkan, sinan kurumuş gibi- bu sene ne kadar büyük bir başarısızlık olduğu açıktır

geçen sene oynanan maçlardaki iştah arzu bu sene hiç bir maçta yoktur. hoca takım içinde dengeleri sağlayamamış hiç bir yedek oyuncu takıma katkı vermemiştir. dikkat edilirse yaptığı tüm değişikliklerden sonra takım daha kötüye gitmektedir. evinde kolay maçları kazanamayan, ikinci yarılarda sinen ne oynadığı belli olmayan bir takım yaratılmıştır.

kimse kusura bakmasın ama şifo mehmetler, ertuğrullar dururken böyle tecrübesiz ve yeteneksiz bir hocanın takımın başında olması benim içime sinmiyor ve umarım yol yakınken yollar ayrılır.

not: giderken o dandik tv yorumcusu kadro planlayıcısını da yanında götürsün. yaptığı transferler ve kadro planlaması ortada. dentinho, julien escude ve filip holosko halen bu takımda yabancı hakkını dolduruyorken bir de michael eneramo ve pedro franco gibi iki adamı takıma alan bir adam için yorum yapmaya değmez.

''ben bir hata yaptım, küme düşer denen takımı alıp şampiyonluk adayı yaptım.'' demediği sürece ben de kredisi dolmayacak teknik direktör.

eğer yönetim sözleşmesinin tamamında arkasında durur, gerçekten istikrarlı bir tablo sergilerse ben başarının geleceğini düşünüyorum. kim gelirse gelsin aynı hoca ile 2 sezon bitiremeyip her gelene gidene sokup çıkartmaktda ata sporumuz oldu anasını satayım.

tanım: reyiz.

kulüp kariyerinde sadece lokomotiv moskova'yı çalıştırmış hoca. yani hani bazı hocalar için pişsin gelsin, daha yetersiz falan edebiyatını yapmayı sevenler var ya, bu adam daha fırına girmemiş bırak pişmeyi mişmeyi. ayrıca çalıştırdığı tek sezonda ligde şampiyonluk parolası ile yola çıkan lokomotiv ligi 9. sırada bitirmiş ve biliç kovulmuştu.

not: kimseyle kıyaslamaya gerek yok, geçen sene ligi 9. bitiren lokomotiv moskova, leonid kuchuk yönetiminde şu anda ligde lider ile aynı puanda ve ikincidir. bu bile tabloyu ortaya koyuyor.

evet ben samet hoca ile kıyaslıyorum ve her yönü ile daha kötü bir hoca olduğunu düşünüyorum. ama güzel konuşuyor, samet aybaba gibi saçmalamıyor orası doğru.

birilerinin acilen eleştirmesi gereken teknik direktör.

geçelim şu dokunulmazlığı var ayaklarını. söz konusu beşiktaş ise herkesin herkesi eleştirme hakkı var buna slaven bilic dahil. hep yazıyoruz futbolcuları reyiz yapıyoruz, futbolcular şöyle, futolcular böyle diye. ee? sonra aaa hemen büyük adam yaptık bak şimdi top oynamıyor yıkıldık bittik diyoruz. bu kıyafeti üstümüzden çıkartmamız ve yapıcı eleştirileri dikkate almamız gerekiyor. yıkıcı eleştirileri ise göz ardı etmeden okuyup haklı yönlerini kabul edip ona göre bir beşiktaş beklentisinin içine girmemiz gerekli.

söz konusu beşiktaş elin bilic'i olsun, fernandes'i olsun, samet aybaba'sı olsun hepsinden kıymetli mi? kıymetli. ee? bu takımın teknik patronu şu an kim? slaven bilic. kimi eleştirsin adamlar? suya mı anlatsın?

takım güçsüz arkadaşlar, takım direnci ve her şeyden önemlisi inancı yok. bariz ve net tespit yapıyorum bu takım "biz ne yaparsak yapalım başarılı olamıyoruz" depresyonuna girmiş. ve bu şifadan çıkartmasını en çok istediğim isim slaven bilic'tir. inşallah hocam taraftar desteğiyle güçlenir küllerimizden senin de desteğinle yeniden doğarız.

acil şifalar herkese.

"eleştiri" ile "itin kıçına sokma", "kuyruğuna teneke bağlama" arasındaki ayrımı yapamayan taraftarların gözler önüne serilmesine sebep olan hoca. öncelikle geçen sezonun 14. haftasına bakalım: liderin 26 puanı varmış. bugüne dönelim: lider fenerbahçe, 35 puanda, beşiktaş ise 26. yani geçen sene başarı gibi görünen şey, rakiplerin saçma sapan maçlarda yaptığı saçma puan kayıplarıydı. defalarca elimize fırsat geçmesine rağmen, o kayıpları değerlendirememiş, biz de puan kayıpları yapmıştık. şimdi ise tam tersi, yine puan kaybı yapıyoruz ama yukarıdakiler de haftalardır puan kaybetmiyor. ha ayrıca, madem o kadar istatistik meraklısıyız; bilic'in beşiktaş'ı 8 maçtır (vurgula: yenilmiyor)? hani aybaba döneminde böyle şeylerle avunuyordunuz ya. bir de şu var, dün twitter'da yazılmıştı:

--alıntı--

galatasaray, stad yapma aşamasında olimpiyat'ta oynadığı yıl terim'le küme düşüyordu neredeyse. beşiktaş, üstüne bir de haftalardır seyircisiz ve şu an üçüncü.

--alıntı--

hiç mi ders alınmaz arkadaş, hiç mi. geçen sene, sorumluluk almaktan bile aciz bir adam vardı ve onu bilic'le kıyaslayabiliyorsunuz. pes. uzun vadeli bir yapılanmadan söz eden adamla ilgili, daha 1 yıl bile geçmeden ağır yargılara varanlar var. uzun vadenin sözlük anlamından bihaber olabilir misiniz? aklınızca aşağılamaya çalıştığınız o adam, futbol aklı ve bilgisiyle şu sözlükteki herkesi 10 kere cebinden çıkartır. ya bu kör fanatizm bazen gerçekten midemi bulandırıyor, başta futbol olmak üzere her şeyden soğuyorum bir anda. tamam lan tamam, beşiktaş taraftarı en iyisini bilir. herkesten iyi bilir. o yüzden bugüne kadar "siktirsin gitsin!!!" dediği bir sürü kişi için sonradan pişman oldu. o yüzden o kişiler gitse bile değişen bir şey olmadı. o yüzden her gidenin ardından sil baştan sayfa açıldı ve beşiktaş hep yerinde saydı. böyle devam edin, adam yiyerek beslenin çünkü beşiktaş'ı en çok siz seviyorsunuz. sizden başka kimse futboldan anlamıyor. tamam.

gözümünüzün nuru, tarikatimizin şeyhi manuel fernandes geçen sezonlarda oynadığı oyunun onda birini bu sezon oynasaydı olumsuz eleştiri almayacak olan teknik direktör.

geçen sene samet ayaba'yı her puan kaybında, her futbolcu sakatlığında, her kötü sonuçta tek sorumlu tutup itin götüne sokanların, şimdi kendisi hakkında eleştiri yapanları fanatizimle suçladığını gördüğümüz hoca. geçen sene beşiktaş ile bu seneki beşiktaş arasında sadece 1 puan fark var. geçen sene beşiktaş feda sezonundayken ve başkan dahil kimse bir beklentimiz yok derken, hiç bir hoca imza atmazken takım şampiyonluk yarışının içinde kalmıştır. hatta ikincilik yarışını son haftaya kadar kovalamıştır. arada 11 oyuncu fark vardı ve realite samet aybaba'nın takımın 14. hafta itibari ile daha başarılı olduğudur. çatlasanız da patlasanız da bu gerçektir.

fikret başkan "bu sene tek hedefimiz şampiyonluk" dedi ve sonuç ortada. biliç koca bir balon. sakatalıklar ortada madem samet hoca suçluydu bu sene biliç sorumlu sakatlıklardan. takımdaki isteksizlik ortada, her şey ortada. derbi maçlarındaki rezaletler, verilen saçma puanlar hepsi ortada. akhisar maçında[ybkz]swh[/ybkz] beraberliğe sevinen, her puan kaybından sonra sorunları geçiştiren, yaptığı her değişiklik sonrasında takımı geriye götüren, asla risk alamayan formattan ve oyunculardan vazgeçmeyen, yedek oyuncuların yüzüne bakmayan bir hoca.

kimse kimseyi yemek istemiyor herkesin amacı beşiktaş'ı başarılı görmek kahır olmak değil. şifo mehmet, ertuğrul, sergen bile neler yapıyor belli. biliç bugüne kadar hiç bir başarı elde etmemiş. ben elin hırvatına değil kendi değerime sametime rıza'ma sahip çıkmayı yeğliyorum. bundan rahatsız olan, midesi bulananlara güzel bir ilaç tavsiye edebilirim. ayrıca onlara tavsiyem tutarlı olmalarıdır.

başımızda fatih terim veya mustafa denizli benzeri bir hoca olsaydı, bitik galatasaray'ı saha gömer, fener'i 10 kişi ile beşlik yapar, akhisar ve sivası rahat geçerdik. şimdi kasımpaşa maçına[ybkz]swh[/ybkz] odaklandık umarım bir seri yakalar ve şampiyonluğa yürür, biliçleri omuzlara alırız. ama beşiktaşlı olarak göte de göt deriz, şu ana kadar bu adam başarısız, aksini iddia etmek saçma olur.

not: umarım yıllarca kalır ama ben o ışığı görmüyorum ve bunu nedenleri ile yazıyorum. yanılabilirim veya genelde olduğu gibi haklı çıkabilirim ama amacım beşiktaş'ın güzel günlere yürümesi. yoksa biliç falan umrumda değil.

dünkü maçtan sonra problemin kendisinde olmadığını anladığım teknik direktörümüz.

bir takım 20 dakikada rakibi 5'lik yapacak pozisyon üretiyor ve 1'de kalıyorsa, maçın tamamında rakiplerine koşu mesafeleriyle, mücadeleleriyle karşı koyabiliyorsa ( bu defans yaparak bile olsa ) problem teknik direktörde değildir. kadro seçimlerini eleştirebiliriz ama bu yüzden onu asamayız, zira bütün hafta takımla birlikte olan o. nitekim muhammed demirci dün hocamızı haklı çıkarırcasına "ben bu seviye için hala hazır değilim" mesajını vermiştir oynayamadığı oyunuyla.

oyun formatından ziyade son 3-4 haftadır maçların bilhassa ikinci yarısında gözlemlenen fiziksel düşüş hakkında kafa yorması gereken teknik adam. yoksa bugün gazetelere baktığınızda 9 aralık 2013 beşiktaş sivasspor maçı ile ilgili olarak her ağzını açan "ilk yarı 5'lik olacak maç" diyerek söze başlamış. demek ki oyun anlamında kısırlık söz konusu değil. girilen ve değerlendirilemeyen çok net gol pozisyonları var. hem de futbolla alâkasını kesmiş bir manuel fernandes'e, tomas sivok ve oğuzhan özyakup gibi kilit oyuncuların yokluğuna rağmen.

düşündürücü olan beşiktaş'ın ilk 45 dakikadaki fiziki kaliteyi neden 70-75 dakikaya yayamadığıdır. vaziyetin nedenleri, nasılları arıştırılmalı ve çözüm geliştirilmelidir. bunun yolu da önder özen'in sıkça dile getirdiği atletik departmanın işlerliğinden geçiyor olsa gerek.

ligin ilk dört haftasındaki takımı bir şekilde geri getirmesi gerek. kondüsyon sıkıntımız olduğunu kendisi de görüyordur sanıyorum, ve umarım en kısa sürede çözer.

kendi ağzından inciler.

alıntı--

''Dünyayı tek başıma kurtaramayacağımı gayet iyi biliyorum. Ancak haksızlığa karşı hep ön saflarda olacağım.''

"Kadınlara büyük saygı duyuyorum ama futbol onlardan daha güzel."

alıntı--

saçma sapan açıklamalarına devam eden hoca. takım kritik bir virajda, herkes burnundan soluyor, şunları şunları yapıyoruz , eksiklerimiz şunlar, bunlara odaklandık falan gibi açıklamalar beklerken. Beyimiz romantik romantik yok kadınlara saygım var, yok don kişot değilim.
Adam adam sen bizi iyiden iyiye keriz belledin herhalde, bırak bu sahte romantik ayaklarını , milletin gönlünü kazanmayı böyle söylemlerle kazanamazsın, bize takımı nasıl ileri taşıyacağını anlat, anlat ki bilelim ha bak adam tespiti yapmış diyelim. Neden takım ikinci yarılarda duruyor, neden sakatlıklar artı bunları anlat. Allahım carvalhal maskarasından kurtulduk derken bu adam daha laf cambazı çıktı.Sabır ihsan eyle yarabim.

https://pbs.twimg.com/media/BbXq8ZHCcAEbvNO.jpg:large [ybkz]swh[/ybkz]

takımı bir an düzlüğe çıkarması gereken beşiktaş teknik patronu. iyi teknik direktör zor zamanlarda belli olur.

spoiler--

Bugün burada Annemizi uğurladık. Tolga'nın acısını kelimeler anlatamaz ancak o, buna rağmen Beşiktaş'lı gibi davrandı ve Pazar günü bizimle beraber olacağını söyledi. O bu durumda bile oynuyorsa sizin oynamama gibi bir lüksünüz şu dakikadan sonra yok! Artık Pazar gününden başlayıp bir seri yakalamamızı istiyorum. Sahada her şeyi boşverin ama sadece, üstünüzdeki o forma için oynadığınızı hatırlayın


spoiler--

kendisine olan güvenimi bir an kaybetmediğim hocamız. bir kere onun yarattığı takımı izlemeyi seviyorum. sahada süper ligde hiç bir takımın oynayamadığı akıllı bir futbolu oynamaya çalışıyoruz. bunu maçın geneline yayamamamızın sebebini kırılgan bir takım olmamıza bağlıyorum. "oğuzhan-fernandes-almeida-olcay-serdar " bu oyuncuların hiçbiri 90 dakikayı kaldırabilecek durumda değil. ilk onbirden beş oyuncunun hepsini değişmek de mümkün değil. devre arası bir iki transferle takımın ikinci yarılardaki düşüş problemini çözeceğine inanıyorum.

bilic'e destek olalım. ona çok umut bağladım.

beşiktaşımın yeni teknik direktörüymüş. yaşlanmış gibi geldi bana, beşiktaş kanseri olum bu adamı böyle yapar.

acilen defolup gitmesi veya kovulması gereken karektersiz. hafta içi de yazdım bu maçta[ybkz]swh[/ybkz] manuel fernandes'i oynatarak maçı bu hale, takımı bu duruma sokan hırvat. takımın içine etti. kısa zamanda kovulmaz ise sonumuz aynı lokomotif moskova gibi olacak. sabır etmeye falan gerek yok. acilen defedilmeli.

formayı adaletli dağıtmayan ya da dağıtamayan hoca. altyapıda o formanın hayalini kuran gençler daha çok hakediyor o formayı.