mevcut durumu en iyi şekilde değerlendirip hem beşiktaş'ın yeni sezon kadrosunu hem de kendini geliştirmesini temenni etmekten başka denecek bir şey yok şimdilik.
samet aybaba
destek olunması gereken beşiktaş teknik direktörü.
kişisel olarak sevmem. belki ön yargı, belki çalıştırdığı takımların beşiktaş'a karşı aşırı motivasyonla oynaması belki çok ve ters konuşması. ya da bunların hepsinden ötesi, kulis meselesi.
işin bu kısmı kişisel bir yaklaşım. benim veya bir başkasının bu adamı sevmemesi kimsenin sikinde olmaz.
ancak beşiktaş'ın mevcut şartlarına baktığımızda; mustafa denizli[ybkz]swh[/ybkz] ile anlaşılmayıp, samet aybaba ile anlaşılması bir mesaj veriyor. takımda büyük bir temizlik yapılacak. rekabetçi bir takımdan çok, bütçeyi rahatlatacak bir takım düşünülüyor.
hal böyleyken takımın başına yabancı bir teknik direktör getirip hem maliyetin amına koymak hemde türkiye ligine zerre vakıf olmayan o yabancı teknik direktörü fatih terim'in, aykut kocaman'ın, şenol güneş'in kucağına atmak saçmalık olurdu.
avrupadan üst düzey, 4-5 milyon euroluk bir teknik direktör getirilmesinden 40 kat iyi bir tercihtir samet aybaba. bunu artık kabul etmek lazım.
daha önce üst düzey takım -trabzonspor hariç- çalıştırmamış olmasıyla eleştiriliyor. tuhaf.
mustafa denizli ile iplerin koptuğu gün oturdum araştırdım bu arkadaşın kariyerini. verdiği demeçlerden, çıkardığı genç futbolculara kadar...
benim gördüğüm şu; bir defa eleman 17-18 demiyor -bu zaten bilinen bir şey- oynatıyor. ben öyle sanıyorum ki, seneye muhammed'ler vs. oynayacak. ikincisi, hemen hemen teknik direktörlüğü yaptığı tüm takımlarından kendisi istifa etmiştir.
zırt pırt kovulan insan gibi bir durum söz konusu değil. katıldığı her panelde herif üstüne basa basa türk futbolundaki en büyük sorunun yöneticiler olduğundan bahsediyor zaten.
bugün baktığımızda, beşiktaş 600 milyon euro harcayarak 2 defa şampiyon olmuş son dönemde.
geçen sene bu takım 4. olmuş.
2 sene önce 5. olmuş.
3 sene önce 4. olmuş.
geçen seneyi geçiyorum, ligin hali ve futbolcuların alacak meseleleri falan ortada. bir önceki sene yakın tarihin en görkemli kadrosuyla beşiktaş 5. oldu. o takımın başında 6.500.000 tl alan schuster vardı.
sonuç? 5.lik. 7 günde 12 gol yiyen o takımı destekleyen, schuster'e zaman verilmesini arzulayan bir taraftar kitlesi vardı. işte bu desteğin 100'de 1'ini vermek lazım. özellikle böyle bir dönemde.
belki 3-5 ay önce samet aybaba tercihi çok eğreti dururdu. ancak gelinen nokta bu.
şunu da belirtmek lazım.
sosyal medya'da rakip takım taraftarları tuhaf kulplar takıyor samet aybaba'ya.
pardon da bilader;
(b: bülent kormaz)'dan medet uman, her götün sıkıştığında çareyi (b: hagi)'de bulan çok değil daha geçen sezon, sezonu bülent ünder'le bitiren veya hali hazırda çalıştırdığı her takım küme düşmüş, (b: konyaspor, istanbulspor, ankaraspor, malatyaspor) gibi leş bir kariyere sahip teknik direktöre tapan adamlar olarak çok mu tuhaf karşılıyorsunuz samet aybaba'yı?
(b: schuster'lere, rijkaard'lara, aragones)'lere milyonlarca euro domalıp, ilk 5'e giremedi bu takımlar.
bizim lig, şikesiyle, şaibesiyle, futbolcu ayartmasıyla, çirkefliğiyle, medya etkisiyle falan özel bir lig. kaşar olmayan teknik direktör iş yapmaz bu ligde.
beşiktaş'ta bu ligin en kaşar teknik direktörlerinden birini getirmiştir takımın başına.
ha sezon başlar, yaptıklarını, yapacaklarını, oynattığı futbolu vs. eleştirirsin. orası ayrı. ben eminim en çok eleştirecek adam benim kendisini. ama tercih konusunda, günün şartlarında kötü bi hamle değildir.
son olarak şunu belirteyim;
(b: fenerbahçe)'nin teknik direktörü aykut kocaman'dır.
cvsi de şudur; (b: istanbulspor, Malatyaspor, Konyaspor, Ankaraspor).
türk milli takımının teknik direktörü abdullah avcı'dır.
hayatında yalnızca belediyeyi[ybkz]swh[/ybkz] çalıştırmıştır. başarıları; 2 defa 12. olmak, 1 defa 9. olmak ve 1 defa 6. olmak. milli takım diyorum bak.
samet; aykut'un aldığı paranın 1/3'ne terim'in aldığı paranın 1/4'üne bu şartlarda bu takımın başına geçti.
ve tüm bu sorunlara, maddi sıkıntılara rağmen henüz ilk idmanına çıkmadan eleştiriliyor.
bi durun amına koyayım. önce performansına bakalım.
kişisel olarak sevmem. belki ön yargı, belki çalıştırdığı takımların beşiktaş'a karşı aşırı motivasyonla oynaması belki çok ve ters konuşması. ya da bunların hepsinden ötesi, kulis meselesi.
işin bu kısmı kişisel bir yaklaşım. benim veya bir başkasının bu adamı sevmemesi kimsenin sikinde olmaz.
ancak beşiktaş'ın mevcut şartlarına baktığımızda; mustafa denizli[ybkz]swh[/ybkz] ile anlaşılmayıp, samet aybaba ile anlaşılması bir mesaj veriyor. takımda büyük bir temizlik yapılacak. rekabetçi bir takımdan çok, bütçeyi rahatlatacak bir takım düşünülüyor.
hal böyleyken takımın başına yabancı bir teknik direktör getirip hem maliyetin amına koymak hemde türkiye ligine zerre vakıf olmayan o yabancı teknik direktörü fatih terim'in, aykut kocaman'ın, şenol güneş'in kucağına atmak saçmalık olurdu.
avrupadan üst düzey, 4-5 milyon euroluk bir teknik direktör getirilmesinden 40 kat iyi bir tercihtir samet aybaba. bunu artık kabul etmek lazım.
daha önce üst düzey takım -trabzonspor hariç- çalıştırmamış olmasıyla eleştiriliyor. tuhaf.
mustafa denizli ile iplerin koptuğu gün oturdum araştırdım bu arkadaşın kariyerini. verdiği demeçlerden, çıkardığı genç futbolculara kadar...
benim gördüğüm şu; bir defa eleman 17-18 demiyor -bu zaten bilinen bir şey- oynatıyor. ben öyle sanıyorum ki, seneye muhammed'ler vs. oynayacak. ikincisi, hemen hemen teknik direktörlüğü yaptığı tüm takımlarından kendisi istifa etmiştir.
zırt pırt kovulan insan gibi bir durum söz konusu değil. katıldığı her panelde herif üstüne basa basa türk futbolundaki en büyük sorunun yöneticiler olduğundan bahsediyor zaten.
bugün baktığımızda, beşiktaş 600 milyon euro harcayarak 2 defa şampiyon olmuş son dönemde.
geçen sene bu takım 4. olmuş.
2 sene önce 5. olmuş.
3 sene önce 4. olmuş.
geçen seneyi geçiyorum, ligin hali ve futbolcuların alacak meseleleri falan ortada. bir önceki sene yakın tarihin en görkemli kadrosuyla beşiktaş 5. oldu. o takımın başında 6.500.000 tl alan schuster vardı.
sonuç? 5.lik. 7 günde 12 gol yiyen o takımı destekleyen, schuster'e zaman verilmesini arzulayan bir taraftar kitlesi vardı. işte bu desteğin 100'de 1'ini vermek lazım. özellikle böyle bir dönemde.
belki 3-5 ay önce samet aybaba tercihi çok eğreti dururdu. ancak gelinen nokta bu.
şunu da belirtmek lazım.
sosyal medya'da rakip takım taraftarları tuhaf kulplar takıyor samet aybaba'ya.
pardon da bilader;
(b: bülent kormaz)'dan medet uman, her götün sıkıştığında çareyi (b: hagi)'de bulan çok değil daha geçen sezon, sezonu bülent ünder'le bitiren veya hali hazırda çalıştırdığı her takım küme düşmüş, (b: konyaspor, istanbulspor, ankaraspor, malatyaspor) gibi leş bir kariyere sahip teknik direktöre tapan adamlar olarak çok mu tuhaf karşılıyorsunuz samet aybaba'yı?
(b: schuster'lere, rijkaard'lara, aragones)'lere milyonlarca euro domalıp, ilk 5'e giremedi bu takımlar.
bizim lig, şikesiyle, şaibesiyle, futbolcu ayartmasıyla, çirkefliğiyle, medya etkisiyle falan özel bir lig. kaşar olmayan teknik direktör iş yapmaz bu ligde.
beşiktaş'ta bu ligin en kaşar teknik direktörlerinden birini getirmiştir takımın başına.
ha sezon başlar, yaptıklarını, yapacaklarını, oynattığı futbolu vs. eleştirirsin. orası ayrı. ben eminim en çok eleştirecek adam benim kendisini. ama tercih konusunda, günün şartlarında kötü bi hamle değildir.
son olarak şunu belirteyim;
(b: fenerbahçe)'nin teknik direktörü aykut kocaman'dır.
cvsi de şudur; (b: istanbulspor, Malatyaspor, Konyaspor, Ankaraspor).
türk milli takımının teknik direktörü abdullah avcı'dır.
hayatında yalnızca belediyeyi[ybkz]swh[/ybkz] çalıştırmıştır. başarıları; 2 defa 12. olmak, 1 defa 9. olmak ve 1 defa 6. olmak. milli takım diyorum bak.
samet; aykut'un aldığı paranın 1/3'ne terim'in aldığı paranın 1/4'üne bu şartlarda bu takımın başına geçti.
ve tüm bu sorunlara, maddi sıkıntılara rağmen henüz ilk idmanına çıkmadan eleştiriliyor.
bi durun amına koyayım. önce performansına bakalım.
aldığı para konusuna bir şey denemez ama, parada istemiyorum açıklamalarından sonra çelişkili durduğu gözlerden kaçmayan çalıştırıcı
Ne yapar ne eder takıma ne sağlar bilmiyorum,daha oynatacağı futbolu görmeden bu adamı gömmek,kötü olduğunu söylemek falan saçma zaten,ama bence beşiktaş muhtemelen ilk 5-6 haftayı ligin 6-7.sıralarında geçirirse bu arkadaş öyle sorumluluk falan almaz,diğer takımlara yaptığı gibi basar istifayı,sonra yine götüm götüm hoca arar dururuz falan,umarım şu ilk 5-6 haftayı ilk 3'te bitirirde o yük üstünden kalkar başarılı olur.
beşiktaş'ın yeni teknik direktörü olmuş eski oyuncularımızdandır.
her ne kadar futbol mentalitesini beğenmesem de öncelikli olarak gençlere ve alın terine önem verdiği için takımımızın başına gelmesine sevindim. aklımda bir sürü soru işareti olmasına rağmen 2+2 yıllık sözleşmesi bitene kadar çenemi kapalı tutuyorum ve sesimi kesiyorum. tüm beşiktaşlı arkadaşların da aynısını yapmasını ümit ediyorum. yemediğimiz adam kalmadı lan. biraz kapatalım amına koyim şu çenemizi.
her ne kadar futbol mentalitesini beğenmesem de öncelikli olarak gençlere ve alın terine önem verdiği için takımımızın başına gelmesine sevindim. aklımda bir sürü soru işareti olmasına rağmen 2+2 yıllık sözleşmesi bitene kadar çenemi kapalı tutuyorum ve sesimi kesiyorum. tüm beşiktaşlı arkadaşların da aynısını yapmasını ümit ediyorum. yemediğimiz adam kalmadı lan. biraz kapatalım amına koyim şu çenemizi.
yumuk gözlü eski kaptan yeni teknik direktör. başarılar dilenen güzel insan.
beşiktaşımızın soru işaretleriyle birlikte takımın başına getirilen yeni teknik direktörüdür.
bu sorulardan en önemlisi gerçekten beşiktaş'ın aradığı teknik direktör müdür?
- gençlere verdiği önem ve kadrodaki küçülme düşünüldüğünde evet gerçekten aradığımız adamdır. bir sürü iyi futbolcunuz olabilir fakat iyi bir sisteminiz yoksa bu futbolcular hiçbir işe yaramaz. aradığımız sistemi getirir mi onu bilmiyorum. sadece umutluyum.
beşiktaş t.d. ağırlığını kaldırabilecek mi?
- daha önceki takımlardan hep kendisi istifa etmiş ama bu sefer herşeye katlanmak zorunda. çünkü bizim daha fazla istikrarsızlığa tahammülümüz yok. inşallah bir arsene wenger bir sir alex ferguson olursun.
taraftar tarafıdan nasıl görülüyor?
- bu çok büyük bir mesele. iki bölündük yine bir kısmı beşiktaşlılığını askıya bile aldı. fakat şunu unutmamak var ki en zor dönemde ortaya çıkmaya cesaret etmiştir. bu yüzden en azından 1 sene sonuna kadar desteklememiz gerekiyor.
yönetim içerisinde çatlak oluşturur mu?
- yapılan haberler asparagas değilse eğer bu çoktan ortaya çıkmış bir durumdur. bazı yöneticiler istifa söylemleri kullanmış. yani samet buraya başarılarından çok lobisiyle gelmiş gibi bu haberlerden dolayı.
ben umutluyum, geçmişte olan şeyleri unutmayız ama birbirimizi affedebiliriz. quaresma hiç yoktan kırmızıyı yiyip takımı 10 kişi bıraktıktan ve yenilmemizi sağladıktan 1 maç sonra yine herkes bağırmadı mı q7 diye? o zaman ihanet etti dediğini bile affettiysen samet'i de affedebilirsin.
beşiktaşımız için güzel günler çok yakında, umudumuz var. tam herşey bitti derken ortaya bir insan çıktı sadece beşiktaş aşkıyla hareket etti. kimsenin düşünemeyeceği şeyleri ben yapıcam dedi. ve bizim başkanımız oldu. evet şu anda yanan bir evin içerisine girdi fakat o evin içinde biz çoktan vardık. umutsuzluk ile beraber evin yanmasını kabullenmiştik.
sempatik olmayan şeyler yapacağım dediğinde belki samet'in t.d. olması da bunun içindeydi. ama en önemlisi samet maaşların bile ödenmediği bir takımda boş mukavele istiyorum diye göreve gönüllü oldu. yüreğini ortaya koydu. kendisi için en büyük kumarı oynadı. başarısız olursa bir daha büyük takım çalıştıramayacağını kendisi de biliyor. umutlu bekleyişini beşiktaş'ın en ihtiyacı olan zamanında kariyerini ortaya koyarak sonlandırdı. şimdi bundan sonra samet bizim kaptanımız ve ayrıca teknik direktörümüzdür.
beşiktaş aşkıyla başkan olan fikret orman'ın, beşiktaş aşkıyla en zor dönemde takıma katılan teknik direktörüdür. bizim gibi insanlar için başarı o kadar değil ama beşiktaş aşkı çok önemlidir.
ben umutluyum ve kovulana kadar da arkasındayım. ha eleştiririm orası ayrı o hataları ortadan kaldırmak içindir. gitsin diye değil.
bu sorulardan en önemlisi gerçekten beşiktaş'ın aradığı teknik direktör müdür?
- gençlere verdiği önem ve kadrodaki küçülme düşünüldüğünde evet gerçekten aradığımız adamdır. bir sürü iyi futbolcunuz olabilir fakat iyi bir sisteminiz yoksa bu futbolcular hiçbir işe yaramaz. aradığımız sistemi getirir mi onu bilmiyorum. sadece umutluyum.
beşiktaş t.d. ağırlığını kaldırabilecek mi?
- daha önceki takımlardan hep kendisi istifa etmiş ama bu sefer herşeye katlanmak zorunda. çünkü bizim daha fazla istikrarsızlığa tahammülümüz yok. inşallah bir arsene wenger bir sir alex ferguson olursun.
taraftar tarafıdan nasıl görülüyor?
- bu çok büyük bir mesele. iki bölündük yine bir kısmı beşiktaşlılığını askıya bile aldı. fakat şunu unutmamak var ki en zor dönemde ortaya çıkmaya cesaret etmiştir. bu yüzden en azından 1 sene sonuna kadar desteklememiz gerekiyor.
yönetim içerisinde çatlak oluşturur mu?
- yapılan haberler asparagas değilse eğer bu çoktan ortaya çıkmış bir durumdur. bazı yöneticiler istifa söylemleri kullanmış. yani samet buraya başarılarından çok lobisiyle gelmiş gibi bu haberlerden dolayı.
ben umutluyum, geçmişte olan şeyleri unutmayız ama birbirimizi affedebiliriz. quaresma hiç yoktan kırmızıyı yiyip takımı 10 kişi bıraktıktan ve yenilmemizi sağladıktan 1 maç sonra yine herkes bağırmadı mı q7 diye? o zaman ihanet etti dediğini bile affettiysen samet'i de affedebilirsin.
beşiktaşımız için güzel günler çok yakında, umudumuz var. tam herşey bitti derken ortaya bir insan çıktı sadece beşiktaş aşkıyla hareket etti. kimsenin düşünemeyeceği şeyleri ben yapıcam dedi. ve bizim başkanımız oldu. evet şu anda yanan bir evin içerisine girdi fakat o evin içinde biz çoktan vardık. umutsuzluk ile beraber evin yanmasını kabullenmiştik.
sempatik olmayan şeyler yapacağım dediğinde belki samet'in t.d. olması da bunun içindeydi. ama en önemlisi samet maaşların bile ödenmediği bir takımda boş mukavele istiyorum diye göreve gönüllü oldu. yüreğini ortaya koydu. kendisi için en büyük kumarı oynadı. başarısız olursa bir daha büyük takım çalıştıramayacağını kendisi de biliyor. umutlu bekleyişini beşiktaş'ın en ihtiyacı olan zamanında kariyerini ortaya koyarak sonlandırdı. şimdi bundan sonra samet bizim kaptanımız ve ayrıca teknik direktörümüzdür.
beşiktaş aşkıyla başkan olan fikret orman'ın, beşiktaş aşkıyla en zor dönemde takıma katılan teknik direktörüdür. bizim gibi insanlar için başarı o kadar değil ama beşiktaş aşkı çok önemlidir.
ben umutluyum ve kovulana kadar da arkasındayım. ha eleştiririm orası ayrı o hataları ortadan kaldırmak içindir. gitsin diye değil.
bugün bazı açıklamalar yapmış olan teknik direktörümüz.
---------------alıntı---------------
Kader birliği ettiğimiz bir sürü arkadaşlarımızın hatıraları var bu tesislerde. Beşiktaş'ın dışında kaldım ama kalbim hep onlarla birlikteydi. Eski günler mutlu keyifli günlerdi. Biz takımdaştık. Beşikteş'ın o dönemki başarısının arkasında birliktelik vardı. Herkeste tartışmalar oluyor ama biz sonrasında sarılmayı biliyorduk.
- 3-4 gün hiç dışarı çıkmadan tesislerde kalacağım. Burda birçok şeyi değiştirmek istiyoruz. insanların futbola bakışını değiştireceğiz. insanlardan daha çok verim alabilmek için bir sürü değişiklik yapacağız.
- Hiçbir şekilde korkmuyorum. Beşiktaş benim takımım. Futbolculuğumuzda farklı şeyler yaşayarak hizmet veriyorduk ama artık belli bir bilgi birikime ulaştık. Bunları yaşayarak öğrendim. Beşiktaş camiası da hiç merak etmesin. Camia içinde zaman zaman sürtüşmeler oluyor, ama sonuçta biz Beşiktaş'lıyız, önce önemli olan Beşiktaş'tır.
"YARDIMCILARIMA KARAR VERECEğiM"
- Yarın sabahtan itibaren oturup planlamaya başlayacağız. Elimizde birikmiş yabancı oyuncular var. Zaman biraz gecikti ama kulüp içinde başka şeyler çıktı. Yönetici arkadaşların 'karşılaşmayız' dediği sorunlar ortaya çıktı. 3-4 gün burdan hiç çıkmayacağız. öncelikli olarak kadroyu oluşturacağız.
- Yardımcılarımın kimler olduğuna da karar vereceğim. Fizyoterapistler, sağlık ekipleri var. Kaleci antrenörüyle beraber 3 tane yardımcım olacak. 6-7 kişilik bir çekirdek kadro yapacağız Perşembe gününe kadar.
- Hazırlık maçı programı yapmamız gerek. Yurtdışında bir kamp yapacağız. ikinci kamp döneminde 5 hazırlık maçı yapmayı planlıyoruz.
"TAKIMA KATKI SAğLAYAMAYANI SAHAYA çIKARMAYIZ"
- Kafamızda planladığımız bazı oyuncuların gitmesi ve kalması yönünde. Kulübümüz olağanüstü durum yaşıyor. Bazı oyuncuları çok istediğimiz halde feda etmek zorunda kalabiliriz. Teknik anlamda idari yapılanmayı desteklemek istiyoruz. Biz bu işi başaracaksak hep birlikte düşünerek yapalım diye düşüneceğiz. Fazla lüks düşünecek bir durumda değiliz şu anda. Biz onları desteklemezsek yönetimin bu çalışmaları etkisiz kalır. Başarmak için bazı oyunculara ihtiyacımız var tabii ki. Onun için bu çalışma sürecinde tüm bunları değerlendireceğiz.
- Beşiktaş'ın menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yaparım. Belli alınan ücretler ve bir de katkısı var. Bir oyuncu aldığı paranın karşılığını veremiyorsa bunu tartışmaya gerek bile yok. Bir takımdaşlık vardır. Tayfur Havutçu ve Carvalhal kulübeye oturtturamadı diyorsunuz, biz takıma fayda vermeyen adamı sahaya çıkarmayız.
- "Kaliteli 3-4 yabancı oyuncu ve sevgiyle bu yarışın içine gireceğiz. 20 yaşında genç oyuncu olmaz. iyi ve kaliteli oyuncu 17 yaşında oynar. önünüzde bi takım çalışması vardır. Ama altyapımızın da sıkıntıları var bunları çözmeliyiz. Beşiktaş'ın eski tarihine yönelik altyapısından çıkan bir takım yaratacağız."
TRANSFER çALIşMALARI
- Biz zirveye oynayan bir takım olacağız. Bu heyecanı içimizde tüketmemeliyiz. Herkesi rahatsız edeceğiz, 'bu sen değilsin daha iyi olmalısın' diyeceğiz. Bir oyuncudan ne kadar verim alabilirsek o kadar iyi. inanılmaz bir taraftarımız var ama takım olamazsanız dünyanın en iyi oyuncularını getirseniz de başarılı olamazsınız.
- 2 tane genç oyuncu var alacağımız. Brezilya'dan izlediğimiz oyuncular var. 3-4 gün planlamanın sonunda ne çıkacağını henüz bilmiyoruz. Ben bir çalışma yaptım zaten. Mukavelesi devam eden oyuncuyla yollarımızı ayrımamız gerekir ve yapamazsak o zaman B planı yapmamız gerekecek. çok enteresan bir çizgideyiz. 1 yıldır sürekli yurtdışında maçlar izledim.
- "Biz koşan, mücadele eden, forması için her şeyini sahaya yansıtan karakterli oyunculardan kurulu bir takım yaratmak istiyoruz. Bunun için savaşmayan kim varsa isim şöhret önemli değil biletini keseriz. Ama başka takımlar da var ama biz böyle bir takımı Beşiktaş seyircisine izlettirmeyi taahhüt ediyoruz. Zaman içinde taraftar da bize katılacaktır."
SöZLEşMEYi iMZALADIKTAN SONRA iLK KiME GiTTi?
- "çok üzüldüğüm zamanlar oldu. Evlatlarım 'niye baba?' diye soruyorlardı. Herkes görev alırken benim bu zamana kadar kulüp dışında kalmam yordu. Ama son 10 yılda çok büyük burukluklar oldu. Kızım dün gece heyecandan uyuyamamış. Bu kez de göreve gelmeseydim herhalde bir daha olmazdı zaten."
- "Mukavelemde ne para yazdığını bile bilmiyorum. Bu takım benim her şeyim diyeceksin sonra da para pazarlığı yapacaksın, bunlar doğru değil. Parayı hiç konuşmadık. Borsaya bildirilmesi gereken rakam var onu gördüm sadece, bunlar ayrıntı. Atatürk'ün bir lafı var 'Konu vatansa gerisi teferruattır' diye bizim için de 'Konu Beşiktaş'sa gerisi teferruattır"
- "Anlaşmadan sonra Süleyman Seba'ya gittim duasını aldım, bazı nasihatlarda bulundu. Süleyman abi ile bizim farklı bir diyaloğumuz var. O da bana tecrübelerini aktardı. Durumu çok iyi, o da mutlu oldu."
"TAKIMA 4-3-1-2 SiSTEMiNi OYNATMAYA çALIşACAğIZ"
- Beşiktaş büyük takımdır kendi sistemini uygular, sadece oyuncular değişir. Türkiye Ligi'nde Beşiktaş hiçbir takımı düşünmeden kendi sistemiyle çıkar oynar. Daha agresif futbol oynamayı düşünüyoruz. Bütün bunları koşullarımıza göre ayarlayacağız. Koşullar yetmezse bunu zamana yayacağız. Bu kadroya 4-3-1-2 sistemi oynatmaya çalışacağız.
- Başkanımız artık teknik konularla uğraşmak zorunda kalmayacak. Kalecilerle ilgili çalışmamız olacak. Cuma günü bir basın toplantısı düzenleyip transfer olacak mı, gidecekler, gelecekler, Rüştü'yle ilgili birçok şeyi açıklayacağız. Elimizdeki yabancı oyuncu sayısını azaltacağız. Ve bunun açığıyla futbolcu transferleri yapmayı hedefliyoruz.
- "Altyapıdaki oyuncu tiplerini soracağız, sosyal anlamda yapılması gerekenleri konuşacağız. Futbolcuları sadece oyuncu olarak değil insan olarak değerlendireceğiz. Genç oyuncularla birlikte 25-26 kişilik bir kadro kurmayı düşünüyoruz."
"CEBiMiZDEKi PARAYI, PARASINI GEç ALANLARLA PAYLAşACAğIZ"
- "Cebimizdeki onlara vereceğiz, onlar bize verecek öyle yaşayacağız. Burada 5-10 personel arkadaş parasını almadan duruyorsa biz paramızı alıyorsak orda adaletsiz vardır. Ben o parayı alamam. Böyle düşünüp, hedeflememiz lazım. Yoksa son yıllarda yaşanan kopmalar olur. Burası bizim mabedimiz, buraya hiçkimse randevu almadan, bizimle iletişim kurmadan giremeyecak. Burasıyla ilgili aldığım bilgiler var yol geçen hanı gibi. Biz böyle bir takım olmayacağız, sistemi ve prensipleri olan bir ekip haline geleceğiz. Bunun için zamana ihtiyacımız var ama bir şekilde başlayacağız."
- "Futbolcu arkadaşlarım da insan, hepsi bir değer, kalite. Onlarla kulübün durumu ile de konuşucaz. Kulübün eğer bir sorunlu dönemi varsa içindeki oyuncu rahatsız olmalı. 'Benim kulübüm bu durumdayken paramı bankaya yatırmadılar' diye kapris yapmamalı. Eğer 10 bin euro alıyorsa maç başına, şampiyon olunursa 20 bin euro yapalım tarzında bir sistem de yapabiliriz."
- "Rakiplerimiz hazır takımlar, moral motivasyonları üst düzeyde, biz biraz daha onların gerisinde kaldık. Biz daha çok takımdaşlığı ön plana çıkararak onlarla yarışmak istiyoruz. Oyuncuların hepsinin buna inanması lazım. Takım kaptanı yabancı olmaz. O sorumluluğu taşıyabilecek, doğru mesajlar verecek, her şeyi düzgün yapan bir takım kaptanı olacak. Yaşı ve duruşu da buna uygun olacak. Bir sürü değer aşağıya indi."
"YöNETiMDEN TEK iSTEğiM..."
- "Benim yönetimden tek istediğim vardı uzun vadeli çalışmak. Başkanın isteği doğrultusunda bunun yaymak."
- "Beşiktaş'ın son yıllarında harcanan paralar ve başarısızlıklar insanların gözünü açtık. Kaptanlık bir değerdir. Bir kere doğru mesajlar verecek ve örnek olacaktır. Kaptan takım menfaatlerinde en önde, isteklerinde en arkada olacak. Ben 4 yıldan fazla kalıp antrenörlüğü burada bırakmayı düşünüyorum."
- "Taraftarlarımız hiç merak etmesin. Burada Beşiktaş'ın değerlerini ve sorunlarının ne olduğunu bilen, bütün imkansızlar içinde ne yapması gerektiğini bilen bir ekip olacak. Rahat olsunlar, ben bunu gerçekleştirmek için elimden geleni yapacağım."
---------------alıntı---------------
---------------alıntı---------------
Kader birliği ettiğimiz bir sürü arkadaşlarımızın hatıraları var bu tesislerde. Beşiktaş'ın dışında kaldım ama kalbim hep onlarla birlikteydi. Eski günler mutlu keyifli günlerdi. Biz takımdaştık. Beşikteş'ın o dönemki başarısının arkasında birliktelik vardı. Herkeste tartışmalar oluyor ama biz sonrasında sarılmayı biliyorduk.
- 3-4 gün hiç dışarı çıkmadan tesislerde kalacağım. Burda birçok şeyi değiştirmek istiyoruz. insanların futbola bakışını değiştireceğiz. insanlardan daha çok verim alabilmek için bir sürü değişiklik yapacağız.
- Hiçbir şekilde korkmuyorum. Beşiktaş benim takımım. Futbolculuğumuzda farklı şeyler yaşayarak hizmet veriyorduk ama artık belli bir bilgi birikime ulaştık. Bunları yaşayarak öğrendim. Beşiktaş camiası da hiç merak etmesin. Camia içinde zaman zaman sürtüşmeler oluyor, ama sonuçta biz Beşiktaş'lıyız, önce önemli olan Beşiktaş'tır.
"YARDIMCILARIMA KARAR VERECEğiM"
- Yarın sabahtan itibaren oturup planlamaya başlayacağız. Elimizde birikmiş yabancı oyuncular var. Zaman biraz gecikti ama kulüp içinde başka şeyler çıktı. Yönetici arkadaşların 'karşılaşmayız' dediği sorunlar ortaya çıktı. 3-4 gün burdan hiç çıkmayacağız. öncelikli olarak kadroyu oluşturacağız.
- Yardımcılarımın kimler olduğuna da karar vereceğim. Fizyoterapistler, sağlık ekipleri var. Kaleci antrenörüyle beraber 3 tane yardımcım olacak. 6-7 kişilik bir çekirdek kadro yapacağız Perşembe gününe kadar.
- Hazırlık maçı programı yapmamız gerek. Yurtdışında bir kamp yapacağız. ikinci kamp döneminde 5 hazırlık maçı yapmayı planlıyoruz.
"TAKIMA KATKI SAğLAYAMAYANI SAHAYA çIKARMAYIZ"
- Kafamızda planladığımız bazı oyuncuların gitmesi ve kalması yönünde. Kulübümüz olağanüstü durum yaşıyor. Bazı oyuncuları çok istediğimiz halde feda etmek zorunda kalabiliriz. Teknik anlamda idari yapılanmayı desteklemek istiyoruz. Biz bu işi başaracaksak hep birlikte düşünerek yapalım diye düşüneceğiz. Fazla lüks düşünecek bir durumda değiliz şu anda. Biz onları desteklemezsek yönetimin bu çalışmaları etkisiz kalır. Başarmak için bazı oyunculara ihtiyacımız var tabii ki. Onun için bu çalışma sürecinde tüm bunları değerlendireceğiz.
- Beşiktaş'ın menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yaparım. Belli alınan ücretler ve bir de katkısı var. Bir oyuncu aldığı paranın karşılığını veremiyorsa bunu tartışmaya gerek bile yok. Bir takımdaşlık vardır. Tayfur Havutçu ve Carvalhal kulübeye oturtturamadı diyorsunuz, biz takıma fayda vermeyen adamı sahaya çıkarmayız.
- "Kaliteli 3-4 yabancı oyuncu ve sevgiyle bu yarışın içine gireceğiz. 20 yaşında genç oyuncu olmaz. iyi ve kaliteli oyuncu 17 yaşında oynar. önünüzde bi takım çalışması vardır. Ama altyapımızın da sıkıntıları var bunları çözmeliyiz. Beşiktaş'ın eski tarihine yönelik altyapısından çıkan bir takım yaratacağız."
TRANSFER çALIşMALARI
- Biz zirveye oynayan bir takım olacağız. Bu heyecanı içimizde tüketmemeliyiz. Herkesi rahatsız edeceğiz, 'bu sen değilsin daha iyi olmalısın' diyeceğiz. Bir oyuncudan ne kadar verim alabilirsek o kadar iyi. inanılmaz bir taraftarımız var ama takım olamazsanız dünyanın en iyi oyuncularını getirseniz de başarılı olamazsınız.
- 2 tane genç oyuncu var alacağımız. Brezilya'dan izlediğimiz oyuncular var. 3-4 gün planlamanın sonunda ne çıkacağını henüz bilmiyoruz. Ben bir çalışma yaptım zaten. Mukavelesi devam eden oyuncuyla yollarımızı ayrımamız gerekir ve yapamazsak o zaman B planı yapmamız gerekecek. çok enteresan bir çizgideyiz. 1 yıldır sürekli yurtdışında maçlar izledim.
- "Biz koşan, mücadele eden, forması için her şeyini sahaya yansıtan karakterli oyunculardan kurulu bir takım yaratmak istiyoruz. Bunun için savaşmayan kim varsa isim şöhret önemli değil biletini keseriz. Ama başka takımlar da var ama biz böyle bir takımı Beşiktaş seyircisine izlettirmeyi taahhüt ediyoruz. Zaman içinde taraftar da bize katılacaktır."
SöZLEşMEYi iMZALADIKTAN SONRA iLK KiME GiTTi?
- "çok üzüldüğüm zamanlar oldu. Evlatlarım 'niye baba?' diye soruyorlardı. Herkes görev alırken benim bu zamana kadar kulüp dışında kalmam yordu. Ama son 10 yılda çok büyük burukluklar oldu. Kızım dün gece heyecandan uyuyamamış. Bu kez de göreve gelmeseydim herhalde bir daha olmazdı zaten."
- "Mukavelemde ne para yazdığını bile bilmiyorum. Bu takım benim her şeyim diyeceksin sonra da para pazarlığı yapacaksın, bunlar doğru değil. Parayı hiç konuşmadık. Borsaya bildirilmesi gereken rakam var onu gördüm sadece, bunlar ayrıntı. Atatürk'ün bir lafı var 'Konu vatansa gerisi teferruattır' diye bizim için de 'Konu Beşiktaş'sa gerisi teferruattır"
- "Anlaşmadan sonra Süleyman Seba'ya gittim duasını aldım, bazı nasihatlarda bulundu. Süleyman abi ile bizim farklı bir diyaloğumuz var. O da bana tecrübelerini aktardı. Durumu çok iyi, o da mutlu oldu."
"TAKIMA 4-3-1-2 SiSTEMiNi OYNATMAYA çALIşACAğIZ"
- Beşiktaş büyük takımdır kendi sistemini uygular, sadece oyuncular değişir. Türkiye Ligi'nde Beşiktaş hiçbir takımı düşünmeden kendi sistemiyle çıkar oynar. Daha agresif futbol oynamayı düşünüyoruz. Bütün bunları koşullarımıza göre ayarlayacağız. Koşullar yetmezse bunu zamana yayacağız. Bu kadroya 4-3-1-2 sistemi oynatmaya çalışacağız.
- Başkanımız artık teknik konularla uğraşmak zorunda kalmayacak. Kalecilerle ilgili çalışmamız olacak. Cuma günü bir basın toplantısı düzenleyip transfer olacak mı, gidecekler, gelecekler, Rüştü'yle ilgili birçok şeyi açıklayacağız. Elimizdeki yabancı oyuncu sayısını azaltacağız. Ve bunun açığıyla futbolcu transferleri yapmayı hedefliyoruz.
- "Altyapıdaki oyuncu tiplerini soracağız, sosyal anlamda yapılması gerekenleri konuşacağız. Futbolcuları sadece oyuncu olarak değil insan olarak değerlendireceğiz. Genç oyuncularla birlikte 25-26 kişilik bir kadro kurmayı düşünüyoruz."
"CEBiMiZDEKi PARAYI, PARASINI GEç ALANLARLA PAYLAşACAğIZ"
- "Cebimizdeki onlara vereceğiz, onlar bize verecek öyle yaşayacağız. Burada 5-10 personel arkadaş parasını almadan duruyorsa biz paramızı alıyorsak orda adaletsiz vardır. Ben o parayı alamam. Böyle düşünüp, hedeflememiz lazım. Yoksa son yıllarda yaşanan kopmalar olur. Burası bizim mabedimiz, buraya hiçkimse randevu almadan, bizimle iletişim kurmadan giremeyecak. Burasıyla ilgili aldığım bilgiler var yol geçen hanı gibi. Biz böyle bir takım olmayacağız, sistemi ve prensipleri olan bir ekip haline geleceğiz. Bunun için zamana ihtiyacımız var ama bir şekilde başlayacağız."
- "Futbolcu arkadaşlarım da insan, hepsi bir değer, kalite. Onlarla kulübün durumu ile de konuşucaz. Kulübün eğer bir sorunlu dönemi varsa içindeki oyuncu rahatsız olmalı. 'Benim kulübüm bu durumdayken paramı bankaya yatırmadılar' diye kapris yapmamalı. Eğer 10 bin euro alıyorsa maç başına, şampiyon olunursa 20 bin euro yapalım tarzında bir sistem de yapabiliriz."
- "Rakiplerimiz hazır takımlar, moral motivasyonları üst düzeyde, biz biraz daha onların gerisinde kaldık. Biz daha çok takımdaşlığı ön plana çıkararak onlarla yarışmak istiyoruz. Oyuncuların hepsinin buna inanması lazım. Takım kaptanı yabancı olmaz. O sorumluluğu taşıyabilecek, doğru mesajlar verecek, her şeyi düzgün yapan bir takım kaptanı olacak. Yaşı ve duruşu da buna uygun olacak. Bir sürü değer aşağıya indi."
"YöNETiMDEN TEK iSTEğiM..."
- "Benim yönetimden tek istediğim vardı uzun vadeli çalışmak. Başkanın isteği doğrultusunda bunun yaymak."
- "Beşiktaş'ın son yıllarında harcanan paralar ve başarısızlıklar insanların gözünü açtık. Kaptanlık bir değerdir. Bir kere doğru mesajlar verecek ve örnek olacaktır. Kaptan takım menfaatlerinde en önde, isteklerinde en arkada olacak. Ben 4 yıldan fazla kalıp antrenörlüğü burada bırakmayı düşünüyorum."
- "Taraftarlarımız hiç merak etmesin. Burada Beşiktaş'ın değerlerini ve sorunlarının ne olduğunu bilen, bütün imkansızlar içinde ne yapması gerektiğini bilen bir ekip olacak. Rahat olsunlar, ben bunu gerçekleştirmek için elimden geleni yapacağım."
---------------alıntı---------------
"Başkanımız, o yoğun tempo içinde sorulan sorular karşısında bocaladı. Rüştü Reçber ile devam edip etmeyeceğimizi, başka kaleci transferi yapıp yapmayacağımızı cuma gününe kadar kararlaştıracağız. Elimizdeki yabancı sayısını azaltacağız. Ali Kuçik gelecekte yıldız olacak. Ama bonservisi Göztepe'ye verilmiş. iki sağ bekimiz var; üçüncüyü almayacağız."
bu sözlerinden sadece saha içini değil saha dışını da yönetmeye çalışacağını anlıyorum. başkanı koruyarak zamansızlık ve baskılardan doğan bir problemde yükünü hafifletiyor. konuşmaların güzel inşallah geri kalan işlerde de başarılı olursun.
bu sözlerinden sadece saha içini değil saha dışını da yönetmeye çalışacağını anlıyorum. başkanı koruyarak zamansızlık ve baskılardan doğan bir problemde yükünü hafifletiyor. konuşmaların güzel inşallah geri kalan işlerde de başarılı olursun.
beğensem de beğenmesem de, takımın başınsa sahaya çıkacak teknik direktördür. dolayısıyla taraftar olarak üzerime düşen desteklemektir.
eleştiririm, konuşurum, yazarım hepsi ayrı tabi
eleştiririm, konuşurum, yazarım hepsi ayrı tabi
yönetim iki ay boyunca yerli&yabancı birçok t.d adayıyla görüşmüş ve en son seçenek olarak hocayı dikkate almış ve muhtemelen mecburiyetten bu isimde karar kılmıştır.buna rağmen hocanın söylemlerine baktığınızda ciddi anlamda beslenmiş bir "beşiktaş hayali" ile karşılaşıyoruz.
ayrıca birçok hoca parasal ve kariyersel kimi sebeplerle takımın tekliflerini geri çevirmişken, bir adam sonucu her ne olursa olsun bu göreve talip oluyorsa, saygı duymak gerekli gibi geliyor.
muhtemelen daha ilk maçta taktiksel vb. sebeplerle eleştiri yağmuruna tutacağız ama önümüzdeki sezon eleştiri seviyesini düşürmekte fayda var gibi geliyor.
birçok yöneticiyi veya oyuncuyu egoları uğruna takıma zarar vermekle eleştirirken, yine aynı egosal tutum sebebiyle tribünde, forumlarda vs. emek veren veya çabalayan insanları ezmemek/ezdirmemek gerekli..
velhasıl-ı kelam; çok zor bir dönemde destek isteyen ve iddialı olan bir hocamız var.umarım hep beraber aynı beşiktaş hayalini gerçekleştiririz.
ayrıca birçok hoca parasal ve kariyersel kimi sebeplerle takımın tekliflerini geri çevirmişken, bir adam sonucu her ne olursa olsun bu göreve talip oluyorsa, saygı duymak gerekli gibi geliyor.
muhtemelen daha ilk maçta taktiksel vb. sebeplerle eleştiri yağmuruna tutacağız ama önümüzdeki sezon eleştiri seviyesini düşürmekte fayda var gibi geliyor.
birçok yöneticiyi veya oyuncuyu egoları uğruna takıma zarar vermekle eleştirirken, yine aynı egosal tutum sebebiyle tribünde, forumlarda vs. emek veren veya çabalayan insanları ezmemek/ezdirmemek gerekli..
velhasıl-ı kelam; çok zor bir dönemde destek isteyen ve iddialı olan bir hocamız var.umarım hep beraber aynı beşiktaş hayalini gerçekleştiririz.
umudum yoktur şahsen. izleyip göreceğiz. sonumuz hayır olsun.
arkasında durulması gereken yeni hocamızdır.
sevmeyebilirsiniz, benimsemek içinizden gelmeyebilir, oyun anlayışını beğenmeyebilirsiniz; fakat adam artık beşiktaş'ın hocasıdır, hocamızdır. bu saatten sonra ön yargı, suçlama, karalama hiçbir fayda getirmeyecek bize; bunda hemfikir olmamız gerektiğini düşünüyorum. en azından basından bize yansıtılanı, hiçbir kapris yapmadan ve görevin zorluğundan ürkmeden takımın başına geçmeye talip olduğudur. bize düşen ise, en azından çatlak ses üretmemektir şu aşamada.
(bkz: en kötü gün bugünse bugün de beşiktaş)
sevmeyebilirsiniz, benimsemek içinizden gelmeyebilir, oyun anlayışını beğenmeyebilirsiniz; fakat adam artık beşiktaş'ın hocasıdır, hocamızdır. bu saatten sonra ön yargı, suçlama, karalama hiçbir fayda getirmeyecek bize; bunda hemfikir olmamız gerektiğini düşünüyorum. en azından basından bize yansıtılanı, hiçbir kapris yapmadan ve görevin zorluğundan ürkmeden takımın başına geçmeye talip olduğudur. bize düşen ise, en azından çatlak ses üretmemektir şu aşamada.
(bkz: en kötü gün bugünse bugün de beşiktaş)
Kariyerine baktığımızda bir başarısı yok ama beşiktaşda başarılı olup olmayacağının kriteri kariyeri olmacaktır. röportajını izlediğimde söyledikleri kulağa hoş geliyor "gençler ile tecrübelilerin yoğrulduğu, takım ruhu olan, koşan, mücadele eden takım". çünkü ben de quaresma gibi futbolcular ile değil ernst gibi futbolcular ile takım olunacağına, başarı geleceğine, istikrar yakalanacağına inananlardanım. tabi şuda unutulmasın yıldızmış pehhh deyip quaresma gibi futbolcuları satmak yerine böyle bir oyuncuyu kullanabilmekte ayrı bir meziyettir.
beşiktaş ın başına geçerek kelimeleri kifayetsiz bırakan antrenör. bu takımın başında görmeyi belki de herkesten çok ben istemiyordum ama şu dakikadan itibaren beşiktaş ın teknik direktörü olmuştur ve bana anca desteklemek düşer. umarım sözleşmesini tamamlamakla kalmaz, uzun yıllar adından söz ettirecek bir ekip kurar.
yalnız dikkatimi çeken ve açıklığa kavuşturulması gereken bir iki nokta var bence. yani evet iş işten geçmiş ve bu dakikadan sonra konuşulacak olanlar ne sonuca tesir edebilir ne de fikirleri değiştirebilir ama beşiktaş a dair bir şeyleri tartışırken bakış açısını geliştirip genişletecek herhangi bir düşünce her zaman konuşulabilir olmalı bence.
1- biz samet e neden öfkeliydik? neden istemiyorduk? çalıştırdığı takımlar bize karşı kazandığı için mi? bize karşı hep iyi oynadığı için mi? rıza da kazanıyor bize karşı? aradaki fark ne?
samet hoca nın çalıştırdığı takımlarla oynadığımız maçları bir hatırlayın o halde. futbolcuların sahadaki kasti tekmelerini, majestelerinin saha kenarındaki provokatif hareketlerini, maç sonu yaptığı küstahça açıklamaları... e peki ertuğrul sağlam? onu gömen taraftar samet aybaba yı nasıl destekler? kesinlikle hiç samimi bulmuyorum.
2- kişisel gelişim anlamında kendisini biriyle karşılaştıracaksanız, rica ediyorum bu aykut kocaman ya da abdullah avcı olmasın. aradaki yaş ve tecrübe farkını gözardı etmek, tartışmaya yanlış kapıdan girmek olur. adam çalıştırdığı takımda pek başarılı olamamıştır ama oynatmaya çalıştığı futbol, oyuna yaklaşımı, futbol bilgisi ve azmi yaşına göre umut vadetmektedir. sen bu adama milli takımda bir kendini ispatlama ve kariyer sıçraması yapma şansı sunarsın. ama bahsettiğiniz kişi 60 yaşında biriyse öncesinde neler yaptığına bakarak bir sonuca varmaya çalışırsın. ölçü alacağın başarı da 5 maç yaparak alınan bir kupa olmamalıdır bana göre. en azından bunu teknik direktör başarısı olarak adlandıramam ben kendi adıma.
3- bugüne kadar çok kovulmamış olması ise, bardağın dolu tarafını görmeye çalışmak gibi geliyor bana nedense. 4-5 maç sonra "eytere bea" diyerek çekip gittiği çok olmuştur zira. bence eğer takım kötü bir başlangıç yaparsa kesinlikle dönüp gidecektir ve bunu yaparken beşiktaşlılığını kalkan olarak kullanacaktır.
4- son olarak her ne olursa olsun takımın başına lobiyle gelmiş biridir samet hoca ve baya çirkin bir sindirme politikasının ürünüdür bu yaşananlar. yarın bir gün işler iyi gitmediğinde fikret orman a ya da başka birine düşünmeden suç atacağına, işlerin iyi gitmemesini hep başka etkenlere bağlayacağına dair hiçbir şüphem yoktur.
olumlu yanları yok mudur? tabi ki vardır. dışardan gözlemlediğim kadarıyla her gittiği takımda işini doğru yapmaya gayret etmiş, sahiplenmiş ve çok çalışmış bir emekçidir samet aybaba. kaybetmeye hiç tahammülü olmamış, yeri gelmiş çalıştırdığı kulübün şartları el vermediğinden kendi kredi kartıyla kaleci bile almıştır.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] kaldı ki beşiktaş ta uzun yıllar kaptanlık yapmış birinden bahsediyoruz.
umarım bana bu söylediklerimi yedirecek kadar karakterli bir duruşun olur beşiktaş maceranda be hoca, ne diyeyim.
dipnot: umarım çok konuşmak yerine çok çalışmayı tercih eder. öbür türlü, bugüne kadarki çizgisinin dışına çıkamazsa ikinci bir fatih terim vak asına hazırlıklı olmakta fayda var derim ben.
yalnız dikkatimi çeken ve açıklığa kavuşturulması gereken bir iki nokta var bence. yani evet iş işten geçmiş ve bu dakikadan sonra konuşulacak olanlar ne sonuca tesir edebilir ne de fikirleri değiştirebilir ama beşiktaş a dair bir şeyleri tartışırken bakış açısını geliştirip genişletecek herhangi bir düşünce her zaman konuşulabilir olmalı bence.
1- biz samet e neden öfkeliydik? neden istemiyorduk? çalıştırdığı takımlar bize karşı kazandığı için mi? bize karşı hep iyi oynadığı için mi? rıza da kazanıyor bize karşı? aradaki fark ne?
samet hoca nın çalıştırdığı takımlarla oynadığımız maçları bir hatırlayın o halde. futbolcuların sahadaki kasti tekmelerini, majestelerinin saha kenarındaki provokatif hareketlerini, maç sonu yaptığı küstahça açıklamaları... e peki ertuğrul sağlam? onu gömen taraftar samet aybaba yı nasıl destekler? kesinlikle hiç samimi bulmuyorum.
2- kişisel gelişim anlamında kendisini biriyle karşılaştıracaksanız, rica ediyorum bu aykut kocaman ya da abdullah avcı olmasın. aradaki yaş ve tecrübe farkını gözardı etmek, tartışmaya yanlış kapıdan girmek olur. adam çalıştırdığı takımda pek başarılı olamamıştır ama oynatmaya çalıştığı futbol, oyuna yaklaşımı, futbol bilgisi ve azmi yaşına göre umut vadetmektedir. sen bu adama milli takımda bir kendini ispatlama ve kariyer sıçraması yapma şansı sunarsın. ama bahsettiğiniz kişi 60 yaşında biriyse öncesinde neler yaptığına bakarak bir sonuca varmaya çalışırsın. ölçü alacağın başarı da 5 maç yaparak alınan bir kupa olmamalıdır bana göre. en azından bunu teknik direktör başarısı olarak adlandıramam ben kendi adıma.
3- bugüne kadar çok kovulmamış olması ise, bardağın dolu tarafını görmeye çalışmak gibi geliyor bana nedense. 4-5 maç sonra "eytere bea" diyerek çekip gittiği çok olmuştur zira. bence eğer takım kötü bir başlangıç yaparsa kesinlikle dönüp gidecektir ve bunu yaparken beşiktaşlılığını kalkan olarak kullanacaktır.
4- son olarak her ne olursa olsun takımın başına lobiyle gelmiş biridir samet hoca ve baya çirkin bir sindirme politikasının ürünüdür bu yaşananlar. yarın bir gün işler iyi gitmediğinde fikret orman a ya da başka birine düşünmeden suç atacağına, işlerin iyi gitmemesini hep başka etkenlere bağlayacağına dair hiçbir şüphem yoktur.
olumlu yanları yok mudur? tabi ki vardır. dışardan gözlemlediğim kadarıyla her gittiği takımda işini doğru yapmaya gayret etmiş, sahiplenmiş ve çok çalışmış bir emekçidir samet aybaba. kaybetmeye hiç tahammülü olmamış, yeri gelmiş çalıştırdığı kulübün şartları el vermediğinden kendi kredi kartıyla kaleci bile almıştır.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] kaldı ki beşiktaş ta uzun yıllar kaptanlık yapmış birinden bahsediyoruz.
umarım bana bu söylediklerimi yedirecek kadar karakterli bir duruşun olur beşiktaş maceranda be hoca, ne diyeyim.
dipnot: umarım çok konuşmak yerine çok çalışmayı tercih eder. öbür türlü, bugüne kadarki çizgisinin dışına çıkamazsa ikinci bir fatih terim vak asına hazırlıklı olmakta fayda var derim ben.
transfer çalışmaları için brezilya'ya gidecek teknik direktörümüz.keşke bobo gibi bir golcü bulup getirse ama ümidim yok.umarım 3.sınıf topçuları takıma transfer etmez.
beşiktaş'ın ihtiraslı aşığı. öyle ki onun uğruna kendisi dahil herkese zarar verebilir. aslında tribünlerle olan gerginliği futbolculuk dönemlerine kadar gider. önemli bir kısım taraftar tarafından takım içinde gruplaşma yaratmakla, kendisiyle iyi geçinmeyenleri takımdan izole etmekle eleştirildi. hatta ve hatta jübilesini yaptıktan sonra "iyi ki gitti de onun yerine gökhan keskin oynamaya başladı." diyen beşiktaşlı sayısı pek de az değildi.
teknik direktörlük kariyerine başladığı zaman uzak hedefini çoktan koymuştu. beşiktaş'a teknik direktör olacaktı. açıkçası hep bu görev için soluk alıp verdi desem çok abartmış sayılmam. özellikle hocalıktaki ilk beş yılından sonra, beşiktaş ne zaman teknik direktör arayışına girse yerli adaylar arasında mutlaka onun ismi geçerdi. ve her seferinde yetersiz görülerek başka bir isimle anlaşılması onu daha çok kamçıladı ve hırslandırdı. 90'lardan sonra da asıl hikaye böyle başladı. şahsi düşüncem samet aybaba'daki bu idealizm zamanla patolojik bir durum arz ettti. bir nevi aşık atışması. bilhassa inönü stadı'nda beşiktaş'a karşı kazandığı her maçtan sonra gerek üslubuyla gerekse beden diliyle "siz benim yerime bir başkasını tercih ettiniz ama hata yaptınız. bakın işte ben kazandım." mesajını vermesi genç nesil beşiktaşlılarla da arasını açarken; ak saçlıları daha da kızdırdı. hararetli bir aşkın bir müddet sonra saplantıya dönüşüydü bir bakıma samet aybaba'nın durumu. ve ters tepti. çünkü camia "tüm bunlardan sonra ağzınla kuş tutsan bu takıma hoca olamazsın." psikolojisine girmişti bile.
aşırı duygusaldır samet aybaba. çoğu zaman hisleri aklının önüne geçer. çabuk sinirlenir. yeri gelir öyle bir cümle eder ki; yıkar perdeyi eyler viran. gençlerbirliği'ni çalıştırırken mısırlı futbolcusu el saka ile yaşadığı malûm gerginliğin akabinde kendisine yöneltilen sert eleştiriler karşısında "bu ülkenin insanları beni bir arap'a tercih etti." demesi bunun alâmet-i farikası niteliğinde. duygusal gel-gitler anlamında ikinci bir fatih terim olur mu? "olmaz" diyemem.
2012 itibariyle hastalık deresinde bağlı olduğu beşiktaş'ın başında artık. ama unutmayalım samet aybaba bir tercihten daha ötede mevcut şartlar itibariyle bir zorunluluktur. önceden belirtildiği gibi ancak olağanüstü şartlarda bu takımın başına gelebilirdi öyle de olmuştur. ve mesele samimi olarak genç oyunculara yönelip kendi yıldızlarını çıkarmaksa, aybaba'nın cv'si bu konuda parlaktır.
ileriye dönük yapacağımız öngörüler şu aşamada bana göre havada kalacağından sabırla bekleyip, fiiliyatta neler olduğunu gördükten sonra daha sağlıklı çözümlemeler yapabileceğimize inanıyorum.
başarılar samet hoca.
teknik direktörlük kariyerine başladığı zaman uzak hedefini çoktan koymuştu. beşiktaş'a teknik direktör olacaktı. açıkçası hep bu görev için soluk alıp verdi desem çok abartmış sayılmam. özellikle hocalıktaki ilk beş yılından sonra, beşiktaş ne zaman teknik direktör arayışına girse yerli adaylar arasında mutlaka onun ismi geçerdi. ve her seferinde yetersiz görülerek başka bir isimle anlaşılması onu daha çok kamçıladı ve hırslandırdı. 90'lardan sonra da asıl hikaye böyle başladı. şahsi düşüncem samet aybaba'daki bu idealizm zamanla patolojik bir durum arz ettti. bir nevi aşık atışması. bilhassa inönü stadı'nda beşiktaş'a karşı kazandığı her maçtan sonra gerek üslubuyla gerekse beden diliyle "siz benim yerime bir başkasını tercih ettiniz ama hata yaptınız. bakın işte ben kazandım." mesajını vermesi genç nesil beşiktaşlılarla da arasını açarken; ak saçlıları daha da kızdırdı. hararetli bir aşkın bir müddet sonra saplantıya dönüşüydü bir bakıma samet aybaba'nın durumu. ve ters tepti. çünkü camia "tüm bunlardan sonra ağzınla kuş tutsan bu takıma hoca olamazsın." psikolojisine girmişti bile.
aşırı duygusaldır samet aybaba. çoğu zaman hisleri aklının önüne geçer. çabuk sinirlenir. yeri gelir öyle bir cümle eder ki; yıkar perdeyi eyler viran. gençlerbirliği'ni çalıştırırken mısırlı futbolcusu el saka ile yaşadığı malûm gerginliğin akabinde kendisine yöneltilen sert eleştiriler karşısında "bu ülkenin insanları beni bir arap'a tercih etti." demesi bunun alâmet-i farikası niteliğinde. duygusal gel-gitler anlamında ikinci bir fatih terim olur mu? "olmaz" diyemem.
2012 itibariyle hastalık deresinde bağlı olduğu beşiktaş'ın başında artık. ama unutmayalım samet aybaba bir tercihten daha ötede mevcut şartlar itibariyle bir zorunluluktur. önceden belirtildiği gibi ancak olağanüstü şartlarda bu takımın başına gelebilirdi öyle de olmuştur. ve mesele samimi olarak genç oyunculara yönelip kendi yıldızlarını çıkarmaksa, aybaba'nın cv'si bu konuda parlaktır.
ileriye dönük yapacağımız öngörüler şu aşamada bana göre havada kalacağından sabırla bekleyip, fiiliyatta neler olduğunu gördükten sonra daha sağlıklı çözümlemeler yapabileceğimize inanıyorum.
başarılar samet hoca.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?