(bkz: yine mi)
pazartesi sendromu
pazar günü, en azından akşamı, iş yerine gidip çalışılarak ortadan kaldırılabilen sendrom.
geçen hafta pazartesi tamamıyla benide etkileyen sendrom [ybkz]swh[/ybkz]
ancak bu hafta süper başladığım için kesinlikle beni etkilemeyen sendrom [ybkz]swh[/ybkz]
ancak bu hafta süper başladığım için kesinlikle beni etkilemeyen sendrom [ybkz]swh[/ybkz]
daha 1 saat 15 dk geçmesine rağmen hissetmeye başladığım sendrom.gündüz saatlerinde etkisi daha da artması bekleniyor
saatin 00:00 'ı göstermesi ile başlaması bir olan sendromdur.
tedavisi etkisini ancak 18:00-19:00 sularında mesai bitimi ile gösterir.
tedavisi etkisini ancak 18:00-19:00 sularında mesai bitimi ile gösterir.
pazar gününü de zehir edendir kendisi. allah belasını versindir.
öncesindeki tatil ve tatilin rehaveti neticesinde okul ve iş günün başlayacak olmasına duyulan his.
sanki tüm evren bu sendromu yakalamanız için uğraşır durur.
tüm iyi enerjinizle yataktan kalkarsınız mesela. bir de bakmışsınız dün akşamdan ayarladığınız kıyafetler ütüsüz. oysa akşam ütülü gibi görünüp sizi mutlu etmişlerdi. yine de umutsuzluğa kapılmayıp kıyafetleri ütüler evden çıkarsınız. hızlı adımlarla her sabah bindiğiniz otobüsü kaçırmamak için durağa gidersiniz. durağa 10 m kala hızla geçen otobüsün ardından baka kalırsınız. yine bi neyse çeker bir sonraki otobüsü bekler, biner bir şekilde geç ya da daha geç gelirsiniz işe. ofiste sizi bekleyen kötü haber mailleri de yoktur, her şey güzel. "sen mi büyüksün ben mi pazartesi" diye iç geçirirken; birden bire bir yazı okursunuz ve anlarsınız ki pazartesi büyüktür hem de çok büyük.
kalbiniz ile böğrünüzün hemen arasına oturan tanımlanamayan cisim ile baş başa kalır ve bu yazıyı yazmak zorunda kalırsınız işte.
tüm iyi enerjinizle yataktan kalkarsınız mesela. bir de bakmışsınız dün akşamdan ayarladığınız kıyafetler ütüsüz. oysa akşam ütülü gibi görünüp sizi mutlu etmişlerdi. yine de umutsuzluğa kapılmayıp kıyafetleri ütüler evden çıkarsınız. hızlı adımlarla her sabah bindiğiniz otobüsü kaçırmamak için durağa gidersiniz. durağa 10 m kala hızla geçen otobüsün ardından baka kalırsınız. yine bi neyse çeker bir sonraki otobüsü bekler, biner bir şekilde geç ya da daha geç gelirsiniz işe. ofiste sizi bekleyen kötü haber mailleri de yoktur, her şey güzel. "sen mi büyüksün ben mi pazartesi" diye iç geçirirken; birden bire bir yazı okursunuz ve anlarsınız ki pazartesi büyüktür hem de çok büyük.
kalbiniz ile böğrünüzün hemen arasına oturan tanımlanamayan cisim ile baş başa kalır ve bu yazıyı yazmak zorunda kalırsınız işte.
salı günü tatil edildiği takdirde hiçbir şekilde sorun yaratmayacak sendromdur.
benim içinse pazartesi haftamın hep en güzel günüdür, çünkü tek izin günüm. elbette alışveriş,kuaför,arkadaşlarla buluşma,fatura yatırma gibi şeylerde kullanarak daha çok yorulduğum da görülmüştür.
ben seni seviyorum pazartesi hiç kimse sevmese de.
benim içinse pazartesi haftamın hep en güzel günüdür, çünkü tek izin günüm. elbette alışveriş,kuaför,arkadaşlarla buluşma,fatura yatırma gibi şeylerde kullanarak daha çok yorulduğum da görülmüştür.
ben seni seviyorum pazartesi hiç kimse sevmese de.
geçen haftanın berbat şekilde geçtiği yetmezmiş gibi, üstüne h.sonu da bok gibi geçerse, [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] bu sendromu yaşamak kaçınılmaz olur.
şimdiden başlayan...
hoş gelmiştir amk.
Tatil gününün ertesi gününe verilen ad..
yaşamama ihtimalimizin olduğu ama yaşadığımız sendrom.
bazen dibine kadar hissettiren, günün bitmeyecek olduğunu belli edendir.
misal; mutluluğun kimde olduğu belli. sen ona yaklaşmaya çalışıyorsun, o senden uzaklaşıp seni çaresiz bırakıyor.
(bkz: 22 mart 2015 fenerbahçe beşiktaş maçı)
misal; mutluluğun kimde olduğu belli. sen ona yaklaşmaya çalışıyorsun, o senden uzaklaşıp seni çaresiz bırakıyor.
(bkz: 22 mart 2015 fenerbahçe beşiktaş maçı)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?