saçma sapan futbolcular için, klüplerin futbolcu menajerlerine ödediği paralar. televizyonlara çıkıp klüplere yardım adı altında toplanan meblağlar, menajerlere ödenen paraların küçük bir kısmını bile karşılamıyor. haliyle taraftarın dişinden tırnağından arttırdığı paralar aslında menajerlere de gidiyor.
futbola yasal ve yasadışı olarak bahisin gelmesi. bu sistem ve şike bahis oynayanlar var olduğu sürece devam edecektir. bazı futbolcular emekli olduktan sonra maçın sonucunu etki etmeyecek şekilde şike yaptıklarını itiraf etmişti. santraya kim başlayacak, ilk tacı, korneri kim kullanacak gibi bahislere para basan futbolcular bu işin içinde. lig sonlarına gelindiğinde iddaası olmayan takımların yaptıkları şikeler ise hepimizin malumu.
hakem faktörü ise bir diğer konu. göz göze göre maçın sonucuna etki eden hakemler var. bu ülkemizle çok alakalı değil aslında. futbolu global olarak düşündüğümüzde ciddi paraların ve sponsorların döndüğü bir organizasyon. kimse bir organizasyona finaşde veya yarı finalde zayıf ve bütçesiz takımların takımların karşılaşmasını istemez. bunu yapabilmelerinin en kolay yolu hakemin maça etki etmesini sağlamaktır. ayrıca bireysel olarak şike yapan hakemlerden bahsetmeyeceğim.
sorulması gereken soru ise şu; yozlaşmış ve mafyalaşmış olan menajerlik,bahis ve şike sisteminin içinde futbol seyircisinin yeri neresi? ben bu organizasyonun neresindeyim acaba? ben bunun için para harcıyorum, zamanımı harcıyorum, kar kış yağmur çamur demeden gırtlak patlatıyorduk, fakat işin sonunun bir tiyatrodan ibaret olduğunu farkettiğimiz zaman ki duygularımız bizim hala bu oyuna karşı düşüncelerimizi değiştirmiyorsa eğer çok profesyonel bir şekilde aptal yerine koyulmuş oluyoruz.
futboldan en çok bu sebeplerden dolayı soğudum. işin içinde kolay yoldan para kazanma olan her şey benim için itici olmuştur. günümüz futbolu da artık bu noktaya gelmiştir.
son olarak küçükken, büyüklerin maçını mahallede heyecanla izlerdik. büyükler ise biz küçüklerin maçını izlemezdi. galiba bir de artık yaşı kendinden küçük adamların oynadığı oyunlar ilgimi çekmemeye başladı. 40 yaşındaki adamın 18 yaşındaki çocukları izleyip heyecanlanması gibi artık benim de yaşım ilerledikçe, ters orantılı olarak heyecanımı azaltıyor.
şimdi burada ben , kimsenin takım sevgisini veya tutkusunu sorgulayamam, burada bulunan insanlar bu takıma gönülden bağlı saygı duyulası güzel insanlar. ben, sadece hissiyatımı kelimelere dökerek şahsi düşüncemi ifade ettim. bu sistem düzelene kadar da futbola harcayacağım zaman da para da muhtemelen minimum olacak.
insanı futboldan soğutan şeyler
pepe tek başına tüm dünyayı futboldan soğutabilecek pislikliğe sahip bir adam. bir insanın içi bu kadar pis olabilir mi? ve bu pislik bu kadar dışarı akıtabilir mi? yine soğudum lan!
mustafa kamil abitoğlu
sergio busquets ve pedro rodríguez ledesma nın yalandan kendini yere atışları. adam olun lan kalkın oynayın. erkek oyunu bu.
beşiktaş'ın teknik direktör olarak tayfur havutçu'yu getirmesi.
(bkz: ekrem dağ ın kendi ekseni etrafında dönme numarası)
yeminlen kumandayı televizyonun orta yerine fırlatasım geliyor.
yeminlen kumandayı televizyonun orta yerine fırlatasım geliyor.
eduardo gonçalves de oliveira ve onu oynatanlar
beşiktaş'ın rezalet ötesi futbolu. zaten pek televizyon izleyen biri değildim, sadece maçları ve spor haberlerini izlerdim. kayseri maçından sonra artık onları da izlememeye başlamıştım ta ki dünkü maça kadar. içim acıyor ya, içim yanıyor. schuster'in pas yapan takımından sonra iki pas yapamayan takımı izlemek beni kahrediyor! onu da geçtim takım mücadele etmiyor. nereden tutsan elinde kalıyor.
(bkz: yıldırım demirören )
Beşiktaşın bitmez tükenmez avrupa maçlarında ki makus talihi. Kiev maçındaki kaplumbağ hızındaki berbat oyunu bide üstüne son saniyede yenen gol. insanı futboldan olduğu kadar hayattanda soğutur.
Ha unutmuşum bide Cenk denen kaleci müsvettesinin kaleye giden toplara uçması gerekirken gözleri ile takip etmesini seyretmek.
Ha unutmuşum bide Cenk denen kaleci müsvettesinin kaleye giden toplara uçması gerekirken gözleri ile takip etmesini seyretmek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?