liverpool'dan 8 metalist kharkiv'den 4 yiyen takımımızın efsane hocası.
ertuğrul sağlam
kayserispor'a türkiye kupası, bursaspor'a lig kupası aldırmış hoca.
slaven bilic'i savunma futbolu ve hatta korkak futbol oynattığı için eleştirenlerin, takımın başına getirilmesini düşünmekten uzak durmalarını, naçizane, önerdiğim teknik direktör.
takımlarına genel olarak savunma futbolu oynatan teknik adam. gel gelelim türkiye ligi'ni çok iyi bilmektedir. oyuna müdahale edeceği yeri ve zamanı da çok iyi bilmektedir. takımı 1-0 gerideyken oyundan forvet çıkartıp yerine başka bir forvet sokma gibi huyları da olmayacaktır. en azından böyle bir durumda orta sahadan 1 oyuncu alıp forveti ikileme cesaretini ve gerekliliğini gösterecektir. ligimizde 2 tane çok önemli başarıya imza atmıştır. ben kendisiyle uzun vadeli bir anlaşma yapalım falan demiyorum. zaten daha önce de birkaç entrymde beşiktaş'ta olmaması gerektiğini belirtmiştim. fakat durum şuan çok farklı. vasat bir galatasaray ve fenerbahçe var. bu sene mutlaka şampiyon olmamız gerekiyor. seneye de kendi stadımıza kavuştuğumuzda 3. yıldızı takmalıyız. zira galatasaray ve fenerbahçe ile aramızdaki makas sürekli açılıyor. bunun için de bilic gitmeli ve yerine ligi bilen, oyuna doğru müdahale edebilecek, rakibi iyi analiz eden türk bir teknik direktör gelmelidir. ertuğrul sağlam ve mehmet özdilek örneklerini türk olmaları ve türkiye ligi'ni iyi analiz edebilecekleri açısından veriyorum. galatasaray gibi ligi bilmeyen yabancı hocalarla bir kumar oynayacağına bu adamları getir diyorum. yani kendisi uluslararası düzeyde bir hocadır ve beşiktaş'a avrupa'da büyük başarılar yaşattıracaktır demiyorum. ama ligi kazandıracak güç ve potansiyeli kendisinde gördüğümü ifade ediyorum.
zamanında yapılan açıklamaları hala aklımdayken kısaca özet geçeyim. fenerbahçe ve galatasaray'ın diğer bütün takımlardan farklı tuttuğunu söylemişti. beşiktaş'ı ise bursaspor, eskişehirspor gibi takımlarla bir gördüğünü söylemişti. beşiktaş'ta kesinlikle yeri olmayan vizyonsuz teknik direktör.
klasik türkiye ligi antrenörü. ileri falan gidemez. 5-10 sene sonra ise sırasıyla alt liglerin yolunu tutar.
kendisini çok severim ve sayarım. kendisi türkiye'nin simone'sidir.başardıklarını daha önce başaran olmadı. hoca kalitesi olarak biliç'in fersah fersah önünde olduğu aşikardır, bunu tartışmam bile. yanlız gelelim madalyonun öbür yüzüne, özellikle beşiktaş maçlarından sonra yaptığı açıklamalar yersiz ve luzümsüz olmaya başladı. tamam tüp kafa tarafından haksız yere gönderilmiş olabilirisn hocam ama bu sana yıllarca emek verdiğin beşiktaş takımını küçük düşürmek için yeterli gelmez. kendisi daha alt liglere falan değil, fatih hoca sonrası hak ettiği gibi milii takımın başına geçecektir. ancak bende kendisini tekrar beşiktaş'ın hocası olarak görmek istemeyenlerdenim.
beşiktaş teknik direktörü olmasına realist bir pencereden bakarsak gayet olumlu bir hamle olacaktır kendisi. tekrar belirtelim; galatasaray ve fenerbahçe rezil bir sezon geçiriyor ve bizim bu fırsatı tepmememiz lazım. kendisi bilic'ten daha başarılı olacak mıdır ? evet. gs gibi yabancı ve ligi bilmeyen bir adamı getirip kumar oynayacağına bu adamı getirmek daha doğru olacaktır. çok basit bir denklem. yoksa beşiktaş hakkında yapmaması gereken yorumlar yapmış falan teferruat bunlar. olaya rasyonel bakmak lazım, verirsin 1 senelik sözleşme, al şampiyon yap takımı dersin. onu dedi bunu dedi, şunu yaptı bunu yaptı teferruat bunlar. sene sonunda şampiyonluk kupasını kaldırırken kimin aklına gelecek bursa maçı sonrası dedikleri ? geçelim bunları.
Denenmiş ve başarısız olmuş sistemlerin tekrar denenmesinin başarıyı getirmediğini düşündüğümden, Beşiktaş'ın başında tekrar görmek istemediğim teknik direktör. Basın, yönetim, taraftar baskısı ve dolayısıyla beklentilerin düşük olduğu takımlarda başarılı olmuş olması, şampiyonluk hedefiyle yola çıkan ve 2.'liğin bile başarısızlık kabul edildiği bir takımda başarılı olacağı anlamı taşımıyor.
Sistemin başarısız olmasından kasıt, başarı kriterleri olan kupalardan herhangi birinin alınamaması ve Avrupa’da geçmişte alınan başarıların en azından tekrarlanamamasıdır. Bakalım Ertuğrul Sağlam Beşiktaş’ta neler yapmış;
Beşktaş’ın, 2007 yılında Jean Tigana’dan boşalan teknik direktörlük koltuğuna Kayserispor’dan geliyor. İlk yıl 34 lig maçından 23’ünü kazanıyor, 4 beraberlik 7 mağlubiyeti var. 73 puanla, aynı puandaki Fenerbahçe’nin altında, yine aynı puandaki Sivasspor’un üstünde, ligi 3. Sırada bitiriyor. O sene şampiyon 79 puanla Galatasaray oluyor. Sivasspor ile ikili averajda eşitlik sağlanmasına ve Sivasspor’un averajının daha fazla olmasına rağmen, attığı gol sayısı 1 fazla olduğu için Beşiktaş 3. oluyor ve Avrupa Ligine katılıyor. Sağlam’ın takımı 58 gol atarken 32 gol yiyor. Bıraktığı Kayserispor ise ligi 55 puanla 5. Sırada bitiriyor. Bundan önceki 2 senede de Ertuğrul Sağlam yönetimindeki Kayserispor’un 51 puanla 5. olduğunu belirtelim.
Her ne kadar çoğu seneye göre şampiyonluk için bile yeterli puan alınmış gibi görünse de, düşme barajına bakıldığında (29 puan), ve 4 takımın 70 barajının üzerine çıktığı ve bu takımlardan birinin Sivasspor olduğu dikkate alındığında, o sene ligdeki takımların durumu sonucu puan barajının yukarıda kaldığı görülmekte.
2007-08 sezonunda kritik haftalarda aldığı sonuçlar aşağıdaki gibi;
Sezona Süper kupada FB’ye 2-1 yenilerek başlıyor.
Süper ligde TS’yi iki maçta da yenmiş, GS’yi İnönüde yenmiş, FB’ye ise iki maçta da yenilmiş.
ŞL elemelerinde Sheriff ve Zurich gibi vasat altı 2 takımı eleyerek gruplara kalmayı başarmış.
ŞL gruplarında ise 6 maçta 2 galibiyetimiz var. Herkesin malumu, Liverpool’da ŞL tarihinin en farklı skorunu alıyoruz. Türkiye kupasında ise Çeyrek finalde, o sene küme düşen Çaykur Rize’ye eleniyoruz.
Süper Kupa;
Fenerbahçe 2 – 1 Beşiktaş
TSL;
Galatasaray 2 – 1 Beşiktaş
Trabzonspor 2 – 3 Beşiktaş
Fenerbahçe 2 – 1 Beşiktaş
Beşiktaş 1 – 0 Galatasaray
Beşiktaş 3 – 0 Trabzonspor
Beşiktaş 1 – 2 Fenerbahçe
ŞL Elemeleri;
Beşiktaş 1 – 0 FC Sheriff
FC Sheriff 0 – 3 Beşiktaş
Zürich 1 – 1 Beşiktaş
Beşiktaş 2 – 0 Zürich
ŞL Grup;
Marseille 2 – 0 Beşiktaş
Beşiktaş 0 – 1 Porto
Beşiktaş 2 – 1 Liverpool
Liverpool 8 – 0 Beşiktaş
Beşiktaş 2 – 1 Marseille
Porto 2 – 0 Beşiktaş
T. Kupası;
Ç.Rize 1-0 Beşiktaş
Beşiktaş 3- 2 Ç.Rize
2008-09 sezonunda ise takımın başında 6 maça çıkıyor, 4 galibiyet 2 beraberlik alıyor ama Avrupa liginde M. Kharkiv’e 4-1 mağlup olunması sonrası yönetimle ipler geriliyor ve sonunda da istifa ediyor. Sonrası malum. Mustafa Denizli başa geliyor ve en son yaşadığımız şampiyonluk bu sene geliyor. Takım o kadar defansif bir halde ve kalite eksikliği ile Denizli’ye teslim ediliyor ki, hücum futbolunu benimseyen Mustafa Denizli, takımı Çanakkale geçilmez oynatmaya başlıyor. Devre arasında yapılan 2 kaliteli transfer (Fabian Ernst ve Yusuf Şimşek) Beşiktaş’ı o sezon şampiyonluğa götürüyor.
Transfer konusuna gelmişken, her ne kadar teknik direktör olarak transferlere yeterli müdahaleyi yapamadığını düşünsem de (ki bence bu da teknik direktör eksikliği) yapılan transferlerin efektif olduğunu söylemek pek mümkün değil. Aşağıda tüm detayları ile yapılan transferler mevcut. Çok fazla yorum yapmaya gerek yok gibi görünüyor.
Futbolcu----------Değer-------------Pozisyon-------------------Maç-----Gol-----Asist------
Rodrigo Tello--- Bedelsiz----------Orta Saha Ofans----------119------19-------36-------
Hakan Arıkan--- € 700.000--------Kaleci (66 Gol)-------------67----------------------------
M. Yozgatlı-------Bedelsiz--------- Sağ Kanat-------------------10-------------------1-------
Rüştü Reçber----Bedelsiz----------Kaleci (119 Gol)-----------121--------------------------
Édouard Cissé---€ 2.000.000-----Önlibero---------------------76-------3----------6-------
Lamine Diatta---Bedelsiz----------Stoper-------------------------9----------------------------
F. Higuaín--------€ 1.250.000------Forvet------------------------14-------------------1-------
Filip Hološko-----€ 5.000.000-----Forvet-----------------------187-------53--------25------
--------------+ Burak Yılmaz + Koray Avcı--------------------------------------------------------
G. Schildenfeld--€ 1.700.000-----Defans------------------------9-----------------------------
A. Tuna Üzümcü---Bedelsiz-------Stoper-------------------------1-----------------------------
Tomáš Sivok-------€ 4.700.000---Stoper------------------------182-------19---------5-------
Anthony Seric-----Bedelsiz--------Sol Bek------------------------7-----------------------------
Ekrem Dağ---------€ 1.000.000----Sağ Bek----------------------125-------7----------7-------
Tomas Zapo--------€ 4.500.000----Stoper------------------------48--------4----------1-------
Uğur İnceman------€ 1.000.000----Orta Saha Orta------------57--------3----------1-------
Tüm bunları kenara bırakıp günümüze döndüğümüzde ise Slaven Bilic’in hataları herkesin malumu. Kafasındaki kadro ve taktiği kesinlikle değiştirmiyor. Çoğunlukla A planları çok etkili fakat işlerin kötü gitmesi ihtimaline karşı (ki konu Beşiktaş olunca çoğu zaman öyle de oluyor) farklı planlar geliştiremiyor. Hal böyle olunca etkili olunan ve çoğu zaman öne de geçilen bir maç nihayete erdirilemiyor. Bunun yanında ise çalıştığı şartlar o kadar enteresan ki bu hatalar onun eksikliği mi yoksa çevresel ve takımsal faktörler mi bu performansta etkili çözemiyorum. Maddi durumlardan dolayı takıma istediği isimlerin bir kısmını katamıyor ve bir kısmını da zamanında alamıyor. Mesela kendisine öyle veya böyle bir sağ bek alınmıyor. Sol bek olarak da şu an Roma’nın oyuncusu olan Jose Holebas yerine Abdurrahman Çelebi olan Motta alınıyor. Galatasaray maçında yaşanan büyük tiyatronun yanında her maç yaşanan hakem tiyatrolarını seyrediyor. Stadyum yapım aşamasında olduğu için Zulümpiyat stadında çoğu zaman seyirciden yoksun maçlara çıkıyor. Stadyumda çamur güreşi yapmak bile zorken takımına top oynatmaya çalışıyor.
Bütün bunları birleştirdiğimizde ise Ertuğrul Sağlam’ın yukarıdaki veriler ışığında ve Beşiktaş’ın mevcut şartlarında, Slaven Bilic’ten daha başarılı olacağını düşünmek bana kalırsa oldukça iyimser olacaktır. Son yaptığı anlamsız açıklamalarından dolayı Beşiktaş taraftarında oluşturduğu negatif intiba da cabası. Bundan sonraki dönemde Beşiktaş’ta teknik direktör olabilmesi için, yarışmacı bir takımda (bu milli takım bile olabilir) birkaç sezon çalışması ve başarılı olması gerektiğini düşünüyorum. Yarışmacı takımdan kasıt ise her zaman şampiyonluğa oynayan ve şampiyon olamamayı başarısızlık kabul eden (milli takım için bu gruptan çıkmak olabilir) bir takım olması. Buralarda kendini kanıtlayabilir de geri dönüş için şartlar da oluşursa Ertuğrul Sağlam’a kapımız her zaman açık. Mevcut durumda Ertuğrul Sağlam’ı teknik direktör yapmak ise, aynı şeyleri yaparak farklı sonuç bekleyen Slaven Bilic’e kızıp, daha önceki başarısızlık göz ardı edilerek, farklı sonuç bekleyerek aynı teknik adamı işe almak olacaktır.
Sistemin başarısız olmasından kasıt, başarı kriterleri olan kupalardan herhangi birinin alınamaması ve Avrupa’da geçmişte alınan başarıların en azından tekrarlanamamasıdır. Bakalım Ertuğrul Sağlam Beşiktaş’ta neler yapmış;
Beşktaş’ın, 2007 yılında Jean Tigana’dan boşalan teknik direktörlük koltuğuna Kayserispor’dan geliyor. İlk yıl 34 lig maçından 23’ünü kazanıyor, 4 beraberlik 7 mağlubiyeti var. 73 puanla, aynı puandaki Fenerbahçe’nin altında, yine aynı puandaki Sivasspor’un üstünde, ligi 3. Sırada bitiriyor. O sene şampiyon 79 puanla Galatasaray oluyor. Sivasspor ile ikili averajda eşitlik sağlanmasına ve Sivasspor’un averajının daha fazla olmasına rağmen, attığı gol sayısı 1 fazla olduğu için Beşiktaş 3. oluyor ve Avrupa Ligine katılıyor. Sağlam’ın takımı 58 gol atarken 32 gol yiyor. Bıraktığı Kayserispor ise ligi 55 puanla 5. Sırada bitiriyor. Bundan önceki 2 senede de Ertuğrul Sağlam yönetimindeki Kayserispor’un 51 puanla 5. olduğunu belirtelim.
Her ne kadar çoğu seneye göre şampiyonluk için bile yeterli puan alınmış gibi görünse de, düşme barajına bakıldığında (29 puan), ve 4 takımın 70 barajının üzerine çıktığı ve bu takımlardan birinin Sivasspor olduğu dikkate alındığında, o sene ligdeki takımların durumu sonucu puan barajının yukarıda kaldığı görülmekte.
2007-08 sezonunda kritik haftalarda aldığı sonuçlar aşağıdaki gibi;
Sezona Süper kupada FB’ye 2-1 yenilerek başlıyor.
Süper ligde TS’yi iki maçta da yenmiş, GS’yi İnönüde yenmiş, FB’ye ise iki maçta da yenilmiş.
ŞL elemelerinde Sheriff ve Zurich gibi vasat altı 2 takımı eleyerek gruplara kalmayı başarmış.
ŞL gruplarında ise 6 maçta 2 galibiyetimiz var. Herkesin malumu, Liverpool’da ŞL tarihinin en farklı skorunu alıyoruz. Türkiye kupasında ise Çeyrek finalde, o sene küme düşen Çaykur Rize’ye eleniyoruz.
Süper Kupa;
Fenerbahçe 2 – 1 Beşiktaş
TSL;
Galatasaray 2 – 1 Beşiktaş
Trabzonspor 2 – 3 Beşiktaş
Fenerbahçe 2 – 1 Beşiktaş
Beşiktaş 1 – 0 Galatasaray
Beşiktaş 3 – 0 Trabzonspor
Beşiktaş 1 – 2 Fenerbahçe
ŞL Elemeleri;
Beşiktaş 1 – 0 FC Sheriff
FC Sheriff 0 – 3 Beşiktaş
Zürich 1 – 1 Beşiktaş
Beşiktaş 2 – 0 Zürich
ŞL Grup;
Marseille 2 – 0 Beşiktaş
Beşiktaş 0 – 1 Porto
Beşiktaş 2 – 1 Liverpool
Liverpool 8 – 0 Beşiktaş
Beşiktaş 2 – 1 Marseille
Porto 2 – 0 Beşiktaş
T. Kupası;
Ç.Rize 1-0 Beşiktaş
Beşiktaş 3- 2 Ç.Rize
2008-09 sezonunda ise takımın başında 6 maça çıkıyor, 4 galibiyet 2 beraberlik alıyor ama Avrupa liginde M. Kharkiv’e 4-1 mağlup olunması sonrası yönetimle ipler geriliyor ve sonunda da istifa ediyor. Sonrası malum. Mustafa Denizli başa geliyor ve en son yaşadığımız şampiyonluk bu sene geliyor. Takım o kadar defansif bir halde ve kalite eksikliği ile Denizli’ye teslim ediliyor ki, hücum futbolunu benimseyen Mustafa Denizli, takımı Çanakkale geçilmez oynatmaya başlıyor. Devre arasında yapılan 2 kaliteli transfer (Fabian Ernst ve Yusuf Şimşek) Beşiktaş’ı o sezon şampiyonluğa götürüyor.
Transfer konusuna gelmişken, her ne kadar teknik direktör olarak transferlere yeterli müdahaleyi yapamadığını düşünsem de (ki bence bu da teknik direktör eksikliği) yapılan transferlerin efektif olduğunu söylemek pek mümkün değil. Aşağıda tüm detayları ile yapılan transferler mevcut. Çok fazla yorum yapmaya gerek yok gibi görünüyor.
Futbolcu----------Değer-------------Pozisyon-------------------Maç-----Gol-----Asist------
Rodrigo Tello--- Bedelsiz----------Orta Saha Ofans----------119------19-------36-------
Hakan Arıkan--- € 700.000--------Kaleci (66 Gol)-------------67----------------------------
M. Yozgatlı-------Bedelsiz--------- Sağ Kanat-------------------10-------------------1-------
Rüştü Reçber----Bedelsiz----------Kaleci (119 Gol)-----------121--------------------------
Édouard Cissé---€ 2.000.000-----Önlibero---------------------76-------3----------6-------
Lamine Diatta---Bedelsiz----------Stoper-------------------------9----------------------------
F. Higuaín--------€ 1.250.000------Forvet------------------------14-------------------1-------
Filip Hološko-----€ 5.000.000-----Forvet-----------------------187-------53--------25------
--------------+ Burak Yılmaz + Koray Avcı--------------------------------------------------------
G. Schildenfeld--€ 1.700.000-----Defans------------------------9-----------------------------
A. Tuna Üzümcü---Bedelsiz-------Stoper-------------------------1-----------------------------
Tomáš Sivok-------€ 4.700.000---Stoper------------------------182-------19---------5-------
Anthony Seric-----Bedelsiz--------Sol Bek------------------------7-----------------------------
Ekrem Dağ---------€ 1.000.000----Sağ Bek----------------------125-------7----------7-------
Tomas Zapo--------€ 4.500.000----Stoper------------------------48--------4----------1-------
Uğur İnceman------€ 1.000.000----Orta Saha Orta------------57--------3----------1-------
Tüm bunları kenara bırakıp günümüze döndüğümüzde ise Slaven Bilic’in hataları herkesin malumu. Kafasındaki kadro ve taktiği kesinlikle değiştirmiyor. Çoğunlukla A planları çok etkili fakat işlerin kötü gitmesi ihtimaline karşı (ki konu Beşiktaş olunca çoğu zaman öyle de oluyor) farklı planlar geliştiremiyor. Hal böyle olunca etkili olunan ve çoğu zaman öne de geçilen bir maç nihayete erdirilemiyor. Bunun yanında ise çalıştığı şartlar o kadar enteresan ki bu hatalar onun eksikliği mi yoksa çevresel ve takımsal faktörler mi bu performansta etkili çözemiyorum. Maddi durumlardan dolayı takıma istediği isimlerin bir kısmını katamıyor ve bir kısmını da zamanında alamıyor. Mesela kendisine öyle veya böyle bir sağ bek alınmıyor. Sol bek olarak da şu an Roma’nın oyuncusu olan Jose Holebas yerine Abdurrahman Çelebi olan Motta alınıyor. Galatasaray maçında yaşanan büyük tiyatronun yanında her maç yaşanan hakem tiyatrolarını seyrediyor. Stadyum yapım aşamasında olduğu için Zulümpiyat stadında çoğu zaman seyirciden yoksun maçlara çıkıyor. Stadyumda çamur güreşi yapmak bile zorken takımına top oynatmaya çalışıyor.
Bütün bunları birleştirdiğimizde ise Ertuğrul Sağlam’ın yukarıdaki veriler ışığında ve Beşiktaş’ın mevcut şartlarında, Slaven Bilic’ten daha başarılı olacağını düşünmek bana kalırsa oldukça iyimser olacaktır. Son yaptığı anlamsız açıklamalarından dolayı Beşiktaş taraftarında oluşturduğu negatif intiba da cabası. Bundan sonraki dönemde Beşiktaş’ta teknik direktör olabilmesi için, yarışmacı bir takımda (bu milli takım bile olabilir) birkaç sezon çalışması ve başarılı olması gerektiğini düşünüyorum. Yarışmacı takımdan kasıt ise her zaman şampiyonluğa oynayan ve şampiyon olamamayı başarısızlık kabul eden (milli takım için bu gruptan çıkmak olabilir) bir takım olması. Buralarda kendini kanıtlayabilir de geri dönüş için şartlar da oluşursa Ertuğrul Sağlam’a kapımız her zaman açık. Mevcut durumda Ertuğrul Sağlam’ı teknik direktör yapmak ise, aynı şeyleri yaparak farklı sonuç bekleyen Slaven Bilic’e kızıp, daha önceki başarısızlık göz ardı edilerek, farklı sonuç bekleyerek aynı teknik adamı işe almak olacaktır.
istifa ettiği konuşuluyor, eskşehirspor yönetimi kabul etmemiş.
eskişehirspor'dan istifa edip kendine yeni bir sayfa açması gereken beşiktaşlı efsane.
eskişehirspor'daki görevinden istifa eden teknik adam.
spoiler--
Eskişehirspor'la yollarını geçtiğimiz ocak ayı içinde ayıran Ertuğrul Sağlam’ın adı Suudi Arabistan Milli Takımı için geçiyor. Deneyimli çalıştırıcı da bu duruma sıcak bakıyor
spoiler--
Eskişehirspor'la yollarını geçtiğimiz ocak ayı içinde ayıran Ertuğrul Sağlam’ın adı Suudi Arabistan Milli Takımı için geçiyor. Deneyimli çalıştırıcı da bu duruma sıcak bakıyor
spoiler--
spoiler--
Burasspor’da çalıştığımız dönemde Galatasaray’dan teklif geldi. Bundan sonra olma olasılığı var tabii. Amacım Türk futboluna hizmet etmek. Türkiye’de şanlı geçmişe sahip bütün takımlarımız bu kategoride yer alıyor. Benim şöyle bir saplantım yok. Burada futbol oynadım; dolayısıyla oynadığım takımda antrenörlük yapmam. Ya da buralarda antrenörlük yaptım. O camiaların sevmediği kulüplerde çalışmam şeklinde önyargılarım yok
spoiler--
Burasspor’da çalıştığımız dönemde Galatasaray’dan teklif geldi. Bundan sonra olma olasılığı var tabii. Amacım Türk futboluna hizmet etmek. Türkiye’de şanlı geçmişe sahip bütün takımlarımız bu kategoride yer alıyor. Benim şöyle bir saplantım yok. Burada futbol oynadım; dolayısıyla oynadığım takımda antrenörlük yapmam. Ya da buralarda antrenörlük yaptım. O camiaların sevmediği kulüplerde çalışmam şeklinde önyargılarım yok
spoiler--
kasımpaşaspor ile adı geçen teknik adam
biriyle anlaşsa da, çalıştırdığı takıma koyunca "ertuğrul üzülme hayat devam ediyor" diye bağırma imkanım olsa dediğim teknik adamdır...
spoiler--
Brezilya ekibi Santos'ta teknik adamlık görevini yürüten Enderson Moreira geçtiğimiz haftalarda görevinden istifa etti. Yerine ise teknik ekipte görevli olan Marcelo Fernandes getirildi. Fernandes’i geçici olarak takımın başına geçiren Sambacılar, arayışlarını sürdürürken Ertuğrul Sağlam ismi öne çıktı.
spoiler--
Brezilya ekibi Santos'ta teknik adamlık görevini yürüten Enderson Moreira geçtiğimiz haftalarda görevinden istifa etti. Yerine ise teknik ekipte görevli olan Marcelo Fernandes getirildi. Fernandes’i geçici olarak takımın başına geçiren Sambacılar, arayışlarını sürdürürken Ertuğrul Sağlam ismi öne çıktı.
spoiler--
ersun yanalın yerine trabzonspor camiasında adı geçen teknik adam
2007-2008 sezonunda beşiktaş'ın başında 22 galibiyet 7 beraberlik ve 5 mağlubiyet ile 73 puan toplamıştır. bir sonraki sezon gelen şampiyonlukta ilk 6 haftada yenilgisiz bir şekilde 14 puan ile ayrılmış, ama biliç'in gidişi kadar ilgi toplamamıştır. o yılki şampiyonluğa büyük katkı verdiği aşikardır.. sonrasında bursaspor'u şampiyon yaparak 100. bir olacak bir başarı yakalamış. beşiktaş'a gelmeden önce ise düşme potasında aldığı kayserisporu 5. yapmıştır. hani winner kim diyenler için gelsin kendisi bir winner'dır.
daha önce kaç defa söylendi bilmiyorum ama beşiktaş taraftarlarından tepki görmesinin nedeni, bursaspor taraftarının 90 dakika boyunca tv yayınına bile gümbür gümbür yansıyan beşiktaş'a küfürlü tezahüratları karşısında, basın toplantısında taraftara methiyeler düzmesidir. hiçbir şey söylemeyebilirdi, o topa girmeyebilirdi. bunu net bir şekilde anlayışla karşılardım. o paralelde bir soru sorulmadı çünkü kendisine. ama o, her şeyini borçlu olduğu eski kulübüne yenildiği bir maç sonrası bel altı vurmayı tercih etti. kendi bileceği iş... ana, avrat, kız, kısrak edilen küfre alkışla cevap veren eski futbolcuma sırt çevirmek de benim bileceğim iş, buna kimse karışamaz. ha bunu büyük bir letafet ile karşılayana da ben ses edemem, o da onun bileceği iş.
yolumuz ayrı, bu kadar basit.
dur ama yine de bir cümle içinde geçsin o müthiş kelime, eksik kalmasın:
"ertuğrul sağlam'ın winner'ı var."
yolumuz ayrı, bu kadar basit.
dur ama yine de bir cümle içinde geçsin o müthiş kelime, eksik kalmasın:
"ertuğrul sağlam'ın winner'ı var."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?