confessions

watcher

4. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 78
  2. takipçi 0
  3. puan 5140

yannick bolasie

watcher
23 kasım 2014 crystal palace liverpool maçında kayda değer bir performans gösteren yardırıcı kanat oyuncusu. gelirse süper ligin tozunu atar bir görüntü verdi. tabi tek maçlık bir patlama da olabilir, biraz daha izlemek lazım.

malcolm x

watcher
amerikada siyahilerin ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü [ybkz]swh[/ybkz] zamanlarda yaşayan asıl adı malcolm little olan, aslen insan hakları savunucusu.

babası çocuk yaştayken kayıtlara göre tramvay kazasında fakat aslen [ybkz]swh[/ybkz] cinayet sebebiyle ölen, annesi ise malcolm 13-14 yaşlarında iken sinir hastası olarak hastahaneye kaldırılan malcolm, başarılı sayılabilecek bir öğrenciyken avukat olmak istemesine beyazların tepkisi bir siyahi için daha gerçekçi bir hedef belirlemesi gerektiği şeklinde olunca okulu bıraktı.

gençlik yıllarında yan kesicilik, haraç toplama, uyuşturucu tacirliği, kumar ve fuhuş gibi çeşitli suçlara karışarak hapishaneye girdi. dinlere olan düşmanlığı nedeniyle "satan" [ybkz]swh[/ybkz] lakabını alan malcolm, burada islam ümmeti isimli bir tarikatla tanışırak hayatı değişir ve atalarına köleleştirilirken zorla verildiğini dile getirdiği little soyadını bırakarak, başkaldırı maiyetinde x soyadını alır.

islam ümmeti tarikatı, islamın zencilere ait bir din olduğu, siyahların beyazlardan üstün olduğu, beyaz ırkın çok yakında yok olacağı gibi inanışlar benimsediği için islamın zencilere uyarlanmış bir versiyonu olarak düşünülebilir.
uzun süre bu tarikat içinde çeşitli vaazlara, toplantılara katılan malcolm, tarikat kurucusu Elijah Muhammed'in aslında yozlaşmış ve [ybkz]swh[/ybkz] islam ümmeti öğretilerine ters hareketlerinin olduğunu keşfetmesi sonucu ayrılma kararı alır ve hac görevi için mekke'ye gider. burada islamın gerçek yüzünü, siyahilere özel bir din değil evrensel bir din olduğunu, anlayan ve beyazlara karşı ırkçı inanışları kırılan malcolm bu kez gerçekten müslüman olur.

hac dönüşünde gerçekleri amerika halkına anlatmaya çalışır fakat bu durum aynı zamanda islam ümmeti tarikatının tekerine çomak soktuğu için, bir konferansında [ybkz]swh[/ybkz] islam ümmeti üyeleri tarafından öldürülür.

aynı zamanda hayatını konu alan 1992 yapımı spike lee'nin yönettiği ve denzel washington'un başrolünde yer aldığı filmin de ismidir.

gökhan töre

watcher
basına göre yakın çevresine konuşan futbolcu. tabi yakın çevresi de hemen koşmuş basına yetiştirmiş, düşünün yani o kadar yakın bir çevre. basın bu durur mu yapıştırmış cevabı...

6 kasım 2014 beşiktaş fk partizan maçı

watcher
hafta sonu, [ybkz]swh[/ybkz] yıllardır sistemli bir şekilde uygulanan ve şampiyon olmamızı [ybkz]swh[/ybkz] engelleyen yönetimlerden biri ile derbi kaybettirilen takımımın hafta içinde [ybkz]swh[/ybkz], bu moral bozukluğuna rağmen galibiyet alarak ülke puanına katkıda bulunduğu ve sl şampiyonunun şampiyonlar ligine direkt gitmesi için çok önemli puanlar aldığı karşılaşma.

şampiyonluğun hakemler tarafından belirlenmesi

watcher
süper ligde şampiyonluğun hakemler tarafından belirlendiği gerçeğidir. bunun için derin araştırmalara girmeye ve çok fazla komplo teorisi üretmeye de gerek yok aslında. yüzeysel bir bakış açısı ve birkaç istatistiki veri bize gerçeği haykırıyor. Sadece taraftar sayısı-hakem korelasyonunu dikkate almak yeterli. buradaki teorimiz oldukça basit ve yüzeysel olarak, “bir takımın ne kadar çok taraftarı varsa o taraftarları arasından süper lig hakemi çıkarma olasılığı o kadar artar.”dır. bu sadece hakemler için değil, hakemleri seçen ve değerlendiren kurul için, federasyon çalışanları, gazeteciler vb. görevler için de geçerli. bunun da olasılığı bir tık daha öteye taşıyan bir faktör olduğunu belirtelim ve yüzeysel incelememize geçelim.

sl’de tüm sezon boyunca 20 hakemin görev aldığını düşünelim. bu 20 hakemin 8’inin fb’li, 8’inin gs’li ve 4’ünün bjk’li hakem olduğunu varsayalım. yukarıda da bahsettiğim, takımların taraftar sayıları baz alındığında oldukça gerçekçi bir yaklaşım olduğu kanaatindeyim.

bu durumda bjk maçına bjk’li hakem gelme olasılığı 20%. Yani en iyi ihtimalle her 5 maçtan birine bjk’li hakem atanıyor diyebiliriz. toplam 34 maç olduğu için bjk senede maksimum 7 maçına bjk’li hakem yönetiminde çıkacaktır.

fb’ye ise fb’li hakem gelme olasılığı 40%. Her 2,5 maçtan birine fb’li hakem atanıyor diyebiliriz. bu da bizi, fb sezon boyunca maksimum 13 kez fb’li hakem yönetiminde maça çıkıyor sonucuna götürüyor. gs’li hakem sayısı aynı olduğu için bu miktar gs için de geçerli.

iki takım bjk ile kıyaslandığında 2 katından fazla bir hakem avantajına sahip. Bu takımların hakem avantajını kullanarak maçlarını kazandıklarını düşünelim. bjk bu maçlarda 21 puan yapabiliyorken gs ve fb 39’ar puan yapabiliyorlar. puan farkı 18. Bu da 6 maç daha fazla kazanmak demek.

buradan yola çıkarak hakemlerin şampiyonu belirleyebileceği sonucunu çıkarmak çok da yanlış olmayacaktır. takımların performansından bağımsız, sadece hakemlerin tuttuğu takımlar göz önünde bulundurulduğunda takımların çok kötü olduğu dönemler hariç şampiyonluk yarışının gs ve fb arasında geçeceği öngörülebilir. Son dört seneye baktığımızda, gs’nin çok kötü olduğu 10-11 sezonu hariç bu şekilde olduğu görülüyor.

bunun yanında, yukarıda belirttiğim husus tamamen homojen bir dağılım olması durumunda geçerli. hakem atamalarında gs tarafına imtiyaz tanındığında gs, fb tarafına imtiyaz tanındığında fb şampiyon olacaktır. bu da, başkanların şu hakemi isterim, bu hakemi istemem, şu düdüğünü assın beriki hep bana baksın açıklamalarını da bir nebze olsun açıklıyor kanaatindeyim.

şimdi bu hakemlerin bir de istatistiklerine bakalım ki belirttiğimiz şeyler havada kalmasın. aşağıda son 4 yılda 3 takımın aleyhine çıkan sarı ve kırmızı kart sayısı, lehine çalınan penaltı sayısı ile ligi bitirdiği sıra yer alıyor.


-----------------------------bjk-----------------------------------------------gs------------------------------------------ fb----------------------------
-------------sarı-----kırmızı -----penaltı----sıra-----------sarı----kırmızı---penaltı----sıra--------------sarı ---kırmızı---penaltı----sıra----------
13-14------70---------9------------1----------3-----------64-------5----------3---------2----------------71---------4----------5------1------------
12-13------90---------4------------2----------3-----------66-------7----------3---------1----------------64---------5----------2------2------------
11-12------94-------- 10-----------4----------4----------76--------8---------10--------1----------------90---------3----------1------2------------
10-11------63---------9------------7----------5-----------89--------5---------3---------8----------------67---------2----------9------1------------

bu tabloya ve yukarıdaki teoriye göre, 3 takım içinde sezonun nasıl geçtiğini belirlemek mümkün.

takımların sezon başına değerlendirilmesi için her penaltıdan 1 puan aldıkları, her kırmızı karttan 0,5 puan düşüldüğü ve her sarı karttan 0,05 puan düşüldüğü şeklinde kaba bir hesap yapalım.
bu hesaba göre bu 3 takıma karşı diğer takımlar kapalı oynadığı için 1 penaltı sonuca direkt etki yaparken, görülen bir kırmızı kart direkt etki göstermese bile galibiyet şansını 50% azalttığı varsayıldı.

örneğin 13-14 sezonunda fb 5 penaltı atarken, 4 kırmızı, 71 sarı kart almış, gs 3 penaltı atarken 5 kırmızı, 64 sarı kart almış, bjk 1 penaltı atarken 9 kırmızı, 70 sarı kart almış. bu verilere göre fb -0,55, gs -2,7 ve bjk -7 puan almış oluyor. diğer sezonların verileri de aşağıdaki gibi. parantez içindekiler eksi değerlerdir.

--------------bjk----------gs------------fb-------
13-14----(7,00)------(2,70)-------(0,55)----
12-13----(4,50)------(3,80)-------(3,70)----
11-12----(5,70)------2,20---------(5,00)----
10-11----(0,65)------(3,95)--------4,65-----

bu veriler ışığında 13-14 sezonunun nasıl geçtiğini hiç bilmeyen biri fb’nin bu 3 takım arasında 1. olduğunu rahatlıkla söyleyebilir. bjk’nin ise diğer takımlara bakıldığında doğrandığını söyleyerek abartmış olmayız diye düşünüyorum.

12-13 sezonuna bakıldığında ise gs’nin mi fb’nin mi önde olduğunu söylemek biraz güç ama kimin sonda olduğunu söyleyebiliriz.
11-12 sezonunda gs el birliği ile şampiyon yapılmış görünüyor. şike soruşturmasının yapıldığı, süper final diye bir şeyin uydurulduğu 3 günde bir maç yapılan ve şikenin üstünün kapatıldığı efsane sezon.

10-11 sezonundaysa durum tam tersi. bu sefer fb el birliği ile şampiyon yapılmış görünüyor. akabinde ne hikmetse şike soruşturması başladı.
en enteresan sezonlar ise 10-11 ve 11-12 sezonları. 10-11 sezonunda fb 9 penaltı atarak şampiyon oluyor. 11-12 sezonunda ise bu sefer gs 10 penaltı atarak şampiyon oluyor. tabloda yer almasa da 10-11 sezonunda fb ile şampiyonluk yolunda çekişen ve averaj ile şampiyonluğu kaybeden ts sadece 3 penaltı atmış. 11-12 sezonunda ise gs ile çekişen fb sadece 1 penaltı atmış.

10-11 sezonunun şike soruşturmasının yapıldığı sezon olması nedeniyle fb’nin o yılki şampiyonluğu konusunda söylenecek pek fazla bir şey yok aslında. o sezon ligde 8. olan ve ligde iddiası olmadığı için şike soruşturmasında adı geçmediği düşünülen gs’nin ise, 11-12 sezonunda çeşitli açıklamalar ile ortamı gererek kendine şampiyonluk yolunda avantaj sağladığını söylersek sanırım abartmış olmayız.

tüm bu bilgiler ışığında günümüze geldiğimizde, son iki haftada da tescillendiği gibi, teknik direktör, oyuncuların performansı gibi değişkenler sizi bir yere kadar taşıyabiliyor. sonrasına ise hakemler karar veriyor.

bir takım ne kadar formsuz olursa olsun ve ne kadar kötü yönetiliyor olursa olsun, hakemlerin itmesi ile liderliğe kadar yükselebiliyor. ve bu itmeler, sonucu etkileyen penaltılar, haksız çıkan kartlar, verilmeyen kartlar ve verilmeyen penaltılar, insanlara doğru gibi gösteriliyor. haksızlığa baş kaldırdığında ise haksızın daha çok sesi çıkartılarak bu haksızlık normalleştiriliyor.

Hal böyle olunca, dürüst olmayanların belirli şeyler kazandığını görünce, haksızlığa uğrayan da haksız rolüne soyunmayı düşünüyor. Doğru olan rolü ise Hz. Mevlana çok önceleri söylüyor;

Doğru olsam ok gibi, yabana atarlar beni
Eğri olsam yay gibi, elde tutarlar beni
Hiç keder elem etme, boş yere matem etme
düşmanlarını tanı, uzak dur sitem etme
ne fakiri aç gördüm, ne zengini tok
hedefine varır elbet doğru ok.

gotham

watcher
ilk 5 bölümü yayınlanmış olan, batman çocuk olduğu için başlarken mırın kırın ettiğim ama sonrasında ziyadesiyle saran kalbur üstü bir dizi. bruno heller gibi her ellediği yapımı iyi yerlere getirmiş [ybkz]swh[/ybkz] birinin elinden çıktığı için bir şans vermeye karar verdim ve beklentilerimin üzerinde çıktığını belirtmeliyim. (bkz: rome) (bkz: the mentalist)

ilk bölümler itibariyle, gördüğüm kadarıyla, şu ana kadar batman'in, catwoman'ın ve poison ivy'nin çocukluğunu, penguen'in, riddler'ın ve dedektif james gordon'un gençliğini gördük. bu karakterler arasında özellikle penguen karakteri bir adım öne çıkmış durumda. dizinin senaryosunda ise ana hikaye eksikliği dikkat çekiyor. bölümler, o bölüm içinde geçen olayların dedektif james gordon ve ortağı harvey bullock tarafından çözülmesi üzerine kurulmuş gibi görünüyor. ilerleyen bölümlerde bölüm hikayelerine, sezon boyu ya da dizi boyu devam eden bir ana hikaye ögesi eklenirse daha uzun soluklu ve takip edilebilir bir dizi olacaktır. the mentalist dizisindeki red john karakterinin yaratıcısı olan bruno heller için, kötü adam bolluğu içinde yüzen gotham'da böyle bir hikaye bulmanın çok zor olmayacağı kanaatindeyim.

20 ekim 2014 çaykur rizespor balıkesirspor maçı

watcher
balıkesirspor'un 16. dakikada andre santos'un uzaktan attığı güzel golle öne geçtiği, 37. dakikada giray kaçar'ın kafası ile çaykur rizespor'un beraberliği yakaladığı, 56. dakikada khalifa jabbie'nin arka direkte topu ağlara göndererek balıkesirspor'u tekrar öne geçirdiği, filip holosko'nun ayağına çarpan topun ağlara gitmesi sonucu 2-2'ye gelen ve bu şekilde tamamlanan maç.

balıkesirspor'da andre santos ve jabbie diğer oyunculara göre vasat performans gösterirken çaykurrizespor'da ise engin bekdemir dikkat çekti. balıkesirspor, 2 kere öne geçtiği mücadelede, oyunu tutması için güvendiği ronald vargas'ın performansının yeterli olmaması sonucu çok değerli bir 2 puanı rize'de bırakmasına rağmen düşme hattında rakibi olacağı izlenimi veren çaykur rize'den deplasmanda önemli bir beraberlik almış oldu.

muhammet reis

watcher
balıkesirspor tarafından sözleşmesi yenilenmeyerek vefasızlık yapıldığını düşündüğüm kaptan, reis. vefasızlığın yanında balıkesirspor kendisini süper ligde mumla arıyor diyebiliriz. son oynanan maçta [ybkz]swh[/ybkz] iki kez öne geçmelerine rağmen oyunu tutacak bir oyuncuları olmadığı için maç berabere bitti. diğer yandan reis, osmanlıspor'da süper lige kavuşacak gibi görünüyor. gördüğüm kadarıyla geçtiğimiz sezonlara nazaran fazla kilolarından da kurtulmuş, daha mücadeleci bir futbol oynuyor ve osmanlıspor ile çıktığı 6 maçta 3 gol 3 asist yaparak performansı ile de süper ligi hak ettiğini gösteriyor. her ne kadar yaşı itibariyle, süper ligde çok fazla zamanı olmayacak olsa da, bir aksilik olmazsa, önümüzdeki sene lige renk katacağı aşikar.

gökhan karadeniz

watcher
antalyaspor formasıyla çıktığı 5 maçta 2 gol 2 asist yaparak başarısının tesadüf olmadığını kanıtlayan 1990 doğumlu ofansif orta saha oyuncusu. böyle devam ederse seneye trabzonspor'da ve hatta milli takımda şans bulabilir.

maç analizi

watcher
maç analizi, maç öncesi, iki takımın futbolcularının ruhsal durumları ile teknik seviye, kondisyon, saha zemini, taraftar faktörü ve sakat oyuncuları gibi fiziksel bilgiler ışığında maçın ayrıntılı incelenmesi ve maça etki edecek faktörlerin belirlenmesidir. Maç sonrası ise maç esnasında yaşanan olayların (takımın dizilişi ve taktik kurgusu, oyuncu değişiklikleri, taraftar baskısı, hakem faktörü vb.) irdelenmesi ile maçtaki verilerin istatistiksel incelenmesidir.

kendi çapımızda tanımımızı yaptıktan sonra, sözlükte eksikliğinin hissedildiğini düşündüğüm bir olgu olduğunu ben de belirtmek isterim. Yukarıda da belirtildiği gibi bu tarz yazılar sözlüğün kalite çıtasını daha yukarıya taşıyacaktır. Maçtan önce ve sonra bakalım neler yazılmış diye sözlüğe girme heyecanı yaratacaktır. Yine yukarıda belirtildiği gibi yapılan analizler ufkumuzu açacaktır. Aynı şekilde bir oyuncu hakkında yapılan bir analiz ondan ne beklememiz gerektiğini gösterecek, bir takım hakkında yapılan analiz rakip olmamız halinde nasıl bir oyun ve skor olabileceği konusunda bize bilgi verecektir. analizlerin kesin bir sonuç içermesi de gerekmiyor, kişisel görüşü yansıtması yeterli. bir başka yazar aynı verilerle başka sonuca ulaşabilir.

bunların yanında tabi biraz da elimizi cebimize atarak (!) bu yazıları okuduğumuzda artı eksi oylarla, olumlu olumsuz eleştiri mesajları ile yazarları desteklersek tadından yenmez diye düşünüyorum.

naçizane analiz yapmaya çalıştığım birkaç örnek aşağıdaki gibi;

#360716 mevcut kadromuzun beşiktaş 100.yıl kadrosu ile karşılaştırmalı bir analizi
#364264 transfer gündemimizde yer aldığı sıralarda yazdığım lasse schöne analizi
#374919 jose ernesto sosa hakkında istatistiki inceleme
#363879 19 ağustos 2014 beşiktaş arsenal maçı, maç öncesi yazısı
#361151 trabzonspor hakkında yazdığım bir inceleme
#372994 ertuğrul sağlam hakkında, beşiktaş'ta görev aldığı süreyi baz alan teknik direktörlük incelemesi

bundan sonraki dönemde de elimden geldiği kadar ve vakit buldukça bu tarz analizleri devam ettirmek istiyorum fakat yazmak kadar bu tarz yazıları okumaktan da büyük keyif aldığım için analiz yazılarının sözlükte artarak devam etmesi ve bu yazılara yapılan yorum, eleştiri ve oylamaların artarak devam etmesi dileğiyle.

gökhan töre'nin milli takımda arkadaşlarına silah çekmesi

watcher
milli takımla alakası olmayan olay. hatta hakan çalhanoğlu'nun açıklamalarına göre kendisi ile ve ömer toprakla da bir ilgisi yok. gökhan töre ile ismi bilinmeyen biri arasında geçtiği söyleniyor. elinde silah olan kişi de töre değil. tüm bunlardan benim çıkardığım mahalle arasında dedikodu yapan kadınlar türk spor medyasının yüzde doksanından daha karakterli.

olcay şahan

watcher
ligde çıktığı 6 maçta 4 gol atan 10 numaramız. sene başında nişanlısı ile evlenmek için 15 gol atma şartı getirdiklerini söylemişti. sanırım bir an önce bu işi bitirmeye çalışıyor. türk futbolcusu için çok doğru bir hedef.[ybkz]swh[/ybkz]

[ybkz]swh[/ybkz]

bu arada transfermarkt verilerine göre değerini 8 mil. euro'ya çıkarmış.

http://www.transfermarkt.com.tr/olcay-sahan/marktwertverlauf/spieler/36200

serdar kurtuluş

watcher
sene başında artık hayır gelmeyeceğini düşündüğüm fakat bir miktar da olsa kendisini toparlamasıyla sağ bek pozisyonunu ilk devre idare edebileceğinin sinyallerini vermekte olan oyuncu. söylenildiği gibi martin linnes transfer edilmişse ikinci yarı iyi bir yedek olacak, türkiye kupası'nda ve zorluk derecesi düşük maçlarda rotasyonda iş yapacaktır. umarım devre arasına kadar kendisine çok yüklenilmez ve umarım devre arasına kadar kendisine yüklenilmesini gerektirecek hareketler yapmaz.

jose ernesto sosa

watcher
bonservisinin tamamı alınarak, küçük de olsa transferi konusundaki şüphelerin giderildiği 10 numara oyuncu. hepimiz satın alma opsiyonu ile kiralama yönteminin, m.kharkiv’le yaşanan peşin ödeme anlaşmazlığı nedeniyle uygulandığını biliyor olsak da, içimizde bir acaba vardı. mutlaka oyuncuda da bu şekilde bir acaba kalmıştır diye düşünüyorum. bu nedenle bonservisinin alınmasının aidiyet duygusunu arttıracağını ve performansını, her ne kadar bu haliyle bile yeterli görünse de, bir tık öteye taşıyacağına inanıyorum. bu inancımın temel nedeni yabancı oyuncu statüsünde oynadığı kharkiv gibi bir takımda kaptanlık yapması. bu, bir bakıma sosa’nın lider bir oyuncu olduğunu ve takımı sahiplendiğini gösteriyor. bu nedenle artık takımı sahiplenmemesi için hiçbir neden kalmamış oldu.

gelelim bundan sonraki süreçte nasıl bir performans göstereceği ile ilgili düşüncelerimize. buna bakmak için geçmiş takımlarında nasıl bir performans gösterdiğini değerlendirebiliriz. her ne kadar manchester united'ın emekli teknik direktörü alex ferguson’un da belirttiği gibi istatistik mini etek gibidir çok şey gösterir ama asıl görmek istediğini göstermez aforizmasına inansam da, mini etek candır diye düşünüyorum. Bu nedenle şimdiye kadar beşiktaş’ta oynadığı kısıtlı süre içinde yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır dercesine bir oyun ortaya koyan sosa’nın geçmiş performansına bakalım;

---Sezon---------Maç------Gol----------Asist-----------Süre (Dk.)-----------Süre (Maç)--------Maç Başı Etkinlik Oranı-------------Takım--------
---13/14/2-------24----------0-------------6---------------758 dk.-------------8,42 maç--------------------71%----------------- Atl. Madrid------
---13/14/1-------20----------5-------------4-------------1.717 dk.-----------19,07 maç--------------------47%----------------- M.Kharkiv-------
---12/13---------28----------7------------14-------- -----2.418 dk.-----------26,86 maç--------------------78%----------------- M.Kharkiv-------
---11/12---------38----------7------------14-------- -----3.210 dk.-----------35,66 maç--------------------59%----------------- M.Kharkiv-------
---10/11---------32----------1-------------5-------- -----1.036 dk.-----------11,51 maç--------------------52%----------------- Napoli-----------
---09/10---------26----------5-------------9-------- -----2.011 dk.-----------22,34 maç--------------------62%----------------- Estudiantes-----

performansına bakmak için son 5 seneyi dikkate aldım. bayern munich’te beklenen patlamayı yapamaması nedeniyle kiralık bir sezon geçirdiği estudiantes’teki istatistikleri ile başlayıp daha sonra sırasıyla transfer olduğu napoli ve kharkiv ve son olarak da kiralık yarım sezon geçirdiği a.madrid’teki istatistikleri ile bitirdim. buradan yola çıkarak son söylemek istediğimi ilk belirtmek isterim ki müzmin sakat iddiaları tamamen asılsız görünüyor. örneğin 2013-14 sezonunda kharkiv ile 20 maça, a.madrid ile 24 maça çıkarak toplamda 44 maçta görev almış. a.madrid’te genelde hamle oyuncusu olarak kullanıldığı için bu maçlarda aldığı süreler biraz düşük olsa da kharkiv’de oynadığı 20 maçta 19,07 maç süresince oyunda kalmış. bir önceki sezon ise kharkiv’de 28 maçta görev almış. Burada da benzer bir istatistik mevcut. 28 maçta 26.86 maç süresince oyunda kalmış. 2011-12 sezonunda ise yine kahrkiv’de 38 maç oynamış ve 3.210 dakika sahada kalmış. bu dakikayı maç sayısına oranlarsak 38 maçta 35.66 maç süresince oyunda kalmış. bu da bizi oyuncunun müzmin sakat olmasını bırakın neredeyse maç kaçırmayan ve maçta devamlılığı olan bir oyuncu olduğu sonucuna götürüyor. örneğin oğuzhan gibi 65 dakika sonra trake solunumu yapmayı denemiyor gibi görünüyor.

sakatlık söylentilerini şimdilik bir kenara bırakırsak, gol ve asist sayılarına bakarak sosa’nın daha çok asistör özellikte bir oyuncu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. son 5 senede toplam 168 maça çıkmış, bu maçlarda 25 gol atmış ve 52 asist yapmış. sezon ortalaması 33 maç, 5 gol, 10 asist. bu sezon beşiktaş’ta bu ortalamanın üzerine çıkmasını bekliyoruz. hedef santraforumuz demba ba ve tuncay şanlı v02 olan olcay ile uyum yakalaması durumunda bunu başarması hiç de zor değil aslında.

istatistikleri bir kenara bırakırsak, izlediğimiz kadarıyla sosa kanatlarda oynayabilen bir oyun kurucu. bu nedenle 1 adam alarak 3 pozisyonu yedekleme imkanı bulmuş oluyoruz. sağ ve sol kanatlarda oynayabildiği gibi 10 numara pozisyonunda oyun kurucu olarak da gözü kapalı görev verilebilecek bir oyuncu. hatta biraz zorlayarak bu 3 pozisyonu 5’e çıkarmak bile mümkün. eli belinde bir 10 numara olmaması nedeniyle göbekte çift yönlü orta saha gibi kullanılabilecekken, deplasmandaki arsenal maçında alexis sanchez’in oynadığı gibi sahte 9 pozisyonunda da oynayabilir bir izlenim verdi.

oynayabildiği pozisyonların yanında, oyun anlamında bakacak olursak Bursa maçında 10 numara pozisyonunda oğuzhan’ın yerine oyuna dahil olduktan sonra maça bir nebze de olsa denge getirmesi, orta sahadaki pas yüzdesini arttırması, kilit pas denemeleri ve maçı kazanmamızı sağlayan kilit pası vermesi (hatta Olcay’a verdiği alda at pası da boşa gitti) göz önüne alındığında süper lig için yeterli göründü. Avrupada ise özellikle totenham maçında da bu oyununu devam ettirdi. İleri uç hattımız biraz gününde olsa şu an Avrupa liginde en az 3 asisti vardı. özellikle gökhan’ın kanadından yapmış olduğu ortalar oldukça etkili ve tehlikeli oldu. Sağ kanadın asıl sahibi olan gökhan’dan çok daha fazla orta yaptığını da belirtmek gerekir. Son olarak balıkesirspor maçında sakatlanana kadarki dönemde oyunu iyi yönlendirdiğini söylemek yanlış olmaz. Bu süre zarfında çizgiden çıkan bir şutu ve kalecinin ekstra eforu ile engellediği, çok güzel bir noktaya kullandığı bir serbest vuruşu vardı.

bu nedenler göz önüne alındığında, transferinde bilic’in ne kadar haklı olduğunu, oynatmaya çalıştığı oyun yapısı ve denemek istediği varyasyonlara çok uygun bir oyuncu aldığımızı görebiliyoruz. danny ve eneramo transferlerinde çuvallayan bilic’in tıpkı atiba ısrarı gibi bu ısrarının da yerinde olduğunu da söylemek gerekir. bu konuda bilic durumu eşitledi diyebiliriz.

son olarak da müzmin sakatlık mevzusuna sakatlık istatistiklerini vererek nokta koymak isterim. sakatlık geçmişi ile ilgili verilere aşağıdaki linkten kolaylıkla ulaşabilirsiniz;

[ybkz]swh[/ybkz]

bu verilere göre 2007 yılından beri, yani 7 senede sadece 6 kere sakatlanmış. Bu 6 sakatlığın 2’sini beşiktaş’ta yaşamış. Burada zemin, sağlık ekibi, kondisyoner, antrenman koşulları gibi değinilmesi gereken çok şey var ama ayrı bir konu olduğu için geçiyorum. Kalan 4 sakatlığından biri ise grip.
bu konuyu destekler bir haber vatan gazetesinde de yayınlanmış;

[ybkz]swh[/ybkz]

haberde yer aldığı gibi [ybkz]swh[/ybkz] futbol hayatı boyunca en fazla 5 hafta sahalardan uzak kalan [ybkz]swh[/ybkz] sosa’ya kariyer rekorunu kırdırmak üzereyiz.

toparlamaya çalışırsak, lider özellikleri olan ve takıma sahip çıkan, sakatlık problemleri bulunmayan, sorunlu bir geçmişi olmayan, bilic’in kafasındaki şablonlara uyabilecek oyun yapısına sahip ve bu şablonlarda şimdiye kadar başarı ile görev almış bir oyuncuyu 3.4 mil. euro gibi bir bedelle transfer etmiş bulunuyoruz. mini eteğin görünmeyen kısmına gelirsek, umarım sosa beklentimizi karşılar ve takımımıza sınıf atlatır.

alperen doğan

watcher
fethiyespor'a iki yıl için kiralandığını zannederken eyüpspor'da 6 maçta 3 gol 3 asist yaptığını öğrendiğim wonderkid. Beşiktaş pişmesi için fethiye'ye gönderdi tamam da, fethiye de nasıl olsa 2 yıl kontratı var biraz pişsin seneye oynar diye eyüp'e mi gönderdi anlamadım ki. her ne olursa olsun altyapıdan oyuncularımızın, 3. ligte de olsa gelişmekte olduğunu bilmek güzel. darısı diğer altyapı oyuncularımızın başına.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol