--alıntı--
"İnanılmaz bir adam. Son derece pozitif bir insandır. Sahalarda böylesine mutlu, kolay anlaşılabilen insanların olması mükemmel bir şey. Onunla ilişkimiz çok iyidir, hala görüşürüz ve saha içinde nasılsa saha dışında da aynı olan birisi. Bizimle teker teker ilgileniyordu. Her sorunumuza bir çözüm buluyordu, muhteşem bir kişiydi.
Çok akıllı biri ve bizi motive etmeyi çok iyi biliyordu. Sıkı çalışmamızı ve mücadele etmemizi istiyordu, bunun her türlü sorunun üstesinden geleceğini söylüyordu. Antrenmanlarda bizi müthiş zorluyordu ve biz de ona inandığımız için elimizden geleni yapıyorduk."
--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
erman kunter
--alıntı--
Çok rahat ve işleri akışına bırakan birisi. Hatta eğlenceli biri bile diyebilirim. Böyle rahat anlaşılan biriyle çalışmak büyük avantaj. Onun bu enerjisi sahaya da yansıyor ve bizi olumlu etkiliyor.
--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
Çok rahat ve işleri akışına bırakan birisi. Hatta eğlenceli biri bile diyebilirim. Böyle rahat anlaşılan biriyle çalışmak büyük avantaj. Onun bu enerjisi sahaya da yansıyor ve bizi olumlu etkiliyor.
--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
bir kısım taraftarımızın ağzının suları aktığı kadro hello cello alman takımlarından 20 sayı fark yerken, kurduğu takımla daha geçen hafta yenilgisiz montepaschi siena'yı deplasmanda hele ki üçüncü çeyrekte inim inim inleten adamdır.[ybkz]swh[/ybkz] bu yollar ona helaldir.
bir beşiktaşlı olarak takımın başında her çıktığı maçta koltuklarımı kabartan hocadır. oyun, skor, kıl, yün... geç bunları. taraftar, hele ki beşiktaş taraftarı öncelikle karakteriyle gurur duyacağı bir hocanın peşinden gitmeyi öğrenmeli artık.
--alıntı--
“Geçen seneki kupa sahibi takım olarak buraya geldik. Tabii bu üzerimizdeki sorumluluğu arttırıyor. Ama maç maç düşünmek lazım. İlk maçımızı kazanmaya çalışacağız. Bence her takımın şansı var. Tüm takımlara başarılar diliyorum. En son kötü bir lig maçı oynadık. THY Euroleague dönüşlerinde zorlanıyoruz. Sert maçlar oynuyoruz. Tam kadro olarak bir türlü oynayamadık. Tutku ve Muratcan’ın sakatlıkları sürüyor. Bu sezon başında çeşitli hedefler koymuştuk. İlk hedefimiz Cumhurbaşkanlığı kupasıydı, sonraki hedefimiz ise Euroleage Top 16’dı. Üçüncü hedefimiz Türkiye Kupası. Onu da burada göreceğiz. Ne sorunumuz olursa olsun hedeflerimiz üzerinde yürüyoruz. Bizim hedef turnuvamız. Kupayı kazanmaya çalışacağız”
--alıntı--
“Geçen seneki kupa sahibi takım olarak buraya geldik. Tabii bu üzerimizdeki sorumluluğu arttırıyor. Ama maç maç düşünmek lazım. İlk maçımızı kazanmaya çalışacağız. Bence her takımın şansı var. Tüm takımlara başarılar diliyorum. En son kötü bir lig maçı oynadık. THY Euroleague dönüşlerinde zorlanıyoruz. Sert maçlar oynuyoruz. Tam kadro olarak bir türlü oynayamadık. Tutku ve Muratcan’ın sakatlıkları sürüyor. Bu sezon başında çeşitli hedefler koymuştuk. İlk hedefimiz Cumhurbaşkanlığı kupasıydı, sonraki hedefimiz ise Euroleage Top 16’dı. Üçüncü hedefimiz Türkiye Kupası. Onu da burada göreceğiz. Ne sorunumuz olursa olsun hedeflerimiz üzerinde yürüyoruz. Bizim hedef turnuvamız. Kupayı kazanmaya çalışacağız”
--alıntı--
hayal kırıklığımı her geçen gün arttıran hala ümidi yitirtmeyen koçumuz
--alıntı--
"Takımımıza takviye düşünüyoruz. Onun ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Sakat oyuncular geriye dönmeye başladı. İlk defa uzun zamandan sonra sakatlıktan dolayı takım ile çalışamayan oyuncularımız takım ile birlikte çalışmalara başladı. Bunlar bizi sevindiriyor."
"Maçtan sonra yaptığım bazı yorumlar yanlış anlaşılmış. Bizim teknik anlamda bir çok yerde problemimiz var. Tam takım çalışamadık, bazı oyunculardan beklediğimiz performansı alamadık. Bunun dışında bizim başka problemlerimiz yok. Bizim para sıkıntımız yok. Galatasaray'ın kız ve erkek takımının 20 milyon Dolar gibi bir bütçesi olduğunu duydum. Bizim eski dönemden kalma borçlarımız var. Her yerde olan ufak tefek sıkıntılar bazen bizde de oluyor ama büyütülecek bir kriz içerisinde değiliz. Bizim daha çok teknik anlamda sıkıntılarımız var. Sakat oyuncuların aynı pozisyonda olması bizi çok zorladı. Sakatlanan oyuncuların oynadıkları bölge farklı olsaydı o zaman bu durumu idare edebilirdik. "
--alıntı--
"Takımımıza takviye düşünüyoruz. Onun ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Sakat oyuncular geriye dönmeye başladı. İlk defa uzun zamandan sonra sakatlıktan dolayı takım ile çalışamayan oyuncularımız takım ile birlikte çalışmalara başladı. Bunlar bizi sevindiriyor."
"Maçtan sonra yaptığım bazı yorumlar yanlış anlaşılmış. Bizim teknik anlamda bir çok yerde problemimiz var. Tam takım çalışamadık, bazı oyunculardan beklediğimiz performansı alamadık. Bunun dışında bizim başka problemlerimiz yok. Bizim para sıkıntımız yok. Galatasaray'ın kız ve erkek takımının 20 milyon Dolar gibi bir bütçesi olduğunu duydum. Bizim eski dönemden kalma borçlarımız var. Her yerde olan ufak tefek sıkıntılar bazen bizde de oluyor ama büyütülecek bir kriz içerisinde değiliz. Bizim daha çok teknik anlamda sıkıntılarımız var. Sakat oyuncuların aynı pozisyonda olması bizi çok zorladı. Sakatlanan oyuncuların oynadıkları bölge farklı olsaydı o zaman bu durumu idare edebilirdik. "
--alıntı--
hâlâ şu hocayı savunuyorsunuz ya pes. sizin onun savunma azminizin yarısı onda olsa eminim çok farklı olurdu.
15 şubat 2013 fenerbahçe ülker beşiktaş maçını ne kadar kazanmak istediği belliydi ancak istemek yetmiyor ısrarcı bir yapın var senin hata yapma yönünde ve bu gemi böyle yürümeyecek hocam. gel biz seninle bir şapka alıp önümüze koyup düşünelim. saçma sapan hücum yapmamayı öğretsen yine yürürdü bu takım bir çok puan kaybettiği maçta.
15 şubat 2013 fenerbahçe ülker beşiktaş maçı ile, kendisiyle ilgili umutlarımı, üzülerek askıya aldım. saygım her zaman sonsuz ama; maç çevirecek adamları dakikalarca kenarda unutmalar, doğru zamanda alınmayan molalar ve euroleague top 16'da 7'de 0'lık bir performans. öyle işte.
açıkçası oktay mahmuti'yi bile kendisine tercih edeceğim ve bir türlü kendisine ısınamadığım hocamız. kişiliğine hiçbir lafım yok ama hiçbir zaman istememişimdir böyle pasif, kenardan maçı izleyen bir hocamızın olmasını. ne yazık ki bu gidişle sadece tek maçlık başarılarla aklımızda kalacak olan hocamız.
(bkz: 30 eylül 2012 beşiktaş anadolu efes cumhurbaşkanlığı kupası maçı )
(bkz: 30 eylül 2012 beşiktaş anadolu efes cumhurbaşkanlığı kupası maçı )
insan olarak canım, ciğerimdir. çok seviyorum kendisini, kişiliğini, tavırlarını falan..
sadece şu kadarını söyliim;
cool tavırları, gergin bakışları, puslu ve çatlak ses tonunun verdiği karizmayla, bu şekilci ülkenin basketbol liginde nasıl sonuçlar alırsa alsın, uzun zaman beşiktaşımızda hizmete devam edecektir.
bu ülkede böyle. başbakanına bile "liderlik karizması var" diye oy veren korkunç bir kitlenin olduğu şekilci insanların ülkesiyiz.
evet bence de gitmeli. gelmesi iyi oldu ama olmadı işte gördük.
teknik taktik söylenecek bi ton şey var. ama benim en çok kızdığım ve benim için kredisini tüketen hadise sezon başından beri transfer ettiği isimlerdir.
sadece şu kadarını söyliim;
cool tavırları, gergin bakışları, puslu ve çatlak ses tonunun verdiği karizmayla, bu şekilci ülkenin basketbol liginde nasıl sonuçlar alırsa alsın, uzun zaman beşiktaşımızda hizmete devam edecektir.
bu ülkede böyle. başbakanına bile "liderlik karizması var" diye oy veren korkunç bir kitlenin olduğu şekilci insanların ülkesiyiz.
evet bence de gitmeli. gelmesi iyi oldu ama olmadı işte gördük.
teknik taktik söylenecek bi ton şey var. ama benim en çok kızdığım ve benim için kredisini tüketen hadise sezon başından beri transfer ettiği isimlerdir.
ufaktan ufaktan idmalık ali rolü kendisine biçilmeye başlanan beşiktaş erkek basketbol takımı baş antrenörü. tercih yükümlülükleri sahada kısa zamanda somut anlamda sonuç alınıp alınmadığıyla ilişkilendirildikçe av hikayeleri belli ki avcıyı yüceltmeye devam edecek. üç buçuk çeyrek basketbolun hem savunmada hem hücumda neredeyse tüm doğrularını yerine getirdiğiniz bir maçı son beş dakikada kaybediyorsanız 35 dk yaptığınız yok hükmünde kabûl görebiliyor.
bir oyun sistemi, bir felsefe yerleştirmek amacıyla yola çıktıysanız ve bunları yapabilmek adına arkanızda devasa olmasa da ciddiye alınabilecek bir mâli destek yoksa en büyük avantajınız size inatla inanmaya devam eden insanların fazlalılığıdır. dezavantajınız ise tüm düşündüklerinizi salı akşamı kurgulayıp çarşamba akşamından lig bitene kadar kusursuz bir şekilde işletmenizi bekleyenlerin fazlalığıdır. hangisi terazide ağır basıyorsa sıkıntınız aynı orantıda artar yahut azalır. kaldı ki sadece sporda değil ekonomiden siyasete hayatın hemen her alanında bizim kadar plânı, projeyi, hedefi ve bunlar için sabır gerektiğini dilden düşürmeyip; pratiğe geldiğinde çuvallayan bir toplum yoktur.
dezavantajlardan bashettik de asıl tehlike beşiktaş adına beşiktaşılılık yapmaktan imtina edenlerin kimi zaman en çirkince saldırılara başvurmaktan çekinmemesidir. mesela beşiktaş erkek basketbol takımının hemen her seviyesinde zamanında görev yapmış bir koç, türkiye kupasında kaybedilen fenerbahçe ülker maçı sonrası twitter sayfasından "beşiktaş basketbol takımı en son ne zaman ikinci kümye düştü?" diye sorarak erman kunter'in beşiktaş'ı bundan önce çalıştırdığı döneme bel altı çalışmak suretiyle gönderme yapabiliyor. ama bilmez ki yarın öbür gün olur da beşiktaş'ın başına geçerse, o en çirkin, en saygısız bir yol seçerek dil uzattığı adam kendisini sıfır kompleksle ilk tebrik eden insan olacaktır.
erman kunter'in bugün yaşadığı sorunların (şampiyon olan kadronun önemli isimlerinin ezeli rakiplere gitmesi, sınırlı bütçe vs.) neredeyse aynısını zamanında bire bir yaşan kadın basketbol takımı koçu aziz akkaya'ya koşulsuz destek çıkanlar; şimdilerde adeta o gün ki tutumlarını inkâr edercesine her kaybedilen maç sonrası kunter'e istifa imalarında bulunuyor. yazık. acı.
yetkin insanlar bu verdiğim iki örneğin başat öznesi olursa; sözlük yazarı arkadaş da gelir "hâlâ mı...." diye başlayan cümleler kurarak yol yordam gösterme egzersizlerine başvurur.
ez cümle benim fert olarak erman kunter'in bu camia içerisinde bir şeyleri başarabileceğine dair inancım 15 şubat 2013 fenerbahçe ülker beşiktaş maçı ile katlanarak artmıştır. maçın tamamına yakın kısmında sergilediğimiz oyunu, daha çok çalışarak ve daha önemli transfer hamleleri yapacak desteğin sağlanmasıyla önümüzdeki sezonun bütününe yansıtabileceğimizi düşünüyorum. umut etmek söz konusu değil, inanıyorum.
evet. hâlâ kunter.
bir oyun sistemi, bir felsefe yerleştirmek amacıyla yola çıktıysanız ve bunları yapabilmek adına arkanızda devasa olmasa da ciddiye alınabilecek bir mâli destek yoksa en büyük avantajınız size inatla inanmaya devam eden insanların fazlalılığıdır. dezavantajınız ise tüm düşündüklerinizi salı akşamı kurgulayıp çarşamba akşamından lig bitene kadar kusursuz bir şekilde işletmenizi bekleyenlerin fazlalığıdır. hangisi terazide ağır basıyorsa sıkıntınız aynı orantıda artar yahut azalır. kaldı ki sadece sporda değil ekonomiden siyasete hayatın hemen her alanında bizim kadar plânı, projeyi, hedefi ve bunlar için sabır gerektiğini dilden düşürmeyip; pratiğe geldiğinde çuvallayan bir toplum yoktur.
dezavantajlardan bashettik de asıl tehlike beşiktaş adına beşiktaşılılık yapmaktan imtina edenlerin kimi zaman en çirkince saldırılara başvurmaktan çekinmemesidir. mesela beşiktaş erkek basketbol takımının hemen her seviyesinde zamanında görev yapmış bir koç, türkiye kupasında kaybedilen fenerbahçe ülker maçı sonrası twitter sayfasından "beşiktaş basketbol takımı en son ne zaman ikinci kümye düştü?" diye sorarak erman kunter'in beşiktaş'ı bundan önce çalıştırdığı döneme bel altı çalışmak suretiyle gönderme yapabiliyor. ama bilmez ki yarın öbür gün olur da beşiktaş'ın başına geçerse, o en çirkin, en saygısız bir yol seçerek dil uzattığı adam kendisini sıfır kompleksle ilk tebrik eden insan olacaktır.
erman kunter'in bugün yaşadığı sorunların (şampiyon olan kadronun önemli isimlerinin ezeli rakiplere gitmesi, sınırlı bütçe vs.) neredeyse aynısını zamanında bire bir yaşan kadın basketbol takımı koçu aziz akkaya'ya koşulsuz destek çıkanlar; şimdilerde adeta o gün ki tutumlarını inkâr edercesine her kaybedilen maç sonrası kunter'e istifa imalarında bulunuyor. yazık. acı.
yetkin insanlar bu verdiğim iki örneğin başat öznesi olursa; sözlük yazarı arkadaş da gelir "hâlâ mı...." diye başlayan cümleler kurarak yol yordam gösterme egzersizlerine başvurur.
ez cümle benim fert olarak erman kunter'in bu camia içerisinde bir şeyleri başarabileceğine dair inancım 15 şubat 2013 fenerbahçe ülker beşiktaş maçı ile katlanarak artmıştır. maçın tamamına yakın kısmında sergilediğimiz oyunu, daha çok çalışarak ve daha önemli transfer hamleleri yapacak desteğin sağlanmasıyla önümüzdeki sezonun bütününe yansıtabileceğimizi düşünüyorum. umut etmek söz konusu değil, inanıyorum.
evet. hâlâ kunter.
bir sezondan fazla kredi tanınmayacak kadar sıradan bir basketbol adamı değildir. belki de şanssızlığı belki kaderi bilemiyorum ama gerek milli takım gerekse kulüp takımları olsun hep kısıtlı imkânların yer aldığı dönemlerde sorumluluk üstlenmiş kendisine sabredene tarihi boyunca göremediği başarılar kazandırmış[ybkz]swh[/ybkz], en kestirme yoldan kupa kaldırmayı hedefleyen organizasyonlarda ise[ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz] kendisine yol verilmiştir.
burada tercih beşiktaş camiasınındır. her sene yeni koç, her sene yeni kadro ise istenen; olur olmaz istikrar sözcüğünü dilimize pelesenk etmeyelim. bizim taraftar olarak sıkıntıları, zorlukları ve mağlubiyetleri göğüsleyebilme kapasitemiz yoksa erman kunter de olsa farketmez zeljko obradovic de olsa farketmez.
burada tercih beşiktaş camiasınındır. her sene yeni koç, her sene yeni kadro ise istenen; olur olmaz istikrar sözcüğünü dilimize pelesenk etmeyelim. bizim taraftar olarak sıkıntıları, zorlukları ve mağlubiyetleri göğüsleyebilme kapasitemiz yoksa erman kunter de olsa farketmez zeljko obradovic de olsa farketmez.
tecrübesine güvendiğim , koçluğuna inandığım isim.
tutku açık'ın kasığının çektiğini söyleyerek kenarda kalmak istemesi üzerine sporcu sağlığı açısından kendisini kenarda oturtan beşiktaş erkek basketbol takımı baş antrenörü. olası bir zorlamada yine birkaç hafta basketboldan uzak kalma riski var. kasık sakatlığının pek şakası yoktur malûm.
--alıntı--
"Ligimizde bu oyuncularda çok daha kaliteli basketbol izlemeliydik. Basketbol, bütçelerin geriside kaldı. Ligi kaçıncı sırada bitireceğimizi ise çok önemsemiyorum çünkü yenemeyeceğimiz takım olmadığını görüyorum. Yeter ki sonlarını iyi oynayalım."
--alıntı--
"Ligimizde bu oyuncularda çok daha kaliteli basketbol izlemeliydik. Basketbol, bütçelerin geriside kaldı. Ligi kaçıncı sırada bitireceğimizi ise çok önemsemiyorum çünkü yenemeyeceğimiz takım olmadığını görüyorum. Yeter ki sonlarını iyi oynayalım."
--alıntı--
--alıntı--
"mutlaka genç oyuncuların sayısını artırmalıyız. altyapılarda ne kadar çoğunluk olursa rekabet o kadar fazla olur. bu rekabet sonucunda oyuncular birbirini iter. beşiktaş'ın burada eksiği var. onu ancak önümüzdeki sezon planlayabiliriz. bugüne kadar imkansızlıklar vardı. avrupa'da 1,5 milyon avro transfer bütçesi olan kulüplerin 400-500 bin avro altyapı bütçesi olduğunu gördüm. fransa'da çoğu kulüp böyledir. bu yatırımların meyvelerini topluyorlar. bu şekilde 13-14 nba oyuncusuna ve 7-8 de avrupa ligi'nde oynayan üst düzey basketbolcuya sahipler. diğer kulüplerin de bunu yapması lazım."
"en azından 3-4 veya 5 oyuncu çekirdek kadroda olmalı. bu şekilde tablo daha kolay ortaya çıkar. o zaman eksik bölümler tamamlanır. ben uzun vadeli ve potansiyeli olan 3-4 genç oyuncuyu bu sezon kadroda bulundurmak isterdim. avrupa ligi tecrübesini onlara yaşatmayı arzulardım. öyle bir imkân olmadı. genç oyuncularımızın bazıları sakatlandı. onları da hazırlayamadık. bu sezonun sonunda bütün gücümüzle çekirdek kadroyu korumalıyız. her sezon yeniden yapılanmaya giderseniz bir yere varamazsınız. aşağıdan yukarıya üst düzey oyuncular çıkarmalıyız. kulüp olarak bunu sağlamazsak gelecekte devamlı yeniden yapılanma sıkıntısını yaşarız."
"başkalarını suçlamayalım, ama bugüne kadar gereksiz harcamalarla, denk olmayan bütçelerle sezonlar geçirilmiş. bunun kulübe verdiği maddi ve manevi zarar artarak devam etmiş. beşiktaş için konuşursak, şirketin olmasıyla dikkatli bir harcama ortaya çıkacak. basketbol takımı 6-7 milyon dolarlık, belki biraz daha fazla olur, denk bütçesiyle üstleri zorlayabilir. her zaman şampiyonluğu kovalayacak, avrupa'da başarı elde edecek bir takım kurma şansı olduğunu düşünüyorum. kulübe yük olmadan aş olarak götürebilir. basketbol takımlarının gelirleri var. bunları iyi kullanmak lazım. pazarlama konusunda biraz daha ilerlersek beşiktaş olarak iyi işler yapabiliriz. türk basketbolu olarak geri kaldığımız bir konu da bu. avrupa'da herkesin denk bütçesi var. kulüplerimiz gelir ve giderleri denkleştirirse büyük transferlere yönelmeyecektir. altyapıya ağırlık vereceklerdir. bu da türk basketbolunu olumlu yönde etkiler."
"mazeretlerin arkasına saklanmak istemiyorum. ama büyük ihtimalle top 16'daki takımların içindeki en düşük bütçelisi biziz. tabii ki bunların arkasına saklanmıyoruz. bizim bütçemizde top 16'da takım yok. takımlar 7-8 oyuncusunu kadroda tutuyor. takviyelerle eksiklerini kapatıyorlar. biz kadronun yüzde 90'ını değiştirdik. en küçük bütçeli ekiple katılıyoruz. çok büyük tecrübesi olan, büyük işler yapmış oyuncuları alamadık. profesyonel sporda tabi ki her zaman daha üst hedefler vardır. bu hedefler kolay değil. bu durumda bence top 16 iyidir. montepaschi siena ve khimki maçlarını kazanabilirdik. bazen çok daha fazla güç harcamak lazım. türk takımlarının çoğunun eksiği o. her sene kadro değiştirerek avrupa ligi'nde başarıya ulaşmak kolay değil. olympiakos kadrosunu çok değiştirmedi ve hâlâ bu seviyelerdeler. çok fazla oyuncu değişikliği yapanlar zorlanıyor."
"diğer tabloya baktığımız zaman, harcanan paralarla, yapılan yatırımlarla oynanan basketbolun veya avrupa'da alınan derecelerin paralel gitmediğini görüyorum. çok ciddi anlamda para yatırılıyor. ligin toplam bütçesi İspanya ile aynıdır. bütçe olarak yukarıda bile olabilir. ancak bu neticelere yansımıyor. demek ki hata yapıyoruz. acaba genç oyuncu sistemini rekabete mi açmalıyız? bu ters gelebilir ama yabancı oyuncu kontenjanını belli limitlerde serbest bırakıp, rekabete mi açsak? oyuncuları rekabete sokmazsak ileri gitmiyorlar. sıkıntı var. basketbol federasyonu'nun basketbol adamlarıyla bunu tartışması lazım. bazı sinyaller kötü. oyuncu bazında üst düzey oyuncu yetiştirmiyoruz. derece alamıyoruz. milli takımın önünde önemli turnuvalar var. oralardan da bir şey gelmiyor. yabancı oyuncu konusunda uyguladığımız 3+2 sistemi bugüne kadar istenilen neticeyi vermedi. ısrar etmemiz doğru mu olur, dönüş olur mu? karar vermemiz gerekiyor."
--alıntı--
yine masal anlatmış bu adam yeaa. hem arroyo'yu isteme hem de lâf kalabalığı yap. yeter artık ama yeaaa. üç kupalı şampi...
"mutlaka genç oyuncuların sayısını artırmalıyız. altyapılarda ne kadar çoğunluk olursa rekabet o kadar fazla olur. bu rekabet sonucunda oyuncular birbirini iter. beşiktaş'ın burada eksiği var. onu ancak önümüzdeki sezon planlayabiliriz. bugüne kadar imkansızlıklar vardı. avrupa'da 1,5 milyon avro transfer bütçesi olan kulüplerin 400-500 bin avro altyapı bütçesi olduğunu gördüm. fransa'da çoğu kulüp böyledir. bu yatırımların meyvelerini topluyorlar. bu şekilde 13-14 nba oyuncusuna ve 7-8 de avrupa ligi'nde oynayan üst düzey basketbolcuya sahipler. diğer kulüplerin de bunu yapması lazım."
"en azından 3-4 veya 5 oyuncu çekirdek kadroda olmalı. bu şekilde tablo daha kolay ortaya çıkar. o zaman eksik bölümler tamamlanır. ben uzun vadeli ve potansiyeli olan 3-4 genç oyuncuyu bu sezon kadroda bulundurmak isterdim. avrupa ligi tecrübesini onlara yaşatmayı arzulardım. öyle bir imkân olmadı. genç oyuncularımızın bazıları sakatlandı. onları da hazırlayamadık. bu sezonun sonunda bütün gücümüzle çekirdek kadroyu korumalıyız. her sezon yeniden yapılanmaya giderseniz bir yere varamazsınız. aşağıdan yukarıya üst düzey oyuncular çıkarmalıyız. kulüp olarak bunu sağlamazsak gelecekte devamlı yeniden yapılanma sıkıntısını yaşarız."
"başkalarını suçlamayalım, ama bugüne kadar gereksiz harcamalarla, denk olmayan bütçelerle sezonlar geçirilmiş. bunun kulübe verdiği maddi ve manevi zarar artarak devam etmiş. beşiktaş için konuşursak, şirketin olmasıyla dikkatli bir harcama ortaya çıkacak. basketbol takımı 6-7 milyon dolarlık, belki biraz daha fazla olur, denk bütçesiyle üstleri zorlayabilir. her zaman şampiyonluğu kovalayacak, avrupa'da başarı elde edecek bir takım kurma şansı olduğunu düşünüyorum. kulübe yük olmadan aş olarak götürebilir. basketbol takımlarının gelirleri var. bunları iyi kullanmak lazım. pazarlama konusunda biraz daha ilerlersek beşiktaş olarak iyi işler yapabiliriz. türk basketbolu olarak geri kaldığımız bir konu da bu. avrupa'da herkesin denk bütçesi var. kulüplerimiz gelir ve giderleri denkleştirirse büyük transferlere yönelmeyecektir. altyapıya ağırlık vereceklerdir. bu da türk basketbolunu olumlu yönde etkiler."
"mazeretlerin arkasına saklanmak istemiyorum. ama büyük ihtimalle top 16'daki takımların içindeki en düşük bütçelisi biziz. tabii ki bunların arkasına saklanmıyoruz. bizim bütçemizde top 16'da takım yok. takımlar 7-8 oyuncusunu kadroda tutuyor. takviyelerle eksiklerini kapatıyorlar. biz kadronun yüzde 90'ını değiştirdik. en küçük bütçeli ekiple katılıyoruz. çok büyük tecrübesi olan, büyük işler yapmış oyuncuları alamadık. profesyonel sporda tabi ki her zaman daha üst hedefler vardır. bu hedefler kolay değil. bu durumda bence top 16 iyidir. montepaschi siena ve khimki maçlarını kazanabilirdik. bazen çok daha fazla güç harcamak lazım. türk takımlarının çoğunun eksiği o. her sene kadro değiştirerek avrupa ligi'nde başarıya ulaşmak kolay değil. olympiakos kadrosunu çok değiştirmedi ve hâlâ bu seviyelerdeler. çok fazla oyuncu değişikliği yapanlar zorlanıyor."
"diğer tabloya baktığımız zaman, harcanan paralarla, yapılan yatırımlarla oynanan basketbolun veya avrupa'da alınan derecelerin paralel gitmediğini görüyorum. çok ciddi anlamda para yatırılıyor. ligin toplam bütçesi İspanya ile aynıdır. bütçe olarak yukarıda bile olabilir. ancak bu neticelere yansımıyor. demek ki hata yapıyoruz. acaba genç oyuncu sistemini rekabete mi açmalıyız? bu ters gelebilir ama yabancı oyuncu kontenjanını belli limitlerde serbest bırakıp, rekabete mi açsak? oyuncuları rekabete sokmazsak ileri gitmiyorlar. sıkıntı var. basketbol federasyonu'nun basketbol adamlarıyla bunu tartışması lazım. bazı sinyaller kötü. oyuncu bazında üst düzey oyuncu yetiştirmiyoruz. derece alamıyoruz. milli takımın önünde önemli turnuvalar var. oralardan da bir şey gelmiyor. yabancı oyuncu konusunda uyguladığımız 3+2 sistemi bugüne kadar istenilen neticeyi vermedi. ısrar etmemiz doğru mu olur, dönüş olur mu? karar vermemiz gerekiyor."
--alıntı--
yine masal anlatmış bu adam yeaa. hem arroyo'yu isteme hem de lâf kalabalığı yap. yeter artık ama yeaaa. üç kupalı şampi...
bugün cnn türk'e verdiği röportaj:http://video.cnnturk.com/2013/spor/2/20/kunter-besiktas-sampiyon-olursa-sasirmam
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?