cezalı maçlara sadece kadın ve çocukların alınması

(bkz: bir ceza yöntemi olarak kadın)

ceza almak istemeyen küfür etmesin,sahaya yabancı madde atmasın.millet uygulamadan rahatsızız diyor ama ne trübünlerdeki olaylar nede küfür bitiyor. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

genç oyuncumuz kadir arı kalecinin üzerine zayıf bir şut çektiği o anda, takım da 1-0 mağlupken, sadece kadın ve çocukların statta olduğuna şükrettim. mazaallah çocuğun tüm özgüvenini bitirebilecek bir uğultu olurdu.
ama yine de bu kadın ve çocukların ceza yöntemi olarak kullanılmasından nefret etmemi değiştirmiyor. bir de tv'den izlerken özellikle kulağım tırmalanıyor, kafam şişiyor adeta

(bkz: hoşgeldin)
22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçı sonrası tekrar gündemimize oturacak olan uygulama.

beşiktaş'ın pek yabancı olmadığı uygulama...

(bkz: 21 ekim 2013 beşiktaş çaykur rizespor maçı)

çifte standarttır aslında dışarıdan bakacak olursak. kadın ve çocuklar esas seyircinin olmadığı maçlara alınır, 2.sınıf taraftarmışcasına. ancak gerçek şudur ki tribünler maalesef ki ailelerin gideceği, güzel güzel maçını izleyebileceği yerler olamıyor bi türlü.böylelikle talep görüyor, ancak böyle görebiliyor bazıları takımını. bu uygulama bu yüzden düşünmemizi sağlamak için iyi bi fırsat. artık gerçekten huzur tribünde olmalı çünkü.

izleyen için bile ciddi anlamda konsantrasyon bozucu bir durum iken futbolcular nasıl tahammül ediyor bilmiyorum.

yanlış anlaşılma olmasın diye hemen belirteyim, örneğin dünkü 21 ekim 2013 beşiktaş çaykur rizespor maçı'ndaki dişi kartallarımızın performansı gayet iyiydi. fakat tribünden gelen ses rengine her zaman bir kulak aşinalığı olduğu için sadece kadın ve çocuklardan oluşan bir tribünden gelen ses dikkat bozuyor bence. bir de çok rica edicem şu takım orta sahayı geçince çığlık atma huyunuzdan vazgeçin lütfen.

tabi tüm bunlara neden olan gereksiz uygulamayı hayata geçiren federasyona da değinmemek olmaz. "taraftar yok ama kadın ve çocuk var" gibi kadın ve çocukları 2. sınıf taraftar olarak gören bir mantığa sahip olduğunuz sürece, o her zaman dillendirdiğiniz "ailece maça gitme" mevzusu pek gerçekleşemez. önce siz zihniyetinizi değiştirin.

Yıldırım demirörenin yettiğinin kadınlar ve çocuklar tarafından da ortaya koyulduğu cezai uygulama

2014-2015 sezonu öncesi gözden geçirilip kalkmasını dilediğim uygulama.

sadece o kulübe değil tüm insanlığa verilmiş cezadır.resmen ortaya çıkan tablo berbat, ofsayt gole dakikalarca sevinenler mi? golü yarım saat sonra idrak edebilenler mi. zaten ortaya çıkan ses vuvuzeladan beter ve tüm oyuncuların konsantrasyonun içine ediyor. acilen kaldırılması gereken insanı değil futboldan hayattan soğutan bir ceza modeli.

bursaspor'un içeride oynadığı son maç pfdk kararları ile seyircisiz yani bir başka deyiş ile kadın ve çocuklara açık olarak oynanmıştı. ancak bu kitlenin yaptığı kötü tezahürat sonucunda bursasapor bir maç daha seyircisiz oynama cezası aldı, ancak işin mantığa, akla sığmayan kısmı, bu maçında kadın ve çocuklara açık olacağı. yani maçta olmayan ve tezahürat yapmayan gerçek taraftarlar , bir başka deyişle erkekler, işlemedikleri bir suç yüzünden yine cezalandırlmış,ama suçu işleyenler ödüllendirilmiştir. ulan ben böyle memleketin, böyle bir hukuk anlayışının, böyle bir pfdk'nın ve federasyonun tam ortasına ve akıllarına sıçayım. beyinsiz ahmaklar sizi.

(bkz: 23 mart 2014 beşiktaş akhisar belediyespor maçı )

#359975 ile beraber tarih olandır

beşiktaşlı kadınların, hayatımda duymadığım, gün yüzü görmemiş küfürlerle, cezalı olduğumuz maçta, tekrar ceza almamızı sağladıkları acayip bir uygulama...

neyse ki kalktı, vallahi biz erkeklerin edebi, adabı bozulmuştu...
ulan hangi kadın;

"çıktım taşın üstüne,
açtım bacaklarımı...
altından geçen fener,
yesin taşaklarımı..." diye bağırır...

bu olmamışlıkla bu inanmışlık...
vallahi helal olsun...