cezalı maçlara sadece kadın ve çocukların alınması

beşiktaşlı kadınların, hayatımda duymadığım, gün yüzü görmemiş küfürlerle, cezalı olduğumuz maçta, tekrar ceza almamızı sağladıkları acayip bir uygulama...

neyse ki kalktı, vallahi biz erkeklerin edebi, adabı bozulmuştu...
ulan hangi kadın;

"çıktım taşın üstüne,
açtım bacaklarımı...
altından geçen fener,
yesin taşaklarımı..." diye bağırır...

bu olmamışlıkla bu inanmışlık...
vallahi helal olsun...

#359975 ile beraber tarih olandır

(bkz: 23 mart 2014 beşiktaş akhisar belediyespor maçı )

bursaspor'un içeride oynadığı son maç pfdk kararları ile seyircisiz yani bir başka deyiş ile kadın ve çocuklara açık olarak oynanmıştı. ancak bu kitlenin yaptığı kötü tezahürat sonucunda bursasapor bir maç daha seyircisiz oynama cezası aldı, ancak işin mantığa, akla sığmayan kısmı, bu maçında kadın ve çocuklara açık olacağı. yani maçta olmayan ve tezahürat yapmayan gerçek taraftarlar , bir başka deyişle erkekler, işlemedikleri bir suç yüzünden yine cezalandırlmış,ama suçu işleyenler ödüllendirilmiştir. ulan ben böyle memleketin, böyle bir hukuk anlayışının, böyle bir pfdk'nın ve federasyonun tam ortasına ve akıllarına sıçayım. beyinsiz ahmaklar sizi.

sadece o kulübe değil tüm insanlığa verilmiş cezadır.resmen ortaya çıkan tablo berbat, ofsayt gole dakikalarca sevinenler mi? golü yarım saat sonra idrak edebilenler mi. zaten ortaya çıkan ses vuvuzeladan beter ve tüm oyuncuların konsantrasyonun içine ediyor. acilen kaldırılması gereken insanı değil futboldan hayattan soğutan bir ceza modeli.

2014-2015 sezonu öncesi gözden geçirilip kalkmasını dilediğim uygulama.

Yıldırım demirörenin yettiğinin kadınlar ve çocuklar tarafından da ortaya koyulduğu cezai uygulama

izleyen için bile ciddi anlamda konsantrasyon bozucu bir durum iken futbolcular nasıl tahammül ediyor bilmiyorum.

yanlış anlaşılma olmasın diye hemen belirteyim, örneğin dünkü 21 ekim 2013 beşiktaş çaykur rizespor maçı'ndaki dişi kartallarımızın performansı gayet iyiydi. fakat tribünden gelen ses rengine her zaman bir kulak aşinalığı olduğu için sadece kadın ve çocuklardan oluşan bir tribünden gelen ses dikkat bozuyor bence. bir de çok rica edicem şu takım orta sahayı geçince çığlık atma huyunuzdan vazgeçin lütfen.

tabi tüm bunlara neden olan gereksiz uygulamayı hayata geçiren federasyona da değinmemek olmaz. "taraftar yok ama kadın ve çocuk var" gibi kadın ve çocukları 2. sınıf taraftar olarak gören bir mantığa sahip olduğunuz sürece, o her zaman dillendirdiğiniz "ailece maça gitme" mevzusu pek gerçekleşemez. önce siz zihniyetinizi değiştirin.

çifte standarttır aslında dışarıdan bakacak olursak. kadın ve çocuklar esas seyircinin olmadığı maçlara alınır, 2.sınıf taraftarmışcasına. ancak gerçek şudur ki tribünler maalesef ki ailelerin gideceği, güzel güzel maçını izleyebileceği yerler olamıyor bi türlü.böylelikle talep görüyor, ancak böyle görebiliyor bazıları takımını. bu uygulama bu yüzden düşünmemizi sağlamak için iyi bi fırsat. artık gerçekten huzur tribünde olmalı çünkü.

(bkz: 21 ekim 2013 beşiktaş çaykur rizespor maçı)

beşiktaş'ın pek yabancı olmadığı uygulama...

(bkz: hoşgeldin)
22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçı sonrası tekrar gündemimize oturacak olan uygulama.

genç oyuncumuz kadir arı kalecinin üzerine zayıf bir şut çektiği o anda, takım da 1-0 mağlupken, sadece kadın ve çocukların statta olduğuna şükrettim. mazaallah çocuğun tüm özgüvenini bitirebilecek bir uğultu olurdu.
ama yine de bu kadın ve çocukların ceza yöntemi olarak kullanılmasından nefret etmemi değiştirmiyor. bir de tv'den izlerken özellikle kulağım tırmalanıyor, kafam şişiyor adeta

ceza almak istemeyen küfür etmesin,sahaya yabancı madde atmasın.millet uygulamadan rahatsızız diyor ama ne trübünlerdeki olaylar nede küfür bitiyor. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

(bkz: bir ceza yöntemi olarak kadın)

federasyonun acil durdurması gereken uygulama.resmen cinsiyet ayrımcılığı yapıyorlar...yeter artık yemin ediyorum bir gün kendini asıcam maç izlerken.o ses ne lan! maçtan önce bunlara hamur işi bişeyler dağıtılsın ağızları boş durmasın bağırmasınlar artık ya.
edit:biraz sert olmuş.

belki hayatı boyunca sırf bu maçlar sayesinde beşiktaşı stadında izleme fırsatı bulmuş insanlar vardır.ben uygulamanın kalkmasını istemiyorum.bu ülkede ailecek gidilebilecek stad kalmadı maalesef.çok afedersiniz ama beşiktaşın stadı bile bir babanın çocuklarını,karısını alıp gitmek isteyeceği bir yer değil.utanmadan sağa sola laf atan o kadar çok sarhoş var ki bari bırakın millet rahat rahat maça gidip gelsin.

merak ettiğim aslında bu maçlar yasal olarak seyircisiz sayılıyor. Yani kadınlar ve çocuklar adam yerine konmuyor.Peki bir klübe seyircisiz maç cezası verildiğinde yani hukuksal anlamda maç seyircisiz iken, bir kadın sahaya inip hakemi bıçaklasa bundan kim sorumlu olacak.Cezayı yine klüp mü çekecek ama zaten syirci yok, yani aslında tribünlerdeki insan değil.Neresinden bakarsan bak sadece türkiyede görülebilecek abukluk ve saçmalıkların daniskaslarından biridir.

en önce kadınların karşı çıkması gereken uygulamadır. zira federasyon çok açıktan cinsiyet ayrımcılığı yapıyor. bir şeyleri eleştireceksek, sanırım önce bu ayrımcılığı eleştirmek gerekecek.
ayrıca kadınların bilerek geri bırakıldığı, futboldan uzak tutulduğu gibi sebepler asla takımının yenildiği maçtan sonra gülmeyi haklı çıkarmaz. nasıl sırf fotoğraf çektirmek için kapalıya gelenlere tepki gösterdiysek, maça giden kadınların da maçtan alakasız şeyler tavırlar sergilemesine tepki göstermeliyiz. göstermeliyiz ki, daha sonra ki maçlarda bu tür hareketler baş göstermesin.
son bir not; bunca yıldır tribünü takip eden kadınların mevcut olduğu kartal sözlük bu konuda yorum yapmaya en uygun mecradır. ve yine bu kadınların bir çoğu uygulamayı saçma buluyor, maçların içine sıçıldığını söylüyorsa; ben bu tespiti dikkate alırım. atalarımızdan bir hatırlatma;
(bkz: müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz)

Stadlar askeri alanlar değildir ve istediği herkes istediğini giyerek ve takarak gelebilmelidir.
Tribünün “erkekler” tarafından belirlenmiş kural ve kıyafet ritüeline her kadın kendi yorumunu katabilmelidir ve saçma da olsa siyah beyaz bir ürünü Beşiktaş ile bağdaştırıp sembol olsun diye yolda bunu kullanıyorsa sadece gülerim ama aşağılamam.
ister oryantal ister roman oynasın..Eğer birisi Beşiktaş’ı yalnız bırakmamak için oradaysa istediği gibi oynasın, kıvırsın.
Sesi her ne kadar tiz olsa ve birilerini rahatsız etse de takımı sahada yalnız bırakmamak adına ellerinden geldiğince marşlara katılıyorlarsa bundan şikayetçi değil, gurur duymalıyız.
Hayatlarında hiç maça gelmemiş olmamaları, tezahurat ve futbol kurallarını bilmemeleri dalga geçilmeleri için bir sebep değildir.Futbolla yatıp futbolla kalkan bir ülkede birileri kadınları bu spordan bu kadar uzak ve bilgisiz tuttuysa bu başkalarının suçudur.Bırak bu ülkeyi istanbul’daki tüm kadınların bizim gibi şanslı kafileden saymak, devekuşunun kafasını kuma gömmesinden farklı değildir.
Haksız cezaları, kadınların stadlarda bulunma oranının arttırılmasını vs. her şeyi tartışalım kabul.Ama kadınların gelmesindense tarafsız sahada oynansın demek bence aşağılamaların ve haksızlığın en büyüğüdür.
Beşiktaş’ı(futbolu) sevme ve destekleme şeklini belirlemek epitopu on bin kişinin haddine değildir…