yolda yürürken gördüğün siyah beyaz poşeti dahi yerden almaktır.
beşiktaşlı olmak
tarif edilemez bir duygu. yaşayan anlar.
hafızanı kaybetsende hatırlayabileceğin tek şeydir.
sen "o" olmuşsundur artık ne kadar anlatsanda ne kadar açıklasanda,paylaşsanda,sevsende,ölsende
..beşiktaş olmuşsun..
sen "o" olmuşsundur artık ne kadar anlatsanda ne kadar açıklasanda,paylaşsanda,sevsende,ölsende
..beşiktaş olmuşsun..
bambaşka bi şeydir. gururlu olmaktır.
biz beşiktaş için her şeyi yaparız diyen nice boş adamların demesi değildir beşiktaşlı olmak . "beşiktaş sadece futbol takımından ibaret değildir.voleybol basketbol hentbol engelli basketbol hatta satranc her dalda beşiktaşın yanındayız! " diyebilmektir .sadece futbolu onemseyip geri kalanları boşlayan zihniyeti kınayabilmektir. kendini beğenmişlik değildir...aptallık hiç değildir..beşiktaş ruhtur bedene indirgenemez, beşiktaş hayattır kimse parçalara bölemez.
bir ölüm kalım meselesi değildir...
çünkü çok daha önemlidir dediğim olgudur...
çünkü çok daha önemlidir dediğim olgudur...
ağır yüktür, sırtlayanı yormayan cinsinden
güzel bir şeydir beşiktaşlı olmak. her ne kadar kitlelere yayılsa, topluluklar, oluşumlar insanın aklına gelse de, beşiktaşlı olmak özeldir. kişiye özeldir. hayatınızda verdiğiniz kararlarda bile beşiktaşın etkileri vardır. kız arkadaşınızla olan ilişkilerinizde beşiktaşın etkileri vardır. ailenize, semtinize, arkadaşlarınıza karşı davranışlarınızda da.. affetme mekanizmanız bile beşiktaş felsefesiyle paraleldir. işin güzeli de bunu çok sonradan fark etmenizdir.
beşiktaşlı olmak herkese nasip olmaz. beşiktaş zamanla, yavaş yavaş, sindire sindire insanın gerçekten kanına girer.. ve aslında, bana göre, beşiktaşlı doğulmaz, beşiktaşlı olunur. sizin düşünceleriniz, fikirleriniz, zaman zaman asiliğiniz ve kör savaşınız sizi beşiktaşlı yapar. beşiktaşlı olduğunuz için bunlar olmaz.. beşiktaş bilinçaltına işler, işler, işler.. o yüzdendir ki çoğu sohbette "ama beşiktaş farklı" laflarını duyarım diğerlerinden. çünkü inanıyorum ki, derinlerde bir yerde, onların da bir parçası beşiktaşlıdır. diğer takımlar-genelde- anıldığı zaman, kulüpleriyle, taraftarlarıyla, başarılarıyla, başarısızlıklarıyla anılır. fakat beşiktaş denildiği zaman daha farklı resimler oluşur insanın kafasında. daha geniş, ama bir o kadar küçük. yıllardır söylenen kelime duruş. beşiktaşlı duruşu.. biraz dolduruyor bu resmin tanımını aslında. yine de tam olarak değil, olamaz da.. aslında "nedir beşiktaşlılık" sorusunun cevabı yoktur. bir andır, ufacık bir düşüncedir ya da şahit olduğunuz bir olaydır.. beşiktaş baba yerine konulan figürler gibidir. hani vardır ya babacan adamlar.. yaşı ne olursa olsun muhabbet etmek için can attığınız, yeri geldiğinde size nasihat veren, zaman zaman kalbinizi çok ama çok kıran adamlar..
beşiktaşlı olmak, kendin olmaktır, kendini bulabilme yoludur. o yüzdendir ki şampiyonluk, başarı veya hezimetler bizim çok da umrumuzda değildir.
hayatın her alanında ağır etkisi vardır beşiktaşlı olmanın.. en basitinden sol frame'de "eski sevgili/sevgili" gibi kelimelerle başlayan başlıklarda, nedense, aklıma ilk gelen şey beşiktaştır. ya da gündelik hayatta, tatsız bir tartışmanın içindeyken, tartışma kanlı bıçaklı kavgaya dönüşecekken, aklıma önce beşiktaş, sonra abiler aklıma gelir. önce efendi ve alabildiğince alttan almayı öğreten abiler. sırdaşlığı, kol kanat germeyi, yardım etmeyi, anlamayı, ayırmamayı öğretti bana beşiktaş. daha da çok şey var öğreteceği..
beşiktaşlı olmak herkese nasip olmaz. beşiktaş zamanla, yavaş yavaş, sindire sindire insanın gerçekten kanına girer.. ve aslında, bana göre, beşiktaşlı doğulmaz, beşiktaşlı olunur. sizin düşünceleriniz, fikirleriniz, zaman zaman asiliğiniz ve kör savaşınız sizi beşiktaşlı yapar. beşiktaşlı olduğunuz için bunlar olmaz.. beşiktaş bilinçaltına işler, işler, işler.. o yüzdendir ki çoğu sohbette "ama beşiktaş farklı" laflarını duyarım diğerlerinden. çünkü inanıyorum ki, derinlerde bir yerde, onların da bir parçası beşiktaşlıdır. diğer takımlar-genelde- anıldığı zaman, kulüpleriyle, taraftarlarıyla, başarılarıyla, başarısızlıklarıyla anılır. fakat beşiktaş denildiği zaman daha farklı resimler oluşur insanın kafasında. daha geniş, ama bir o kadar küçük. yıllardır söylenen kelime duruş. beşiktaşlı duruşu.. biraz dolduruyor bu resmin tanımını aslında. yine de tam olarak değil, olamaz da.. aslında "nedir beşiktaşlılık" sorusunun cevabı yoktur. bir andır, ufacık bir düşüncedir ya da şahit olduğunuz bir olaydır.. beşiktaş baba yerine konulan figürler gibidir. hani vardır ya babacan adamlar.. yaşı ne olursa olsun muhabbet etmek için can attığınız, yeri geldiğinde size nasihat veren, zaman zaman kalbinizi çok ama çok kıran adamlar..
beşiktaşlı olmak, kendin olmaktır, kendini bulabilme yoludur. o yüzdendir ki şampiyonluk, başarı veya hezimetler bizim çok da umrumuzda değildir.
hayatın her alanında ağır etkisi vardır beşiktaşlı olmanın.. en basitinden sol frame'de "eski sevgili/sevgili" gibi kelimelerle başlayan başlıklarda, nedense, aklıma ilk gelen şey beşiktaştır. ya da gündelik hayatta, tatsız bir tartışmanın içindeyken, tartışma kanlı bıçaklı kavgaya dönüşecekken, aklıma önce beşiktaş, sonra abiler aklıma gelir. önce efendi ve alabildiğince alttan almayı öğreten abiler. sırdaşlığı, kol kanat germeyi, yardım etmeyi, anlamayı, ayırmamayı öğretti bana beşiktaş. daha da çok şey var öğreteceği..
iyi insan olmaktır. zira (b: iyi insan olmadan iyi beşiktaşlı olunmaz)[ybkz]swh[/ybkz]
diğer takımları tutmamaktır
uzun yıllardır görmediğin, görüşmediğin yaşça büyük eş dost akrabanın, seni sadece beşiktaşlı olarak hatırlaması ve bunun bünyede yarattığı tarifi imkansız mutluluktur...
yeter.
borçtur borç
Anlatılmaz yaşanır...
ne zaman başladığını hatırlayamadığım olgudur. babam da beşiktaşlı olduğu için bana babamdan kalan mirastır. şüphesiz oğluma da benim bırakacağım en büyük miras olacaktır. miras sayılmasa da yeğenime hayatının en güzel hediyesi olacaktır; beşiktaşlı olmak.
ne zaman başladığını hatırlayamadığım olgudur. babam da beşiktaşlı olduğu için bana babamdan kalan mirastır. şüphesiz oğluma da benim bırakacağım en büyük miras olacaktır. miras sayılmasa da yeğenime hayatının en güzel hediyesi olacaktır; beşiktaşlı olmak.
hayata anlam katmaktır. zira bu hayat beşiktaş olmadan hiç çekilmez.
ayrıcalıktır.aşktır.sevgidir.ruhtur.kızgınlıktır.hırstır.sevinçtir.hüzündür.eğlencedir.gülümsemektir.hayattır.
fenerbahçeli babam her hafta beni ankaragücü maçlarına götürürdü.annem galatasaraylıydı.ben bu evde nasıl beşiktaşlı oldum hiç bir fikrim yok sanırsam benim için en çok yukardakilerin hepsini birden hissetmektir.
fenerbahçeli babam her hafta beni ankaragücü maçlarına götürürdü.annem galatasaraylıydı.ben bu evde nasıl beşiktaşlı oldum hiç bir fikrim yok sanırsam benim için en çok yukardakilerin hepsini birden hissetmektir.
hayatımın 25 yılı kaleme alınıp didik didik edilse,
sahip olduğum tek gurur kaynağım. egoysa ego, şuursuz derecede burnum havada bu hususta.
insanın sahip olabileceği çok garip bir karakter imarı.
bambaşka bir olgu beşiktaşlı olabilmek.
sahip olduğum tek gurur kaynağım. egoysa ego, şuursuz derecede burnum havada bu hususta.
insanın sahip olabileceği çok garip bir karakter imarı.
bambaşka bir olgu beşiktaşlı olabilmek.
az olmaktır, azınlığın tadını anlamak, sayısal çokluğun büyüklük olmadığını 55.000 tane sarı lacivert çekirdekçi önünde stadlarını (bkz: beşiktaş) diye inleterek kanıtlamaktır
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?