---------------kartal basket---------------
Bu takımın hocası, ligden çekildiklerini bizim aracılığımızla duyuyorsa, taraftarın yönetim hakkında biraz düşünmesi gerekli.
---------------kartal basket---------------
---------------alıntı---------------
Biz oynardik ustelik para da almazdik #FEDA nin en buyugunu gerceklestirirdik , neden isimizi elimizden aldiniz ki?
---------------alıntı--------------- [ybkz]swh[/ybkz]
beşiktaş kadın basketbol takımı
hayatımda sadece 2 kere maçlarını izlediğim artık olmayan takım. benim 2 kere başkalarının hiç kere daha başkalarının böyle bir takımın olduğunu dahi bilmemeleri bu şubenin kapatılmasını gerektirmez. hele ki sapla samanı karıştırmayı hiç gerektirmez. beşiktaş bir spor kulübüdür ve bu kulübün en çok ilgi gören branşı futbol olması demek diğer branşlarını kapama hakkını vermez, şundan dolayı; bi kere bu kulübün en büyük amaçlarından biri ülke gençlerini spora teşvik etmek ve onları sporcu bilinci ile yetiştirip sağlıklı bireyler yetiştirmek falan filan. son olimpiyatlarda gördük ki kadın basketbolu artık yükselen bir değer ve ülkemizi temsil edecek profesyonel yapılanma tamamlanmış fakat bu yükselen branşı sayın fedacı zihniyet hiç edip piç edip yok ediyor.
Biz sabahtan akşama kadar futbol arada şampiyon olunca basketbol konuşalım hatta el clasico bizim favorilerimiz olsun ama sahiplenmediğimiz bir ekip kapatılınca hep beraber sahiplenelim.biz taraftar olarak sahip çıkmayalım ama kapatılınca yönetim sahip çıksın, biz mecbur değiliz
hadi bunda haklıyız diyelim, amatör ekiplere maalesef ülkemizde kimse sahip çıkmıyor zaten
Ancak yeni yönetim göreve geldiğinde fikret orman başlıklarının altına methiyeler,imdatlar yazılırken şimdi küfürler, hakaretler yağdırıyoruz ve bu adam daha göreve gelmeden evvel yaptığı açıklamalarda kimi amatör branşları kapatacaklarını açık açık söyledi.Ama pardon, o sırada porto çetesiyle ilgili paragrafı mı okuduk sadece?Madem amatör ekipleri bu kadar önde tutuyorduk, o zamanlar fırtınalar koparsaydık Madem Beşiktaş fakir edebiyatıyla yönetilmezdi, öyle ekip lav etmezdi, o zaman neredeydik baylar bayanlar?
Ah ben atladım tabi beşyüz kırk tlye kombine, yüz tlye forma bir de feda tişörtü aldık değil mi? Her şeyi söylemeye muktediriz.
Tanım : Gitmesek te görmesek te orada bir takım var uzakta ağtıl ama bizim takımımızdır
Ancak yeni yönetim göreve geldiğinde fikret orman başlıklarının altına methiyeler,imdatlar yazılırken şimdi küfürler, hakaretler yağdırıyoruz ve bu adam daha göreve gelmeden evvel yaptığı açıklamalarda kimi amatör branşları kapatacaklarını açık açık söyledi.Ama pardon, o sırada porto çetesiyle ilgili paragrafı mı okuduk sadece?Madem amatör ekipleri bu kadar önde tutuyorduk, o zamanlar fırtınalar koparsaydık Madem Beşiktaş fakir edebiyatıyla yönetilmezdi, öyle ekip lav etmezdi, o zaman neredeydik baylar bayanlar?
Ah ben atladım tabi beşyüz kırk tlye kombine, yüz tlye forma bir de feda tişörtü aldık değil mi? Her şeyi söylemeye muktediriz.
Tanım : Gitmesek te görmesek te orada bir takım var uzakta ağtıl ama bizim takımımızdır
ben anlamıyorum arkadaş, fenerbahçe ve galatasaray'ın amatör branş maçları tıklım tıklım doluyor mu? dünya yıkılsa beşiktaş taraftarını suçlayacaksınız yahu.
---------------tüzük---------------
amaç
MADDE 5 - Beşiktaş Jimnastik Kulübü, bir spor kulübüdür. Organlardaki bütün görevler parasızdır. Amacı ;
Büyük önder Atatürk'ün hedef gösterdiği doğrultuda "Zeki, çevik ve ahlaklı" sporcular yetiştirmek, sporla amatörce ve izin verilen konularda profesyonelce uğraşmak, taraftarlar, üyeler ve sporcular arasında sevgi ve dayanışmayı kurmak ve geliştirmek, Beşiktaşlılık sevgisini yaymak, tabanı genişletmek, bilinçli taraftar yetiştirmek, Türk sporunun gelişmesine ve milli takımların başarısına katkı sağlamak, Türk sporunu yurt içinde ve dışındaki karşılaşmalarda başarıyla temsil etmek, gençleri spora yöneltmek ve onlara spor yapma olanağı sağlamak, sporcu ile birlikte her kademede spor adamı yetiştirmek, üyelerin sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılamak, üyeleri kulübün tesis ve faaliyetlerinden yararlandırmak, yurtiçinde ve yurtdışında spor karşılaşmalarına katılmak, bu karşılaşmalarda Türk sporunu başarı ile temsil etmek.
Beden Eğitimi ile ilgili her türlü spor ve jimnastik ile amatörce uğraşmak, her spor dalında amatör ruhla sporcular yetiştirmek, üyeler ve sporcular arasında sevgi, saygı ve dayanışma kurmak.
Her çeşit spor gösterisi, sosyal - kültürel etkinlikler, maçlar yarışmalar düzenlemek veya bu tip düzenlemelere katılmak, kulübün sportif faaliyetleri için yasaların ve tüzüğün tanıdığı yetkiler içinde lokal, açık veya kapalı spor tesisleri yapmak, kiralamak veya kiraya vermek; bunları yönetmek ve çalıştırmak, her yaştaki sporcuların çeşitli sporları amatör bir ruhla yapmalarını sağlamak
Sporla ve eğitimle ilgili her dereceden spor okulları ile diğer genel eğitim okulları ve kurumları açmak; profesyonel sporcu, teknik direktör, antrenör, monitör, teknik ve idari personeli kendi bünyesinde veya başka eğitim kurumlarında yetiştirmek, almak, çalıştırmak, kiralamak, mevzuata uygun profesyonel spor şubelerini kurmak, yönetmek ve bu tür kuruluşlara üçüncü gerçek veya tüzel kişilerle birlikte katılmak..
Kulübün ihtiyacı olan ikametgah ile amaç ve faaliyetleri için gerekli taşınır ve taşınmaz mallar ile yasa ve sözleşmelerden doğmuş ve doğacabilecek hertürlü haklara sahip olmak, yasalara uygun lokal açık ve kapalı spor alanları, kamp ve konaklama tesisleri almak, kiralamak ve yapmak. Bu amaç ve faaliyetlerini gerçekleştirmek için bağış kabul etmek ve gelir getirici taşınır ve taşınmaz mallara sahip olmak.
Amacına ulaşmak için ticari şirketler , yatırım ortaklıkları ve vakıflar kurmak veya kurulmuş ticari şirketler, yatırım ortaklıkları ve vakıflara katılmak, yardımlaşma, dayanışma kuruluşları kurmak, şube açmak, kurulu ve kurulacak olanlara katılmak, federasyon, konfederasyon kurmak veya bunlara katılmak uluslararası faaliyette bulunmak, yurt dışındaki sporla ilgili dernek ve kuruluşlara üye olmak, üyelikten ayrılmak. Kulübün gelişmesine ilişkin plan ve programlar ile bunları yürütecek profesyonel kadroları kurmak, BJK isim ve logosunun önde gelmesi koşulu ile sponsorluk anlaşmaları ve isim kullanım hakkı sözleşmeleri yapmak.
Sportif alanda eğitici ve aydınlatıcı, bunun yanısıra kulübün faaliyetleri hakkında üyelere ve kamu oyuna bilgi veren sürekli yayınlar yapmak.
üniversiteler dahil olmak üzere eğitim kuruluşları ve dış ülke kulüpleri ile iş birliği yapmak ve bilgi alışverişinde bulunmak spor okulları açmak öz kaynaktan sporcu yetiştirmek, başarılı sporcuları korumak ve bünyesinden yetiştirdiği sporcuların kadrolarında yer almasını sağlamak.
Kulüp'te spor yapmış ve sporu Kulüp'te bırakmış, Kulübü yurtiçinde ve yurtdışında başarıyla temsil etmiş, sporcu iken veya sporu bıraktıktan sonra sağlık veya diğer nedenlerle madden veya manen zor duruma düşmüş sporcularına sahip çıkmak ve bu durumda olanlara gereken ilgiyi gösterip destek sağlamak.
---------------tüzük---------------
sen önce kendi tüzüğünle, var olma amacınla çelişmemeyi bir öğreneceksin. ondan sonra bizden "feda" isteyeceksin. bundan 1 buçuk sene önce yıldırım demirören de, çıktığı bir programda "amatör şubeleri kapatabiliriz." dedi, ortalığı ayağa kaldırdık. zamanında o yapmış olsaydı bunu, şimdi adamı itin kıçına sokmuştu herkes. bırakın artık kendinizi suçlamayı, hırsızın hiç mi suçu yok? senin yöneticin, bu branşı kapattığını kartalbasket.org aracılığıyla duyuruyor. senin basketbolcuların, işsiz kaldıklarını twitter'dan öğreniyor. bu da mı bizim suçumuz? böyle bir yönetim anlayışı olabilir mi? bu takımdaki sporcular, aralık ayına kadar başka bir takımda oynayamayacak. hadi şimdi gidin o kızlara anlatın bakalım "ama taraftar çok rererö" diye.
---------------tüzük---------------
amaç
MADDE 5 - Beşiktaş Jimnastik Kulübü, bir spor kulübüdür. Organlardaki bütün görevler parasızdır. Amacı ;
Büyük önder Atatürk'ün hedef gösterdiği doğrultuda "Zeki, çevik ve ahlaklı" sporcular yetiştirmek, sporla amatörce ve izin verilen konularda profesyonelce uğraşmak, taraftarlar, üyeler ve sporcular arasında sevgi ve dayanışmayı kurmak ve geliştirmek, Beşiktaşlılık sevgisini yaymak, tabanı genişletmek, bilinçli taraftar yetiştirmek, Türk sporunun gelişmesine ve milli takımların başarısına katkı sağlamak, Türk sporunu yurt içinde ve dışındaki karşılaşmalarda başarıyla temsil etmek, gençleri spora yöneltmek ve onlara spor yapma olanağı sağlamak, sporcu ile birlikte her kademede spor adamı yetiştirmek, üyelerin sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılamak, üyeleri kulübün tesis ve faaliyetlerinden yararlandırmak, yurtiçinde ve yurtdışında spor karşılaşmalarına katılmak, bu karşılaşmalarda Türk sporunu başarı ile temsil etmek.
Beden Eğitimi ile ilgili her türlü spor ve jimnastik ile amatörce uğraşmak, her spor dalında amatör ruhla sporcular yetiştirmek, üyeler ve sporcular arasında sevgi, saygı ve dayanışma kurmak.
Her çeşit spor gösterisi, sosyal - kültürel etkinlikler, maçlar yarışmalar düzenlemek veya bu tip düzenlemelere katılmak, kulübün sportif faaliyetleri için yasaların ve tüzüğün tanıdığı yetkiler içinde lokal, açık veya kapalı spor tesisleri yapmak, kiralamak veya kiraya vermek; bunları yönetmek ve çalıştırmak, her yaştaki sporcuların çeşitli sporları amatör bir ruhla yapmalarını sağlamak
Sporla ve eğitimle ilgili her dereceden spor okulları ile diğer genel eğitim okulları ve kurumları açmak; profesyonel sporcu, teknik direktör, antrenör, monitör, teknik ve idari personeli kendi bünyesinde veya başka eğitim kurumlarında yetiştirmek, almak, çalıştırmak, kiralamak, mevzuata uygun profesyonel spor şubelerini kurmak, yönetmek ve bu tür kuruluşlara üçüncü gerçek veya tüzel kişilerle birlikte katılmak..
Kulübün ihtiyacı olan ikametgah ile amaç ve faaliyetleri için gerekli taşınır ve taşınmaz mallar ile yasa ve sözleşmelerden doğmuş ve doğacabilecek hertürlü haklara sahip olmak, yasalara uygun lokal açık ve kapalı spor alanları, kamp ve konaklama tesisleri almak, kiralamak ve yapmak. Bu amaç ve faaliyetlerini gerçekleştirmek için bağış kabul etmek ve gelir getirici taşınır ve taşınmaz mallara sahip olmak.
Amacına ulaşmak için ticari şirketler , yatırım ortaklıkları ve vakıflar kurmak veya kurulmuş ticari şirketler, yatırım ortaklıkları ve vakıflara katılmak, yardımlaşma, dayanışma kuruluşları kurmak, şube açmak, kurulu ve kurulacak olanlara katılmak, federasyon, konfederasyon kurmak veya bunlara katılmak uluslararası faaliyette bulunmak, yurt dışındaki sporla ilgili dernek ve kuruluşlara üye olmak, üyelikten ayrılmak. Kulübün gelişmesine ilişkin plan ve programlar ile bunları yürütecek profesyonel kadroları kurmak, BJK isim ve logosunun önde gelmesi koşulu ile sponsorluk anlaşmaları ve isim kullanım hakkı sözleşmeleri yapmak.
Sportif alanda eğitici ve aydınlatıcı, bunun yanısıra kulübün faaliyetleri hakkında üyelere ve kamu oyuna bilgi veren sürekli yayınlar yapmak.
üniversiteler dahil olmak üzere eğitim kuruluşları ve dış ülke kulüpleri ile iş birliği yapmak ve bilgi alışverişinde bulunmak spor okulları açmak öz kaynaktan sporcu yetiştirmek, başarılı sporcuları korumak ve bünyesinden yetiştirdiği sporcuların kadrolarında yer almasını sağlamak.
Kulüp'te spor yapmış ve sporu Kulüp'te bırakmış, Kulübü yurtiçinde ve yurtdışında başarıyla temsil etmiş, sporcu iken veya sporu bıraktıktan sonra sağlık veya diğer nedenlerle madden veya manen zor duruma düşmüş sporcularına sahip çıkmak ve bu durumda olanlara gereken ilgiyi gösterip destek sağlamak.
---------------tüzük---------------
sen önce kendi tüzüğünle, var olma amacınla çelişmemeyi bir öğreneceksin. ondan sonra bizden "feda" isteyeceksin. bundan 1 buçuk sene önce yıldırım demirören de, çıktığı bir programda "amatör şubeleri kapatabiliriz." dedi, ortalığı ayağa kaldırdık. zamanında o yapmış olsaydı bunu, şimdi adamı itin kıçına sokmuştu herkes. bırakın artık kendinizi suçlamayı, hırsızın hiç mi suçu yok? senin yöneticin, bu branşı kapattığını kartalbasket.org aracılığıyla duyuruyor. senin basketbolcuların, işsiz kaldıklarını twitter'dan öğreniyor. bu da mı bizim suçumuz? böyle bir yönetim anlayışı olabilir mi? bu takımdaki sporcular, aralık ayına kadar başka bir takımda oynayamayacak. hadi şimdi gidin o kızlara anlatın bakalım "ama taraftar çok rererö" diye.
biz burada ne kadar kavga edersek edelim sonuç olarak kapatılacak takımdır, tıpkı erkek voleybol takımımız gibi.
ister bunun adına feda denilsin, ister yönetimin hatası. kapatılıyor mu? evet. o kadınlar şimdi işsiz kaldı mı? evet. boğazımızda düğüm uzaktan seyirci kalmaktan başka elimizden gelecek bir şey var mı peki? hayır.
elimden bir şey gelmiyor evet ama dilimden çok şey geliyor. en başta da;
(b: allah belanı versin demirören...)
ister bunun adına feda denilsin, ister yönetimin hatası. kapatılıyor mu? evet. o kadınlar şimdi işsiz kaldı mı? evet. boğazımızda düğüm uzaktan seyirci kalmaktan başka elimizden gelecek bir şey var mı peki? hayır.
elimden bir şey gelmiyor evet ama dilimden çok şey geliyor. en başta da;
(b: allah belanı versin demirören...)
bir hiç uğruna zâyi olacak takımdır.
yahu arkadaş; herkes, her amatör branşı takip etmek; her spor dalından keyif almak zorunda mıdır? kimi sevmez voleybolu, kimi hentbola "tu kaka" der, kimisi basketboldan haz etmiyor olabilir. Bırak amatör branşları, futbol takımının maçlarına gitmiyor, gidemiyor da olabilir. mesafelerden dolayı gidemez kimi, gurbettedir belki.
Ben lisanslı ürün, kombine vs. alıyorsam kulübüm için alıyorum; futbol takımı için değil. Branş göz etmek ne haddimize... Arma için kesiyorum gırtlağımdan kimi zaman, birkaç ay daha giyiyorum yıpranmış ceketimi. Bunu idrak etmeden, ortak bir paydaya ulaşmamız söz konusu değil ne yazık ki yönetimle. "Her katkı futbol takımı için yapılıyor; onun başarısı uğruna yapılacak her türlü girişim mübahtır." şeklinde bir anlayış varsa(ki bu davranışın adını koyamıyorum ben başka türlü), hatayı en başta, yönetime aday olarak yapmışsınız demektir ey efendiler.
Bütçeyi, kökü keserek düzeltemezsin, düzenleyemezsin. Bu yöntemle bakkal dahi idare edilemez, açık konuşuyorum. şûbe kapatarak, yönetimsel zaafını ortaya koymuş olursun sadece. ötesi, berisi yok bunun. Senin tasarrufunda dahi olmayan bir şeyi, kriz yönetiminde tökezleyip, üstüne üstlük bir de pişkinlik sergileme aracı ve amacı olarak kullanamazsın. Lahana turşusu perhizi yapıyoruz resmen...
Hem, o şube sayesinde geçimini sağlayanların ekmeğini elinden alıp, futbol takımı oyuncularına hamuduyla verme hakkını kim, nasıl verdi sana? Aklım almıyor, içime sinmiyor. O insanları, kulübünü, böyle bir duruma düşürdükten sonra, futbol takımının başarılarıyla mutlu olacağımızı mı zannediyor acabâ bu kişiler. Hangi değerimize sığar, hangi duruşumuzu temsil eder, hangi ahlâk sınırları içerisinde yer edinir bu hareket? düpedüz ihanettir adı, olsa olsa.
Voleybol şûbesi kapatıldığında tepki göstermemeye çalıştım elimden geldiğince. içim içimi yedi; ama zamanla telâfi edileceğini ummak için zorladım kendimi o dönem. Her ne kadar sağlıksız ve yanlış bir kararsa da, yönetimin tazeliğine verdik bunu. Eleştirilerimiz yetersiz kaldı belki de. Fakat; önce futbol takımı oyuncularının sözleşmelerinde yapılan iyileştirmeler, hemen akabinde bu olay... Zıvanadan çıkmamak çok güç.
Yönetime, kısa yoldan, "Gittiğin yollardan dönülmez geri." mesajı eşliğinde; bugün de utancımızı ararız artık, rakı şişelerinin dibinde.
yahu arkadaş; herkes, her amatör branşı takip etmek; her spor dalından keyif almak zorunda mıdır? kimi sevmez voleybolu, kimi hentbola "tu kaka" der, kimisi basketboldan haz etmiyor olabilir. Bırak amatör branşları, futbol takımının maçlarına gitmiyor, gidemiyor da olabilir. mesafelerden dolayı gidemez kimi, gurbettedir belki.
Ben lisanslı ürün, kombine vs. alıyorsam kulübüm için alıyorum; futbol takımı için değil. Branş göz etmek ne haddimize... Arma için kesiyorum gırtlağımdan kimi zaman, birkaç ay daha giyiyorum yıpranmış ceketimi. Bunu idrak etmeden, ortak bir paydaya ulaşmamız söz konusu değil ne yazık ki yönetimle. "Her katkı futbol takımı için yapılıyor; onun başarısı uğruna yapılacak her türlü girişim mübahtır." şeklinde bir anlayış varsa(ki bu davranışın adını koyamıyorum ben başka türlü), hatayı en başta, yönetime aday olarak yapmışsınız demektir ey efendiler.
Bütçeyi, kökü keserek düzeltemezsin, düzenleyemezsin. Bu yöntemle bakkal dahi idare edilemez, açık konuşuyorum. şûbe kapatarak, yönetimsel zaafını ortaya koymuş olursun sadece. ötesi, berisi yok bunun. Senin tasarrufunda dahi olmayan bir şeyi, kriz yönetiminde tökezleyip, üstüne üstlük bir de pişkinlik sergileme aracı ve amacı olarak kullanamazsın. Lahana turşusu perhizi yapıyoruz resmen...
Hem, o şube sayesinde geçimini sağlayanların ekmeğini elinden alıp, futbol takımı oyuncularına hamuduyla verme hakkını kim, nasıl verdi sana? Aklım almıyor, içime sinmiyor. O insanları, kulübünü, böyle bir duruma düşürdükten sonra, futbol takımının başarılarıyla mutlu olacağımızı mı zannediyor acabâ bu kişiler. Hangi değerimize sığar, hangi duruşumuzu temsil eder, hangi ahlâk sınırları içerisinde yer edinir bu hareket? düpedüz ihanettir adı, olsa olsa.
Voleybol şûbesi kapatıldığında tepki göstermemeye çalıştım elimden geldiğince. içim içimi yedi; ama zamanla telâfi edileceğini ummak için zorladım kendimi o dönem. Her ne kadar sağlıksız ve yanlış bir kararsa da, yönetimin tazeliğine verdik bunu. Eleştirilerimiz yetersiz kaldı belki de. Fakat; önce futbol takımı oyuncularının sözleşmelerinde yapılan iyileştirmeler, hemen akabinde bu olay... Zıvanadan çıkmamak çok güç.
Yönetime, kısa yoldan, "Gittiğin yollardan dönülmez geri." mesajı eşliğinde; bugün de utancımızı ararız artık, rakı şişelerinin dibinde.
---------------alıntı---------------
Radyospor basketbol yorumcusu ve Tuttur.com basketbol editörü Eyüp Yıldız, internet sitemize açıklamalarda bulundu.
Kadın Basketbol Takımının kapatılmasını ağır bir şekilde eleştiren Eyüp Yıldız şunları söyledi;
Karar skandal yani gerçekten skandal. iddaadan para geliyor artık naklen yayın kuruluşu da olacakmış. Sen belki şampiyonluk mücadelesi veremezsin, Galatasaray ve Fenerbahçe kadar para hacayamazsın anlıyorum sıkıntıların var ama bir takımı ligde tutarsın. Basketbol artık popüler bir spor. Kadınları da popüler, erkekleri de popüler. Olimpiyatlarda da herkes gördü. Siyasetçiler bile kadın takımı takip etti. şimdi Beşiktaşın burada takımı, sporcusu olmayacak. Bunun Beşiktaş taraftarı üzerinde psikolojik bir baskı yaratacağının bile farkında değiller.
Sen burada Galatasaray ve Fenerbahçe ile rekabet halindesin, amacın ne senin? Taraftar sayını artırmak, Beşiktaşı globalleştirmek değil mi? Sen şimdi basketbolda sadece Galatasarayı veya Fenerbahçeyi izletirsen veya yeni doğan çocuklara, takım tutmayan insanlara izletmezsen, Beşiktaşı rekabetçi hale getirmezsen sen Beşiktaş taraftarını büyütemezsin. Bu tamamen dar görüşlülük, bu vizyonsuzluk! Vizyonsuzluk dışında hiçbir şey değil.
Düşün sen bir kız çocuğusun ve basketbola meyilin, Beşiktaşlısın, baban da Beşiktaşlı ama Beşiktaşın basketbol takımı yok. Napıyorsun? Galatasaraya veya Fenerbahçeye gidiyorsun doğal olarak ve üzülüyorsun.
---------------alıntı---------------
http://tinyurl.com/8c4gkm7
Radyospor basketbol yorumcusu ve Tuttur.com basketbol editörü Eyüp Yıldız, internet sitemize açıklamalarda bulundu.
Kadın Basketbol Takımının kapatılmasını ağır bir şekilde eleştiren Eyüp Yıldız şunları söyledi;
Karar skandal yani gerçekten skandal. iddaadan para geliyor artık naklen yayın kuruluşu da olacakmış. Sen belki şampiyonluk mücadelesi veremezsin, Galatasaray ve Fenerbahçe kadar para hacayamazsın anlıyorum sıkıntıların var ama bir takımı ligde tutarsın. Basketbol artık popüler bir spor. Kadınları da popüler, erkekleri de popüler. Olimpiyatlarda da herkes gördü. Siyasetçiler bile kadın takımı takip etti. şimdi Beşiktaşın burada takımı, sporcusu olmayacak. Bunun Beşiktaş taraftarı üzerinde psikolojik bir baskı yaratacağının bile farkında değiller.
Sen burada Galatasaray ve Fenerbahçe ile rekabet halindesin, amacın ne senin? Taraftar sayını artırmak, Beşiktaşı globalleştirmek değil mi? Sen şimdi basketbolda sadece Galatasarayı veya Fenerbahçeyi izletirsen veya yeni doğan çocuklara, takım tutmayan insanlara izletmezsen, Beşiktaşı rekabetçi hale getirmezsen sen Beşiktaş taraftarını büyütemezsin. Bu tamamen dar görüşlülük, bu vizyonsuzluk! Vizyonsuzluk dışında hiçbir şey değil.
Düşün sen bir kız çocuğusun ve basketbola meyilin, Beşiktaşlısın, baban da Beşiktaşlı ama Beşiktaşın basketbol takımı yok. Napıyorsun? Galatasaraya veya Fenerbahçeye gidiyorsun doğal olarak ve üzülüyorsun.
---------------alıntı---------------
http://tinyurl.com/8c4gkm7
maçlarını 10 kişiye bile oynamayan, kimse tarafından umursanmayan fakat sponsor bulunamadığı için 'kapatıyoruz' denildiğinde olay olmuş takım.
burda yönetimden önce sorgulanması gereken şey, beşiktaş taraftarının ta kendisi. arma peşinde değiliz abicim biz, başarılı olanı gidip destekliyoruz. bunu kabullenelim öncelikle. somut delile de dayandırmak gerekirse, geçtiğimiz yıl erkek basketbol takımında deron williams gerçeğine rağmen akatlar bile dolmuyodu, gittiğim maçlarda gördüğüm çoğu kişide de forma atkı bişey yoktu, yani beşiktaşlı olmayan basketbolseverler gidiyodu maçlara. ha ne zaman beşiktaş şampiyon olabileceğini hissettirdi, o zaman doldu salon. haksız mıyım?
bir başka mesele de beşiktaşın ileri gelenleri, zenginleri yalanı. sokayım hepsine onların. nerdesiniz abicim siz? nasıl bulunamaz sponsor ya? işlerine gelince ortaya çıkan, işimiz düştüğünde ortalarda görünmeyen pezevenkler sizi.
burda yönetimden önce sorgulanması gereken şey, beşiktaş taraftarının ta kendisi. arma peşinde değiliz abicim biz, başarılı olanı gidip destekliyoruz. bunu kabullenelim öncelikle. somut delile de dayandırmak gerekirse, geçtiğimiz yıl erkek basketbol takımında deron williams gerçeğine rağmen akatlar bile dolmuyodu, gittiğim maçlarda gördüğüm çoğu kişide de forma atkı bişey yoktu, yani beşiktaşlı olmayan basketbolseverler gidiyodu maçlara. ha ne zaman beşiktaş şampiyon olabileceğini hissettirdi, o zaman doldu salon. haksız mıyım?
bir başka mesele de beşiktaşın ileri gelenleri, zenginleri yalanı. sokayım hepsine onların. nerdesiniz abicim siz? nasıl bulunamaz sponsor ya? işlerine gelince ortaya çıkan, işimiz düştüğünde ortalarda görünmeyen pezevenkler sizi.
zamanında "belki bir gün lâzım olur" diyerekten okumak için alıp rafın en ucunda tozlanmaya terkettiğimiz kitaptır. arada sırada bulunduğu yerden çekip tozunu aldık, birkaç sayfasını karıştırdıktan sonra ayracı arasına sıkıştırıp tekrar rafa kaldırdık.
az kişiydik işin gerçeği esmeral tunçluer'in annesi vefat ettiğinde destek olmayı düşünen ya da (b: gülşah akkaya) transfer edildiğinde en az jose kleberson'un ya da (b: john carew)'in gelişi kadar sevinen. (b: andrea stinson)'u heyecanla izlerken de durum böyleydi. şebnem kimyacıoğlu şuta kalktığında heyecanlanırken de. bir avuçtuk işte. tek tek sayılacak kadardık. şampiyonluğumuzu ilân ettiğimiz maçta farkına vardık sandığımızdan daha çok beşiktaşlı olduğunu. ama bunu bir kibir vesilesi yapmadık. yapamazdık. sorgulamak bizim densizliğimiz olurdu. zira herkes farkındaydı bu topraklarda futbolun esas oğlan sayıldığını. kaldı ki kadın basketbol için "haddinden" fazla ilgi... siz hiç uçan amerikalı gördünüz mü?
şampiyonluk arttırılan bütçeye rağmen tekrarlanmayınca biz bile gider yapmaya başladık başta koç olmak üzere her oyuncuya. gelmeyen beşiktaş taraftarına nasıl sitem edecektik ki? dalga geçtik aziz akkaya ile. paranın p'sini konuşmayan o adamla alay ettik çapımızı bilmeden. "ilkokul öğretmeni gibi azarlıyor kızları" dedik. "elinde bir cetveli eksik" dedik. ha bunları söylerken ya kışın saten boyalı odamızda sıcak çikolatamızı yudumluyorduk ya da bir kameriye içinde sade sodamızı. çok uyardı ohannes ağabey.[ybkz]swh[/ybkz] "yapmayın çocuklar" dedi. "bilmediğiniz şeyler var" dedi. "işin aslı öyle değil" dedi. oralı dahi olmadık. zannediyorduk ki sadece aziz akkaya'nın takımın başında kalmasıydı tek sorun. o gidince feraha erecektik. ha aziz hoca'nın hataları yok muydu? mutlaka. ama saygısızlık yaptık. cıvıkça eleştirdik.
ama bir gün vardı ki. o gün ilk hasarı biz verdik bu rafa kaldırdığımız kitaba. erkek basketbol takımımızın efes pilsen ile oynadığı maçtan hemen sonra kadın basketbol takımımızın fenerbahçe ile play off final serisi maçı vardı. salon ağzına kadar doluydu. erkek maçı bittikten hemen sonra seyirciye bu maçın önemini hatırlatan ve dağılmaması istenen bir anons yapıldı. hiç kimse oralı dahi olmadı. arkasına bile bakmadı. ve o kızlar ısınmak için çıktıkları salonda tribünlerin birden boşalmasına bizzat şahit oldular. her takım taraftarıyla güzeldir. ama beşiktaş taraftarıyla yaşar. taraftar bu camianın hayat ünitesidir. kadın basketbol takımının yalnız bırakılmasından çok, o gün salonda olduğu hâlde şampiyonluğun en kritik maçını beklemeden orayı boşaltanlar bugünlerin işaretini vermişlerdi bir bakıma. bu bütün bir yılın harcanan emeğine öz evlatların küfür etmesidir.
koz verdik hanımlar beyler. amatör şubeleri kapatmaya dünden razı olanlara el vermedik belki ama koz verdik. sen verdin. ben verdim. öteki verdi. biz verdik. şirket mantığıyla meseleye yaklaşan yönetici, şampiyonluk serisinde salonu boşaltan seyirciyi gördüğünde çoktan rahatladı ağalar erenler. çünkü önlerinde en büyük engel olarak gördükleri bir kitlenin aslında çok da fazla bu şubeyi umursamadıklarına canlı şahit oldular. o gün bu işin önü açıldı.
sonra ne oldu? çok kötü giden bir futbol yönetimi ve takımının ortaya çıkardığı gerginliğin üzerine borçlanarak da olsa basketbol ve voleybol şubelerini işletmeye devam ettiler. çünkü demirören ve yönetimi yönetsel skandal kotalarını futbol ile fazlasıyla doldurmuştu. bu sefer yeni bir akım başladı. paralarını alamayıp kulübe ihtarname çekerek ligin beşinci altıncı haftası demeden çekip giden yabancı oyuncular ve gidecek bir yeri olmadıkları için karın tokluğuna çalışıp, ellerinden idmanları boykot etmekten başka bir şey gelmeyen yerli oyuncular. sıkıntıdan sivilceler döken antrenörler. evet şubeler açıktı ve devam ediyordu ama "benden sonrası tufan" sesleri eşliğinde...
bugün sadece profesyonel futbol takımındaki oyuncuların alacakları nedeniyle kulübe çektikleri ihtarnameler göz önünde. ama sizi temin ederim bir o kadar da voleybol, basketbol kız/erkek takımlarında var. sadece yazılı ve görsel medyada yeterince yer bulmuyor. ya da o alanda da futbolun gölgesinde kaldıkları için kendilerine sıra gelmiyor.
neden en çok sitem edilen kesim taraftar biliyor musunuz? rezalet yönetimler de olsa, sponsor da bulunamasa bu çocukların tek dayanağı taraftar. çünkü bu çocuklar biliyor ki kendi şubeleri ile ilgili kapatma kararı alacak yönetcileri tek durduracak şey dolu tribünlerdir. beşiktaş kadın basketbol şubesi beşiktaş taraftarına asla öfkeli değil. ama kabul edelim ki dargın. çünkü bu çocuklar ezeli rakiplerinin deplasmanlarına çıktığında seyirci desteğini görüp imreniyorlar. futbol maçlarında inönü stadı'ndaki ortamı kendi maçlarında en azından yarısını dahi göremedikleri için iç çekiyorlar. kendileri için bağıran binlerce beşiktaşlı görmeleri için -bu kadar yokluğa hapsedilmişlik içinde- finale kalmak zorunda olduklarının farkında olmaları haksızlık değilse de takdir edersiniz ki ağır bir yük.
idarecisi yalnız bıraksa da biz yalnız bırakmamalıydık imkânlarımız el verdiğince.
ben iğneyi kendimize batırdım. çuvaldız zaten yeterince batırılmış. işin yönetim boyutu zaten ortada.
"evdeki yangın ormana sıçramış."
başınızı ağrıttım. kusura bakmayın. maruzatım budur.
saygılar.
az kişiydik işin gerçeği esmeral tunçluer'in annesi vefat ettiğinde destek olmayı düşünen ya da (b: gülşah akkaya) transfer edildiğinde en az jose kleberson'un ya da (b: john carew)'in gelişi kadar sevinen. (b: andrea stinson)'u heyecanla izlerken de durum böyleydi. şebnem kimyacıoğlu şuta kalktığında heyecanlanırken de. bir avuçtuk işte. tek tek sayılacak kadardık. şampiyonluğumuzu ilân ettiğimiz maçta farkına vardık sandığımızdan daha çok beşiktaşlı olduğunu. ama bunu bir kibir vesilesi yapmadık. yapamazdık. sorgulamak bizim densizliğimiz olurdu. zira herkes farkındaydı bu topraklarda futbolun esas oğlan sayıldığını. kaldı ki kadın basketbol için "haddinden" fazla ilgi... siz hiç uçan amerikalı gördünüz mü?
şampiyonluk arttırılan bütçeye rağmen tekrarlanmayınca biz bile gider yapmaya başladık başta koç olmak üzere her oyuncuya. gelmeyen beşiktaş taraftarına nasıl sitem edecektik ki? dalga geçtik aziz akkaya ile. paranın p'sini konuşmayan o adamla alay ettik çapımızı bilmeden. "ilkokul öğretmeni gibi azarlıyor kızları" dedik. "elinde bir cetveli eksik" dedik. ha bunları söylerken ya kışın saten boyalı odamızda sıcak çikolatamızı yudumluyorduk ya da bir kameriye içinde sade sodamızı. çok uyardı ohannes ağabey.[ybkz]swh[/ybkz] "yapmayın çocuklar" dedi. "bilmediğiniz şeyler var" dedi. "işin aslı öyle değil" dedi. oralı dahi olmadık. zannediyorduk ki sadece aziz akkaya'nın takımın başında kalmasıydı tek sorun. o gidince feraha erecektik. ha aziz hoca'nın hataları yok muydu? mutlaka. ama saygısızlık yaptık. cıvıkça eleştirdik.
ama bir gün vardı ki. o gün ilk hasarı biz verdik bu rafa kaldırdığımız kitaba. erkek basketbol takımımızın efes pilsen ile oynadığı maçtan hemen sonra kadın basketbol takımımızın fenerbahçe ile play off final serisi maçı vardı. salon ağzına kadar doluydu. erkek maçı bittikten hemen sonra seyirciye bu maçın önemini hatırlatan ve dağılmaması istenen bir anons yapıldı. hiç kimse oralı dahi olmadı. arkasına bile bakmadı. ve o kızlar ısınmak için çıktıkları salonda tribünlerin birden boşalmasına bizzat şahit oldular. her takım taraftarıyla güzeldir. ama beşiktaş taraftarıyla yaşar. taraftar bu camianın hayat ünitesidir. kadın basketbol takımının yalnız bırakılmasından çok, o gün salonda olduğu hâlde şampiyonluğun en kritik maçını beklemeden orayı boşaltanlar bugünlerin işaretini vermişlerdi bir bakıma. bu bütün bir yılın harcanan emeğine öz evlatların küfür etmesidir.
koz verdik hanımlar beyler. amatör şubeleri kapatmaya dünden razı olanlara el vermedik belki ama koz verdik. sen verdin. ben verdim. öteki verdi. biz verdik. şirket mantığıyla meseleye yaklaşan yönetici, şampiyonluk serisinde salonu boşaltan seyirciyi gördüğünde çoktan rahatladı ağalar erenler. çünkü önlerinde en büyük engel olarak gördükleri bir kitlenin aslında çok da fazla bu şubeyi umursamadıklarına canlı şahit oldular. o gün bu işin önü açıldı.
sonra ne oldu? çok kötü giden bir futbol yönetimi ve takımının ortaya çıkardığı gerginliğin üzerine borçlanarak da olsa basketbol ve voleybol şubelerini işletmeye devam ettiler. çünkü demirören ve yönetimi yönetsel skandal kotalarını futbol ile fazlasıyla doldurmuştu. bu sefer yeni bir akım başladı. paralarını alamayıp kulübe ihtarname çekerek ligin beşinci altıncı haftası demeden çekip giden yabancı oyuncular ve gidecek bir yeri olmadıkları için karın tokluğuna çalışıp, ellerinden idmanları boykot etmekten başka bir şey gelmeyen yerli oyuncular. sıkıntıdan sivilceler döken antrenörler. evet şubeler açıktı ve devam ediyordu ama "benden sonrası tufan" sesleri eşliğinde...
bugün sadece profesyonel futbol takımındaki oyuncuların alacakları nedeniyle kulübe çektikleri ihtarnameler göz önünde. ama sizi temin ederim bir o kadar da voleybol, basketbol kız/erkek takımlarında var. sadece yazılı ve görsel medyada yeterince yer bulmuyor. ya da o alanda da futbolun gölgesinde kaldıkları için kendilerine sıra gelmiyor.
neden en çok sitem edilen kesim taraftar biliyor musunuz? rezalet yönetimler de olsa, sponsor da bulunamasa bu çocukların tek dayanağı taraftar. çünkü bu çocuklar biliyor ki kendi şubeleri ile ilgili kapatma kararı alacak yönetcileri tek durduracak şey dolu tribünlerdir. beşiktaş kadın basketbol şubesi beşiktaş taraftarına asla öfkeli değil. ama kabul edelim ki dargın. çünkü bu çocuklar ezeli rakiplerinin deplasmanlarına çıktığında seyirci desteğini görüp imreniyorlar. futbol maçlarında inönü stadı'ndaki ortamı kendi maçlarında en azından yarısını dahi göremedikleri için iç çekiyorlar. kendileri için bağıran binlerce beşiktaşlı görmeleri için -bu kadar yokluğa hapsedilmişlik içinde- finale kalmak zorunda olduklarının farkında olmaları haksızlık değilse de takdir edersiniz ki ağır bir yük.
idarecisi yalnız bıraksa da biz yalnız bırakmamalıydık imkânlarımız el verdiğince.
ben iğneyi kendimize batırdım. çuvaldız zaten yeterince batırılmış. işin yönetim boyutu zaten ortada.
"evdeki yangın ormana sıçramış."
başınızı ağrıttım. kusura bakmayın. maruzatım budur.
saygılar.
her maçına 10bin kişide gitse bile bu 10bin kişiden bir lira dahi kazanamayacak olacağını bilirsek taraftarın sadece yönetime manevi olarak bu takımın arkasında olacağını anlatırsak eğer ne demek istediğimiz anlaşılır. bu yeni yönetim daha hiç bir beşiktaş kadın maçında yöneticilik yapmamıştır. taraftarın desteğini bilmemektedir ve artık taraftara bok atmayı bıraksakta yönetimin zaten sebep aramadan bu şubeyi kapatacağına inansak sanırım doğruya ulaşırız.
sayelerinde kendimizle yüzleşmeyi ve hatta iç yüzümüzü göstermeye sebebiyet vermiş takımdır.
bu başlık altına artık yüzsüzlük yapıp [ybkz]swh[/ybkz] üçüncü entryimi giriyorum ancak bu olayı önemli bir yüzleşme ve kendi muhasebemizi yapmak için önemli bir fırsat olarak görüyorum.
öncelikle haberin yayınından itibaren sözlükteki ve birçok forumdaki yorumlara bakıldığında maalesef halen "ciddi" bir tepki yok...ciddiyet önemli bir kavramdır, bir konuyu ciddiye almak öncelikle disiplin, tutarlılık ve önem gerektirir.verdiğimiz tüm tepkilerde anlık ve duygusal yaklaşımlar var.kimsenin aklına bu basketbol takımının gelir-gider tablosunu görelim, hakikaten böyle bir kararda yönetim haklı mı haksız mı gibi bir sorgulama yok.veya herhangi bir taraftar topluluğu halen mantıklı ve dikkate alınır şekilde bir araya gelip yönetimden bilgi isteme fikrini ortaya atmış değil.nasılsa bilgi vermezler diyerek, daha en baştan kenara çekiliyoruz ancak şimdiye kadar hep kenara çekilmekten kaybettik.demirören kulübü satarken de kenardaydık... eğer biz bu duygusal ve ravravcı taraftar profilinden bir adım öteye gidemezsek, ister beğenin ister beğenmeyin bu tür haberleri oldubittilerle haber sitelerinden daha çok duyacağız.
bununla beraber türk halkı olarak yaptığımız yardımı uluorta bir yerde söylememekle övünürüz veya birçoğumuza aile terbiyesi eminim böyle verilmiştir. yönetim bizden sadece ve sadece bir tişört ile destek istedi ve biz de buna büyüklük göstererek destek verdiysek,beğenmediğimiz her kararda biz fedaya destek verdik demek atalarımızdan bize öğretilenle eş değil...
diyelim ki çok paralar harcadık, çok forma aldık vs..ancak forma aldık diye, kulübe böyle saydırmayı kendime zul görmeliyiz arkadaş!elbette alacağız...kendi adıma siyah-beyaz formayla sokakta gezmek bana yeterince lütuf..
ayrıca yeri gelince baba hakkı diyoruz, eski tribüncüler vs. diyoruz..ben bu adamları görmedim, göreni bile görmedim ama okuduklarımdan, dinlediklerimden anladığım kadarıyla bu adamlar ağır ve nerede-nasıl davranacağını bilen adamlardı.kıytırık bir yerden duydukları haberle bilmeden, etmeden bu kadar kolay yönetimine saydırmazlardı..koyulacak bir tepki var ise de uygun bir yolunu bulup zamanında ve usulüyle yaparlardı.
sanırım bunun daha çok türk gibi tepki vermek ve türk taraftarlığıyla ilgisi var...
[ybkz]swh[/ybkz]
bu başlık altına artık yüzsüzlük yapıp [ybkz]swh[/ybkz] üçüncü entryimi giriyorum ancak bu olayı önemli bir yüzleşme ve kendi muhasebemizi yapmak için önemli bir fırsat olarak görüyorum.
öncelikle haberin yayınından itibaren sözlükteki ve birçok forumdaki yorumlara bakıldığında maalesef halen "ciddi" bir tepki yok...ciddiyet önemli bir kavramdır, bir konuyu ciddiye almak öncelikle disiplin, tutarlılık ve önem gerektirir.verdiğimiz tüm tepkilerde anlık ve duygusal yaklaşımlar var.kimsenin aklına bu basketbol takımının gelir-gider tablosunu görelim, hakikaten böyle bir kararda yönetim haklı mı haksız mı gibi bir sorgulama yok.veya herhangi bir taraftar topluluğu halen mantıklı ve dikkate alınır şekilde bir araya gelip yönetimden bilgi isteme fikrini ortaya atmış değil.nasılsa bilgi vermezler diyerek, daha en baştan kenara çekiliyoruz ancak şimdiye kadar hep kenara çekilmekten kaybettik.demirören kulübü satarken de kenardaydık... eğer biz bu duygusal ve ravravcı taraftar profilinden bir adım öteye gidemezsek, ister beğenin ister beğenmeyin bu tür haberleri oldubittilerle haber sitelerinden daha çok duyacağız.
bununla beraber türk halkı olarak yaptığımız yardımı uluorta bir yerde söylememekle övünürüz veya birçoğumuza aile terbiyesi eminim böyle verilmiştir. yönetim bizden sadece ve sadece bir tişört ile destek istedi ve biz de buna büyüklük göstererek destek verdiysek,beğenmediğimiz her kararda biz fedaya destek verdik demek atalarımızdan bize öğretilenle eş değil...
diyelim ki çok paralar harcadık, çok forma aldık vs..ancak forma aldık diye, kulübe böyle saydırmayı kendime zul görmeliyiz arkadaş!elbette alacağız...kendi adıma siyah-beyaz formayla sokakta gezmek bana yeterince lütuf..
ayrıca yeri gelince baba hakkı diyoruz, eski tribüncüler vs. diyoruz..ben bu adamları görmedim, göreni bile görmedim ama okuduklarımdan, dinlediklerimden anladığım kadarıyla bu adamlar ağır ve nerede-nasıl davranacağını bilen adamlardı.kıytırık bir yerden duydukları haberle bilmeden, etmeden bu kadar kolay yönetimine saydırmazlardı..koyulacak bir tepki var ise de uygun bir yolunu bulup zamanında ve usulüyle yaparlardı.
sanırım bunun daha çok türk gibi tepki vermek ve türk taraftarlığıyla ilgisi var...
[ybkz]swh[/ybkz]
bugün artık yönetim kanadınca birinci ligde olmayacağı resmileştirilen takım.
olayın iki boyutu olduğunda hemfikiriz sanırım:
(b: 1 - taraftar boyutu:)[ybkz]swh[/ybkz]
size kendi durumumu özetleyen farklı bir bakış açısı sunmaya çalışacağım.
ben bir ay boyunca izleyebileceği maçlar arasında; gerek sosyal çevresine de ayırmak durumunda olduğu zaman açısından, gerekse başka özel sebeplerle ve tabi ki gerek maddi sebeplerle seçim yapmak zorunda olan birisiyim. bununla birlikte genel itibarıyla bayan basketbolundan hoşlanmıyorum abi. suç değil ya... ben armayı 3 maçta kovalayabileceksem, ilk 3 içinde bayan basketbolun yeri yoktur. geçen sezon olduğu gibi izleyeceğim max. maç sayısı taş çatlasın 3-4'tür işte.
bu işlerin taraftar açısından bir nöbet sistematiğinde gelişmesi ve uygulanması gerekir bence. yani ben 3 bayan basketbol maçına gidebileceğimdir, öteki daha çok zaman ayırmak isteyecektir. beriki hentbol delisidir, futbolu sallamaz. ama salonda her zaman tribün var dedirtecek kalabalıklıkta çekirdek bir seyirci topluluğunu temin etmek bizim üzerimize düşmekteydi. ha nasıl olurdu, pek bir fikrim yok ama kimi zaman en azından sorunu tespit edebilmek bile birşeydir. velhasıl bunu ayarlayamadık ve ellerimizden bir branş daha kayıp gitti. kim ne derse desin taraftar da en az yönetim kadar sorumludur bu kayıpta.
(b: 2 - yönetim boyutu)[ybkz]swh[/ybkz]
bu nasıl bir mantıktır çözemiyorum. fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi konuya nasıl bakıyor acaba? daha önce orduların en büyük kayıplarını geri çekilirken verdiklerini söylemiştim. bu durumu ben tahlil edebiliyorum ama, eşşek kadar adamlar tahmin, tahlil ve kontrolden aciz olunca insan ister istemez rahatsız oluyor.
ulan!
dedik ki, acemiler. dedik ki, heyecanlılar; tecrübesizler. imkanlar dar dedik, sabır niyaz ettik. karizması yok dediler, ulan aziz ilk başkan olduğunda sırf "r"leri söyleyemediğinden 4 yıl taşşak geçtik dedik. vizyonu yok dediler, kervan yolda dizilir dedik. ama siz artık elinde kalemiyle duvarları boyayan bebelerden farksız tavırlar içindesiniz.
branş kapatmak ne amk? türk siyasetçilerinin yaklaşımını kulüp ölçeğine kopyalamak da neyin nesi? hani vardır ya bizim şarlatan siyasetçilerin çözemeyeceği sorunu, kökünden kesip atma refleksi... işte tam olarak bu yolun yolcususun ey yönetim, kendine gel! baktın götün dara geldi, kestirip at! bu değil, day'oolu, bu değil canını yerim, olmaz öyle! (b: bırak taraftarı, öncelikle sen bu branşlar için bugüne kadar ne yaptın?) hangi beklentini boşa çıkardı bu insanlar? sen sporcularınla tanışıyor musun bir kere herşeyden evvel?
yok bu soruların cevapları. soranı çok halbusi. bakalım nereye kadar...
olayın iki boyutu olduğunda hemfikiriz sanırım:
(b: 1 - taraftar boyutu:)[ybkz]swh[/ybkz]
size kendi durumumu özetleyen farklı bir bakış açısı sunmaya çalışacağım.
ben bir ay boyunca izleyebileceği maçlar arasında; gerek sosyal çevresine de ayırmak durumunda olduğu zaman açısından, gerekse başka özel sebeplerle ve tabi ki gerek maddi sebeplerle seçim yapmak zorunda olan birisiyim. bununla birlikte genel itibarıyla bayan basketbolundan hoşlanmıyorum abi. suç değil ya... ben armayı 3 maçta kovalayabileceksem, ilk 3 içinde bayan basketbolun yeri yoktur. geçen sezon olduğu gibi izleyeceğim max. maç sayısı taş çatlasın 3-4'tür işte.
bu işlerin taraftar açısından bir nöbet sistematiğinde gelişmesi ve uygulanması gerekir bence. yani ben 3 bayan basketbol maçına gidebileceğimdir, öteki daha çok zaman ayırmak isteyecektir. beriki hentbol delisidir, futbolu sallamaz. ama salonda her zaman tribün var dedirtecek kalabalıklıkta çekirdek bir seyirci topluluğunu temin etmek bizim üzerimize düşmekteydi. ha nasıl olurdu, pek bir fikrim yok ama kimi zaman en azından sorunu tespit edebilmek bile birşeydir. velhasıl bunu ayarlayamadık ve ellerimizden bir branş daha kayıp gitti. kim ne derse desin taraftar da en az yönetim kadar sorumludur bu kayıpta.
(b: 2 - yönetim boyutu)[ybkz]swh[/ybkz]
bu nasıl bir mantıktır çözemiyorum. fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi konuya nasıl bakıyor acaba? daha önce orduların en büyük kayıplarını geri çekilirken verdiklerini söylemiştim. bu durumu ben tahlil edebiliyorum ama, eşşek kadar adamlar tahmin, tahlil ve kontrolden aciz olunca insan ister istemez rahatsız oluyor.
ulan!
dedik ki, acemiler. dedik ki, heyecanlılar; tecrübesizler. imkanlar dar dedik, sabır niyaz ettik. karizması yok dediler, ulan aziz ilk başkan olduğunda sırf "r"leri söyleyemediğinden 4 yıl taşşak geçtik dedik. vizyonu yok dediler, kervan yolda dizilir dedik. ama siz artık elinde kalemiyle duvarları boyayan bebelerden farksız tavırlar içindesiniz.
branş kapatmak ne amk? türk siyasetçilerinin yaklaşımını kulüp ölçeğine kopyalamak da neyin nesi? hani vardır ya bizim şarlatan siyasetçilerin çözemeyeceği sorunu, kökünden kesip atma refleksi... işte tam olarak bu yolun yolcususun ey yönetim, kendine gel! baktın götün dara geldi, kestirip at! bu değil, day'oolu, bu değil canını yerim, olmaz öyle! (b: bırak taraftarı, öncelikle sen bu branşlar için bugüne kadar ne yaptın?) hangi beklentini boşa çıkardı bu insanlar? sen sporcularınla tanışıyor musun bir kere herşeyden evvel?
yok bu soruların cevapları. soranı çok halbusi. bakalım nereye kadar...
ligden çekme kararından vazgeçtiğimiz söyleniyor. e hadi inşallah.
http://www.basketdergisi.com/son-dakika-besiktas-cekilmekten-vazgeciyor.html
http://www.basketdergisi.com/son-dakika-besiktas-cekilmekten-vazgeciyor.html
olur da ligden çekilmezse, seneye maçlarını kaç kişiye oynayacağını çok merak ettiğim takım.
olur da ligden çekilmezse; kartal sözlük amatör branşlar tayfasının yalnız bırakmayacağı takım. senelerdir olduğu gibi. ligden çekilir, 2.ligden başlarsa da bize fark etmez.
ha her maça gidilemez elbet, bu da armanın orada mücadele etmesine engel değil tabi.
ha her maça gidilemez elbet, bu da armanın orada mücadele etmesine engel değil tabi.
tekrardan lige dönen şubemizdir.
---------------alıntı---------------
Konu ile ilgili HABER1903'e açıklama yapan Abdullah Sözer; " Dün çekilme kararı almıştık. Ancak çıkan haberlerin ardından bir sponsor teklifi geldi ve "geri çekilmeyin sizi biz destekleyeceğiz" denildi. şu anda bu sponsorumuzu açıklamak doğru olmaz. Sponsor olmak isteyen firmanın bir çok markası var. Hangisini devreye sokacak henüz bilemiyoruz. Kadın Basketbol takımımızı ligden çekmiyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.
---------------alıntı---------------
---------------alıntı---------------
Konu ile ilgili HABER1903'e açıklama yapan Abdullah Sözer; " Dün çekilme kararı almıştık. Ancak çıkan haberlerin ardından bir sponsor teklifi geldi ve "geri çekilmeyin sizi biz destekleyeceğiz" denildi. şu anda bu sponsorumuzu açıklamak doğru olmaz. Sponsor olmak isteyen firmanın bir çok markası var. Hangisini devreye sokacak henüz bilemiyoruz. Kadın Basketbol takımımızı ligden çekmiyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.
---------------alıntı---------------
sponsor bulunmuş
http://live.sporx.com/basketbol/tkbl/besiktastan-flas-geri-donusSXHBQ293692SXQ
http://live.sporx.com/basketbol/tkbl/besiktastan-flas-geri-donusSXHBQ293692SXQ
sağlık kontrolünden geçen takım. hepsinin maşallahı varmış.
http://www.haber1903.com/Besiktas-3999-kadin_basketbolcular_kontrolden_gecti.html
not; içeride ki ilk maça gitmek farz oldu. şimdiden söylemiş olayım
http://www.haber1903.com/Besiktas-3999-kadin_basketbolcular_kontrolden_gecti.html
not; içeride ki ilk maça gitmek farz oldu. şimdiden söylemiş olayım
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?