hentbol takımının yanına basketbol takımının eklediği iki kupa ve üçüncü kupa için yarı final maçlarına çıkacak olması, her ne kadar mali açıdan sıkıntılar olsada yükselişe geçen kulübümüz. [ybkz]swh[/ybkz]
beşiktaş
cok sevdık be abi!!!!
(bkz: halkın takımı)
3 senedir rakipleri[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] karpaty lviv'lere, paok'lara young boys'lara daha ilk turda elenip götlerine baka baka analarının liglerine dönerken bu takım her salı, çarşamba, perşembe manchester united'larla, cska moskova'larla, wolfsburg'larla, porto'larla, dinamo kiev'lerle, stoke city'lerle, braga'larla, atletico madrid'lerle ve daha pek çoğuyla oynuyor...
ezeli rakipleri tamamen şike ve şaibeden oluşan türkiye ligi komedisinde aldıkları bir galibiyetin ardından sayfalarca övgüye boğuluyorken bu takımın taraftarları deplasmanda son uefa finalistini 2 farkla yendikleri maçın ardından gazeteyi açıp baktıklarında (b: aziz yıldırım'ın kocaman bir fotoğrafı)nı görüyorlar... ne savunma yapmış, yine kimi tehdit etmiş... türkiyede futbolun ve hatta sporun gündemi bu...
avrupada yoluna dolu dizgin devam eden takım ligde göz göre göre doğranırken basının sikinde değil. ama iş beşiktaş'ın mağlup olduğu bir maça geldiğinde sürmanşet sövgüler... konu kulübün borçları olduğunda sayfa sayfa analizler...
istisnasız kaybedilen her maçın ardından ya teknik direktörü ya futbolcusu asılıyor medya tarafından. zaten ismini hatırlamakta zorlanan halk önüne hedef diye konulan bu isimlere sövüyor, sövüyor, sövüyor...
beyler hiç düşündünüz mü; (b: beşiktaşta kriz neden hiç bitmiyor?)
çünkü medya bunu istiyor. en az taraftar bu takımda var. (b: galatasaray - fenerbahçe rekabetine) yönelik bir lig hem galatasaray camiasının hem fenerbahçe camiasının işine gelir. neticede bir sezon biri kazanır diğer sezon diğeri. ne yöneticileri ne teknik direktörleri ne taraftarları ne de medya patronları başarısız/mutsuz olur. kısaca çok büyük bir çoğunluğun işine gelir bu durum.
(b: beşiktaş ise, türk futbolunun kaos dinamiği). galatasaray veya fenerbahçe'nin başarısızlığı durumunda gündemi değiştirmek için kullanılan bir araç. popüler ancak yarışçı olmayan, rekabetin içine dahil edilmeyen üvey evlat.
(b: basın şunu istiyor); beşiktaş en gösterişli transferleri yapsın, beşiktaş en tuhaf olaylarla anılsın, beşiktaş en favori çıktığı maçı kaybetsin ve beşiktaş en alakasız durumda kazansın...
o en gösterişli transferleri yapsın ve bizler o transferleri eleştirelim, gündeme taşıyalım... beşiktaş en tuhaf olaylarla gündeme gelsin, gelsin ki başarılardan uzak dursun... en favori maçını kaybetsin ve en alakasız maçı kazansın çünkü normal bir durumda 1 gazete satıyorsak bu anormal durumlarda 5 gazete satarız, 5 haber yapacakken 500 haber yaparız...
oysaki fenerbahçe'si, galatasaray'ı öyle mi? onların rutin halleri, kazandıkları sıradan bir maç ya da ufak bir başarıları ekstra hiçbir çaba sarf etmeden tek başlarına reyting...
hepimiz 30-40 kişilik sınıflarda okuduk yıllarca, mahallelerde yaşadık, toplumun her kesiminde bulunduk dönem dönem peki kaç beşiktaşlı gördük? 40 kişilik bir sınıfta ya 3 ya 5 beşiktaşlı vardır. birbirimizi kandırmaya gerek yok.
"(b: 10 senede bir defa şampiyon yapalım şu takımı, ağızlarına bir parmak bal çalalım, çalalım ki hala umutlanabilsinler)..." değil mi orospu çocukları?
şu takımın üzerine oynanan oyunları ilk okul çocuğuna izletseniz anlar. ancak fanatizm böyle bir şey, fanatizmin amacı bu zaten. görülmüyor, görülse de siklenmiyor...
her sezon her şey yolunda giderken futbol gibi kırılgan bir oyunda ve 3 puanlı sistemde 2 haftada kazandığımız her şeyi elimizden alıyorlar. baktılar ki çok güçlüyüz, bir maçta 5 kırmızı kart çıkarıyor, başkanı istifaya zorluyor, takımın sembol oyuncusuna 8 ay ceza verebiliyorlar...
rakip takıma* bir medya patronu çıkıp toplam maliyeti 60 trilyon olan bir adamı "(b: hediye)" edebiliyor ancak bu kulübün yıldırım demirören'e olan 120-130 trilyonluk borcu 8 aydır aynı medya patronları tarafından gündemden düşürülmüyor... beşiktaş batıyor gibi sansasyonel haberler yapılıyor...
ve tüm bu kurguyu bizler görmüyoruz, öyle mi? hassiktirin ordan.
beyler, bu ülkede ister (b: kürt) olun ister (b: alevi) ister (b: ermeni) ister yahudi dilerseniz (b: budist)... hiçbiriniz "(b: beşiktaşlı olmak)" kadar "(b: azınlık muamelesi)" göremezsiniz.
ezeli rakipleri tamamen şike ve şaibeden oluşan türkiye ligi komedisinde aldıkları bir galibiyetin ardından sayfalarca övgüye boğuluyorken bu takımın taraftarları deplasmanda son uefa finalistini 2 farkla yendikleri maçın ardından gazeteyi açıp baktıklarında (b: aziz yıldırım'ın kocaman bir fotoğrafı)nı görüyorlar... ne savunma yapmış, yine kimi tehdit etmiş... türkiyede futbolun ve hatta sporun gündemi bu...
avrupada yoluna dolu dizgin devam eden takım ligde göz göre göre doğranırken basının sikinde değil. ama iş beşiktaş'ın mağlup olduğu bir maça geldiğinde sürmanşet sövgüler... konu kulübün borçları olduğunda sayfa sayfa analizler...
istisnasız kaybedilen her maçın ardından ya teknik direktörü ya futbolcusu asılıyor medya tarafından. zaten ismini hatırlamakta zorlanan halk önüne hedef diye konulan bu isimlere sövüyor, sövüyor, sövüyor...
beyler hiç düşündünüz mü; (b: beşiktaşta kriz neden hiç bitmiyor?)
çünkü medya bunu istiyor. en az taraftar bu takımda var. (b: galatasaray - fenerbahçe rekabetine) yönelik bir lig hem galatasaray camiasının hem fenerbahçe camiasının işine gelir. neticede bir sezon biri kazanır diğer sezon diğeri. ne yöneticileri ne teknik direktörleri ne taraftarları ne de medya patronları başarısız/mutsuz olur. kısaca çok büyük bir çoğunluğun işine gelir bu durum.
(b: beşiktaş ise, türk futbolunun kaos dinamiği). galatasaray veya fenerbahçe'nin başarısızlığı durumunda gündemi değiştirmek için kullanılan bir araç. popüler ancak yarışçı olmayan, rekabetin içine dahil edilmeyen üvey evlat.
(b: basın şunu istiyor); beşiktaş en gösterişli transferleri yapsın, beşiktaş en tuhaf olaylarla anılsın, beşiktaş en favori çıktığı maçı kaybetsin ve beşiktaş en alakasız durumda kazansın...
o en gösterişli transferleri yapsın ve bizler o transferleri eleştirelim, gündeme taşıyalım... beşiktaş en tuhaf olaylarla gündeme gelsin, gelsin ki başarılardan uzak dursun... en favori maçını kaybetsin ve en alakasız maçı kazansın çünkü normal bir durumda 1 gazete satıyorsak bu anormal durumlarda 5 gazete satarız, 5 haber yapacakken 500 haber yaparız...
oysaki fenerbahçe'si, galatasaray'ı öyle mi? onların rutin halleri, kazandıkları sıradan bir maç ya da ufak bir başarıları ekstra hiçbir çaba sarf etmeden tek başlarına reyting...
hepimiz 30-40 kişilik sınıflarda okuduk yıllarca, mahallelerde yaşadık, toplumun her kesiminde bulunduk dönem dönem peki kaç beşiktaşlı gördük? 40 kişilik bir sınıfta ya 3 ya 5 beşiktaşlı vardır. birbirimizi kandırmaya gerek yok.
"(b: 10 senede bir defa şampiyon yapalım şu takımı, ağızlarına bir parmak bal çalalım, çalalım ki hala umutlanabilsinler)..." değil mi orospu çocukları?
şu takımın üzerine oynanan oyunları ilk okul çocuğuna izletseniz anlar. ancak fanatizm böyle bir şey, fanatizmin amacı bu zaten. görülmüyor, görülse de siklenmiyor...
her sezon her şey yolunda giderken futbol gibi kırılgan bir oyunda ve 3 puanlı sistemde 2 haftada kazandığımız her şeyi elimizden alıyorlar. baktılar ki çok güçlüyüz, bir maçta 5 kırmızı kart çıkarıyor, başkanı istifaya zorluyor, takımın sembol oyuncusuna 8 ay ceza verebiliyorlar...
rakip takıma* bir medya patronu çıkıp toplam maliyeti 60 trilyon olan bir adamı "(b: hediye)" edebiliyor ancak bu kulübün yıldırım demirören'e olan 120-130 trilyonluk borcu 8 aydır aynı medya patronları tarafından gündemden düşürülmüyor... beşiktaş batıyor gibi sansasyonel haberler yapılıyor...
ve tüm bu kurguyu bizler görmüyoruz, öyle mi? hassiktirin ordan.
beyler, bu ülkede ister (b: kürt) olun ister (b: alevi) ister (b: ermeni) ister yahudi dilerseniz (b: budist)... hiçbiriniz "(b: beşiktaşlı olmak)" kadar "(b: azınlık muamelesi)" göremezsiniz.
tarihin en kötü sezonlarından birinde, amaçsız kalmış, binbir türlü dertle uğraşırken, çaylak bir teknik direktör ve aylardır paraları ödenmeyen futbolcularla...
tüm sezon basın tarafından pompalanan, türkiyenin en iyi futbolunu oynadığı iddia edilen ve en önemlisi maçlara 12 kişi başlayan rakibine, deplasmanda binlerce taraftarı önünde maçın son 5 dakikası öyle bir göt korkusu yaşatmıştır ki, şampiyonluk maçına çıkan takım, kendi yarı sahasından çıkamayarak top çevirmiştir...
sen sahasında şampiyonluk maçına çıkan bir takımı, kendi seyircisine ıslıklatabiliyorsan, olay bitmiştir.
tüm sezon basın tarafından pompalanan, türkiyenin en iyi futbolunu oynadığı iddia edilen ve en önemlisi maçlara 12 kişi başlayan rakibine, deplasmanda binlerce taraftarı önünde maçın son 5 dakikası öyle bir göt korkusu yaşatmıştır ki, şampiyonluk maçına çıkan takım, kendi yarı sahasından çıkamayarak top çevirmiştir...
sen sahasında şampiyonluk maçına çıkan bir takımı, kendi seyircisine ıslıklatabiliyorsan, olay bitmiştir.
futbol özelinde facia bir sezon geçiren takımım.
ekstrem bir sezon oldu. şike davası ile ilintili teknik kadro problemi, iş bilmez ve yönettiği kulübe bağlılığı konusunda ciddi şüphelerim olan bir başkan, yine şike muhabbeti sonucu sıkışan fikstür, plansız transferler, hakem ve federasyon adaletsizlikleri derken sonuçlandı. tabi görünürde bir playoff maçı daha kaldı fakat kendi adıma gelecek sezonun, avrupa kupalarında yer almayıp temizlik ve yeniden yapılanma odaklı bir geçiş sezonu olmasının daha hayırlı olacağı kanaatindeyim.
zira demirören'in yarattığı enkazdan yeni bir bina inşa edebilmek için bir sezondan fazlası bile gerekebilir. sırf teknik kadro ve oyuncu kadrosu açısından değil, temlik altındaki gelir kalemleri düşünülünce asıl mali yapı anlamında zor bir dönem bekliyor.
örnek alınası en uygun model borussia dortmund modeli gibi gözüksede bunu uygulayabilecek iyi bir oyuncu izleme ağının eksikliği de yadsınamaz.
(b: özet geç lan piç mode on)
deveye boynun eğri demişler, nerem doğru ki demiş.
ekstrem bir sezon oldu. şike davası ile ilintili teknik kadro problemi, iş bilmez ve yönettiği kulübe bağlılığı konusunda ciddi şüphelerim olan bir başkan, yine şike muhabbeti sonucu sıkışan fikstür, plansız transferler, hakem ve federasyon adaletsizlikleri derken sonuçlandı. tabi görünürde bir playoff maçı daha kaldı fakat kendi adıma gelecek sezonun, avrupa kupalarında yer almayıp temizlik ve yeniden yapılanma odaklı bir geçiş sezonu olmasının daha hayırlı olacağı kanaatindeyim.
zira demirören'in yarattığı enkazdan yeni bir bina inşa edebilmek için bir sezondan fazlası bile gerekebilir. sırf teknik kadro ve oyuncu kadrosu açısından değil, temlik altındaki gelir kalemleri düşünülünce asıl mali yapı anlamında zor bir dönem bekliyor.
örnek alınası en uygun model borussia dortmund modeli gibi gözüksede bunu uygulayabilecek iyi bir oyuncu izleme ağının eksikliği de yadsınamaz.
(b: özet geç lan piç mode on)
deveye boynun eğri demişler, nerem doğru ki demiş.
türkiyenin ilk spor kulübü. uğruna ölenler bile varmış.
babamdan dolayi taraftari olma serefine nail oldugum takim.
(bkz: beşiktaşlı olunmaz beşiktaşlı doğulur)
(bkz: beşiktaşlı olunmaz beşiktaşlı doğulur)
asla yıkılmayacak tek takımdır.
bir gün çeyiz almaya gitseniz, maçının olduğu gün yeni evinize tüm akrabalarınız gelecek olsa bile; yanında olmak için kavga ettğinizdir. gidemediğiniz de kendinizden utandığınızdır
umut, sevinç, hüzün, kader, geçmiş, gelecek, metin, ali, feyyaz, nouma,ilhan, sergen, baba hakkı, şeref bey, süleyman seba, milne ve aklıma gelmeyen bir çok isim, kavram, duygu, heyecan.
takımların en güzelidir beşiktaş. geç takım tutmaya başlamanın verdiği bir pişmanlıkta yok değil hani.
Sevenin sevdalısı sevmeyenin belalısı allah bir kartal iki gerisinin anasını
türkiye'den euro 2012 avrupa futbol şampiyonası'na en çok futbolcu gönderen ekip.
(bkz: tomas sivok)
(bkz: hugo miguel pereira de almeida)
(bkz: ricardo andrade quaresma bernardo)
(bkz: tomas sivok)
(bkz: hugo miguel pereira de almeida)
(bkz: ricardo andrade quaresma bernardo)
Babamdan bana kalan miras değil, oğluma olan borcum.
beşiktaşlı olunmaz beşiktaşlı doğulur kardeş.. biz iki renkle açtık gözümüzü, biri siyah biri beyaz..
geri kalan her şey fasa fiso.
geri kalan her şey fasa fiso.
Her ne olursa olsun sevmekten vazgeçmeyeceğimdir. çünkü Beşiktaş ben , ben Beşiktaşım..
bünyesinde sayısız gemiye limanlık eden yegane aşk. başı boş aşıkların sığındığı büyük liman.
futbol takımının en kötü sezonlarından biri olarak adlandırılan sezonunda bile avrupada en çok puan toplayan türk takımı olmayı başarmış.averajla 4.olmuş,iki günde bir maça çıkmış,sayısız sakatlık geçirmiş,asbaşkanı ve hocası kamptan hapise gitmiş bir takım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?