öncelikle ##72832;
her horoz kendi çöplüğünde öter lafını yanlış algılamış teknik adam.
orası bizim mabedimiz bizi ordan kovmaya kimsenin ne hakkı var ne de gücü. hem takımı eşşekten düşmüşe dönder, hem de taraftardan tepki gelince beğenmeyen buraya gelmesin de. pardon yanlış anlama ama adamı **kerler tarihimizin en önemli kadrolarından biri kurulmuşken tüm istekleri yerine getirilmişken takım vasat futbol sergiliyor. lige havlu attık, uefa çok zor, bi kaldı türkiye kupası, eğer ondan da mahrum ederse bizi ve bu küçük dağları ben yarattım tarzından vazgeçmezse hiç hoş olmayan şeyler olucak.
bernd schuster
rakipler dahil herkesi terbiye etme çabasında olan, bu tarzıyla da jose mourinho'yu anımsatan teknik adamımız. mourinho gibi, 10 kişiyle maç kazandıracak müdahalelere imza atabildiği zaman helal-i hoş olacaktır vereceği her ayar. ama şu an için: (bkz: bi mourinho değil)
antep belediye, buca ve trabzon maçlarından sonra göklere çıkarılan, daha sonrasında alınan kötü sonuçlardan ötürü itin götüne sokulan teknik direktörümüz. Sonra da sevinmek için sevmedik diyorsun.
(bkz: kafan çok güzelmiş canım güle güle kullan)
(bkz: kafan çok güzelmiş canım güle güle kullan)
geldiği ilk günden beri neredeyse hergün basında hakkında saçma sapan bir çok haber çıkan,haklı olduğu konularda bile söylediği bir cümle,yaptığı en ufak bi haraket üzerine bin katılarak devlet meselesiymiş gibi manşetlere taşınan,ilk günden beri kovulması ve türkiyeden ayrılması için basının yarış ettiği beşiktaşımızın vizyonlu,avrupa futbol piyasasının saygı duyulan,bu kadar üst düzey ve kariyerli futbolcunun aynı sezonda beşiktaşı tercih etmesinin sebebi teknik direktörümüz.takım son 1 aydır vasat futbol oynamaktadır doğru,bazı maçlarda çıkardığı 11 yada maç içinde yaptığı müdaheleler bize bazı maçları kaybettirmiştir doğru,ne yazıkkı yüksek egosu yüzünden bazı zamanlar söylememsi gereken sivri açıklmamalar yapmışi olabilir doğru.Ancak bu adam türkiyeye geleli 7 ay olmuştur,evet yalnızca 7 ay.bu 7 ay içinde beşiktaş türkiye tarihinin tartışmasız efsane kadrosunu kurmuştur.Malesef tarihinde en çok sakat verdiği sezonda beşiktaş avrupa kupası,lig ve türkiye kupasındaki bir çok maçta yıllardır özlediğimiz saldıran,deneyen,son dakikada bile golü bulan,3 atmışken 4 arayan,maç bitene kadar bir gol fazla atmayı çabalayan o hasretle beklediğimiz o oyunu oynamıştır.kaybettiğimiz bir çok maçtada bu oyunu sahaya yansıtmıştır.mustafa denizliyi çok seven biriyim ancak maçın genelini kendi sahasında kabul eden,bulduğu kontralarla fenere 4 gol atıp kupayı alan beşiktaşın o aldığı o galibiyetin ve kupanın benim ve bir çok beşiktaşlının gözündeki değeri sanırım ortadadır.beşiktaş yıllar sonra büyük takım gibi oynuyor,oynamaya çalışıyor.hemde bugüne kadar galatasaray ve fenerin en iyi olduğu sezonlardakinden çok daha "büyük" takım gibi oynuyor.ben bu takımı izlemekten keyif alıyorum,madrid efsanesi gutinin formasındaki beşiktaş amblemini öpmesini görmekten gurur duyuyorum.quaresmanın o çalımları,attığı jeneriklik golleri,hırsla sahada basmadık yer bırakmamasını keyifle izliyorum.attığı gollerden sonra formasını parçalarcasına kapalıya koşmasından aldığım haz tarif edilemez.her ne kadar yanlış olsada 90. dk da hırsından ve yaşadığı hayal kırıklığından bütün maç kendisine pata küte dalan rakip futbolculardan birine savurduğu tekme eve işte tv başında yada tribündeyken tamda biz taraftarların yapmak istediği yapmasından saha içindeki biz olmasından keyif alıyorum.daha henüz yeteri kadar izleyemediğimiz a.madrid ve portekiz milli takımı simaoyu,portekiz mili takım santraforu almeidayı,valencianın 2 yıl evel 18 milyonu gözü kırpmadan verdiği fernandesinde bu takımın birer parçası olacağı,sahada beşiktaş forması için canlarını dişlerine takıp gerçekten beşiktaşı benimseyip beşiktaşlı olacağı günleri görecepiz.yıllarca serdar özkan, i. akın, mehmet sedef,batuhan gibi karaktersiz adamlardan bişeler bekledik hep umut ettik ama onlar yıllarımızı harcadılar.şimdi kalede cenki , savunmada cengaver ersanı,orta sahada beşiktaşın evladı efendi kardeşimiz necipi, onların arkasından gelen ali kuçiği,onuru görünce gururlanıyorum,gelecepe umutla bakıyorum.bu kadar efsane oyuncu ile tarihimizin önemli genç jenerasyonlarından birinin bu güzel harmını izlemekten mutlu oluyorum.şimdi bernd schuster giderse ne olacak ? yerine kimi getirecez ? ertuğrul sağlam yada rıza çalımbaya geri mi dönecez,başka yabancı bir hocamı alacaz ? yeni gelecek hoca tekrar adaptasyon süresi,yeni taktik anlayışa geçişte yaşanacak kayıplar,gelecek bi ton yedi oyuncular,harcanacak milyonlar.beşiktaşı bu kurtaracaksa scuster gitsin.ama ben beşiktaşımın tekrar tekrar aynı hatayı yapıp bu kadar zaman,para ve prestij kaybetmesini istemiyorum.geleceğe umutla bakıyorum.değişen bi vizyonun devam etmesini,oluşturduğumuz bu kadro kalitesinin devamını hatta artarak devam etmesini istiyorum.şimdiki yıldızlarımızın sözleşmesi bitince onların kalitesinde ve onlardan dahada kaliteli oyuncuların gelmesini istiyorum.bu oyun anlayışı ve yeni gelen oyuncular takıma oturunca ne kadar keyifli maçlar,ne büyük zaferler kazanacağımızı biliyorum.bu arada bu kadar eleştirilen schuster ve beşiktaş ligdeki trabzon dışında derbi kaybetmedi ki bu kadar yaşanan sakatlık ve sistem sıkıntısına rağmen.
kardeşler biliyorum çok uzun ve belkide sıkıcı oldu ama gün sabretme günüdür.beşiktaşın önü açık geleceği parlaktır.ben tekrar eski defansif futbolu,senede bir hoca değişmesini,simaoyu 900 bin,almeidayı 2 milyon,quaresmayı 7.3 milyon,gutiyi bonservissiz almak varken tabataya 8 milyon verilmesini,kvulan teknik ekibe 7-8 milyon eurolar verilmesini istemiyorum.bu yüzdende şu an takım beklentileri karşılayamsada,arada schuster sivri açıklamalar yapsada ben sonuna kadar bu hocayı destekliyorum.basında farkında beşiktaşın artık başka bir yola girdiğinin,geleceğinin ne kadar parlak olduğunun.bu yüzdendirki hergün schusteri taraftarın önüne atan,onu yıpratan onlarca haber.biraz sabır beşiktaşlı,güneşli günler yakın.
kardeşler biliyorum çok uzun ve belkide sıkıcı oldu ama gün sabretme günüdür.beşiktaşın önü açık geleceği parlaktır.ben tekrar eski defansif futbolu,senede bir hoca değişmesini,simaoyu 900 bin,almeidayı 2 milyon,quaresmayı 7.3 milyon,gutiyi bonservissiz almak varken tabataya 8 milyon verilmesini,kvulan teknik ekibe 7-8 milyon eurolar verilmesini istemiyorum.bu yüzdende şu an takım beklentileri karşılayamsada,arada schuster sivri açıklamalar yapsada ben sonuna kadar bu hocayı destekliyorum.basında farkında beşiktaşın artık başka bir yola girdiğinin,geleceğinin ne kadar parlak olduğunun.bu yüzdendirki hergün schusteri taraftarın önüne atan,onu yıpratan onlarca haber.biraz sabır beşiktaşlı,güneşli günler yakın.
Hürriyet gazetesine yada ayı sinan'a göre göre hep çılgın hep terbiyesiz olandır.
Bunu da şu linkten dile getirmişlerdir.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17064268.asp?yazarid=392&gid=61&hid=17065473
ne gariptir ki verdikleri örneklerin "tamamı" gerçektir yada gerçekleşmiştir. (barcelona maçı yorumu dahil) yani aslında schuster'in gerçekleri ve doğru olanı, beyninden geçenleri çekinmeden söyleyen biri olduğunu, dürüst olduğu göstermektedir.
---------------alıntı---------------
Schuster hep çılgındı
· Aralık 2008: Real Madriddeyken ispanyol basınına, Barcelonayı yenmemiz mümkün değil dedi.
· Ekim 2010: Beşiktaş-Sivas maçından sonra gazetecilerle, Evet sistemimiz yok ve Türkiye Ligi çok kolay diyerek dalga geçti.
· Ekim 2010: Kendi futbolcusu Fatih Tekkeye küfür etti.
· Ekim 2010: Trabzonlu gazetecilere basın toplantısında, Siz Avrupada oynamanın ne demek olduğunu anlamazsınız dedi.
· Kasım 2010: Konyaspor ile 2-2 berabere kaldıkları maçtan sonra, Rakiplerimiz 1960lı yılların futbolunu oynuyor diye konuştu.
· Kasım 2010: Trabzonspor ve Bursaspora, Ligin zirvesindeki takımlar defans yapıyorlar ve hata bekleyerek gol atıyorlar diyerek taş attı.
· Ocak 2011: Belediye maçında yardımcı hakem Serkan Oka küfür etti ihraç edildi. 3 maç ceza aldı.
· Ocak 2011: 2-1 kaybettikleri Belediye maçından sonra, Pasif bir takıma karşı oynadık diyerek yine rakibi kötüledi.
· şubat 2011: 1-0 yenildikleri Ankaragücü maçının ardından Türkiyede 10 defans oyuncusuyla sahaya çıkan takımlara karşı mücadele ediyoruz dedi.
---------------alıntı---------------
Bunu da şu linkten dile getirmişlerdir.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17064268.asp?yazarid=392&gid=61&hid=17065473
ne gariptir ki verdikleri örneklerin "tamamı" gerçektir yada gerçekleşmiştir. (barcelona maçı yorumu dahil) yani aslında schuster'in gerçekleri ve doğru olanı, beyninden geçenleri çekinmeden söyleyen biri olduğunu, dürüst olduğu göstermektedir.
---------------alıntı---------------
Schuster hep çılgındı
· Aralık 2008: Real Madriddeyken ispanyol basınına, Barcelonayı yenmemiz mümkün değil dedi.
· Ekim 2010: Beşiktaş-Sivas maçından sonra gazetecilerle, Evet sistemimiz yok ve Türkiye Ligi çok kolay diyerek dalga geçti.
· Ekim 2010: Kendi futbolcusu Fatih Tekkeye küfür etti.
· Ekim 2010: Trabzonlu gazetecilere basın toplantısında, Siz Avrupada oynamanın ne demek olduğunu anlamazsınız dedi.
· Kasım 2010: Konyaspor ile 2-2 berabere kaldıkları maçtan sonra, Rakiplerimiz 1960lı yılların futbolunu oynuyor diye konuştu.
· Kasım 2010: Trabzonspor ve Bursaspora, Ligin zirvesindeki takımlar defans yapıyorlar ve hata bekleyerek gol atıyorlar diyerek taş attı.
· Ocak 2011: Belediye maçında yardımcı hakem Serkan Oka küfür etti ihraç edildi. 3 maç ceza aldı.
· Ocak 2011: 2-1 kaybettikleri Belediye maçından sonra, Pasif bir takıma karşı oynadık diyerek yine rakibi kötüledi.
· şubat 2011: 1-0 yenildikleri Ankaragücü maçının ardından Türkiyede 10 defans oyuncusuyla sahaya çıkan takımlara karşı mücadele ediyoruz dedi.
---------------alıntı---------------
tam beşiktaş'a göre, gidere gider mantığında olan adam.
bizim taraftar profilimizin ciddi bir vurgun yediğini de dinamo maçında anladım.
ulan adamlar son yarım saat koşmadı bile, sen sırf önüne gelene siktir çekmek için shuster'e küfür ediyorsun.
sonra dışarda adamın boğazını kesmeler falan. neyse.
bizim taraftar profilimizin ciddi bir vurgun yediğini de dinamo maçında anladım.
ulan adamlar son yarım saat koşmadı bile, sen sırf önüne gelene siktir çekmek için shuster'e küfür ediyorsun.
sonra dışarda adamın boğazını kesmeler falan. neyse.
tek kelimeyle ; '' terbiyesiz''.
Akli sira kendisine deli divane gibi destek veren taraftara gider yapmakta ama burasi ne real madrid ne de alman futbol federasyonu.
O , taraftarin kim olursa olsun orada tepkiyi vermeye hakki vardir, cünkü takimini düsünür lakin bazilari bu adam suratlarina tükürse ya rabbi sükür deyip gecmeyi kendilerine adet edinmis.
yanlis ama dogru bilmem lakin baba hakki bile su klüpten kendisine protesto var diye emekli olmustur.
bu trübün bütün takimi kapaliyi cagirip hepiniz orospu cocugusunuz diye protestonun , ayarin babasini vermistir.
tesislerde ahmet dursun larin saclari tras edilmis, cogu kimse ziyaret edilmistir.
Schuster kimdir ki taraftara böyle bir sallama durumuna girer ve taraftar buna saksak yapar, o bizim taraftarlarin ic sorunudur.!
ha bir de su isimleri degisitirip düsünelim,
i. toraman'a yumrugu cakan Guti Haz. olsaydi ve yollanisaydi tepki ne olurdu ?
Schuster yerine hoca Rasim kara, samet aybaba, riza calimbay, fatih terim vs olsaydi ve böyle bir cevap verilseydi tepki n' olurdu.
veya schuster yerine hoca denizli olsaydi, ve necip kesilip ernst oynatilmasa ve aurelio forma giysseydi?
hani erman bize de kafa atsana diye inleyen kapali falan filan ?
Schuster bugün bir kac taraftara yarin , bugün ona hak veren taraftarin ''enteresan bir sekilde sekilcilik yapmadan sevdigi '' futbolculari yollayinca tepkilerini merak etmekteyim.
ha bu yildizlari da bu takima getiren tipki schusteri de getirdigi gibi Serdal ve cengiz baskandir!
schuster den öncede bu takima yildizlar ve dünya capinda hocalar gelmistir, hasa schuster ne allah'tir ne peygamber ne de padisah!
isine gelince en büyük taraftar bizde diyerek isine gelmekdikten sonra istemeyen gitsin diyecek bir kapasiteye daha varamamis ve hakki yoktur.
asil isi önce camiasina hak ettigi sekilde görevini yerini getirmektir.
ve son olarak sevinmek icin seven sari firtina efsanemiz ve güntekin onay'dan geliyor.
---------------spoiler---------------
Eleştiri Sırası O'nda
Beşiktaş için Avrupa Ligi başka bir kulvar başka bir heyecandı. Ligde gittikçe uzaklaşılan hedeften sonra başarmak için tek yer Avrupa Ligi'ydi. Beşiktaş oyuna ligde alıştığımız önde basan tempo yapan bir oyun anlayışıyla başlamadı. Topa sahip olup daha kontrollü oynama düşüncesindeydi. Dinamo Kiev de rakibi kendi yarı sahasında karşılayan, topun arkasına geçmiş, savunmayı kendi sahasında başlayan oyun yapısındaydı. Burada Beşiktaş'tan istenen ve beklenen becerili ve yaratıcı oyuncularıyla ya birebirlerde üstünlük sağlamak ya da kanatlardan savunmanın arkasına geçip etkili olabilmesiydi. Maalesef bu iki hücum aksiyonunu da dün akşam Beşiktaş yapamadı. Kadro yapısına baktığımızda da orta sahayı Marco ver Ernst ile tutup, Guti'yi öne doğru çıkarmayı çalışıyorlardı. Nobre'nin nerede oynadığını ve ne yapmak istediğini ise ben bir türlü anlayamadım. özellikle bu seviyedeki oyunlarda Nobre'yi böyle kullanmak akıllıca değil. Bu düzeydeki maçlarda öncelikle sağlam bir orta saha yapınız olmalı. Ondan sonra hücum etmeyi düşünmelisiniz.
Geçmiş maçlarda başarısız olmasına rağmen Beşiktaş'ın önceliği hücumda pozisyon zenginliğine veren oyun felsefesini desteklemiştik. Burada eleştirdiğimiz nokta ise top rakibe geçtiğinde oluşturmadığı savunma anlayışıydı. Dün ise hücumda üretkenlik de yoktu, savunma ise hala çok yetersiz bir görüntü çizmeye devam etti.
KiEV'DE TUR iMKANSıZ GiBi
Mağlubiyete direnen ve etkili olmaya çalışan Quaresma idi o da gitti saçmasapan bir kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Eğer "üst düzey futbolcuyum" diyorsanız, bu herkes için geçerli; stresle başa çıkmayı bilmelisiniz. Artık Beşiktaş'ın rövanşta da Kiev'de de işi çok zor, imkansız gibi... Beşiktaş'ın yediği gollere baktığımızda; duran toplarda ilk topa vuran siz olmalısınız futbolda.Onsekiz içinde ikinci olmak, sonuncu olmak demektir ve sonucunda da böyle goller yemek demektir.
Evet, bugüne kadar Beşiktaş'ın oyununun savunma yönünü eleştirmiştik. Ama artık oyunu değil, oynat(amay)anı eleştirmenin zamanı geldi.
Yani Schuster'i...
---------------spoiler---------------
---------------spoiler---------------
LiGDEKi olumsuz hava bu maça yansımamalıydı. Yansıdı. Taraftar bu maça yeni bir sayfa açmalıydı. Açmadı. Lig ile Avrupayı ayırmalıydı. Ayıramadı. Beşiktaş aslında hiç de kötü oynamazken yenik duruma düştü. Rakibin ilk korneri ve gelen gol... Dinamo Kievin gole kadar ne bir organize hücumu vardı ne de bir kontratağı.. Sadece disiplinli ve alan bırakmayan savunması vardı. Konuşula konuşula iyice şehir efsanesine dönen meşhur çizgi savunmanın arkasına falan da sarkan olmadı hiç.. Sadece 1 kere, o da golle sonuçlanmadı, 48inci dakikada..
DıNAMO Kiev öyle bir takım ki riskli oynayıp alan bıraksanız cezayı kesebilirdi. Beşiktaş bu hatayı yapmadı ancak goller kornerlerden geldi. Taraftar takıma, takım taraftara yıllar sonra ilk kez negatif elektrik verdi. 1-0dan sonra bu çok net bir şekilde ortaya çıktı. Quaresmanın golüyle gelen 1-1 bile yeterli inancı enjekte edemedi nedense. Bir burukluk, tutukluk vardı anlamsızca. Sahadan tribüne ancak daha çok tribünden sahaya yansıyan.. Quaresma, Hilbert, Sivok ve Nobre iyi başladılar. Ancak kimse onlara uyum sağlamadı.
UKRAYNA KÂBUSUMUZ
iKiNCi gol de kornerden geldi. ilginçtir 2 golde de kafayı vuran Shevchenkoydu ilkinde indirdi, ikincisinde attı...Ve 2 golde de Shevayı kaçıran Hilbertti. ikinci golden sonra taraftar maçı bıraktı ve turdan ümidi kesti.. Dolayısıyla takım da..
Guti ilk kez bu kadar kötü oynadı, ismail ikinci yarı demoralize olup oyundan koptu. Aurelio pasif kaldı.
Bobonun ve Gutinin gollük vuruşlarında Shovkovskiy kalesinde devleşirken gole izin vermedi. Tur zaten gitmişti. Bir beraberlik umut getirecekti. O da olmadı.
üZüCü olan 1-2 oyuncu hariç takımın teslimiyet duygusuyla hareket etmesiydi. Farklı skoru getiren bu teslimiyet oldu. Ne tibündekiler ne de sahadakiler direnmedi. isyan etmedi. Bir de şöyle bir gerçek var. Ukrayna takımları kâbusumuz. Lucescu döneminde Beşiktaşın atladığı tur hariç hiçbir takımımız Ukrayna temsilcilerine karşı başarılı olamadı. Ukraynada 2.5 aydır liglerin tatil olması ise demek ki bir avantaj değilmiş. Gerek Shakhtar gerek Dinamo Kiev, aldıkları sonuçlarla bunu yalanladı. Ukraynada oynanan futbolun bile kalitesi ülkemizin üstünde.. Bu da yüzleşmemiz gereken bir diğer gerçek.
Sorular ve sorunlar
BU maçın ardından ortaya çıkan sorular var. Beşiktaş bundan sonra toparlanabilir mi? çok zor görünüyor. Bernd Schuster gitmeli mi? Schuster giderse kadrodaki yıldızlar da gider mi? Kovduğu futbolcuyla basın toplantısına çıkıp kendisine övgüler yağdıran başkan bu krizi yönetebilir mi? Zor her şeyin cevabı çok zor..
Yeniden birlik ve beraberlik için pazar günü oynanacak F.Bahçe derbisi bir şans. O maç da kaybedilirse ne toz kalır ne de duman...
---------------spoiler---------------
istersen fb'ye on at schuster! güle güle.
Akli sira kendisine deli divane gibi destek veren taraftara gider yapmakta ama burasi ne real madrid ne de alman futbol federasyonu.
O , taraftarin kim olursa olsun orada tepkiyi vermeye hakki vardir, cünkü takimini düsünür lakin bazilari bu adam suratlarina tükürse ya rabbi sükür deyip gecmeyi kendilerine adet edinmis.
yanlis ama dogru bilmem lakin baba hakki bile su klüpten kendisine protesto var diye emekli olmustur.
bu trübün bütün takimi kapaliyi cagirip hepiniz orospu cocugusunuz diye protestonun , ayarin babasini vermistir.
tesislerde ahmet dursun larin saclari tras edilmis, cogu kimse ziyaret edilmistir.
Schuster kimdir ki taraftara böyle bir sallama durumuna girer ve taraftar buna saksak yapar, o bizim taraftarlarin ic sorunudur.!
ha bir de su isimleri degisitirip düsünelim,
i. toraman'a yumrugu cakan Guti Haz. olsaydi ve yollanisaydi tepki ne olurdu ?
Schuster yerine hoca Rasim kara, samet aybaba, riza calimbay, fatih terim vs olsaydi ve böyle bir cevap verilseydi tepki n' olurdu.
veya schuster yerine hoca denizli olsaydi, ve necip kesilip ernst oynatilmasa ve aurelio forma giysseydi?
hani erman bize de kafa atsana diye inleyen kapali falan filan ?
Schuster bugün bir kac taraftara yarin , bugün ona hak veren taraftarin ''enteresan bir sekilde sekilcilik yapmadan sevdigi '' futbolculari yollayinca tepkilerini merak etmekteyim.
ha bu yildizlari da bu takima getiren tipki schusteri de getirdigi gibi Serdal ve cengiz baskandir!
schuster den öncede bu takima yildizlar ve dünya capinda hocalar gelmistir, hasa schuster ne allah'tir ne peygamber ne de padisah!
isine gelince en büyük taraftar bizde diyerek isine gelmekdikten sonra istemeyen gitsin diyecek bir kapasiteye daha varamamis ve hakki yoktur.
asil isi önce camiasina hak ettigi sekilde görevini yerini getirmektir.
ve son olarak sevinmek icin seven sari firtina efsanemiz ve güntekin onay'dan geliyor.
---------------spoiler---------------
Eleştiri Sırası O'nda
Beşiktaş için Avrupa Ligi başka bir kulvar başka bir heyecandı. Ligde gittikçe uzaklaşılan hedeften sonra başarmak için tek yer Avrupa Ligi'ydi. Beşiktaş oyuna ligde alıştığımız önde basan tempo yapan bir oyun anlayışıyla başlamadı. Topa sahip olup daha kontrollü oynama düşüncesindeydi. Dinamo Kiev de rakibi kendi yarı sahasında karşılayan, topun arkasına geçmiş, savunmayı kendi sahasında başlayan oyun yapısındaydı. Burada Beşiktaş'tan istenen ve beklenen becerili ve yaratıcı oyuncularıyla ya birebirlerde üstünlük sağlamak ya da kanatlardan savunmanın arkasına geçip etkili olabilmesiydi. Maalesef bu iki hücum aksiyonunu da dün akşam Beşiktaş yapamadı. Kadro yapısına baktığımızda da orta sahayı Marco ver Ernst ile tutup, Guti'yi öne doğru çıkarmayı çalışıyorlardı. Nobre'nin nerede oynadığını ve ne yapmak istediğini ise ben bir türlü anlayamadım. özellikle bu seviyedeki oyunlarda Nobre'yi böyle kullanmak akıllıca değil. Bu düzeydeki maçlarda öncelikle sağlam bir orta saha yapınız olmalı. Ondan sonra hücum etmeyi düşünmelisiniz.
Geçmiş maçlarda başarısız olmasına rağmen Beşiktaş'ın önceliği hücumda pozisyon zenginliğine veren oyun felsefesini desteklemiştik. Burada eleştirdiğimiz nokta ise top rakibe geçtiğinde oluşturmadığı savunma anlayışıydı. Dün ise hücumda üretkenlik de yoktu, savunma ise hala çok yetersiz bir görüntü çizmeye devam etti.
KiEV'DE TUR iMKANSıZ GiBi
Mağlubiyete direnen ve etkili olmaya çalışan Quaresma idi o da gitti saçmasapan bir kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Eğer "üst düzey futbolcuyum" diyorsanız, bu herkes için geçerli; stresle başa çıkmayı bilmelisiniz. Artık Beşiktaş'ın rövanşta da Kiev'de de işi çok zor, imkansız gibi... Beşiktaş'ın yediği gollere baktığımızda; duran toplarda ilk topa vuran siz olmalısınız futbolda.Onsekiz içinde ikinci olmak, sonuncu olmak demektir ve sonucunda da böyle goller yemek demektir.
Evet, bugüne kadar Beşiktaş'ın oyununun savunma yönünü eleştirmiştik. Ama artık oyunu değil, oynat(amay)anı eleştirmenin zamanı geldi.
Yani Schuster'i...
---------------spoiler---------------
---------------spoiler---------------
LiGDEKi olumsuz hava bu maça yansımamalıydı. Yansıdı. Taraftar bu maça yeni bir sayfa açmalıydı. Açmadı. Lig ile Avrupayı ayırmalıydı. Ayıramadı. Beşiktaş aslında hiç de kötü oynamazken yenik duruma düştü. Rakibin ilk korneri ve gelen gol... Dinamo Kievin gole kadar ne bir organize hücumu vardı ne de bir kontratağı.. Sadece disiplinli ve alan bırakmayan savunması vardı. Konuşula konuşula iyice şehir efsanesine dönen meşhur çizgi savunmanın arkasına falan da sarkan olmadı hiç.. Sadece 1 kere, o da golle sonuçlanmadı, 48inci dakikada..
DıNAMO Kiev öyle bir takım ki riskli oynayıp alan bıraksanız cezayı kesebilirdi. Beşiktaş bu hatayı yapmadı ancak goller kornerlerden geldi. Taraftar takıma, takım taraftara yıllar sonra ilk kez negatif elektrik verdi. 1-0dan sonra bu çok net bir şekilde ortaya çıktı. Quaresmanın golüyle gelen 1-1 bile yeterli inancı enjekte edemedi nedense. Bir burukluk, tutukluk vardı anlamsızca. Sahadan tribüne ancak daha çok tribünden sahaya yansıyan.. Quaresma, Hilbert, Sivok ve Nobre iyi başladılar. Ancak kimse onlara uyum sağlamadı.
UKRAYNA KÂBUSUMUZ
iKiNCi gol de kornerden geldi. ilginçtir 2 golde de kafayı vuran Shevchenkoydu ilkinde indirdi, ikincisinde attı...Ve 2 golde de Shevayı kaçıran Hilbertti. ikinci golden sonra taraftar maçı bıraktı ve turdan ümidi kesti.. Dolayısıyla takım da..
Guti ilk kez bu kadar kötü oynadı, ismail ikinci yarı demoralize olup oyundan koptu. Aurelio pasif kaldı.
Bobonun ve Gutinin gollük vuruşlarında Shovkovskiy kalesinde devleşirken gole izin vermedi. Tur zaten gitmişti. Bir beraberlik umut getirecekti. O da olmadı.
üZüCü olan 1-2 oyuncu hariç takımın teslimiyet duygusuyla hareket etmesiydi. Farklı skoru getiren bu teslimiyet oldu. Ne tibündekiler ne de sahadakiler direnmedi. isyan etmedi. Bir de şöyle bir gerçek var. Ukrayna takımları kâbusumuz. Lucescu döneminde Beşiktaşın atladığı tur hariç hiçbir takımımız Ukrayna temsilcilerine karşı başarılı olamadı. Ukraynada 2.5 aydır liglerin tatil olması ise demek ki bir avantaj değilmiş. Gerek Shakhtar gerek Dinamo Kiev, aldıkları sonuçlarla bunu yalanladı. Ukraynada oynanan futbolun bile kalitesi ülkemizin üstünde.. Bu da yüzleşmemiz gereken bir diğer gerçek.
Sorular ve sorunlar
BU maçın ardından ortaya çıkan sorular var. Beşiktaş bundan sonra toparlanabilir mi? çok zor görünüyor. Bernd Schuster gitmeli mi? Schuster giderse kadrodaki yıldızlar da gider mi? Kovduğu futbolcuyla basın toplantısına çıkıp kendisine övgüler yağdıran başkan bu krizi yönetebilir mi? Zor her şeyin cevabı çok zor..
Yeniden birlik ve beraberlik için pazar günü oynanacak F.Bahçe derbisi bir şans. O maç da kaybedilirse ne toz kalır ne de duman...
---------------spoiler---------------
istersen fb'ye on at schuster! güle güle.
kadroya ne sikime almadığını bilmediğim sivok ve bobo ilk 11'de oynasaydı ezikleri tarihi farka gömeceğimiz maçı kaybetme sebeplerimizden biri olan kibirli alman. şerefin varsa istifa et
bu maçta kesinlikle ama kesinlikle eleştiriyi hak etmeyen adamdır. gayet kral kadro çıkarmıştır ve eğer hayvanoğlu hayvan ferrari'nin o hareketi olmasaydı, yüzde yüz farka gidecek olan maç sonrası kral olacak olan adamdır.
ayrıca maç öncesi schuster'i protesto ederek mükemmel ortamın içine bir anda sıçan taraftar güruhunu allah havale ediyor, kendilerine tez zamanda akıl ve fikir diliyorum.
ayrıca maç öncesi schuster'i protesto ederek mükemmel ortamın içine bir anda sıçan taraftar güruhunu allah havale ediyor, kendilerine tez zamanda akıl ve fikir diliyorum.
##73448
bugün eğer ferrari dallaması [ybkz]swh[/ybkz]o gerizekalılığı yapmamış olsaydı maçın sonucu az çok belliydi saldıran taraf bizdik sanki daha da gol gelecek gibiydi yani shuster e kimse kızmıyacaktı hatta kahraman olacaktı.tek yanlışı aurelio dangalakında diretmesidir beni öldürdü bitirdi bu adam yeter ya yeter artık schuster artık duy sesimizi!
bir yanım sahip çıkalım, gelecek bizim olacak derken diğer yandan aynası iştir kişinin, söze bakılmaz diyor...
beşiktaşımız'ın defans oyuncularının -ersan hariç- birer kazma olmasını faturasını ısrarla ödetmeye çalıştığımız adamdır kendisi. istenilen muhteşem futbolu onun sayesinde izleyebildiğimizi inatla gözardı ediyoruz. bu adam gitse bile, bu defansla isterse mourinho gelsin yine de sonucun değişmeyeceğini anlamak istemiyoruz. asla geçmişten ders almıyoruz çünkü kolaycıyız. en kolay yol: schuster gitsin. beklemek yok, sabretmek hiç yok (6 aylık süreyi sabır kriteri olarak göstermeye kalkmasın kimse). "bizim geçen seneki halimizsiniz ehe ehe" diye salyalar akıtan galatasaray taraftarını haklı çıkarmadan rahat etmeyeceğiz belli. medya 6 aydır organize bir şekilde yapmaya çalıştığı şeyi başarmaya çok yakındır. hem schuster yıpratma çabaları meyvelerini vermeye başlamış hem de taraftar bölünmüştür. 5-0'lık buca galibiyetinden sonra her maçta ufak ufak (!) yapılan doğramalarla birlikte pek çok kişi şu an muradına ermiş ve keyifle izlemeye koyulmuştur olan biteni. hadi devam edelim şimdi, "pis schuster lanet schuster neden öyle yapmadı, neden onu değil de bunu oynattı, neden öyle dedi, neden şöyle demedi.." her şeye ama her şeye biz karar verelim ve asla kimseye saygı duymayalım. adam "beğenmeyenler stada gelmesin eve gitsin" der ortalık yıkılır ama "bana istediklerini söyleyebilirler zaten türkçe bilmiyorum ve buna alışkınım ama futbolcularıma laf söylemesinler. o gün o lafı söyleme sebebim buydu." dediğinde, üstelik de schuster gibi bir adam dediğinde, bunu kimse konuşmaz. göndeririz schuster'i, tıpkı odasını toplaması istendiğinde hepsini yatağın altına tıkıştıran çocuklar gibi. ondan sonra 1 yıla kalmaz oda yeniden dağılmaya başlar, "ah schuster ah eşek kafamız" diye ağlamaya başlarız. geleni göndeririz geleni göndeririz, hep kendi yolumuza en büyük taşı kendimiz koyarız.
(hızımı alamadım devam ediyorum.)
bu yaptığımızın, yani schuster'i gönderme çabasının, dün gece cüneyt çakır'ın yaptığından hibçir farkı yok bence. hani bize faul yapılan hiçbir pozisyonda avantaja bırakmayıp her defasında atağı kesti ve sonunda simao isyan etti ya.. aynı o hesap işte. ferrari kendine hakim olup o dirseği atmasa quaresma muhtemelen gole gidecekti ya, aynı o hesap işte.. hani ferrarinin ihaneti olmasa o maç %100 farka gidecekti ya, aynı o hesap işte.. olur da schuster giderse, işler kötü gitmeye başladığı an biz de "schuster'e sabretmiş olsak belki şimdi çok daha iyi olacaktı her şey." diyeceğiz. yani halamın bıyıkları olsa hesabı. ama iş işten geçmiş olacak. bazı yerlerde şaka gibi haberler okuyorum, bazı isimler geçiyor ve dün akşamkinden daha fazla sinirleniyorum. yönetimin akılı davranmasını ve sabretmesini dilemekten başka da bir şey gelmiyor elimden.
(hızımı alamadım devam ediyorum.)
bu yaptığımızın, yani schuster'i gönderme çabasının, dün gece cüneyt çakır'ın yaptığından hibçir farkı yok bence. hani bize faul yapılan hiçbir pozisyonda avantaja bırakmayıp her defasında atağı kesti ve sonunda simao isyan etti ya.. aynı o hesap işte. ferrari kendine hakim olup o dirseği atmasa quaresma muhtemelen gole gidecekti ya, aynı o hesap işte.. hani ferrarinin ihaneti olmasa o maç %100 farka gidecekti ya, aynı o hesap işte.. olur da schuster giderse, işler kötü gitmeye başladığı an biz de "schuster'e sabretmiş olsak belki şimdi çok daha iyi olacaktı her şey." diyeceğiz. yani halamın bıyıkları olsa hesabı. ama iş işten geçmiş olacak. bazı yerlerde şaka gibi haberler okuyorum, bazı isimler geçiyor ve dün akşamkinden daha fazla sinirleniyorum. yönetimin akılı davranmasını ve sabretmesini dilemekten başka da bir şey gelmiyor elimden.
daha çok uzun zaman kalmasını, bize ayar vermesini, hücum futbolu oynatmaya çalışmasını istediğim teknik adam.
beşiktaş'ta kalmaması gerekir. kendisine kötü bir teknik direktör diyemeyiz, zira kariyeri ile bunu ispatlamış. en beğenmediğim özelliği inadı, ezberi. çocuk gibi bi inat etsin ömür billah geri dönmez, rüştü gibi kalecisi varken daha pişmemiş cenk'i, kumbara hakan'ı ısrarla oynatmanın sebebi nedir? hadi lige havlu attın gençlere şans veriyorsun, kiev maçı gibi bir maçta neden kalende rüştü yok? rüştü olsa öyle biter miydi o maç? oyuncular konusunda da aynı inadı gösteriyor. biri yanından geçerken selam vermesin 2 hafta kadro dışı. bu kadar kaprisli olunmaz, kendine çeki düzen vermesi için de ne kadar geç ne kadar erken bilemem ama, yeri burası değil. portekizliler onun sayesinde burada diye arka çıkmaya kalkanlar da olmasın, quaresma, guti, simao gibi isimler ne kadar kalbimizi fethetmiş olsa da bunlar geçicidir, beşiktaş kalıcıdır.
"kabalık" sözcüğünü kendi lugatında "karizma" olarak addeden sarı kelek...
bir taraftarın, kendisine yazdığı açık mektupta, tüm basına ayar üstüne ayar verdiği sarı melek'imiz.
http://tinyurl.com/66zhaml
ekleme: (bkz: schuster e mektup)
http://tinyurl.com/66zhaml
ekleme: (bkz: schuster e mektup)
Alayına Bernd inadına Schuster !
dün ukrayna'da yapılan son antrenmana, bir taraftar tarafından kendisine hediye edilen shakhtar donetsk [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] atkısı ile çıkarak, yine ayarın kralına imza atmış olan reyiz.[ybkz]swh[/ybkz]
ne desem ki sana ?
ne desem ?
anana, avradina mi sövsem sinirim gecsin kendime geleyim diye ?
su takimi düsürdügün hallere, gözü görmeyenlere,
seni elestirdik diye daha dünkü yeni yetme bebelere bizi, skor taraftari ot bok yaptirdigin icin kafani gözünü mü yarsam ?
o oynattigin sacma sapan seyi millete kek gibi yutturduguna mi yansam ?
lan ben sana ne diyeyim arkadas ya.
ne diyeyim .
tanim: kral ciplak!
ne desem ?
anana, avradina mi sövsem sinirim gecsin kendime geleyim diye ?
su takimi düsürdügün hallere, gözü görmeyenlere,
seni elestirdik diye daha dünkü yeni yetme bebelere bizi, skor taraftari ot bok yaptirdigin icin kafani gözünü mü yarsam ?
o oynattigin sacma sapan seyi millete kek gibi yutturduguna mi yansam ?
lan ben sana ne diyeyim arkadas ya.
ne diyeyim .
tanim: kral ciplak!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?