tek kelimeyle ; '' terbiyesiz''.
Akli sira kendisine deli divane gibi destek veren taraftara gider yapmakta ama burasi ne real madrid ne de alman futbol federasyonu.
O , taraftarin kim olursa olsun orada tepkiyi vermeye hakki vardir, cünkü takimini düsünür lakin bazilari bu adam suratlarina tükürse ya rabbi sükür deyip gecmeyi kendilerine adet edinmis.
yanlis ama dogru bilmem lakin baba hakki bile su klüpten kendisine protesto var diye emekli olmustur.
bu trübün bütün takimi kapaliyi cagirip hepiniz orospu cocugusunuz diye protestonun , ayarin babasini vermistir.
tesislerde ahmet dursun larin saclari tras edilmis, cogu kimse ziyaret edilmistir.
Schuster kimdir ki taraftara böyle bir sallama durumuna girer ve taraftar buna saksak yapar, o bizim taraftarlarin ic sorunudur.!
ha bir de su isimleri degisitirip düsünelim,
i. toraman'a yumrugu cakan Guti Haz. olsaydi ve yollanisaydi tepki ne olurdu ?
Schuster yerine hoca Rasim kara, samet aybaba, riza calimbay, fatih terim vs olsaydi ve böyle bir cevap verilseydi tepki n' olurdu.
veya schuster yerine hoca denizli olsaydi, ve necip kesilip ernst oynatilmasa ve aurelio forma giysseydi?
hani erman bize de kafa atsana diye inleyen kapali falan filan ?
Schuster bugün bir kac taraftara yarin , bugün ona hak veren taraftarin ''enteresan bir sekilde sekilcilik yapmadan sevdigi '' futbolculari yollayinca tepkilerini merak etmekteyim.
ha bu yildizlari da bu takima getiren tipki schusteri de getirdigi gibi Serdal ve cengiz baskandir!
schuster den öncede bu takima yildizlar ve dünya capinda hocalar gelmistir, hasa schuster ne allah'tir ne peygamber ne de padisah!
isine gelince en büyük taraftar bizde diyerek isine gelmekdikten sonra istemeyen gitsin diyecek bir kapasiteye daha varamamis ve hakki yoktur.
asil isi önce camiasina hak ettigi sekilde görevini yerini getirmektir.
ve son olarak sevinmek icin seven sari firtina efsanemiz ve güntekin onay'dan geliyor.
---------------spoiler---------------
Eleştiri Sırası O'nda
Beşiktaş için Avrupa Ligi başka bir kulvar başka bir heyecandı. Ligde gittikçe uzaklaşılan hedeften sonra başarmak için tek yer Avrupa Ligi'ydi. Beşiktaş oyuna ligde alıştığımız önde basan tempo yapan bir oyun anlayışıyla başlamadı. Topa sahip olup daha kontrollü oynama düşüncesindeydi. Dinamo Kiev de rakibi kendi yarı sahasında karşılayan, topun arkasına geçmiş, savunmayı kendi sahasında başlayan oyun yapısındaydı. Burada Beşiktaş'tan istenen ve beklenen becerili ve yaratıcı oyuncularıyla ya birebirlerde üstünlük sağlamak ya da kanatlardan savunmanın arkasına geçip etkili olabilmesiydi. Maalesef bu iki hücum aksiyonunu da dün akşam Beşiktaş yapamadı. Kadro yapısına baktığımızda da orta sahayı Marco ver Ernst ile tutup, Guti'yi öne doğru çıkarmayı çalışıyorlardı. Nobre'nin nerede oynadığını ve ne yapmak istediğini ise ben bir türlü anlayamadım. özellikle bu seviyedeki oyunlarda Nobre'yi böyle kullanmak akıllıca değil. Bu düzeydeki maçlarda öncelikle sağlam bir orta saha yapınız olmalı. Ondan sonra hücum etmeyi düşünmelisiniz.
Geçmiş maçlarda başarısız olmasına rağmen Beşiktaş'ın önceliği hücumda pozisyon zenginliğine veren oyun felsefesini desteklemiştik. Burada eleştirdiğimiz nokta ise top rakibe geçtiğinde oluşturmadığı savunma anlayışıydı. Dün ise hücumda üretkenlik de yoktu, savunma ise hala çok yetersiz bir görüntü çizmeye devam etti.
KiEV'DE TUR iMKANSıZ GiBi
Mağlubiyete direnen ve etkili olmaya çalışan Quaresma idi o da gitti saçmasapan bir kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Eğer "üst düzey futbolcuyum" diyorsanız, bu herkes için geçerli; stresle başa çıkmayı bilmelisiniz. Artık Beşiktaş'ın rövanşta da Kiev'de de işi çok zor, imkansız gibi... Beşiktaş'ın yediği gollere baktığımızda; duran toplarda ilk topa vuran siz olmalısınız futbolda.Onsekiz içinde ikinci olmak, sonuncu olmak demektir ve sonucunda da böyle goller yemek demektir.
Evet, bugüne kadar Beşiktaş'ın oyununun savunma yönünü eleştirmiştik. Ama artık oyunu değil, oynat(amay)anı eleştirmenin zamanı geldi.
Yani Schuster'i...
---------------spoiler---------------
---------------spoiler---------------
LiGDEKi olumsuz hava bu maça yansımamalıydı. Yansıdı. Taraftar bu maça yeni bir sayfa açmalıydı. Açmadı. Lig ile Avrupayı ayırmalıydı. Ayıramadı. Beşiktaş aslında hiç de kötü oynamazken yenik duruma düştü. Rakibin ilk korneri ve gelen gol... Dinamo Kievin gole kadar ne bir organize hücumu vardı ne de bir kontratağı.. Sadece disiplinli ve alan bırakmayan savunması vardı. Konuşula konuşula iyice şehir efsanesine dönen meşhur çizgi savunmanın arkasına falan da sarkan olmadı hiç.. Sadece 1 kere, o da golle sonuçlanmadı, 48inci dakikada..
DıNAMO Kiev öyle bir takım ki riskli oynayıp alan bıraksanız cezayı kesebilirdi. Beşiktaş bu hatayı yapmadı ancak goller kornerlerden geldi. Taraftar takıma, takım taraftara yıllar sonra ilk kez negatif elektrik verdi. 1-0dan sonra bu çok net bir şekilde ortaya çıktı. Quaresmanın golüyle gelen 1-1 bile yeterli inancı enjekte edemedi nedense. Bir burukluk, tutukluk vardı anlamsızca. Sahadan tribüne ancak daha çok tribünden sahaya yansıyan.. Quaresma, Hilbert, Sivok ve Nobre iyi başladılar. Ancak kimse onlara uyum sağlamadı.
UKRAYNA KÂBUSUMUZ
iKiNCi gol de kornerden geldi. ilginçtir 2 golde de kafayı vuran Shevchenkoydu ilkinde indirdi, ikincisinde attı...Ve 2 golde de Shevayı kaçıran Hilbertti. ikinci golden sonra taraftar maçı bıraktı ve turdan ümidi kesti.. Dolayısıyla takım da..
Guti ilk kez bu kadar kötü oynadı, ismail ikinci yarı demoralize olup oyundan koptu. Aurelio pasif kaldı.
Bobonun ve Gutinin gollük vuruşlarında Shovkovskiy kalesinde devleşirken gole izin vermedi. Tur zaten gitmişti. Bir beraberlik umut getirecekti. O da olmadı.
üZüCü olan 1-2 oyuncu hariç takımın teslimiyet duygusuyla hareket etmesiydi. Farklı skoru getiren bu teslimiyet oldu. Ne tibündekiler ne de sahadakiler direnmedi. isyan etmedi. Bir de şöyle bir gerçek var. Ukrayna takımları kâbusumuz. Lucescu döneminde Beşiktaşın atladığı tur hariç hiçbir takımımız Ukrayna temsilcilerine karşı başarılı olamadı. Ukraynada 2.5 aydır liglerin tatil olması ise demek ki bir avantaj değilmiş. Gerek Shakhtar gerek Dinamo Kiev, aldıkları sonuçlarla bunu yalanladı. Ukraynada oynanan futbolun bile kalitesi ülkemizin üstünde.. Bu da yüzleşmemiz gereken bir diğer gerçek.
Sorular ve sorunlar
BU maçın ardından ortaya çıkan sorular var. Beşiktaş bundan sonra toparlanabilir mi? çok zor görünüyor. Bernd Schuster gitmeli mi? Schuster giderse kadrodaki yıldızlar da gider mi? Kovduğu futbolcuyla basın toplantısına çıkıp kendisine övgüler yağdıran başkan bu krizi yönetebilir mi? Zor her şeyin cevabı çok zor..
Yeniden birlik ve beraberlik için pazar günü oynanacak F.Bahçe derbisi bir şans. O maç da kaybedilirse ne toz kalır ne de duman...
---------------spoiler---------------
istersen fb'ye on at schuster! güle güle.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?