kaptırdığı topun peşinden deli gibi koşan futbolcu yerine , topu koşturan ve kaptırmayan futbolcuların varlığının önemini ortaya koymak lazım.Mücadele kısmı doğru ama burda da orantılı kıyaslama yapmak lazım takımın ön liberosu ile atıyorum forvetinden aynı mücadeleyi beklemkte saflık olur açıkça.
ama onlar koşuyor
beşiktaş için gerçekten önemli olan konu. zira yıldız diye bize kakaladıkları oyuncular sezonda 3 gol atınca, geriye skoru değiştirmek için sadece koşmak kalıyor. he bir de skora etki etmese de, yapılan çalımlar falan var.
(bkz: ama o çalım atıyor)
(bkz: ama o çalım atıyor)
futbolun sadece bir yönünü becerebilen futbolcular için kullanılan söz. ama futbol artık çift yönlü. hem koşmak,mücadele etmek hem de topu iyi kullanabilmek gerekiyor modern futbolda iyi bir futbolcu olabilmek için. ne sadece koşmak para ediyor artık ne de sadece yetenekli olmak.
bugün dünyanın en yetenekli futbolcularına bakın, hepsi köpek gibi koşuyor. o sebeple ne yetenek tek başına kafi ne de sadece koşmak.
not: bu laflardan "quaresma koşmuyor siktir edelim gitsin" anlamı çıkaracak aynştaynlar elbet olacaktır. ama olayın aslı öyle değil. ben sadece quaresma'nın ilk geldiği dönemdeki hırsını ve en azından kaptırdığı topun peşinden koşma özelliğini geri istiyorum. ama kendisi beşiktaş'ı kafasında bitirmişse o ayrı.
bugün dünyanın en yetenekli futbolcularına bakın, hepsi köpek gibi koşuyor. o sebeple ne yetenek tek başına kafi ne de sadece koşmak.
not: bu laflardan "quaresma koşmuyor siktir edelim gitsin" anlamı çıkaracak aynştaynlar elbet olacaktır. ama olayın aslı öyle değil. ben sadece quaresma'nın ilk geldiği dönemdeki hırsını ve en azından kaptırdığı topun peşinden koşma özelliğini geri istiyorum. ama kendisi beşiktaş'ı kafasında bitirmişse o ayrı.
koşmanın değil mücadelenin önemsendiğini anlamayanların vardığı sonuçtur.
aklıma les ferdinand'ın bir röportajını getiren tümce.
du paylaşayım da, herkesin gözü gönlü açılsın.
---------------alıntı---------------
Kötü oynayıp da kaybettiğimiz bir maç gecesiydi. Taraftarlarımız bizden önce tesislere gelmiş ve bir hayli de öfkelilerdi. Takım arkadaşlarım tesislerden çıkmıyor taraftarla göz göze gelmek istemiyorlardı sanki. Ben ise eşyalarımı toplayıp arabama doğru hareketlendim. Bana gitme, bekle dediler ama dinlemedim. Kafamı öne eğip hızlıca arabama doğru giderken anlamadığım bir dilde ve öfkeli seslerle bana bir şeyler söylediklerini fark ettim.
Söylenenleri anlamadığımdan dönüp cevap veremedim. Sanırım bu onları daha da öfkelendirdi. Sonra üzerime koşanları görünce korktum ve arabayı bırakıp ben de koşmaya başladım. Beşiktaş semtine kadar ben önde, onlar arkamda 20 dakika boyunca durmadan koştuk.
Eve geldiğimde nefes nefeseydim.
Sonra düşündüm ve onlara hak verdim. Maçta bunun yarısı kadar koşmuş olsaydım, o maçı kesinlikle kazanırdık dedim. Bana koşmayı Beşiktaş taraftarı öğretti bunun için onlara minnettarım.
Les Ferdinand
---------------alıntı---------------
https://twitter.com/#!/sehr_i/status/178390076227715072/photo/1
du paylaşayım da, herkesin gözü gönlü açılsın.
---------------alıntı---------------
Kötü oynayıp da kaybettiğimiz bir maç gecesiydi. Taraftarlarımız bizden önce tesislere gelmiş ve bir hayli de öfkelilerdi. Takım arkadaşlarım tesislerden çıkmıyor taraftarla göz göze gelmek istemiyorlardı sanki. Ben ise eşyalarımı toplayıp arabama doğru hareketlendim. Bana gitme, bekle dediler ama dinlemedim. Kafamı öne eğip hızlıca arabama doğru giderken anlamadığım bir dilde ve öfkeli seslerle bana bir şeyler söylediklerini fark ettim.
Söylenenleri anlamadığımdan dönüp cevap veremedim. Sanırım bu onları daha da öfkelendirdi. Sonra üzerime koşanları görünce korktum ve arabayı bırakıp ben de koşmaya başladım. Beşiktaş semtine kadar ben önde, onlar arkamda 20 dakika boyunca durmadan koştuk.
Eve geldiğimde nefes nefeseydim.
Sonra düşündüm ve onlara hak verdim. Maçta bunun yarısı kadar koşmuş olsaydım, o maçı kesinlikle kazanırdık dedim. Bana koşmayı Beşiktaş taraftarı öğretti bunun için onlara minnettarım.
Les Ferdinand
---------------alıntı---------------
https://twitter.com/#!/sehr_i/status/178390076227715072/photo/1
beşiktaş taraftarının en büyük hastalığı... yıllardır takoz, kazma, 8-9 sene beşiktaş forması giyipte orta açamayan, adam geçemeyen, iki şut çekemeyen, bir adım gelişme çabası göstermeyen, kuru kuru koşan oyuncuları izlememizin baş sebebi düşünce... galatasaray'da bile bu türe örnek olarak sadece sabri sarıoğlu kalmışken, daha uzun yıllar beşiktaş taraftarı olarak bizleri kanser edecek lanet...
bu durum beşiktaş'ta öylesine bir kanser halini almıştır ki; artık 8-9 sene beşiktaş forması giyip kendini geliştirmeyen, üç orta açamamış, 4 gol atamamış, iki adam geçemeyen adamları arlanmazca bağrımıza basar olduk... onlara komik lakaplar takıp güya bağrımıza basarak boktanlığa, sıradanlığa, kalitesizliğe, yeteneksizliğe, gelişime kapalılığa, tembelliğe övgüler düzer olduk...
- böyle hata mı olur ya! ayıp artık ya! bir adım ilerle be oğlum!
- "ha! o mu? o koşuyor hocam ama ya!"
adam en önemli avrupa maçında orta sahada rakibe asist yapıp, ardı sıra boş boş, amaçsızca kalenin içine kadar koşuyor, gol atan adamı izliyor;
bir diğeri birbirinin kopyası iki gol pozisyonunda aynı adama iki kere eskortluk yapıyor...
koşuyor işte... nereye, ne için, ne amaçla koştuğunun önemi yok...
mesela ben de her akşam 1 saat koşuyorum bizim evin oradaki koşu yolunda...
10 sene beşiktaş'ta forma giyer 700 daire yaparım şerefsizim. "kalas cihan" diye de komik bir lakap takın bana, öyle sevin, razıyım... koşarım vallahi, iyi koşarım...
bu durum beşiktaş'ta öylesine bir kanser halini almıştır ki; artık 8-9 sene beşiktaş forması giyip kendini geliştirmeyen, üç orta açamamış, 4 gol atamamış, iki adam geçemeyen adamları arlanmazca bağrımıza basar olduk... onlara komik lakaplar takıp güya bağrımıza basarak boktanlığa, sıradanlığa, kalitesizliğe, yeteneksizliğe, gelişime kapalılığa, tembelliğe övgüler düzer olduk...
- böyle hata mı olur ya! ayıp artık ya! bir adım ilerle be oğlum!
- "ha! o mu? o koşuyor hocam ama ya!"
adam en önemli avrupa maçında orta sahada rakibe asist yapıp, ardı sıra boş boş, amaçsızca kalenin içine kadar koşuyor, gol atan adamı izliyor;
bir diğeri birbirinin kopyası iki gol pozisyonunda aynı adama iki kere eskortluk yapıyor...
koşuyor işte... nereye, ne için, ne amaçla koştuğunun önemi yok...
mesela ben de her akşam 1 saat koşuyorum bizim evin oradaki koşu yolunda...
10 sene beşiktaş'ta forma giyer 700 daire yaparım şerefsizim. "kalas cihan" diye de komik bir lakap takın bana, öyle sevin, razıyım... koşarım vallahi, iyi koşarım...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?